15. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri'nde Filistinli yönetmenlerin filmleri izleyiciyle buluştu
15. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri'nde Filistinli yönetmenlerin filmleri izleyiciyle buluştu
TRT'nin belgesel sinemasını desteklemek ve bu türün yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla düzenlediği "15. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri" etkinliğinde, Filistinli yönetmenlerin eserleri sinemaseverlerle paylaşıldı.
Haber Giriş Tarihi: 16.12.2024 06:30
Haber Güncellenme Tarihi: 15.12.2024 13:09
Kaynak:
AA
Program kapsamında "Walled Off" belgeselinin yönetmeni Vin Arfuso ile "Life is Beautiful" belgeselinin yönetmeni Mohammed Jabaly, yönetmen ve yapımcı Zeynep Keçeciler'in moderatörlüğünde "Filistin'in Sesleri- Direniş Hikayeleri" başlıklı panelde konuşma yaptı.
Fişekhane'de gerçekleştirilen panelde Filistin ve İtalyan kökenli ABD'li film yapımcısı Vin Arfuso, İsrail işgali altındaki yaşamı konu alan belgeseline ilişkin, "Filmin büyük bir kısmı duvarlarla çevrili Beytüllahim'daki bir otelde geçiyor ve Banksy'nin oteli. Bizim için Filistinliler, duvarlarla çevrili. Geldiğim yerde ABD'de insanlar Filistinlilerin duvarlarla çevrili olduğunu anlıyorlar ama tabii anlıyorlarsa..." dedi.
Arfuso, ABD'deki izleyicilerin dikkatini çekmek için belgeselde Banksy'ye verdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Kendisi eşsiz popüler bir sanatçı. Kimse onu tanımıyor. New York ve ABD'de Banksy'ye bir sanatçı olarak çok fazla ilgi var. Fakat insanların yüzde 99'unun onun aynı zamanda Filistin yanlısı bir aktivist olduğunu bilmediğini söyleyebilirim. Ama daha da önemlisi Banksy'yi, filmin en büyük parçalarından biri haline getirmenin Amerikalıları, benim yaşıtlarımı Filistin üzerine bir film izlemeye yönlendirecek bir katalizör olacağını biliyordum. Oysa filmin adı 'Filistin Mücadelesi' olsaydı izlemeyeceklerdi."
Kökleri Filistin'e dayanan Arfuso, "Hayatım boyunca yarı Filistinli oldum. 11 Eylül sonrası New York'ta büyüdüm. Neredeyse yaptığım her konuşmada, konu Filistinlilere geldiğinde, 'hayır, bu doğru değil' derdim. ABD'de Filistinlilere çaresiz bir kurban gibi bakılıyor. Ayrımcılık hakkında da çok fazla konuşamam. Çünkü adım Vin Arfuso. Adım Muhammed olsaydı, belki ayrımcılığı daha fazla hissederdim." diye konuştu.
Filmi ABD'deki izleyicileri dikkate alarak yaptığını söyleyen Arfuso, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Filistinliler filmi izlediğinde birçoğu beğeniyor ama diğer Filistinliler, 'şunu göstermeliydin ya da bunu kullanmamalıydın' diyor. Ancak filmin tüm yapısı Amerikan bakış açısı için yapılmış. Akranlarım filmi izledikten sonra her 10 kişinin 10'u da 'aman Tanrım, bunu bilmiyordum' diyorlar. İşte bu yüzden filmi bu şekilde yaptım ve bu alabileceğim en iyi iltifat. Benim için 'film iyiydi' bir iltifat değil. Yani 'vay canına, bunu bilmiyordum', alabileceğim en iyi iltifat. Çünkü filmin tüm amacı bu duruma dikkat çekmekti. Özellikle de filmimi, TikTok ve Instagram algoritmasına çok yakın olduğu için takdir ediyorlar. Bu geleneksel bir konuşan kafa belgeseli değil, benim kuşağım için yaptım."
