ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Koronavirüs salgını Omicron varyantının etkisiyle dünyaya ve Türkiye’ye zor günler yaşatmaya devam ediyor. Ülkede vaka sayısı zirveyi 16 Nisan 2021’de, 63 bin 82 ile görmüştü. 6 Ocak’ta ise 68 bin 413 testin sonucu pozitif çıktı. Salgının gidişatını değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, önlemlerin yetersiz olduğunu vurguladı. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaların Omicron varyantını önemsizleştirdiğini kaydeden Çamlı, mevcut tabloda yayılımın önüne geçebilmek için yapılması gerekenleri sıraladı. Hastanelerin doluluk oranlarında artış yaşanmaya başladığını da sözlerine ekleyen Çamlı, “Aşılama yetmez ek tedbirler alınmalı” diye konuştu.

REHAVETE YOL AÇMAMALI ÇÜNKÜ...

Türkiye ve dünyada varyantın etkisiyle giderek artan vaka sayılarına dikkat çeken Çamlı, “Daha da artacağı şeklinde bilim insanlarının görüşleri var. Aslında bu beklenmedik, sürpriz bir durum da değildi. Haftalar öncesinden gerek DSÖ, gerekse bilim insanları Omicron varyantının hızlı bulaştırıcılığını göz önüne aldıklarında daha önceki varyantlarla mukayese olmayacak şekilde bir vaka artışı olacağını ve hatta bu artışın sağlık sistemini de sıkıntıya sokabilecek boyutlara ulaşabileceği gibi uyarılarda bulunmuş ve tedbir almaya davet etmişlerdi. Nitekim Avrupa’da vaka artışları görünmesi üzerine birçok ülkede kaldırılmış olan tedbirler geri getirildi ya da yeni tedbirler ilave edilerek Omicron varyantına karşı teyakkuza geçildi. Ülkemizde böyle bir uygulamanın yapılmadığını, ek bir tedbir alınmasına gerek olmadığının açıklandığını duyuyoruz. Tek açıklama üçüncü doz ya da hatırlatma doz aşılarınızı olun şeklinde. Şu an 3.doz hatırlatma aşısını olan vatandaş oranımız ise yüzde 25 düzeyinde. Omicron varyantını Delta varyantına göre daha hafif geçtiği, dolayısıyla hastaneye yatış ya da yoğun bakıma yatış oranlarının daha düşük olduğunun ısrarla belirtilmesi aslında bir rehavete yol açmamalı. Çünkü nasıl bir seyir izleyeceği konusunda henüz çok net verilere sahip değiliz” dedi.

SAĞLIK SİSTEMİNİ SIKINTIYA SOKABİLİR

Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaların Omicron varyantını önemsizleştirdiğinin altını çizen Çamlı, “Tüm dünyanın tedirginlik duyduğu ve kaygıyla izlediği enfeksiyona karşı hastaneye yatış ya da vefat oranları çok düşük diyerek ek bir tedbir almaya da o yüzden gerek yok gibi bir açıklama içinde. Oysa bu çok doğru bir yaklaşım değil. Tüm dünya bu kadar tedbir alırken, sosyal etkinliklerini ertelerken, kafeleri ve restoranları kapatırken ya da kapalı mekanlara giriş çıkışlar için mutlaka PCR testleri isterken, bizde bu tür ek tedbirlerin çok düşünülmemesi ama buna karşı yaklaşık 15 gün içinde neredeyse 4 katına yaklaşan bir vaka artışı var. Birkaç hafta içerisinde 100 bin bandına aşabileceğine yönelik öngörüler var. Bu bağlamda hastaneye yatış ve yoğun bakım ihtiyaç oranı Delta’ya göre daha düşük olsa bile sağlık sistemini sıkıntıya sokabilecek bir düzeye ulaşabilir. Birtakım düzenlemelerin yapılmama gerekçesini çok anlayabilmiş değiliz. Oysa İzmir Tabip Odası, 2 hafta önce olabilecek en kötü tablo hesaba katılarak bir tedbir paketinin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Ama önerilerimizin çok ciddiye alınmadığını ve ‘ben bilirim’ anlayışıyla sürecin yönetildiğini görüyoruz. Böyle bir pandemide tek başına aşılamanın yeterli olamayabileceği, mutlaka gerek koruma tedbirleri gerekse toplumsal alanda mutlaka birtakım düzenlemelerin hayata geçmesi gerektiği ve geç kalınan her süreçte pandemi kontrolünün çok daha zorlaşacağını akıldan çıkarmayalım” ifadelerini kullandı.

