TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kaynak: Türkiye bir açlar ülkesidir

Mart ayında enflasyon 2,29 artarak, yıllık yüzde 50.51’e ulaştı. Enflasyondan en çok etkilenen sektörlerden biri de gıda sektörü. Başkan Kaynak belirlenen açlık sınırından yola çıkarak “Türkiye bir açlar ülkesidir” dedi

Haber Giriş Tarihi: 08.04.2023 07:30
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kaynak: Türkiye bir açlar ülkesidir

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER

Türkiye açlık sınırı 9 bin 591 TL olarak belirlendi. Bu rakama göre Türkiye’de birçok kişi açlık sınırının altında maaş alıyor. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Süleyman Kaynak, Türk halkının, özellikle de risk grubunda olan kesimin, maddi yetersizlikten dolayı yetersiz beslendiğini söyledi. Kaynak, Türkiye’nin beslenme bakımından karbonhidrat bağımlısı olduğunu ifade etti.

EMEKLİLERİ HESABA KATMIYORUZ BİLE

Türkiye’de birçok kişinin açlık sınırında bile olmadığını, oraya ulaşmak için bile bin 500 TL daha kazanması gerektiğini ifade eden Başkan Kaynak, “Mart ayı sonu itibariyle açlık sınırı ve yoksulluk sınırı belirlendi. TÜRK-İŞ açlık sınırını 10 bin lira civarında belirledi. Yine yoksulluk sınırı diye tabir ettiğimiz aylık gelir araştırıldığında ise bunun 30 bin lirayı geçtiğini görüyoruz. Bu şu demek oluyor. Biliyorsunuz asgari ücret 8 bin 500 TL ve asgari ücretle geçinen bir ailenin açık sınırına ulaşması için bin 500 TL daha kazanması lazım. Üstelik asgari ücretle geçinmek zorunda olan insanlar Türkiye’de çalışanların yüzde 55’ini yani yarıdan fazlasını oluşturuyor. Burada emeklileri hesaba katmıyoruz bile. Onların içinde asgari ücretin altında maaş alıp hayatını sürdürmeye çalışanlar var. Dolayısıyla, asgari ücretle açlık sınırını karşılaştırdığımız zaman şunu söyleyebiliriz Türkiye bir açlar ülkesidir” şeklinde konuştu.

VALİ MAAŞI DAHİ...

Kaynak, ilerleyen zamanlarda Vali maaşının bile enflasyona kurban gidebileceğinin öne sürdürerek: “Yoksulluk sınırını TÜRK-İŞ rakamları ile değerlendirecek olursak, şu an 31 bin 240 lira. Geçen ocak ayı rakamı 28 bin 875 idi yani iki ayda yaklaşık olarak 2 bin 365 TL bir fark var. Her ay yoksulluk sınırı ortalama 500-1500 dolayında yükseliyor. Biliyorsunuz en yüksek devlet memuru Vali, aldıkları maaş bugün yaklaşık 40 bin 846 TL. O halde biz yoksulluk sınırının ortalama ayda bin 500 TL arttığını düşünsek 3-5 ay sonra yüksek kademesindeki memur, Vali de yoksulluk sınırının altında kalacak gibi görünüyor. Şu anda değilse bile önümüzdeki birkaç ay içinde Türkiye’de herkes yoksulluk sınırı altında kalacak” dedi.

YOKSULLUĞU ARTTIRACAK

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Kaynak, “Açlık tek başına pek çok hastalığın nedenidir. Deprem sonrasında oluşan yıkım açlığı ve yoksulluğu da arttıracak. Bunlardan da en çok etkilenecek olanlar, risk grupları dediğimiz, 7 yaş altı, 65 yaş üstü, hamileler,  engelliler ve kronik hastalardır. Bianet’te açıklanan raporlara göre, peynir ve süt ürünlerini her gün tükettiği belirtilen 6 aylık ve daha büyük çocukların oranı yüzde 57 yani Türkiye’de çocukların neredeyse yarısı, tüketmesi gereken süt ürününü tüketemiyor” Diyerek depremi açlık sınırına ektilerinden bahsetti.

UCUZ GIDA TERCİH EDİLİYOR

Ülkemizde genel olarak proteinli gıdalar ve sebze yerine ucuz gıda olan karbonhidratın tercih edildiğine dikkat çeken Prof.Dr. Kaynak, “Sebze kullanımı son derece önemlidir. Bunun sebebi ise sebzelerde hücrelerin sağlıkla yaşamasını sağlayan antioksidan maddeler bulunur. O nedenle her insanın günlük olarak sebze tüketmesi gerekir. Ancak bizim ülkemizde sebze tüketen çocuk sayısı yüzde 33. Ekmek ve makarna gibi ürünler çok fazla tüketiliyor. Bunun sebebi ise alım gücü yetersizliği yani yoksulluk nedeniyle, ucuz gıda tercih edilmesi. Ekmekle ve makarna ile beslenen 6 aylık ve üstü yaşlardaki çocukların oranı yüzde 62 yani her üç çocuktan iki tanesi karbonhidratla besleniyor. Çocuklarda et tüketim oranı yüzde 13 yani 7 çocuktan bir tanesi et tüketebiliyor. Türkiye’de şöyle bir olay ortaya çıkıyor, her 3 çocuktan 2 tanesi karbonhidrat bağımlısı. Aslında bunun tam tersi olması gerekiyor. Daha fazla et ve sebze tüketilmeli” dedi.

GELECEĞİN DE SORUNUDUR

Fakirliğin ahlaki açısından da sorunlara yol açtığını ifade eden Prof.Dr. Süleyman Kaynak, “Açlık ve yoksulluk hem bedensel, fiziksel hem de ruhsal anlamda insan sağlığını bozan, insanları ve toplumu yoran bir durumdur. Sosyal ilişkileri bozan bir durumdur. Aç insana siz niye bunu böyle yaptın diyemezsiniz. Fakirlik ahlaki açısından da sorunlara yol açan bir alandır. İnsanların bedensel, ruhsal ve toplumsal olarak sağlıklı olmasını sağlamak, devletin asli görevidir ve devlet bunun vardır ve insanlar bunun için vergi verir. Açlığı önlemek ve iyi beslenmeyi sağlamak devletin asli görevidir. Bugün devlet maalesef bu görevini yerine getiremiyor. Zira bugünkü kamu yönetim anlayışı insanları gözden çıkarmış ve sadece betona yatırım yapma esasına dayalı bir yaklaşım içindedir. Ne betonu yiyebilirisiniz ne de betonun gerçek bir katma değeri vardır… Açlık sadece bugünün değil, geleceğin de sorunudur. Çünkü bugünün aç bırakılmış çocukları yarının sorunlu bireyleri ve nesilleri haline gelebilir” dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.