İzmir Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi çalışmaları kapsamındaki “Nasıl Bir İzmir” panel serisinin ikinci paneli, “Gıda ve Tarım” başlığı ile yapıldı
Haber Giriş Tarihi: 24.11.2024 12:38
Haber Güncellenme Tarihi: 24.11.2024 12:39
Kaynak:
BÜLTEN
İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından şehrin uzun vadeli vizyonunu ve stratejilerini şekillendirmek üzere hazırlanan İzmir Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi için “Nasıl Bir İzmir” panel serisi sürüyor. Toplam 8 panel ve 8 atölye çalışmasından oluşan ve Doç. Dr. Murad Tiryakioğlu moderatörlüğünde düzenlenen “Nasıl Bir İzmir” serisinin ikincisi İzQ İnovasyon Merkezi’nde yapıldı.
Gıda ve Tarım başlıklı panelin ilk konuşmacısı Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan, Türkiye’de gıda ve tarım sektörlerini bugünkü durumunu ve geleceğini değerlendirdi. Her iki sektörde üretimin sürdürülebilir olması için ekonomik şartların uygunluğunun kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu belirten Özertan, şunları söyledi: “Çok fazla aktörün yer aldığı karmaşık bir yapı mevcut ve bunu yönetmek zor. Üretimin sosyal, çevresel ve ekonomik boyutunda çok sayıda problem mevcut. Tarım alanındaki eksiklerimizden biri üretimin nasıl daha iyi yapılacağının bilgisini üreticilerimize aktaramamak.”
TEDAVİ ETMEKTENSE PANSUMAN YAPIYORUZ
Sağlıklı beslenme ve gıda güvenliği konusunda gelecekte insanlığı büyük sorunların beklediğine işaret eden Özertan, “İklim değişikliği bizi tahmin ettiğimizden daha fazla etkileyecek. Hayvanlar ve bitkiler iklim değişikliği ile stres altına giriyor. Şu an etkilerini yaşamaya başladık. İklim değişikliğinin kaynağı son 200 senelik ekonomik faaliyetlerimiz. Türkiye’de her şeyi kısa vadeli düşünüyor ve planlıyoruz. Yaraları tedavi etmektense pansuman yapıyoruz. Bu nedenle 1960’lardaki problemleri 2024’te bire bir yaşamaya devam ediyoruz. Kısa vadeli hedeflerden orta vadeli hedeflere geçmemiz gerekiyor. Tarım alanında üretici yaşlanıyor, eğitim seviyeleri düşük, finansal ve teknoloji okuryazarlıkları düşük, işini daha iyi yapabilmeye yönelik yatırımlar düşük. İşin ekonomik ve politik boyutu önemli ama 2074’ü nasıl tasarlarsanız tasarlayın sosyal ve ekolojik boyut da çok önemli” dedi.
BU BİR MARKALAŞMA MESELESİ DEĞİL
Özertan’ın ardından söz alan İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Nizam da, coğrafi işaretlemelerin çoğunun bir sertifika belgesi olmaktan öteye gidemediğine dikkat çekerek, “Coğrafi işaretlemeler ancak bir örgütlenme ve bir koruma modeli içerisinde gelişebilirse anlamlı sosyal çıktıları olabiliyor. Bu bir markalaşma meselesi değil, bir koruma meselesi. Tarımdaki endüstriyelleşme birçok toplumsal ekonomik ve ekolojik sorunu beraberinde getirdi. Endüstriyelleşmeye geç kalmış bölgeler yerel kaynaklarını koruyabiliyorlar. Post-endüstriyel dönemde yeniden revaçta olan yerelleşme temelinde, yerel ürünleri ile rant ekonomisinde yer almak istiyorlar. Türkiye’de bölgesel eşitsizlikleri artıran bir gıda sistemi var, yerelleşmeyi bu bağlamda tartışmalıyız. Kimi bölgeler endüstrileşmiş, kimi bölgeler ise geç kalmış; buradan doğan yerel değerlerle ve ürünlerle ilgili bir farklılık var. Yurt dışında ulusal düzeyde standardizasyon mevcut. Ancak Türkiye’de küçük ölçekli üretim modeli kurgulanıyor. Önemli olan yerelde politika yapabilmek, yerelleşebilmek, kooperatifleşmek, kolektif bir bilinç kurabilmek, eylem kurabilmek. Tarım özel sektöre bırakılmayacak kadar önemli fakat bunun için tarım sektörünün ekonomik olarak vazgeçilemeyen bir sektör olmaya devam etmesi gerekiyor” dedi.
