Seçim takvimi belirlendi. Peşinden Cumhurbaşkanı aday adayları ve adayların açıklanması ve en nihayetinde Milletvekili aday adaylarının başvurusundan sonra da Siyasi partiler Milletvekili listelerini Yüksek Seçim Kuruluna teslim ettiler ve listeler açıkladı. Harika, her şey yolunda gidiyor. Yani prosedürler aynen işletiliyor. Ülkemizde demokrasi var. Elbette Milletvekili seçimleri olacak. Ama hani şu haberleri de her milletvekili seçimlerinde hep duyuyoruz ‘Listeler için sabahlara kadar görüşmeler oldu. Parti binasında hiç ışıklar sönmedi. Şu şununla liste için pazarlık yaptı. Şurada yemek yediler. Vb..” liste uzadıkça uzar. Biz yine bizlere sunulan adayları, yani bize dayatılan adayları seçeceğiz. Kimlerin dayattığı? Siyasi partilerin, şu parti diye ayırmamıza gerek yok. Hepsi aynı şekilde ellerinde bulunan sistemin verdiği gücü kullanıyorlar. Hepsini anladık ama vatandaşın en çok konuştuğu konulardan birisi ‘ Neden her milletvekili kendi memleketinde aday olmuyor? Evet bence en kritik cümle bu, Siyasi partilerin en güçlü olduğu yere başka şehirden birini seçilmesi için aday gösteriyorlar. Bu kesinlikle yanlış. Çünkü üzerinde o şehrin ismi ile anılıyor. Şu partinin İzmir bilmem kaçıncı dönem milletvekili. Evet ünvanı bu. Adam veya kadın belki hiç İzmir’e gelmedi ama İzmir milletvekili olarak 1.2.3. sıra gibi bir liste kıyağı ile milletvekili oluyor. Hem de o şehrin milletvekili oluyor. İzmir burada yaşadığım için örnek kullandım başka niyetle değil. Başka her hangi şehir içinde bu böyle. Mesela Siyasi parti liderleri özellikle onlar neden kendi şehirlerinden aday olmazlar? Siyasi parti propagandaları için illeri gezlerken kendi şehirlerine geldiklerinde “Hemşerilerim , ben de bu şehrin bir evladıyım” diye konuşmasına başlıyorlar ama bu şehirden aday olmaktan kaçıyorlar. Tabi ki her siyasi parti lideri önce meclise girmeye çalışıyor, Sonrada çalışma arkadaşı olarak planladıkları kişilerin kadın veya erkek listelerde öyle yerlere yerleştiriyor ki seçilmeme şansı yok gibi. Tüm il için hazırlanan listeler ise prosedür gereği milletvekili sayısı kadar liste yazılıyor. Yani seçilme garantisi olanlar ile olmayanlar seçime girerken neredeyse yüzde doksan belli değil mi. O zaman neden milletvekili seçiyoruz ki. Her siyasi parti kendi listesini hazırlasın genel seçimlerde liste olarak oylayalım gitsin. Zaten vatandaş kimi seçtiğini bilmiyor ki ya parti lideri için oy kullanıyor ya da sevdiği siyasi parti için oy kullanıyor. Yani siyasi parti liderlerinin veya üst kurullarının belirlediği isimler milletvekili oluyorlar. Ayrıca vatandaşlarımızın bağımsız adaylara çok sıcak bakmadığını da belirtmek gerekli. En büyük etken güçlü bir siyasi partinin yanında olmak istemeleri. Tüm bunlara rağmen isim yapmış bazı kişilerin her defasında bağımsız milletvekili olarak seçildikleri veya seçilecekleri de belli oluyor. Ama bir elin parmaklarını geçmez bu kişiler. Demem o ki hayalım bir gün vatandaşların yapılar seçimlerde kendi milletvekillerini ya da en azından yüzde yirmi beşi bağımsız milletvekili olan bir meclis. Umarım o günleri bizler görebiliriz. Ve temennim, seçilen parti liderleri ve milletvekillerinin bulundukları makamı bir görev, hizmet olarak algılamaları ve yerini zamanı geldiğinde ki bu çok beklemeden başka birilerine bırakmalarıdır. Kimse vazgeçilmez değildir. Özellikle devletin işi asla yarım kalmaz. Daima hizmet edecek birileri bulunur.