İNSANİ MÜCADELEYİ SİZLERE ANLATABİLMEK ÇOK ZOR
Gazzeli yönetmen Mohammed Jabaly ise Gazze'deki soykırımın başlamasının üzerinden 433 gün geçtiğine işaret ederek, "Her şeyimiz elimizden alındı. Sadece şehrimiz değil, arkadaşlarımızı, anılarımızı, sevdiklerimizi ve o kadar fazla dostumuzu kaybettik ki... Ailelerimiz sürekli yer değiştirdi. Gazze'de artık güvenli bir yer bulmak imkansız. Her günümüz korkarak, kaçarak geçiyor." dedi.
Her yeni güne panik atak geçirerek uyandığını söyleyen Jabaly, "Yaşadığımız bu zorlukları, insani mücadeleyi sizlere anlatabilmek çok zor. Benim gördüklerimle, sizin gördükleriniz aynı olamaz. Ben şehrime aşığım. Hayatlarımız aslında şehrimizdeki küçük detaylarda saklı. Gazze'de doğdum, büyüdüm. Babam, Şifa Hastanesi'ne yakın bir yerde ev inşa etmişti. Sesler, kokular, sahile gitmek... Belki bir daha bunları göremeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Jabaly, dünyada her zaman Gazze'nin güzellikleriyle değil, yıkımla, savaşla anıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu yüzden de ben belgeselimde kan göstermek istemedim. Gazze'nin sadece kanla anılmasını istemiyoruz. İçimizdeki insani tarafı göstermek istiyoruz. Belgeselde de bu yaşananların dünyanın her tarafında olabileceğini insanlara anlatmaya çalıştım. Belgeselin ismi 'Life is Good' yani hayat güzeldir, benim mottomdur her zaman. Bu sözü çok severim. Kaybettiğimiz her şeye rağmen belki bir metafor olarak ama hayat güzeldir. Yaşadığımız bütün olanlara rağmen belki haftaya, 1 yıl sonra hayat yeniden güzelleşebilir. İçimdeki umudu diri tutmak istiyorum."
Tüm bu yaşananlara rağmen dik durarak, direnerek Filistinlerin sesini duyurmak için çalışmalar yaptığını dile getiren Jabaly, "Bu tür platformların (15. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri) sesimizi duyurmak, insani mücadelemiz konusunda insanları bilgilendirmek adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. Daha önce Gazze dışına hiç çıkmadım. Mescid-i Aksa'yı, Kudüs'ü hiç görmedim. Ama görmesem de Kudüs'ün sokaklarını, tarihini, Mescid-i Aksa'nın her bir ayrıntısını seviyorum. Bu bize bir miras. Henüz 35 yaşımdayım, ben de bu sevgiyi miras olarak ardımdakilere bırakacağım. Umarım Kudüs'ü bir gün görürüm. Bu benim motivasyonumu sağlayan bir şey. Buraya gelmek benim umutlarımı, hayallerimi yeniden büyüttü. Belki de düşündüğümden de büyük hedeflere sahip olacağım." şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
TRT'nin belgesel sinemasını desteklemek ve bu türün yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla düzenlediği "15. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri" etkinliğinde, Filistinli yönetmenlerin eserleri sinemaseverlerle paylaşıldı.
Program kapsamında "Walled Off" belgeselinin yönetmeni Vin Arfuso ile "Life is Beautiful" belgeselinin yönetmeni Mohammed Jabaly, yönetmen ve yapımcı Zeynep Keçeciler'in moderatörlüğünde "Filistin'in Sesleri- Direniş Hikayeleri" başlıklı panelde konuşma yaptı.