KURALLAR KONULUYOR AMA DENETLENMİYOR

“Kapanma gelmeli mi?” sorusuna yanıt veren Çamlı, şunları söyledi: “Ne yazık ki önceki kapanma deneyimlerimiz çok hoş değil. Çünkü fabrikalarda, işyerlerinde çalışma devam ederken, biz insanlara sokağa çıkmayı yasaklıyoruz. Dışarı çıkmakta, açık havada olmakta pandemiyi arttıran bir risk yok. Ancak kontrolsüz kalabalıklarda sorun var. Örneğin; parklarda, bahçelerde ya da fiziksel mesafeye dikkat edilerek yapılan etkinlikler sorun değil ama kapalı alanlardaki etkinlikler, havalanması iyi olmayan mekanlardaki çalışmalar çok önemli. Keza kapalı alanlarda maske ve fiziksel mesafeye dikkat edilememesi ciddi sıkıntılara yol açıyor. Futbol müsabakalarından tutun da düğün organizasyonlarına kadar birçok sosyal etkinliği şu süreçlerde ertelenebilmesi mümkünse ertelenmesi, vaka sayılarının düştüğü bir dönemde yapılması çok daha uygun olabilir toplum sağlığı açısından. Burada en çok dikkat edilmesi gereken iki nokta, kapalı alanların kontrol edilmesi, insanların kapalı alanlardan uzak durmasını sağlayacak birtakım düzenlemeler getirilmesi, eğer kapalı alan zorunluluğu varsa bunun da çok iyi havalanması sağlanmalı. Burada da maske ve fiziksel mesafeye çok ciddi bir şekilde uyulmalı. Kurallar konuluyor ama bunun uygulanıp uygulanmadığının bir denetimi yok. Baktığımız zaman birçok yerde maske ve fiziksel mesafe kuralı yaptırımı var ama bir yaptırımı olmadığı için pek uyulmayabiliyor. Uyulmamasında iki temel faktör var: birincisi iyi yönetilmeyen, uzamış bir pandeminin toplum üzerindeki bıktırıcı etkisi. Dolayısıyla pandeminin uzamasından, iyi yönetilememesinden vatandaşlar yoruldular. İkincisi de zaman zaman yanlış anlaşılmalara da yol açan, rehavete sebep olabilen açıklamalar. Bunlar da pandemi bitti ya da Omicron çok ağır bir hastalık değil gibi gerekçelerle korunma tedbirlerine yeterince uyulmadığını ama bunun da bir kontrolünün olmadığını görüyoruz.”

TOPLU TAŞIMA SAYISI ARTMALI

Toplu taşıma araçlarındaki kalabalığı önlemek için tedbirler alınması gerektiğinin altını çizen Çamlı, “Ayrıca topluma taşımaya yönelik düzenlemeler de yapılamıyor. Hala tıka basa dolu olduğunu görüyoruz. Çok basit bir şekilde mesainin kademelendirilmesi, esnek mesaiye geçilmesi, mesai saatlerinde toplu taşıma sayısının arttırılması gibi tedbirler toplu taşımaya olan talebi düşürecektir. Bu yönde bir çabanın da yeteri kadar hayata geçmediğini görüyoruz” dedi.

YENİ SERVİSLER AÇILMAYA BAŞLANDI

“Kısacası salgın ülkemizde doğal sürecine bırakıldı gibi” diyen Çamlı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada ülkeler çok ciddi tedbirleri hayata geçirirken, ek bir tedbir düşünmüyoruz deniliyor ama bir yandan da vakalar her gün artmaya devam ediyor. Salgın doğal gidişatına bırakılınca acaba sürü bağışıklığına mı gidildi gibi bir düşünceye kapılmamak mümkün değil. Hastaneye yatışlarda bir yoğunluk var. 2021 yılı Nisan-Mayıs aylarındaki gibi yoğun bakımlarda ve Kovid-19 yataklarında bir kilitlenme, bir sağlık sisteminin sıkıntısı henüz yoksa da eskiye nazaran doluluk oranlarında bir artış var. Giderek yeni servisler açılmaya başlanıyor.”