YAĞMURU NASIL TOPLAYACAĞIZ
Panelin son konuşmacısı Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Yenal, tarımsal üretim-gastronomi ilişkisine dikkat çekerek, “İzmir, tarım meselesine kafayı takmış bir şehir, bu alandaki çalışmalar uzun dönemli ve örgütlenerek yapılmış. Takas şenlikleri, karakılçık buğdayının yaşatılması bunun örnekleri. İzmir’in hikâyesi, kurumsallaşma ile oluşmuş bir hikâye ve kentin bu açıdan avantajları var. Fakat bahsettiğim hikâye sallantıda. Çünkü 15-20 sene içerisinde küresel ısınmanın etkisiyle İzmir’de yağışlar yarı yarıya azalacak. Bu durumda biz hangi metotlarla neyin üretimini nasıl yapacağız? Yağmuru nasıl toplayacağız? Uzun erimli düşünmeliyiz. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre şu anda beslenmeye bağlı sağlık problemleri Türkiye’de orta düzeyde. Karbonhidrat ağırlıklı besleniliyor ancak yenilen ekmekte bile durum parlak değil. Buğdayın içindeki mikro elementlerin eksikliğinden dolayı gizli açlık var. Böylesi temel sorunlara çözümler üretmemiz şart” diye konuştu.
Panel, konuşmaların ardından soru-cevap bölümü ile sona erdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı tarafından kurgulanan “Nasıl Bir İzmir” çalışması, iki haftada bir tüm İzmirlilerin katılımına açık olarak gerçekleşecek paneller ve bunları takip eden atölye çalışmaları ile devam edecek. Çalışmanın, Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi’ne önemli çıktılar sağlaması bekleniyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İzmir Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi çalışmaları kapsamındaki “Nasıl Bir İzmir” panel serisinin ikinci paneli, “Gıda ve Tarım” başlığı ile yapıldı
İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından şehrin uzun vadeli vizyonunu ve stratejilerini şekillendirmek üzere hazırlanan İzmir Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi için “Nasıl Bir İzmir” panel serisi sürüyor. Toplam 8 panel ve 8 atölye çalışmasından oluşan ve Doç. Dr. Murad Tiryakioğlu moderatörlüğünde düzenlenen “Nasıl Bir İzmir” serisinin ikincisi İzQ İnovasyon Merkezi’nde yapıldı.
Gıda ve Tarım başlıklı panelin ilk konuşmacısı Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan, Türkiye’de gıda ve tarım sektörlerini bugünkü durumunu ve geleceğini değerlendirdi. Her iki sektörde üretimin sürdürülebilir olması için ekonomik şartların uygunluğunun kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu belirten Özertan, şunları söyledi: “Çok fazla aktörün yer aldığı karmaşık bir yapı mevcut ve bunu yönetmek zor. Üretimin sosyal, çevresel ve ekonomik boyutunda çok sayıda problem mevcut. Tarım alanındaki eksiklerimizden biri üretimin nasıl daha iyi yapılacağının bilgisini üreticilerimize aktaramamak.”
TEDAVİ ETMEKTENSE PANSUMAN YAPIYORUZ
Sağlıklı beslenme ve gıda güvenliği konusunda gelecekte insanlığı büyük sorunların beklediğine işaret eden Özertan, “İklim değişikliği bizi tahmin ettiğimizden daha fazla etkileyecek. Hayvanlar ve bitkiler iklim değişikliği ile stres altına giriyor. Şu an etkilerini yaşamaya başladık. İklim değişikliğinin kaynağı son 200 senelik ekonomik faaliyetlerimiz. Türkiye’de her şeyi kısa vadeli düşünüyor ve planlıyoruz. Yaraları tedavi etmektense pansuman yapıyoruz. Bu nedenle 1960’lardaki problemleri 2024’te bire bir yaşamaya devam ediyoruz. Kısa vadeli hedeflerden orta vadeli hedeflere geçmemiz gerekiyor. Tarım alanında üretici yaşlanıyor, eğitim seviyeleri düşük, finansal ve teknoloji okuryazarlıkları düşük, işini daha iyi yapabilmeye yönelik yatırımlar düşük. İşin ekonomik ve politik boyutu önemli ama 2074’ü nasıl tasarlarsanız tasarlayın sosyal ve ekolojik boyut da çok önemli” dedi.
