TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İntepe'den yeni roman: İbni Sina

Şifa Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Nazım İntepe, mesleğindeki  kariyeri kadar güçlü kalemi ile de tanınıyor. İntepe; Dibace ve İnci’den sonra yeni romanı ile büyük bilgin İbni Sina’nın hayatına ışık tutuyor

Haber Giriş Tarihi: 25.11.2014 07:23
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İntepe'den yeni roman: İbni Sina

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı ve Tıp Tarihi bölümünde öğretim üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Nazım İntepe, tarihe olan ilgisi ve yazdığı tarih romanları ile dikkat çekiyor. Mesleğindeki başarılı kariyerini Şifa Üniversitesi’nde sürdüren Yrd. Doç. Dr. İntepe, bugünlerde farklı bir heyecan yaşıyor.

Bursa’da görev yaptığı dönemde; Bursa’daki Türk-İslam eserlerini konu edinen romanı Dibace’yi yazan, İzmir’e geldikten sonra da İzmir’deki Türk İslam eserlerini anlatan İnci isimli romanı edebiyat dünyamıza kazandıran İntepe, şimdi üçüncü romanının yayınlanması için gün sayıyor. Kendisi gibi bir hekim olan, üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen eserleri ile hala birçok alanda bilim insanlarına ışık olan İbni Sina’ya olan hayranlığını bir romana dönüştüren İntepe, kitabını tamamlayarak yayınevine teslim etti. Yrd. Doç. Dr. İntepe, bu yeni kitabı ile doktorluğunun yanı sıra edebiyat dünyasındaki yürüyüşüne devam ediyor. Aslında edebiyat İntepe’nin ilk mesleği sayılıyor. Çünkü İntepe Tıp Fakültesi’nden önce Eğitim Fakültesi Türkçe bölümünü okuyup, mezun olmuş.

Bursa’da doktor olarak görev yaptığı yıllarda Balkan ülkelerine yaptıkları birçok gezi, İntepe’de ‘artık yazma zamanı’ etkisi yapmış. Balkan ülkelerindeki bir birinden güzel Osmanlı eserlerinin, aslında başta Bursa ve İstanbul’daki eserlerin örnek alınarak yapıldığını fark eden İntepe, Bursa’ya döner dönmez ilk iş olarak, Bursa’nın tarihine bu gözle yeniden bakmak olmuş. Bu ilgi İntepe’yi ilk romanını yazmaya yönlendirmiş. O günleri anlatan İntepe:

“Balkanlarda Osmanlı yadigârı yerleri görünce, bunların orijinalleri Bursa ve İstanbul’da dedim. Bu eserleri yaparken özellikle Bursa’yı örnek almışlar. Dönünce de başladım Bursa’da ilk Osmanlı eserlerini gezmeye ve haklarında kitaplar okumaya. Okudukça bilgim arttı, bilgim arttıkça keyif aldım. Dedim ki ‘bu benim keyif aldığım bilgileri başkaları da okusun, onlar da keyif alsın. Tabi ilk olarak roman yazmadım. Önce makaleler yazmaya başladım. 12-13 kadar makalem Sızıntı Dergisi’nde ve mahalli kültür sanat dergilerinde yayınlandı. Ondan sonra da roman aşaması geldi.

İlk roman olarak Dibace’yi yazdım. Ancak roman yazmadan önce de ‘40 Hadis’ diye bir derlemem olmuştu. 40 Hadisten sonra Bursa’da çok büyük hizmetleri olan Kazım Baykal adında bir öğretmen vardı. Cami, türbe, çeşme, medrese, hamam toplam 150 kadar tarihi eseri virane halinden orijinal haline çevirmiş, restore etmiş; Bursa’nın tarihi eserlerini ayağa kaldırmak için dernekler, vakıflar kurmuş bir isim. Onun hayatını anlatan bir kitabın editörlüğünü yaptım. Kitap olarak sıralarsak Dibace üçüncü kitabım ve ilk romanım oldu.”

