“Lokal üretime önem vermeliyiz!”

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

İzmir Seferihisar’da çiftçilik yapan ve 2015 yılında ‘Torlak Çiftliği’ni kuran Armağan Portakal, çiftçilik kayıt belgesine 2014 yılında sahip oldu. Bu şekilde resmi olarak da çiftçi kayıtlarına geçen Portakal, kendini farklı bir çiftçi olarak tanımlıyor. Geleneksel çiftçiliğin sınırlarını aşan Portakal, çiftçilikten ürettiği ürünleri çiftliğinde kurduğu atölyelerle kendine özgü tasarımlarla zenginleştiriyor.

Portakal, küresel iklim krizine dikkat çekerek, lokal tohuma, lokal kaynaklar ve lokal üreticilere vurgu yapıyor.

TOPRAĞIN RİTMİNE SAYGILI…

Çiftçiliğin “İsteyen, sabır ve sadakatı olan, toprağın ritmine saygılı herkes çiftçi olabilir” şeklinde tanımını yapan Portakal, “Türk Dil Kurumu sözlüğünde çiftçinin tanımı “Geçimini toprağı ekerek sağlayan kimse” olarak yazıyor. Bu tek yönlü bir ilişki. Ve sürdürülebilir olmaktan uzaklaşıyor. Nüfus arttıkça tüketimi yansıtıyor. Oysa bugün, karşılıklı ilişkiye mecburuz. Toprakları savunmasız bırakarak erozyona açık hale getirmek, yararlı toprak üst katmanların zenginliğini yok ederek, mono tarım, kimyasal gübre, ilaçlama, derin sürme gibi pek çok faaliyet ile topraktan ektiğimizin karşılığını almaya çalışmak bizi ileriye götürmeyecek. O nedenle çiftçi, toprağının zenginliğini korumaya özen göstererek karşılıklı ilişkide olan insandır bugün. İsteyen, sabır ve sadakatı olan, toprağın ritmine saygılı herkes çiftçi olabilir” dedi.

ÇİFTÇİNİN PARA KAZANMASI ZOR!

Türkiye’de çiftçinin yaşadığı zorlukları kadın-erkek diye ayırmanın doğru olmadığını belirten Portakal, şunları söyledi: “Çiftçilerin yaşadığı zorluğu kadın-erkek diye ayırmıyorum çünkü çiftçi olarak para kazanmak hayli zor. Yevmiye, elektrik gibi giderler artıyor, yenileme ve hırdavat masrafı hep oluyor. Arıza çıkıyor, artezyen tekliyor, motor bakım istiyor, damlama borularını yenilemek ya da çift sıra yapmak gerekiyor. Adım attığımız her şey gider. Geçimini tarımla sağlayan insanlar için oldukça zor bir yaşam savaşı” diye konuştu.

LOKAL TOHUMLAR ÇOK ÖNEMLİ!

21’inci yüz yılın yakıcı gerçeği olan ve mücadele için hiç vakit kaybedilmemesi gereken küresel iklim krizi ile ilgili de konuşan Portakal, lokal kaynaklar ve lokal üreticilere vurgu yaptı. Portakal, “Su kaynakları azalıyor, hava kirli, inşaatlar artıyor, verimli topraklar imara açılıyor. Bu sadece ülkemizde değil dünyada yaşanan sorun. Sınırsız sandığımız kaynakların sınırlı olduğunu tüm dünya olarak idrak edemedik. Besin değeri yüksek, yöresel, lokal tohumlar kıymetli. O coğrafyanın insanının bünyesine uygun besinlere ulaşmak zorlaştı. Katkısız ürünlere ulaşmak zorlaştı. Özellikle pandemi dönemi bize bir şey gösterdi: lokal kaynaklar çok önemli ve değerli. Lokal üreticiler. Katkısız ürün üretenler değerli. Mikro ağ gibiyiz. Bütünün içinde çok kıymetli bir yerdeyiz. Sürdürülebilirliği bir bütün olarak sağlayan mikro ağ diyorum ben buna. Bana göre sürdürülebilirlik bir firmanın dikey büyümesi değil mikro ağ gibi ufak ve lokal üreticilerin çoğalması ve sistemi beslemesidir. Kaynak kullanımını dengede tuttuğu için tabiatın döngüsüne hem uygun hem de döngüyü besleyen boyuttadır” ifadelerine yer verdi.