Vatan Partisi’nin İzmir adayı belli oldu: Soyer’e ‘partizan’ Liman satışına ‘destek’ çıkışı

Mayıs seçimleri sonrasında hızla yerel seçim atmosferine giren Türkiye’de siyasi partilerden art arda adaylık açıklamaları gelmeye başladı.

Son olarak Vatan Partisi İzmir İl Başkanı Serhan Bolluk, düzenlenen basın toplantısında Mart 2024 yerel seçimlerinde Vatan Partisi’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayını açıkladı.

Partisinin yerel seçimdeki adaylarının kendisi olduğunu duyuran Bolluk, kentin sorunları üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i eleştirdi.

Hükümetle işbirliği noktasında Soyer’in ‘partizan’ tavır takındığını belirten Bolluk, Alsancak Limanı satışına ilişkin de dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

GÜNEYİMİZDEKİ PROBLEMLERİN DE ÇÖZÜMÜ OLACAK

Konuşmasına Hamas-İsrail savaşının Türkiye’nin mücadele ettiği terör soruna çözüm olacağını belirterek başlayan Bolluk, “İsrail Başbakanı ‘Bütün Ortadoğu haritası değişecek’ diyor. Doğru ama onun beklediği gibi değil. Biz Filistin halkının bu hareketini çok önemli bir atak olarak değerlendiriyoruz. İyi hesaplanmış bir hamle. İsrail şaşırmış vaziyette. Bu sonuçtan dahi anlamak mümkün ki bu atak çok zamanlı. Bu, gelişen dünya adına bir atak. Bütün Orta Doğu haritası çözüme doğru değişecek. Aynı zamanda bizim güneyimizdeki problemlerin de çözümü olacak. Nedir onlar? Güneyimizde 20 tane Amerikan üssü. Ne arıyor onlar orada? Suriye’nin petrolünü çalıyorlar ve PKK’ya çaldırıyorlar. Orta Doğu haritası değişecek. Amerikan varlığı buradan çekilecek. Filistin halkının bu son hareketi de bunun çok önemli bir parçasıdır” dedi.

İZMİR’DEN DAHA İYİ BİR KAPI BULMAK MÜMKÜN MÜ?

Partinin İzBB adayını açıklayan Bolluk, İzmir’in potansiyeline dikkat çekerek “Partimizin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı benim. Normalde en çok sorulan soru ‘kim’ sorusudur. İzmir’e baktığımızda… Ben çoğunuzdan daha yeni İzmirliyim. İzmir’e baktığımızda sahipsiz bir kent görüyoruz. Bir tarafta muazzam bir potansiyel. Tarım ve sanayi zenginliği var. İzmir, yakın gelecekte bir bilişim merkezi olmaya doğru gidiyor. Böyle bir potansiyelimiz var. Asya’nın batıya açılan kapısı İzmir. Büyük ve önemli bir kapı İzmir. Mesela liman… Çok basit dokunuşlarla şu anki kapasitesinin 8 katına çıkartılabilir. İzmir’in en önemli potansiyellerinden biri de insan potansiyeli. Hem sanayi hem de tarım bakımından ciddi bir üretim iştahı var. Ama İzmir, her anlamda potansiyelinin çok altında bir durumda. Bunların önemli bir kısmı hükümet işi. Ancak altyapı olmadan… Suyu, konutları, otelleri yetmiyorsa nasıl olacak? Diyelim ki limanlar büyütüldü, ulaşım sağlandı. İzmir altyapı bakımından buna hazır değil ama. Altyapıda çok ciddi eksiklerimiz var. İzmir’de trafik sorununu çözeceğim yok Körfez kokusu… Daha da önemli olan İzmir’e bakınca ne görüyoruz? Çinliler İzmir’e çok önem veriyor. Büyük bir ilgiyle bakıyorlar. Çok normal. İzmir’den daha iyi bir kapı bulmak mümkün mü? Üç kıtanın kavşağı” diye konuştu.