İNCİ GİBİ ŞEHİR: İZMİR

İzmir’e atandıktan sonra doğal olarak tarihi eser bakımından İzmir’i mercek altına aldığını ve bir süre araştırmalar yaptığını anlatan İntepe, “Bursa’dan İzmir’e gelince baktım İzmir’de tarihi eser yok. Her yer beton. Dedim yok mu bu İzmir’in tarihi? Hiç Türk-İslam eseri yok mu? O saikla araştırdım; meğer varmış, çokmuş. Hatta daha daha çokmuş da yüzde 70’i, 80’i zamanla yok edilmiş. Ancak günümüze kadar gelen o yüzde 30’u da çok iyi ve işe yarar durumdadır. Bu araştırmalarımı da yine roman tarzında yazdım. İnci isimli romanımın konusunu İzmir’deki Türk-İslam eserleri oluşturuyor.  İnci, öznesi İzmir olan tek roman oldu” dedi.

ÜSTATLARIN ÜSTADI: İBNİ SİNA

İntepe’nin son romanı ise şu sıralar yayınevinde basıma hazırlanıyor. Büyük İslam âlimi İbni Sina’nın hayatını konu alan roman, epey ses getirecek gibi görünüyor. Neden İbni Sina, sorusunu cevaplayan İntepe, “İbni Sina bizim yıldızlarımız dediğimiz; Farabi, İbni Rüşt, Razi, Zehravi, Beyruni’nin arasında bir üst kademe daha kazanmış büyük bir bilim insanıdır. Onun yazdığı kitapları şöyle üst üste koyduğunuzda; ‘bu nasıl bir insan, nasıl bir hayat yaşadı, bu kadar kitabı nasıl yazdı’ diye hayret edersiniz. Ortaya şu çıkıyor. İbni Sina, dönemin en ünlü hekimi, aynı zamanda hekim yetiştiren bir profesör; hayatı boyunca hasta bakmış, hekim yetiştirmiş ve kitap yazmış. Zaten evlenmeye hiç vakti olmamış. O zaman karanlıklarda olan batı dünyası hemen fark etmiş İbni Sina’yı, daha vefatından 40 yıl sonra kitapları Latince’ye çevrilmiş.

Daha o dönemde Avrupa’dan talebeleri var. Ki onun bütün talebeleri Arapça öğreniyor, Kuranı Kerim’i ezberliyor, müfredatında var. Talebe gayrimüslim ama ezberleyecek. Aynı zamanda Fıkıh öğretiyor. Yani İbni Sina’nın talebeleri tıbbın yanı sıra tüm İslami ilimleri de öğreniyorlar. Sadece tıpla ilgili değil, tam 12 bilim dalında eser yazmış. Hatta dünyadaki ilk jeoloji kitabının da yazarı olarak bilinir. Felsefe kitapları çok yazmış. 260 tane kitap yazmış, 230’u bugün İstanbul Üniversitesi’nin Süleymaniye El Yazmaları Kütüphanesi’nde duruyor. Muhtemelen daha çok yazmıştır da günümüze ulaşanları, bunlar. Aşk kitabı dahi yazmış. Karşılıksız aşkı bir hastalık olarak ele alıp yazmış. Risalei Işk diye geçiyor. Henüz hayattayken talebesi El Curcani’ye hayatını yazdırmış. Vefatından sonra da El Curcani kendi gözlemlerini, düşüncelerini de kitaba eklemiş, o kitap elimizde var. Bu kitaba dayanarak İbni Sina’nın hayatını bir roman şeklinde yazdım. Hekim olarak aynı zamanda meslektaşız, birçok yönüyle beni çok etkilemiştir. İbni Sina gibi bir bilim insanını, gençlerimizin yep yeni bir bakış açısı ile okuması gerektiğine inandım ve yazdım” şeklinde konuştu. (HABER MERKEZİ)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.