TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kadının çığlığı: ‘Dengbejlik’

Eskiden kadınlar için yasak çoktu, gelenekler vardı. Aslında sanat kadından gelmiş. Nasıl mı? Dengbejlik ile… Yıllardır yüksek sesle doğaçlama türkü söyleyen Kadifekaleli kadınlara göre “Dengbej demek dertbej demek”

Haber Giriş Tarihi: 26.03.2021 09:49
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kadının çığlığı: ‘Dengbejlik’

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

Hikayeciliğin kadın halidir dengbej kadınlar... İçli sesleri, derin duygularıyla strana (şarkılara) hayat verir, hikayelerini anlatırlar. Ellerini kulaklarına götürüp, yüksek sesle ve doğaçlama şekilde hikaye anlatan kadınlar, Kürt toplumunun ortak hafızası ve vicdanı olarak tanımlanır. Öte yandan, dengbejlik sanatında erkekler ön planda olsa da, yaşadığı döneme damgasını vurmuş önemli oranda kadın dengbej bulunuyor. Bunlar arasında Meryem Xan, Eyşe Şan, Susika Simo ve Aslika Qadir ilk sıralarda yerini alır. Kadının, dengbejlerin diline döküldüğü hikayelerde yer edinmesi kadar, hikayelerin kadın dengbejlerin dilinde yer alması da bir o kadar önemlidir.

Bu ay ilk kez yayımlanan gazetemiz İLKSES’in ‘Kadın’ eki aracılığıyla bahsini ettiğimiz kadın dengbejleri, unutulmaya yüz tuttukları böylesine bir dönemde tekrar hatırlatmak, onları henüz hiç bilmeyen yeni nesle anlatmak istedik. Adeta ‘kadının çığlığı’ haline gelen dengbejlik geleneğini dinlemek için İzmir’in Kadifekale semtini ziyaret ettik; kadın sesinin ayıp olmadığını söyleyen kadınlar ile başladık söyleşmeye.

DENGBEJ DEMEK DERTBEJ DEMEK

“Dengbej demek dertbej demek, kimin derdi varsa o dengbej oluyor” diyen Sakine Gülördek, “12 yaşımdan beri kılam (türkü) söylerim. 12 yaşında evlendirilince ben derdimi söyledim. Ondan sonra yavaş yavaş bugüne kadar söyledim. Dengbej demiyorum, ben kendim ona ‘dertbej’ diyorum. Dengbej olan kadın aynı zamanda dertbejdir. Kimin derdi varsa o dengbej oluyor, derdini dile getirmek zorunda. Zaten dengbejliğin anlamı bir şeyleri yüksek sesle dile getirmektir… Bu gelenek son yıllarda falan çıkmadı. Yüzyıllardır var belki. Erkeklerin bir eseri olduğunu sanıyorlar fakat değil. Dengbej kültürünü ortaya çıkaran Kürt kadınlarıdır. Yasaklı bir dilimiz vardı, sustuk, kılamlarla isyan ettik. Zorla evlendirdiler, sustuk, kılamlarla bağırdık. Küçük yaşta çocuklarımızı kocaya verdiler, sustuk, kılamlarla çığlık attık. Kuma getirdiler, sustuk, kılamlarla kendimizi öldürdük. Yoksulluk çektik, sustuk, kılamlarla sesimizi duyurmaya çalıştık. Biz sustuk ama kılamlarımız susmadı. Bu türküleri de bir yerlerden ezberlemiyoruz. O an yaşadığımız olayları hikaye anlatır gibi söylüyoruz. Biz kadınlar ortaya çıkardık, erkekler sahiplendi. Çünkü yıllar önce kadının konuşması, gülmesi, şarkı söylemesi ayıptı. Ülkede ya da o bulunduğumuz köyde olaylar olurdu, erkek dengbejler köy köy gezip, sedirlere oturup, ellerini kulaklarına götürüp, köy halkına anlatırdı. Televizyon, radyo yoktu. Habercimiz dengbejlerdi. Köylüler o gün dengbejin geldiği eve oturur, olayları ondan dinlerdi” yorumunda bulundu.

KADINLAR ÖZLEMLERİNİ ANLATIYOR…

Kadifekale’deki evinin bahçesinde tandır ekmeği yapan Muhterem Sezgin de “Kadınlar kendi acı ve kederlerini, aşklarını, özlemlerini anlatıyor bu gelenek ile. Bir de o dönemlerde kadının üzerindeki toplum kuralları çok fazlaydı. Bizlere susmayı dayatan, şarkı söyleyememeyi hatta dinleyememeyi bir zincir gibi boynumuza bağlamışlardı. Bizim ilerleyişimizi engelleyen kurallardı bunlar. Sizin de dediğiniz gibi yasaklar bu sanatı oluşturdu. Ben dengbej değilim. Diğer ustalara saygısızlık olur bunu dersem. Fakat kendimce bir şeyler söylüyorum. Zaten bence her Kürt kadını bir dengbejdir. Şimdi özgürce söylüyorum kılamlarımı. Tandırda bile söylüyorum. Söylerken de ağlıyorum. O kadar çok şey çektik ki. O çektiğim dertleri bu şekilde içimden atıyorum. Ben küçük yaştayken annem öldü, ayıptı, ağlayamıyorduk büyüklerin yanında. Ahıra gidip kılam söylüyordum. Sonra babamı kaybettim, onun için kılam yaktım. Karnımdaki çocuğu kaybettim, ona yaktım kılamlarımı. Çocuklarım ben söyleyince şaşırıyor. Hele bir tanesi hiç sevmiyor. ‘Anne sus, içimi kararttın’ diyor. Yine bizim çocuklar ne olduğunu biliyor. Bazıları ne olduğunu hiç bilmiyor. Belki yıllar sonra unutulup gidecek. Bu nesil sevmez gibi görünüyor, sürdürmezler. Onların dertlerini anlatacakları telefonları var. Ne yapsınlar dengbejliği?” sözlerini kullandı.

Kısacası, kadın dengbej olmak; kadın sesinin ayıp olmadığı, erkekler gibi divana çıkabilir olmayı, anlatılan hikayelerin sadece erkeğe değil kadına da ait olduğunu, yaşamın bu alanına da ortak olunduğunu kabullendirmek için önemlidir. O dönemde, sanatın ve yaşamın her alanında kadının var olduğunu kanıtlayan kadın dengbejler, bugün Kürt kadını ve tüm kadınlar için müthiş bir kazanım ve statü elde etmesindeki önemli bir miras.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.