Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, görme engelliliğin genellikle kalıtımsal ve doğuştan gelen hastalıklardan kaynaklandığını belirtti.
Haber Giriş Tarihi: 09.01.2025 05:30
Haber Güncellenme Tarihi: 08.01.2025 14:29
Kaynak:
DHA
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, ‘Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Elgin, açıklamasında, “Kuşkusuz engelli yaşam çok zor ve bunların en zorlarından biri de görme engelli yaşam. Kimi zaman doğuştan, kimi zaman ise sonradan oluşan bazı hastalıklar nedeniyle görme engeli meydana gelmektedir. Görme engeli, kişinin iyi gören gözünün 20/200 yani 10’da 1 ve altında görmesi demektir. Toplumda yüzde 6 ila 7 oranında görülmektedir. Kişiler doğdukları andan itibaren etrafı gözlemlerler ve pek çok bilgiyi, beceriyi ve davranışı görme yetisiyle elde ederler. Dolayısıyla görme engelli bireylerin bilişsel, sosyal anlamda gelişmelerinde de çok büyük zorluklar yaşaması kaçınılmaz bir durum oluyor. Kuşkusuz bu bireyler toplumda çok büyük zorluklarla karşı karşıya geliyorlar ve bu çocukluklarından itibaren başlıyor. Evde yaşamları zor oluyor. Belki de en önemlisi okulda yaşam çok zor olabiliyor. Bu çocuklarımızın çoğu normal sınıflarda normal eğitim alamıyorlar. Bizim eğitim sistemimizde görme duyusu çok çok önemli. Görme engelli çocuklarımızın görme dışındaki duyularıyla eğitim almaları gerekmektedir. Bundan dolayı özel sınıflarda hatta özel okullarda eğitim almaktadırlar. Ama bunu sağlayamayan çocuklarımız eğitim almakta zorlandıkça giderek kendilerini izole ediyorlar. Diğer çocuklarla ve toplumla iletişimleri maalesef kalmıyor. Benzer zorluklar iş hayatında da yaşanıyor. Yeterince verimli çalışamıyorlar. Eğer kendilerine uygun bir iş dalı değilse işsiz kalabiliyorlar. Maddi ve manevi olarak başkalarına bağımlı olabiliyorlar. Bu da gerçekten kendilerine çok büyük bir yük oluyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Elgin, sözlerine şöyle devam etti:
“Çoğu görme engelli birey kalıtımsal, doğuştan hastalıklar sebebiyle görme engelli hale gelmektedir. Bunların çoğu da kalıcı hastalıklar olduğu için bu durumla mücadele gerçekten çok önemlidir. Akraba evlilikleri çok önemli bir etkendir. Dolayısıyla akraba evliliklerinin önlenmesi ya da ailelere genetik danışmanlık verilmesi çok çok önemlidir. Benzer şekilde, hamile bireyin geçirdiği çeşitli enfeksiyonlar, kan uyuşmazlığı ya da prematür doğumlar, son yıllarda çoklu gebeliklerin artmasıyla prematür doğumlar da arttı. Bu çocuklar çok ciddi görme engelli adaylarıdır. Bu hastalıkların erken teşhis edilmesi, erken tedavisi görme engelini büyük oranda önlüyor. Bir de sonradan edinilmiş bazı durumlar var. Bunların önemli bir kısmı kazalardır. İş kazaları ve trafik kazaları konusunda gerekli önlemlerin alınması, görme engelli bireylerin oluşumuna engel olacaktır. Bazı edinsel hastalıklar, şeker hastalığı yani diyabet, glokom ya da yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, özellikle ileri yaşlarda çok önemli görme engeli riski teşkil etmektedir. Bu hastalıkların kesinlikle erken teşhisle, erken tedaviyle önlenebilir olduğunun altını çizmek istiyorum.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, görme engelliliğin genellikle kalıtımsal ve doğuştan gelen hastalıklardan kaynaklandığını belirtti.
Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, ‘Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Elgin, açıklamasında, “Kuşkusuz engelli yaşam çok zor ve bunların en zorlarından biri de görme engelli yaşam. Kimi zaman doğuştan, kimi zaman ise sonradan oluşan bazı hastalıklar nedeniyle görme engeli meydana gelmektedir. Görme engeli, kişinin iyi gören gözünün 20/200 yani 10’da 1 ve altında görmesi demektir. Toplumda yüzde 6 ila 7 oranında görülmektedir. Kişiler doğdukları andan itibaren etrafı gözlemlerler ve pek çok bilgiyi, beceriyi ve davranışı görme yetisiyle elde ederler. Dolayısıyla görme engelli bireylerin bilişsel, sosyal anlamda gelişmelerinde de çok büyük zorluklar yaşaması kaçınılmaz bir durum oluyor. Kuşkusuz bu bireyler toplumda çok büyük zorluklarla karşı karşıya geliyorlar ve bu çocukluklarından itibaren başlıyor. Evde yaşamları zor oluyor. Belki de en önemlisi okulda yaşam çok zor olabiliyor. Bu çocuklarımızın çoğu normal sınıflarda normal eğitim alamıyorlar. Bizim eğitim sistemimizde görme duyusu çok çok önemli. Görme engelli çocuklarımızın görme dışındaki duyularıyla eğitim almaları gerekmektedir. Bundan dolayı özel sınıflarda hatta özel okullarda eğitim almaktadırlar. Ama bunu sağlayamayan çocuklarımız eğitim almakta zorlandıkça giderek kendilerini izole ediyorlar. Diğer çocuklarla ve toplumla iletişimleri maalesef kalmıyor. Benzer zorluklar iş hayatında da yaşanıyor. Yeterince verimli çalışamıyorlar. Eğer kendilerine uygun bir iş dalı değilse işsiz kalabiliyorlar. Maddi ve manevi olarak başkalarına bağımlı olabiliyorlar. Bu da gerçekten kendilerine çok büyük bir yük oluyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Elgin, sözlerine şöyle devam etti:
“Çoğu görme engelli birey kalıtımsal, doğuştan hastalıklar sebebiyle görme engelli hale gelmektedir. Bunların çoğu da kalıcı hastalıklar olduğu için bu durumla mücadele gerçekten çok önemlidir. Akraba evlilikleri çok önemli bir etkendir. Dolayısıyla akraba evliliklerinin önlenmesi ya da ailelere genetik danışmanlık verilmesi çok çok önemlidir. Benzer şekilde, hamile bireyin geçirdiği çeşitli enfeksiyonlar, kan uyuşmazlığı ya da prematür doğumlar, son yıllarda çoklu gebeliklerin artmasıyla prematür doğumlar da arttı. Bu çocuklar çok ciddi görme engelli adaylarıdır. Bu hastalıkların erken teşhis edilmesi, erken tedavisi görme engelini büyük oranda önlüyor. Bir de sonradan edinilmiş bazı durumlar var. Bunların önemli bir kısmı kazalardır. İş kazaları ve trafik kazaları konusunda gerekli önlemlerin alınması, görme engelli bireylerin oluşumuna engel olacaktır. Bazı edinsel hastalıklar, şeker hastalığı yani diyabet, glokom ya da yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, özellikle ileri yaşlarda çok önemli görme engeli riski teşkil etmektedir. Bu hastalıkların kesinlikle erken teşhisle, erken tedaviyle önlenebilir olduğunun altını çizmek istiyorum.”
Kaynak: DHA
İzmir'de feci kaza: Tırın çarptığı 2 kadın hayatını kaybetti
Kızılay ile üniversite hastaneleri arasında kan uyuşmazlığı
Survivor’da eleme düellosu: Kim elendi? Melih mi, Kaan mı?
20 0cak 2025 Televizyonda Ne Var? 20 Ocak 2025 Yayın Akışı...
Acun Ilıcalı’dan yabancı VAR hakemi açıklaması
İzmir’de okullarda uyuşturucu tehdidi
ÇED’siz gemi sökümüne izin vermeyeceğiz
Şehit Fethi Sekin’in adı Menderes’te yaşayacak
İzmir İleri Yaşta Dijital Eşitlik Sempozyumu’nda buluştu
Kemalpaşa’da bağımlılıkla mücadele atağı
Son Girilen Haberler
Ayşe Barım soruşturmasında yeni gelişme: Ünlü oyuncu Deniz Işın ifadeye çağrıldı
Ayşe Barım soruşturması kapsamında Serenay Sarıkaya'nın ardından ünlü oyuncu Deniz Işın da ifadeye çağrıldı
İzmir'de kaçak kazı yaparken orman yangını çıkardığı öne sürülen sanıkların yargılanmasına başlandı
İzmir'in Karşıyaka ilçesinde Yamanlar Dağı'ndaki ormanlık alanda tarihi eser bulmak için kaçak kazı yaparken yangın çıkaran sanıkların, "kültür varlıkları bulmak amacıyla izinsiz olarak kazı veya sondaj yapmak" ve "taksirle orman yangını çıkarmak" suçlamasıyla yargılanmasına başlandı
Mahalle sakinlerinden kirli su isyanı: Biz bunu yıllardır çekiyoruz
İstanbul Beyoğlu’nda dere yolundan akan kirli su ve kötü koku, vatandaşın tepkisine neden oldu.