Krep, kaşarlı kanepe ve kalem böreği… Bunlar bir özel anaokulunun beslenme listesine eklediği gıdalar. Yeterli ve sağlıklı beslenme problemi özel anaokullarına da sıçrarken, derin yoksulluk orta sınıfı da düşündürmeye başladı
Haber Giriş Tarihi: 02.12.2022 06:45
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER
Derinleşen yoksulluk karşısında en kırılgan grup olarak tanımlanan çocukların, sağlıklı ve yeterli beslenemedikleri için gelişimlerini tamamlayamadıkları her fırsatta vurgulanan bir konu. Kamu kurumlarında oluşan bu vahim tabloya artık özel anaokullarında da rastlanıyor. Çocuklarının 1 haftalık beslenme listesini gazetemiz ile paylaşan veliler, “Her gün kuruyemiş, her gün meyve isteniyor. Bunu karşılayamıyoruz” siteminde bulunurken, eğitim alanında çalışmalar sürdüren yetkililer ise “Türkiye’de yoksulluk artık sadece alt kesim denilen insanlarla sınırlı değil, orta sınıfı da yok eden bir durum. Özel anaokullarına çocuğunu gönderenlerin de çoğu orta sınıf bireyler… Orada bile bunlar konuşuluyorsa her fırsatta gündeme getirdiğimiz ekonomik sıkıntı çok daha büyük demektir” dedi.
KARANLIK TABLO
Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal’ın konuya ilişkin görüşlerine yer verdik. “Hem okul öncesinde hem de ilköğretimde öğrencilerin beslenmesinde ciddi sorunlar yaşanıyor” diyerek sözlerine başlayan Vardal, şunları ekledi: “Yaşadığımız bir ekonomik kriz var. Alım gücünün düştüğü, yoksullaştığımız bir süreç yaşıyoruz. Doğal olarak bu öğrencilerimizin öğünlerine de yansıyor. Okul öncesi kurumlarında, anasınıflarında öğrenciler için beslenmeye dönük talep edilen gıda ürünlerinin karşılanabilmesi ailelerin bütçesiyle ilgili bir durum. Ülkedeki açlık sınırının altında ücret alan çalışanların büyük bir kısmı asgari ücrete boyun eğiyor. Beslenmeye ilişkin gıda ürünlerini her gün temin edebilmek güç hale geldi. Devletin esasen bu öğrencilere destek sağlaması gerekiyor. Bugün muzun kilosunun 20 lira olduğu bir süreçte velilerin bunu her gün karşılamak zorunda kalması olanaksız. Öğrencilerin çoğu neredeyse öğle yemeği yemiyor. Yiyebilenler ise bir simitle, bir tost ile günü geçiştirmeye çalışıyorlar.”
Vardal, son olarak, “Eskiden kantinlerin önünde sıralar oluyordu. Şimdi kantinlerin önünde o eski sıraları bulmak mümkün değil. Özel anasınıflarında dahi yaşanan beslenme problemi, yaşadığımız sorunun ne denli derinleştiğini gösteriyor. Özel anaokullarına çocuklarını gönderen veliler, ekonomik olarak bir tık daha iyi durumda olan kişiler. Onlar dahi öğrencilerin beslenme ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa durum vahim. Karanlık tabloyu buradan görebiliriz” dedi.
ÜÇ YAŞINDAKİ BEBELER…
Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat ise “Türkiye’de yoksulluk artık sadece alt kesim denilen insanlarla sınırlı değil, orta sınıfı da yok eden bir durum” diyerek, şu açıklamayı yaptı: “Özel anaokullarına çocuğunu gönderenlerin de çoğu orta sınıf bireyler. Zihni emeğiyle geçinen insanların ‘çocuğum daha iyi bir eğitim alsın’ diye gönderdikleri yerler. Orada bile bunlar konuşuluyorsa, orta kesime dahi bu durum sıçradıysa her fırsatta gündeme getirdiğimiz ekonomik sıkıntı çok çok daha büyük demektir. Yoksulluk dediğimiz şeyin kendisi kaba bir tanımla yapılıyor, deniliyor ki ‘asgari ücret ile çalışan insanlar yoksuldur.’ Bu ülkedeki fakirlik seviyesi 25 bin liraya ulaştı. Devletin kendi rakamları bunlar. Özel anaokullarına çocuklarını gönderenler ve okul yönetimi ise iki şeyden kaçmaya başladı. Ulaşım, lojistik, beslenmeyi incelterek, yumuşatarak karlılıklarını arttırmaya çalışıyorlar. Bir de öğretmen kalitesinden. Üç yaşındaki bebeler, ‘usta öğretici’ olarak nitelendirilen ancak öğretmen vasfı olmayan, liselerden mezun olan kişilere emanet ediliyor. Kar hırsıyla daha fazla para kazanmak, kendi kurumlarını ayakta tutmak için kaçabilecekleri, kısabilecekleri bütün kalemlerden kısmaya çalışıyorlar. Mesela servis hostesi kullanmıyorlar. Yemeklerde çıkarmaları gereken belli bir protein miktarı var, onları yapmıyorlar. Diyetisyenlerin programı hazırlaması gerekirken elbette ki yapmıyorlar. Bu sürecin mağduru ise büyüme çağındaki çocuklar oluyor. Kaynakların kötü kullanımı ya da karlılık hırsı yüzünden çocuklarımızın zihinsel ve bedensel gelişimiyle oynuyorlar.”