BU BİR MARKALAŞMA MESELESİ DEĞİL
Özertan’ın ardından söz alan İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Nizam da, coğrafi işaretlemelerin çoğunun bir sertifika belgesi olmaktan öteye gidemediğine dikkat çekerek, “Coğrafi işaretlemeler ancak bir örgütlenme ve bir koruma modeli içerisinde gelişebilirse anlamlı sosyal çıktıları olabiliyor. Bu bir markalaşma meselesi değil, bir koruma meselesi. Tarımdaki endüstriyelleşme birçok toplumsal ekonomik ve ekolojik sorunu beraberinde getirdi. Endüstriyelleşmeye geç kalmış bölgeler yerel kaynaklarını koruyabiliyorlar. Post-endüstriyel dönemde yeniden revaçta olan yerelleşme temelinde, yerel ürünleri ile rant ekonomisinde yer almak istiyorlar. Türkiye’de bölgesel eşitsizlikleri artıran bir gıda sistemi var, yerelleşmeyi bu bağlamda tartışmalıyız. Kimi bölgeler endüstrileşmiş, kimi bölgeler ise geç kalmış; buradan doğan yerel değerlerle ve ürünlerle ilgili bir farklılık var. Yurt dışında ulusal düzeyde standardizasyon mevcut. Ancak Türkiye’de küçük ölçekli üretim modeli kurgulanıyor. Önemli olan yerelde politika yapabilmek, yerelleşebilmek, kooperatifleşmek, kolektif bir bilinç kurabilmek, eylem kurabilmek. Tarım özel sektöre bırakılmayacak kadar önemli fakat bunun için tarım sektörünün ekonomik olarak vazgeçilemeyen bir sektör olmaya devam etmesi gerekiyor” dedi.
YAĞMURU NASIL TOPLAYACAĞIZ
Panelin son konuşmacısı Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Yenal, tarımsal üretim-gastronomi ilişkisine dikkat çekerek, “İzmir, tarım meselesine kafayı takmış bir şehir, bu alandaki çalışmalar uzun dönemli ve örgütlenerek yapılmış. Takas şenlikleri, karakılçık buğdayının yaşatılması bunun örnekleri. İzmir’in hikâyesi, kurumsallaşma ile oluşmuş bir hikâye ve kentin bu açıdan avantajları var. Fakat bahsettiğim hikâye sallantıda. Çünkü 15-20 sene içerisinde küresel ısınmanın etkisiyle İzmir’de yağışlar yarı yarıya azalacak. Bu durumda biz hangi metotlarla neyin üretimini nasıl yapacağız? Yağmuru nasıl toplayacağız? Uzun erimli düşünmeliyiz. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre şu anda beslenmeye bağlı sağlık problemleri Türkiye’de orta düzeyde. Karbonhidrat ağırlıklı besleniliyor ancak yenilen ekmekte bile durum parlak değil. Buğdayın içindeki mikro elementlerin eksikliğinden dolayı gizli açlık var. Böylesi temel sorunlara çözümler üretmemiz şart” diye konuştu.
Panel, konuşmaların ardından soru-cevap bölümü ile sona erdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı tarafından kurgulanan “Nasıl Bir İzmir” çalışması, iki haftada bir tüm İzmirlilerin katılımına açık olarak gerçekleşecek paneller ve bunları takip eden atölye çalışmaları ile devam edecek. Çalışmanın, Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi’ne önemli çıktılar sağlaması bekleniyor.
Kaynak: BÜLTEN
İzmir ulaşımında geçici değişiklik: Bazı yollar trafiğe kapatılacak
Polis memuru Şeyda Yılmaz'ı şehit eden sanık hakim karşısında
Çanakkale'de korkutan deprem
Sağlık Bakanlığı personel alacak! Sağlık Bakanlığı personel alımı kadro ve branş dağılımı
Depoları fulleme zamanı: Benzine beklenen büyük indirim geldi
Buca Metrosu hangi aşamada? Çalışmalar devam ediyor
İzmir Büyükşehir’den kreş çözümü: İsimler değişecek
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden yeni yıla merhaba kermesi
Karabağlar’da belediye hizmeti parklara taşındı
Başkan Ata’dan yerli ürün çağrısı: Yerli malı ve esnafı tercih edin
Son Girilen Haberler
Konut kiralamayı düşünenler dikkat!
Ticaret Bakanlığınca, Elektronik İlan Doğrulama Sistemi (EİDS) uygulamasının, 1 Ocak 2025 itibarıyla kiralık taşınmaz ilanları için zorunlu şekilde devreye alınmasına, satılık taşınmaz ilanlarında ise verilecek ikinci talimata kadar uygulamanın mevcut haliyle devam etmesine karar verildiği bildirildi.
İzmir'de tekstil fabrikasında büyük yangın!
İzmir'in Bornova ilçesinde tekstil fabrikasında çıkan yangına müdahale ediliyor.
Elon Musk'ın serveti ne kadar?
Elon Musk'ın net serveti 400 milyar doların üzerine çıktı.