TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mardin’de Tarih Çığlık Çığlığa

Yazının Giriş Tarihi: 10.06.2023 06:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.06.2023 06:03
Mardin’de Tarih Çığlık Çığlığa

Mardin ziyaretimde yaşadığım Gül Mahallesinden sonra gittiğim ilk yer Şehidiye Camii oldu. Bu cami ile özel bağım, yazdığım uzun soluklu AHİLER Senaryosundan kaynaklanıyor. Ahî Evrân ve kurduğu Ahilik Teşkilâtını 12. asrın sonu 13. asır başı çerçevesinde yazarken, Bağdat’tan Kayseri’ye giden kervanı, Mardin’de konakladım. Artuk Arslan’ın başta olduğu o dönemde ikisi de Halife’nin verdiği Nâsrûddin unvanını taşıyan iki değerimizin tarihteki önemli rolleri, bilim ve kültüre verdikleri katkıdan kaynaklanıyor. Cezeri’nin son günlerini yaşadığı o dönemin Mardin ve Cizre’sini (kökenim Babaannem tarafından Cizreli Beyt Abd’ül Kuddüs’e dayanır) senaryoya katmamak büyük eksiklik sayılırdı. İki yıldır Cezeri’nin kasrında tıkanıp kalmış, başka projeler nedeniyle dosyayı kapatmıştım. O tarafa gidersem kanallarımın yine açılacağına inanıyordum. Şehidiye Camiine gitmemin nedeni buydu. Yazma şevkime Kasımıye Medresesi’nde sergilenen Cezeri’nin eserlerine dokununca kavuştum. Tamamlarım inşallah.

Şehidiye Camii’nde kıldığımız ikindi namazından sonra caminin içi ve çevresini dolaştık. Çıkış kapısından merdivenlere elimi duvara sürerek yönelirken durup, eniştem Nihat Ayanoğlu Hocaya sordum:
-Nasrûddin Artuk Arslan nerede yatıyor?
-Dokunduğun duvarın gerisinde…
-Neden duvar örmüşler ki?
-?!..

MARDİN CAMİİ

Derinden ürperip duamı okudum. Ardından bilgiler şelale gibi zihnime akmaya başladı. 1925’te 677 sayılı kanunla miskinler yuvası haline gelen Tekke ve Zaviyelerin yanı sıra Türbeler de kapatılarak türbedarlık mesleği de kaldırıldı ve ziyaretler yasaklandı. Oysa Devlet Yöneticilerinin mezarlarına dokunulmayacaktı. Anadolu Fatihi Süleyman Şah’ın türbesi bizim için ne kadar değerliyse, önemli Devlet adamlarının mezarları da o kadar önemlidir. Mardin Valisi Tevfik Hadi Baysal tarafından Mardin’deki bütün tekke, zaviye ve mezarlar kapatılırken, Şehidiye Camii avlusunda bulunan Nâsrûddin Ahmed Artuk Arslan’ın da mezarının önüne bir duvar örülerek, Tarihin bağrına gömüldü. 

1 Mart 1950’de 677 sayılı Kanunun 1. maddesinde değişiklik yapılarak. “Türbelerden Türk Büyüklerine ait olanlarla, büyük sanat değeri bulunanlar, Millî Eğitim Bakanlığı umuma açılabilir. Buraların bakımı için gerekli memurlar ve hizmetliler tayin edilir. Açılacak türbelerin listesi MEB tarafından hazırlanır ve Bakanlar Kurulunca onaylanır.” İbaresi eklenmesine rağmen Türk Büyüklerinden olan Artuklu Meliki Nâsrûddin Ahmed Artuk Arslan’ın kabir yasağı 98 yıldır sürüyor. 
Cumhurbaşkanımızın Tarihi eserlere verdiği önem, diğer inanç mensuplarına ait tarihî eserlerin hızla restore edilmesine yol açarken; Türk-İslâm eserlerine dokunulmaması Mardinlilerin tümünü üzmekle kalmayıp, kızdırdı da… Duvarlara gömülen, üzerleri toprakla örtülen eserlerin bir kısmı önlerindeki duvarları patlatarak, ilgisiz ilgililere çığlıklarını duyurmaya çalıştı. Yine de yıllardır soruna yetkililerden eğilen olmadı. Yıllardır tarihî binaların birinden diğerine taşınan Mardin Müzesi’nin akıbeti de aynı durumda. Yeni müze yapılması için yapılan bütün girişimler sonuçsuz kalınca mimarlık binasına el kondu.