Fişekhane'de gerçekleştirilen panelde Filistin ve İtalyan kökenli ABD'li film yapımcısı Vin Arfuso, İsrail işgali altındaki yaşamı konu alan belgeseline ilişkin, "Filmin büyük bir kısmı duvarlarla çevrili Beytüllahim'daki bir otelde geçiyor ve Banksy'nin oteli. Bizim için Filistinliler, duvarlarla çevrili. Geldiğim yerde ABD'de insanlar Filistinlilerin duvarlarla çevrili olduğunu anlıyorlar ama tabii anlıyorlarsa..." dedi.
Arfuso, ABD'deki izleyicilerin dikkatini çekmek için belgeselde Banksy'ye verdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Kendisi eşsiz popüler bir sanatçı. Kimse onu tanımıyor. New York ve ABD'de Banksy'ye bir sanatçı olarak çok fazla ilgi var. Fakat insanların yüzde 99'unun onun aynı zamanda Filistin yanlısı bir aktivist olduğunu bilmediğini söyleyebilirim. Ama daha da önemlisi Banksy'yi, filmin en büyük parçalarından biri haline getirmenin Amerikalıları, benim yaşıtlarımı Filistin üzerine bir film izlemeye yönlendirecek bir katalizör olacağını biliyordum. Oysa filmin adı 'Filistin Mücadelesi' olsaydı izlemeyeceklerdi."
Kökleri Filistin'e dayanan Arfuso, "Hayatım boyunca yarı Filistinli oldum. 11 Eylül sonrası New York'ta büyüdüm. Neredeyse yaptığım her konuşmada, konu Filistinlilere geldiğinde, 'hayır, bu doğru değil' derdim. ABD'de Filistinlilere çaresiz bir kurban gibi bakılıyor. Ayrımcılık hakkında da çok fazla konuşamam. Çünkü adım Vin Arfuso. Adım Muhammed olsaydı, belki ayrımcılığı daha fazla hissederdim." diye konuştu.
Filmi ABD'deki izleyicileri dikkate alarak yaptığını söyleyen Arfuso, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Filistinliler filmi izlediğinde birçoğu beğeniyor ama diğer Filistinliler, 'şunu göstermeliydin ya da bunu kullanmamalıydın' diyor. Ancak filmin tüm yapısı Amerikan bakış açısı için yapılmış. Akranlarım filmi izledikten sonra her 10 kişinin 10'u da 'aman Tanrım, bunu bilmiyordum' diyorlar. İşte bu yüzden filmi bu şekilde yaptım ve bu alabileceğim en iyi iltifat. Benim için 'film iyiydi' bir iltifat değil. Yani 'vay canına, bunu bilmiyordum', alabileceğim en iyi iltifat. Çünkü filmin tüm amacı bu duruma dikkat çekmekti. Özellikle de filmimi, TikTok ve Instagram algoritmasına çok yakın olduğu için takdir ediyorlar. Bu geleneksel bir konuşan kafa belgeseli değil, benim kuşağım için yaptım."
İNSANİ MÜCADELEYİ SİZLERE ANLATABİLMEK ÇOK ZOR
Gazzeli yönetmen Mohammed Jabaly ise Gazze'deki soykırımın başlamasının üzerinden 433 gün geçtiğine işaret ederek, "Her şeyimiz elimizden alındı. Sadece şehrimiz değil, arkadaşlarımızı, anılarımızı, sevdiklerimizi ve o kadar fazla dostumuzu kaybettik ki... Ailelerimiz sürekli yer değiştirdi. Gazze'de artık güvenli bir yer bulmak imkansız. Her günümüz korkarak, kaçarak geçiyor." dedi.
