TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Nüanslar ve Biz

Yazının Giriş Tarihi: 23.03.2023 05:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.03.2023 05:09
Nüanslar ve Biz

Nüans, esası bozmayan ince ayrıntı, küçük anlam veya ton farkı anlamına geliyor. Örneğin bir tiyatro oyuncusu, sözlerinin daha iyi anlaşılmasını, ellerini ve kollarını oynatmadan, sırf sesinin tonunu yükseltip alçaltarak sağlayabiliyorsa, sesine nüans vererek oynamış oluyor. Resim yaparken bir çam ağacının yeşilliğini türlü ton ve renk gölgeleriyle göstermek ustalık isteyen bir nüans tekniği sayılıyor. Diplomaside de böyle. Sözcüklerin “gölgesel” ayrımlarıyla oynayarak, çatışan çıkarların bir noktada buluşması ya da uzlaşması mümkün olabiliyor. İnsanoğlu sözcükleri bulduğu gibi zamanla onların nüanslarını da bulmuş. Ayrıntılar dünyasının zenginliğinden yararlanmış, nüanslar sayesinde kavgaları yatıştırmış. Örneğin karşıtlarının hamlelerine doğrudan “düşmanca” demek yerine, “dostlukla bağdaşmayan” gibi bir deyim kullanmayı tercih etmiş.

Nüanslara ulaşmanın yolu bir bakıma ayrıntılara hakim olmaktan geçiyor. Uygarlık geliştikçe ayrıntı sayısı daha da artmış, derinlere inildikçe kafaları kurcalayan ayrıntılar çoğaldıkça çoğalmış. Lakin uygar yaşamak isteyenler için bu hınzır ayrıntılarla birlikte yaşamak da zorunlu hale gelmiş. Böyle yaşamak isteyenler bir anda kendilerini fuzuli gibi görünen bir yığın kuralın içinde buluvermişler. Örnek mi? Elinde hafiften erimeye başlayan bir dondurma külahı varken bir antikacı mağazasına giren dostumuz hemen küçük bir uyarı yazısıyla karşılaşmış: “Lütfen dondurmayla girmeyiniz”. Bunun gibi ağaçlı çiçekli bir kaldırımda yürürken eğilip çiçeklerden birini koparmak isteyen ya da elindeki kağıt mendili kimse görmez diye yere atan dostumuzu bunaltacak bir incelik yaptırımı, uygar bir ülkede iseniz ensenizde bekliyordur. Başkaları için artık alışkanlık haline gelmiş kuralların nasıl yaratıldığının kıymetini bilen, oradan geçmekte olan bir teyze, dostumuza sevimsiz gelen bu ayrıntıyı hemen anımsatıverecektir.

Ayrıntılara boğulmak hiç iyi değil. Ama öyle dersek karşımıza hemen ünlü “Şeytan ayrıntıda gizlidir” sözü çıkıyor. Şeytanın kurduğu tuzaklar içinde boğulma tehlikesi yok değil, ama her işin püf noktasını bulup onun oyunlarından kurtulmak daha iyi değil mi? Zaten ayrıntı da nedense hep gizli saklı bir yerlerdedir. Onun için ayrıntıları şeytanla bir tutup hemen kötülemeyelim, zira bu sözü “Uygarlık ayrıntıda gizlidir” diye söyleyenler de var. Ormanda yürürken ağaçları değil ormanı görmek kuşkusuz önemli. Ama asıl orman zenginliği ağacın kendisiyle başlıyor. Tek bir ağacın cinsi, kökleri, göğe uzanan dalları, meyvesi hep ayrıntılardan oluşuyor. Ormana kişiliğini veren ise hep bu incelikler.