ŞEHİDİYE CAMİİ

Bu durum üzerine Mardin Tarihine sahip çıkan gönüllülerin İbrahim Yüksel ve M. Selim Parlakoğlu’nun çabasıyla kurduğu MADDER soruna sahip çıkmaya başladı. Geçmişte “Medreseler ve Âlimler şehri” olarak ünlenen Mardin’deki eserlerin restore edilerek korunması için projeler hazırlandı. MADDER’in inanç ve kūltūr turizmi için hazırladığı projeler, istendiği anda siyasetçi ve bürokratlara sunulabilir. Bürokrasinin ağır işlemesi nedeniyle bu alanda ilerleme yok…
Alparslan’ın torunu Artuk Aslan’ın kabri ile dört yıl önce duvarı patlayan sahabilerin mezarlarının restore edilince tarihî ve dinî turizm açısından getirileri, yapılan masrafları karşılayacaktır. Cami önlerindeki şehitlikleri turistik restoran olarak kullanmak; bilim, kültür ve sanat merkezi olarak inşa edilerek vakfedilmiş medreseleri meyhane, konut ve işyeri olarak kullanmak, üzerinde tuvaletler yapmak kısa yönden getirili olsa da atalara büyük saygısızlık olup, insanlığa sığmaz… Ahları da yapanda kalmaz! 

Önceki dönem Belediye Başkanı Mehmet Beşir Ayanoğlu‘nun Kapadokya örneğinde bir özel Başkanlık talebi gerçekleşse bürokrasideki engeller daha rahat aşılabilir. Demografisi değiştirilmiş Mardin’de değil kente; bölgeye, ülkeye ve dünyaya anlatılması gereken mevcut zenginlik için mütevazı ve bireysel tanıtım faaliyetlerinin yeterli olmadığını, komşu Şanlıurfa’nın geldiği konumdan öğrenebiliyoruz. Mardin’in sahip olduğu tarihi zenginlik kadar bir varlığa sahip olmayan Şanlıurfa; -bir Mardinli Mehmet D. Uncu’nun çabalarıyla- yurt içi ve yurt dışında sürdürdüğü tanıtım ve lobi faaliyetleri sonucu 2023 İslami Turizm Başkenti olmayı, Göbeklitepe örneklerinin Katar’daki Dünya Kupası’na taşınmasını başarmışken; Mardinli iki kilo sabun, iki kilo badem şekeri ve birkaç parça telkari satma uğraşında… 
Mardin’in tarihi ve geleceğine endekslenmiş Turizmin hak ettiği yere gelmesi için; başta siyasiler, yerel yöneticiler, basın, üniversite, bu konuyla bağlantılı dernek ve vakıflar ile meslek odalarının ciddi bir birliktelik içinde yürüteceği çalışmalar bir an önce başlatılmalı; her kişi ve kurum yüklenmiş olduğu görevin şuurunda, kısır çekişmelerden uzak, seferberlik ciddiyeti içinde görev almalıdır.

MARDİN ŞEHİDİYE CAMİİ

Bütün umudumuz Cumhuriyet’in 100. yılında başlayan Türkiye Yüzyılı’nda yeni Siyasetçiler ve Bürokratların bu projelere sahip çıkmasında. Kabinede yer alan Mardin kökenli üç Bakan, özellikle Artuklu doğumlu Sayın Vedat Işıkhan ve Mehmet Şimşek, Fahrettin Koca Bakanlarımız ile TBMM’nde yer alan Muhammed Adak, Faruk Kılınç, Cüneyt Yüksel, Doğan Bekin, Derya Ayaydın, Ceyda Çankırı Vekillerimizin bu konuya sahip çıkmaları Tarih’in çığlıklarını dindirecek, Mardin’imizi lâyık olduğu konuma getirecektir. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.