Her yeni güne panik atak geçirerek uyandığını söyleyen Jabaly, "Yaşadığımız bu zorlukları, insani mücadeleyi sizlere anlatabilmek çok zor. Benim gördüklerimle, sizin gördükleriniz aynı olamaz. Ben şehrime aşığım. Hayatlarımız aslında şehrimizdeki küçük detaylarda saklı. Gazze'de doğdum, büyüdüm. Babam, Şifa Hastanesi'ne yakın bir yerde ev inşa etmişti. Sesler, kokular, sahile gitmek... Belki bir daha bunları göremeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Jabaly, dünyada her zaman Gazze'nin güzellikleriyle değil, yıkımla, savaşla anıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu yüzden de ben belgeselimde kan göstermek istemedim. Gazze'nin sadece kanla anılmasını istemiyoruz. İçimizdeki insani tarafı göstermek istiyoruz. Belgeselde de bu yaşananların dünyanın her tarafında olabileceğini insanlara anlatmaya çalıştım. Belgeselin ismi 'Life is Good' yani hayat güzeldir, benim mottomdur her zaman. Bu sözü çok severim. Kaybettiğimiz her şeye rağmen belki bir metafor olarak ama hayat güzeldir. Yaşadığımız bütün olanlara rağmen belki haftaya, 1 yıl sonra hayat yeniden güzelleşebilir. İçimdeki umudu diri tutmak istiyorum."
Tüm bu yaşananlara rağmen dik durarak, direnerek Filistinlerin sesini duyurmak için çalışmalar yaptığını dile getiren Jabaly, "Bu tür platformların (15. TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri) sesimizi duyurmak, insani mücadelemiz konusunda insanları bilgilendirmek adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. Daha önce Gazze dışına hiç çıkmadım. Mescid-i Aksa'yı, Kudüs'ü hiç görmedim. Ama görmesem de Kudüs'ün sokaklarını, tarihini, Mescid-i Aksa'nın her bir ayrıntısını seviyorum. Bu bize bir miras. Henüz 35 yaşımdayım, ben de bu sevgiyi miras olarak ardımdakilere bırakacağım. Umarım Kudüs'ü bir gün görürüm. Bu benim motivasyonumu sağlayan bir şey. Buraya gelmek benim umutlarımı, hayallerimi yeniden büyüttü. Belki de düşündüğümden de büyük hedeflere sahip olacağım." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Bölgesel asgari ücret fırsat mı, risk mi?
AK Partili Dağ’dan ‘Gezi’ çıkışı: Yanlarına kâr mı kalacaktı?
Zafer Partili Şehirlioğlu’ndan ‘çözüm süreci’ çıkışı: Böldürtmeyeceğiz, parçalatmayacağız
İzmir su kesintisi 25 Ocak 2025: İZSU bu ilçeleri saat vererek uyardı
Kaf-Kaf, Bulvar’ı geçti
Karşıyaka Spor Kulübü'nden eskrimci Derin Rüyam Kamiloğlu için başsağlığı mesajı
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Parkı, Bornova’da açılıyor
LÖSEV Çiftliği’ndeki mandalinalar Buca Kent Lokantası menülerine eklendi
Özkan Arıkantürk, Antik Çağ koleksiyonlarını İzmir’de anlatacak
Başkan Tugay’dan müjde: Süt Kuzusu Projesi tekrar başlıyor!
Son Girilen Haberler
Sobadan çıkan gaz can aldı!
Kayseri'de sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen bir kişi hayatını kaybetti.
Otel faciasından dolayı tutuklanmıştı: Elektrikçinin ifadesi ortaya çıktı
Kartalkaya’da meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan tel yangınıyla ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan, elektrikçi Hüseyin Özer’in (52) ifadesinde, “Olay ile ilgili olarak hiçbir suçum yoktur. Üzerime atılı olan suçlamaları kabul etmiyorum.” dediği ortaya çıktı.
Dağ: O gün vandallık yapanlar, yakıp yıkanlar bunun yanına kar kalacağını mı zannetti?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, "CHP Genel Başkanı gelmiş İzmir'de, Gezi Parkı olaylarına ilişkin yürütülen bir soruşturmadan rahatsızlıklarını dile getirip 'sürecin takipçisiyiz' demiş. O gün vandallık yapanlar, yakıp yıkanlar bunun yanına kar kalacağını mı zannetti? Hukuk, vakti geldiğinde onlardan hesabını soracak" dedi