RANTÇI OLAN HER YERE ÇULLANIR SONRA ‘PARA YOK’ DER

Mevcut yerel yönetimi ‘plansızlık’ noktasında eleştiren Bolluk, “Bu kadar potansiyel var. Un, şeker, yağ var ama bu helva nasıl yapılacak? Öncelikle… Biz halkçılık diyoruz. Halka hizmet için belediye, rant için değil. Kamucu. Öyle işler var ki belediye çok rahat yapabilir. Ama illa ki dışarıya verecek. Peki onca insan ne yapıyor? Ne için maaş alıyorlar? O daire başkanlarının hepsini o yol ve kanalizasyon çalışmalarının başına dikeriz. En başta da ben giderim. Makamımda oturmak yok. Hizmete bakacağız, yerimizde oturmaya değil. Halkçılık kutlamalarda alana çıkmak değildir. Halkçı olan plan yapar. Rantçı olan her yere çullanır sonra da öyle kalır. Hiçbir şey yapamaz. Sonra da ‘para yok, para yok!’ Öncelikleriniz olacak, plan yapacaksınız. Plansız ve programsız işler olmaz. O planı yapabilmek için oturup İzmirli hemşerilerin sorunlarını sıralayacaksınız” ifadelerini kullandı.

İzmir’in kaynaklarının sorunların çözümü için yeterli olduğuna dikkat çeken Bolluk, şunları söyledi; “İzmir’in büyük sorunları var. Yağmur suları, atık ular arıtılacak. Muazzam bir sızdırma var şebekede. Miktarını da kimse bilmiyor şu anda. Bunların hepsinin yapılması lazım. Her yeri kazacağız, mecburuz. Onların yıllar boyunca yaptıklarını biz aylar içinde yaparız. Sıraya koyarız, plan yaparız, 24 saat çalışırız. Kaynak? Kaynak sınırlı ama var. İzBB’nin ciddi kaynakları var. Ama nereye ve nasıl kullanılıyor? Bostanlı’da bir Opera Binası var. Yarısı bitti. Ama 2 senedir çivi çakılmıyor. En az 150 milyon lira para döküldü ortaya. İzmir’in kaynakları heba oluyor. Ne yapalım? İzBB’nin elinde çok fazla kamu malı var. Onlar size plan yapma imkanı verir. Yapmıyorlar sonra ‘para yok’ diyorlar. Zamanında yapsana şu işi.”

MERKEZİ İKTİDARLA İŞBİRLİĞİ VE UYUM ŞART

Kentin sorunlarının çözümünde merkezi iktidarla işbirliği vurgusu da yapan bolluk, “O Körfez… Biz o güzelim Körfez’i kullanamıyoruz. Deniz ulaşımı. Gayet basit. Bundan 60-70 yıl önce İzmir’deki iskele sayısı şimdikinden fazla. Ayrıca bunlar ucuz işler. Bizde neden yok? Bir hocamız ‘Körfez’de 4-6 milyar dolar yatıyor’ dedi. Biri denizcilik, diğeri de balıkçılık. Mesela nasıl olur da İzmir’e turist gelmez? Belediyenin bu konuda yapacağı bir şey olmaz? Kim tanıtacak bu İzmir’i? Dünya çapında 7-8 kurvaziyer firması var. İzmir’e neden gelmiyorlar? Biz neden onlarla bir anlaşma ve görüşme halinde değiliz? Niye bir kurvaziyer gemisi gelmez İzmir’e? Diyelim geldi. O zamanda da yatıracak yer yok. Hilton çürüyor. Bunu harekete geçirebilecek bir irade ve beceri yok. Sonra da İzmir’e otel yok deniliyor. İki noktamız var. Halkçılık ve kamu. Bir diğer nokta da hükümetle uyumlu çalışmak. İzmir’de yerel yönetim olarak girişeceğiniz her proje Ankara’ya dayanır. Mesela baraj yapılacak. Kanun açık. Barajı DSİ yapar. Belediye dağıtımını yapar. İşbirliği ve uyum şart. İmar mesela. Bizim iddiamız İzmir’i yükseltmek. Arsalar var .Şehri kayalık yerlere çıkarmak hedefimiz. Aşağılarda İzmir’in henüz oturmamış bir zemini var. Tek çare İzmir’i biraz yukarılara çıkarmak. Onun yolu da yine hükümetle uyumlu çalışmak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın İzmir Kentsel Dönüşüm Projesi var. Bizim de projemiz var. İkisini birleştireceğiz biz rant peşinde değiliz. Hükümetle rant kavgasına girmeyeceğiz” dedi.