ÜSTESİNDEN GELEMİYORUM
Çocuğunu özel bir anaokuluna gönderen veli ise “Krep, kaşarlı kanepe, kalem böreği gibi şeyler isteniyor. Hayatımda hiç yemediğim ya da 1-2 kez yediğim şeyler. Listeyi sizinle de paylaştım. Her gün kuruyemiş, her gün meyve isteniyor. Üstesinden gelemiyorum gerçekten. Onların verdiği listenin dışına çıkınca da kızım arkadaşları arasında kendini kötü hissediyor. Öğrenciler arasında bir dışlanma oluyor. Devletin sesimizi duyması lazım” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Krep, kaşarlı kanepe ve kalem böreği… Bunlar bir özel anaokulunun beslenme listesine eklediği gıdalar. Yeterli ve sağlıklı beslenme problemi özel anaokullarına da sıçrarken, derin yoksulluk orta sınıfı da düşündürmeye başladı
SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER
Derinleşen yoksulluk karşısında en kırılgan grup olarak tanımlanan çocukların, sağlıklı ve yeterli beslenemedikleri için gelişimlerini tamamlayamadıkları her fırsatta vurgulanan bir konu. Kamu kurumlarında oluşan bu vahim tabloya artık özel anaokullarında da rastlanıyor. Çocuklarının 1 haftalık beslenme listesini gazetemiz ile paylaşan veliler, “Her gün kuruyemiş, her gün meyve isteniyor. Bunu karşılayamıyoruz” siteminde bulunurken, eğitim alanında çalışmalar sürdüren yetkililer ise “Türkiye’de yoksulluk artık sadece alt kesim denilen insanlarla sınırlı değil, orta sınıfı da yok eden bir durum. Özel anaokullarına çocuğunu gönderenlerin de çoğu orta sınıf bireyler… Orada bile bunlar konuşuluyorsa her fırsatta gündeme getirdiğimiz ekonomik sıkıntı çok daha büyük demektir” dedi.
KARANLIK TABLO
Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal’ın konuya ilişkin görüşlerine yer verdik. “Hem okul öncesinde hem de ilköğretimde öğrencilerin beslenmesinde ciddi sorunlar yaşanıyor” diyerek sözlerine başlayan Vardal, şunları ekledi: “Yaşadığımız bir ekonomik kriz var. Alım gücünün düştüğü, yoksullaştığımız bir süreç yaşıyoruz. Doğal olarak bu öğrencilerimizin öğünlerine de yansıyor. Okul öncesi kurumlarında, anasınıflarında öğrenciler için beslenmeye dönük talep edilen gıda ürünlerinin karşılanabilmesi ailelerin bütçesiyle ilgili bir durum. Ülkedeki açlık sınırının altında ücret alan çalışanların büyük bir kısmı asgari ücrete boyun eğiyor. Beslenmeye ilişkin gıda ürünlerini her gün temin edebilmek güç hale geldi. Devletin esasen bu öğrencilere destek sağlaması gerekiyor. Bugün muzun kilosunun 20 lira olduğu bir süreçte velilerin bunu her gün karşılamak zorunda kalması olanaksız. Öğrencilerin çoğu neredeyse öğle yemeği yemiyor. Yiyebilenler ise bir simitle, bir tost ile günü geçiştirmeye çalışıyorlar.”