İşte burada ayrıntıyı gözden kaçıran bütünü de kaçırmış oluyor, zira uygar toplum demek bütünün farkında olan toplum demek. Sizi çiçek kopardığınız için uyaran teyze belki de o güzelim caddenin bir zamanlar savaşta bombalandığını görmüş, yıkıntılar içinde aylarca yokluk içinde yaşamış, sonra savaşın bittiğini görüp sevinmiş, harap olan mahallesinin temizlenmesi için soğuğa kara aldırmadan var gücüyle çalışmış, daha sonra yaşadığı yerler verdiği vergilerle güzelleşmiş, yeni çiçekler, yeni ağaçlar ekilmiş.

Ayrıntılara günlük yaşamda değer vererek ona göre davranmak da bir uygarlık belirtisi. Örneğin Japonlar kartvizitlerini takdim ederken ve muhataplarından kartvizit alırken önemli bir inceliğe dikkat ederler: kartviziti iki yanından, ellerinin baş ve işaret parmaklarının ucuyla hafifçe tutarak, küçük bir tepside kahve ikram eder gibi saygıyla karşı tarafa uzatırlar. Bu inceliğin nedeni nedir? Nedeni, kartvizitte kendi isminin yazılı olmasıdır; bir bakıma karşı tarafa tanıtılan, takdim edilen şey bizzat kendisidir. O anda kartvizitle kendisi bütünleşiyor. Japonlar karşı taraftan kartvizit alınca da hemen ceplerine atmazlar. Karşılarındaki kişiye değer verdiklerini göstermek için, karta kısaca göz gezdirirler. Bu sevimli ayrıntılar uygarlık belirtisi değil midir?

İncelikler çoğu zaman gizlidir de. İş onları bulabilmekte. Bilim ve akıl yolunu izlemek lazım demek çok kolay, ama akıl yolunda ilerlerken hayallere, mistik çarelere, kolaycılığa kapılmak da mümkün. Muğlaklıklar içinde gizlenmiş iflah olmaz ayrıntıları bulup çıkar makince işçilik istiyor. Sanatın güzellikleri de incelikleri keşfederek başlamıyor mu? Kolayına Azeri Türkleri bizim “Güzel sanatlar” dediğimiz kavrama “İnce sanatlar” dememişler.

Diplomaside kriz çözümünde çok kullanılan “yapıcı muğlaklık” yöntemi de ayrıntıların içinden sıyrılmanın bir yolu gibi görünürse de öyle değil; tam aksine, yapıcı muğlaklık meseleyi zor anlaşılır hale getirip, birçok ayrıntılı yoruma yol açacak, sözde “ortaklaşa kabul görebilen” bir tanımlama bulmak diye de açıklanabilir. Bir diplomatın “orta yol” adına bulacağı bir sözcük, uzlaşmazlığın taraflarını tatmin eder gibi görünür, ama bir de on yıl sonra o sözcükten nasıl bir kıyamet kopacağını düşünün! Bunun yaşanmış bir örneği, Kıbrıs’ta 2004 yılında halkoylamasına sunulan ünlü Annan Planıydı. İçinde türlü tuzaklar gizlenmiş Annan Planının son aşamalarına gelindiğinde, taraflar, üzerinde anlaşma olmayan noktaların Birleşmiş Milletler Genel Sekreterince belirlenmesini kabul etmişlerdi. Bunlar hayli tartışmalı, hatta ilerisi için riskler taşıyan hassas noktalardı. Allah’tan Plan kabul edilmedi de Kıbrıs Türkleri on yıllar sonra adada küçük bir azınlık durumuna düşmekten kurtuldular. Diplomatların becerisi bu geçici hilelerin yıllar sonra yol açacağı sorunları önceden görebilmekle de ölçülmez mi?

Nüanslara ince anlam farkları, renk ve ton farklarıdır demek çok kolay. Zor olan şey, birbirine çok benzeyen şeyler arasında bize konunun ayrıntısı gibi görünenleri güzelce farklı kümelere ayırmak ve en doğrusunu bulup çıkarmak. Hiçbir şey göründüğü kadar basit değil.

Hayat ayrıntılarla, nüanslarla dolu. Pek sevimli olmasalar da, akılla, bilimle, mantıkla ve sağduyuyla aralarına girip onların incelikleriyle yaşamak zorundayız.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.