HÜKÜMET AĞZIYLA KUŞ TUTSA KÖTÜ

Mevcut durumda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in merkezi iktidarla işbirliği konusunda başarılı olup olmadığı ve merkezi iktidarın ‘İzmir’e negatif ayrımcılık yapıp yapmadığı’ sorusunu da yanıtlayan Bolluk, “Her siyasi figür mensup olduğu siyasi partiyle var. Tunç Soyer bağımsız seçilmiş bir başkan değil. Sorun buradan başlıyor. Biz parti olarak doğru bulduğumuz alkışlarız. Yanlış bulduğumuzu eleştiririz. Yüzde 1000 uyumdan bahsedemeyiz. Belediye başkanı ve hükümetin farklı parti olmasının durumunda çekişme normaldir. Ama burada bir sorun var. Sayın Soyer’in şöyle bir tutumu var. Hükümet ağzıyla kuş tutsa kötü. Öncelikle partisinin problemi var. Mesele Sayın Tunç Soyer’in şahsi meselesi değil bu. Bizi parti olarak öyle bir kompleksimiz yok” diye konuştu.

İZMİR’İ BİLİMSEL SOSYALİSTLER YÖNETECEK

Bir süredir devam eden İzmir’in solun mu merkez sağın mı kalesi tartışması üzerinden yerel seçimlerde İzmir’de sağ bir partinin iktidar olup olmayacağı konusunda değinen Bolluk, şunları söyledi; “Seçimi biz kazanacağız. Biz partimizi bilimsel sosyalist buluyoruz. İzmir’i bilimsel sosyalistler yönetecek. Bence artık hiçbir yer hiçbir partini kalesi değil. Türkiye’de artık öyle bir şey yok. Mesela güneydoğu HDP’nin halesi mi? Son 3-4 genel ve yerel seçimlerde HDP güneydoğuda oy kaybetti mesela İzmir nerenin kalesi? Zamanında Demokrat Parti’nin kalesiydi. Sağ. Şimdi de CHP kazanıyor üst üste. Hele artık bugünün Türkiye’sinde hiçbir yer kimsenin kalesi değil. Son dönemlerde ciddi bir arayış var. Son genel seçim her iki ittifak için de tepe noktasıydı. Bu da zirvedeydiler demektir. Artık iniş başlar. İki tarafta da ciddi bir memnuniyetsizlik var. Seçmende arayış var. Bu da Vatan Partisi olarak bizim avantajımız.”

İŞLETMESİNİ VERMEKTE SORUN YOK

Lojistik ve İzmir’in liman kenti noktasındaki öneminden Alsancak İzmir Limanı’nın satışına ilişkin de olumlu değerlendirmede bulunan Bolluk, “Orada şöyle bir yanlış var. İzmir Limanı Varlık Fonu’nun mülkiyetinde. Varlık fonu onu satamaz. Ayrıca ben bu konuda çok olumsuz düşünmüyorum. Orada yapılacak olan liman işletmesinin yüzde 49’unu verecek bir yabancı sermaye arıyorlar. Bunda da Katarlılar gündeme geldi. Yüzde 51 işletmesi Varlık Fonu’nda kalacak. Katarlılar o limanı geliştirecekse bence işletmesini vermekte hiçbir sorun yok. Eğer kapasite artarsa şu an 1 isek 8 oluruz. Yakın zamanda İzmir Limanı ihtiyaçları karşılayacak durumdaysa bile uzun vadede yetmeyecek” ifadelerini kullandı.

BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Soyer ‘Kordon’da çalı’ tartışmasına son noktayı koydu