Vardal, son olarak, “Eskiden kantinlerin önünde sıralar oluyordu. Şimdi kantinlerin önünde o eski sıraları bulmak mümkün değil. Özel anasınıflarında dahi yaşanan beslenme problemi, yaşadığımız sorunun ne denli derinleştiğini gösteriyor. Özel anaokullarına çocuklarını gönderen veliler, ekonomik olarak bir tık daha iyi durumda olan kişiler. Onlar dahi öğrencilerin beslenme ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa durum vahim. Karanlık tabloyu buradan görebiliriz” dedi.
ÜÇ YAŞINDAKİ BEBELER…
Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat ise “Türkiye’de yoksulluk artık sadece alt kesim denilen insanlarla sınırlı değil, orta sınıfı da yok eden bir durum” diyerek, şu açıklamayı yaptı: “Özel anaokullarına çocuğunu gönderenlerin de çoğu orta sınıf bireyler. Zihni emeğiyle geçinen insanların ‘çocuğum daha iyi bir eğitim alsın’ diye gönderdikleri yerler. Orada bile bunlar konuşuluyorsa, orta kesime dahi bu durum sıçradıysa her fırsatta gündeme getirdiğimiz ekonomik sıkıntı çok çok daha büyük demektir. Yoksulluk dediğimiz şeyin kendisi kaba bir tanımla yapılıyor, deniliyor ki ‘asgari ücret ile çalışan insanlar yoksuldur.’ Bu ülkedeki fakirlik seviyesi 25 bin liraya ulaştı. Devletin kendi rakamları bunlar. Özel anaokullarına çocuklarını gönderenler ve okul yönetimi ise iki şeyden kaçmaya başladı. Ulaşım, lojistik, beslenmeyi incelterek, yumuşatarak karlılıklarını arttırmaya çalışıyorlar. Bir de öğretmen kalitesinden. Üç yaşındaki bebeler, ‘usta öğretici’ olarak nitelendirilen ancak öğretmen vasfı olmayan, liselerden mezun olan kişilere emanet ediliyor. Kar hırsıyla daha fazla para kazanmak, kendi kurumlarını ayakta tutmak için kaçabilecekleri, kısabilecekleri bütün kalemlerden kısmaya çalışıyorlar. Mesela servis hostesi kullanmıyorlar. Yemeklerde çıkarmaları gereken belli bir protein miktarı var, onları yapmıyorlar. Diyetisyenlerin programı hazırlaması gerekirken elbette ki yapmıyorlar. Bu sürecin mağduru ise büyüme çağındaki çocuklar oluyor. Kaynakların kötü kullanımı ya da karlılık hırsı yüzünden çocuklarımızın zihinsel ve bedensel gelişimiyle oynuyorlar.”
ÜSTESİNDEN GELEMİYORUM
Çocuğunu özel bir anaokuluna gönderen veli ise “Krep, kaşarlı kanepe, kalem böreği gibi şeyler isteniyor. Hayatımda hiç yemediğim ya da 1-2 kez yediğim şeyler. Listeyi sizinle de paylaştım. Her gün kuruyemiş, her gün meyve isteniyor. Üstesinden gelemiyorum gerçekten. Onların verdiği listenin dışına çıkınca da kızım arkadaşları arasında kendini kötü hissediyor. Öğrenciler arasında bir dışlanma oluyor. Devletin sesimizi duyması lazım” dedi.
Son Girilen Haberler
TED Aliağa Koleji'nde işten çıkarma: Sendika ve veliler birlikte mücadele ediyor
İzmir'in Aliağa ilçesinde bulunan TED İzmir Aliağa Koleji'nde, kurumun maaş politikasına karşı tepkiler artıyor. Yaşadıkları stres, sıkıntı ve geçim kaygısı nedeniyle hasta olan 22 öğretmenden biri, okul yönetimi tarafından işten çıkarıldı. Öğretmenin raporunun "Fenni olarak uygun olmadığı" iddiasıyla gerekçelendirilen bu karar, sendika ve velilerin tepkisini çekti
DEÜ 6 proje ile Türkiye’nin zirvesinde yer aldı
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1001 – ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’na yapılan başvurular neticesinde destek almaya hak kazanan projeler belli oldu. Türkiye’nin saygın yükseköğretim kurumlarından birisi olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), 6 proje desteği ile Türkiye birincisi olarak önemli bir başarı elde etti
Kadro revizyonu devam ediyor: Tugay’dan iki yeni atama
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın kadro revizyonu çalışmaları devam ederken İZELMAN A.Ş. ve İZTARIM A.Ş.’ye yeni genel müdürler atandı.