TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kaynak’tan afetlerde ‘Şehir Hastanesi’ Uyarısı: Riskleri büyük

Türkiye art arda gelen depremlerle yasa boğulurken depremde devlet hastanelerinin yıkılmasının ardından İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, mevzuat ve şehir hastaneleri uyarısında bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 08.02.2023 07:30
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kaynak’tan afetlerde ‘Şehir Hastanesi’ Uyarısı: Riskleri büyük

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER

Türkiye,  merkezi Kahramanmaraş Pazarcık olan 7.7 şiddetinde depremle sarsıldı. Depremden bölgedeki 10 il etkilenirken ilk depremden 9 saat sonra 7,6 şiddetinde bir deprem daha meydana geldi. Binlerce vatandaşın hayatını kaybettiği depremlerde Maraş, Hatay, Adıyaman gibi iller yerle yeksan olurken en çok dikkat çeken hususlardan biri de İskenderun ve Antakya’da devlet hastanelerinin de yıkılması oldu. Arama kurtarma çalışmalarının ulaşamadığı bölgelerde, depremzedeler için tehlike devam ederken hastanelerin dahi yıkılmış olması afet dönemlerinde en önemli merkezlerden olan hastanelerin dayanıklılığı konusunu yeniden tartışmaya açtı. Afet dönemlerinde hastanelerin önemine dikkat çeken İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, kamu kurumları inşaatında ihalelerin şeffaflığı ve denetim konusunda mevzuat düzenlemesi çağrısı yaparken şehir hastaneleri konusunda da “afet dönemi uyarısında” bulundu.

“YENİ MEVZUAT ZORUNLU”

Deprem bölgesindeki hastanelerin yıkılmasına denetim eksikliği eleştirisi getiren Başkan Kaynak, yeni mevzuat çağrısı yaparak “Depremin şiddetiyle süresi oldukça yüksek ve yıkıcı. Sivil binalarda yıkım çok. Depremin ana merkezi durumunda olan Maraş ve çevresi ile Hatay bölgesinde sağlam binalar azınlıkta. Hastanelerin de kritik binalar arasında olduğunu görüyoruz. Buradaki en önemli sorun inşaat kalitesi ve denetimindeki yetersizlik. Depremle birlikte bu durum tekrar ortaya çıktı. Her deprem sonrasında bu konu gündeme gelir. Genel olarak inşaat teknolojisi ile malzemesi yetersiz ve gerektiği şekilde kullanılmıyor. İnsanları suçlama noktasında değiliz ama belediyelerin ve kamu yönetimlerinin ciddi eksikliği olduğu aşikar. Yaşananlara baktığımızda olayın bütününde başka başka noktaya da işaret ediyor. O da resmi bina yapımlarının ihale süreçlerinin yeteri kadar şeffaf olmadığını gösteriyor. İhaleyi alan firmaların yeteri kadar denetlenmemesi de var. İnşaat yetersizliğini de düşündüğümüzde ciddi eksiklikler olduğunu gösteriyor. Bu nedenle inşaat ruhsatları, denetimi, ihalelerin saydamlığı konusunda yeni bir mevzuat ve uygulamanın hayata geçirilmesi zorunlu görünüyor” dedi.

İZMİR HASTANELERİ DAYANIKLI MI?

İzmir’deki hastanelerin deprem dayanıklılığı konusuna da değinen Kaynak, “Yaklaşık 3 yıl önce İzmir’de bir deprem oldu. Deprem sonrası dönemde de İzmir’deki hastanelerin depreme dayanıklılığı hususunda yapılan kontrollerde resmi açıklamalara göre; depreme dayanıklılık açısından birkaç binada kısmi hasar dışında hasar tespit edilmedi. Bütün hastane binaları kullanıma devam edilecek denilmişti. Tabii bu bilgi çok güncel bir bilgi değil. Yeniden kontrol edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

SAĞLIK HİZMETLERİNDE SIKINTI OLABİLİR

Son dönemde çok tartışılan şehir hastaneleri uygulamasının da afet durumlarında riskli olduğunun altını çizen Kaynak, İzmir ve Ankara örneğini vererek “Biz bu konuda yakın bir tarihte Şehir Hastanesi Çalıştayı yaptık. Sonuç bildirgesinde ifade ettik. Birincisi, İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, bir fay hattında üzerinde bulunuyor. İkincisi, arazinin yapısal özellikleri ve kot farkları nedeniyle bu kadar büyük ağırlıklı kompleksin bu bölgede yapılmasının uygun olmadığı ifade edildi. En önemli şeylerden biri de şu: Bu hastaneler çok büyük. Sadece işletme ve verimlilik açısından değil, deprem ve afetler açısından da şehrin sağlık ihtiyacını karşılama konusunda sıkıntılar olabilir. Bir afette bu büyük komplekste bir sıkıntı çıktığı takdirde kompleksin tümüyle devre dışı kalma riski var. Ama küçük hastanelerde birine bir şey olursa diğerine sevk zinciri oluşturulmak suretiyle sağlık ihtiyacının karşılanması mümkün olur. Dolayısıyla şehir hastaneleri sadece saydam olamayan ihale süreçleri, 25 yıllık ödeme planları gibi finansal problemler dışında yapıldıkları yerler, depreme dayanıklılıkları ve kent merkezinden uzaklıkları, ulaşılabilirlikleri gibi pek çok problemi de beraberinde getiriyorlar. Böyle bir afetin ardından şehir hastaneleri açısından yeniden bir değerlendirme yapılması zorunlu olacaktır. Neler yapılacağı, teknik ekiplerle yeni baştan değerlendirilmeli. Ankara’da 11 hastane kapatılıp bütün sağlık hizmeti 2 noktaya toplandı. Bunun böyle bir afeti karşılama bakımından ne kadar sıkıntı yaratacağını da belirtmem gerekiyor. Hastane yolunda ufak bir çatlak bile olsa hastane devre dışı kalacak. O nedenle bunların çok iyi düşünülüp yapılması lazımdı ama kamu yönetimi bu konuda teknik donanıma sahip insanlarla bu konuyu değerlendirmeden büyük ama yönetimi mümkün olmayan yatırımlar yapmıştır. Bunların yeni baştan değerlendirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.