İktidar sömürüyü MESEM ile kurumsallaştırıyor

MESEM uygulamasının çocukların geleceğini elinden aldığını ve çocukların sömürüsüne neden olduğunu belirten İzmir Barosu, iktidarın bu sömürüyü kurumsallaştırdığını söyledi

Haber Giriş Tarihi: 11.09.2024 18:14
Haber Güncellenme Tarihi: 11.09.2024 18:35
Kaynak: MUHABİR BERKAY ERDEN
İktidar sömürüyü MESEM ile kurumsallaştırıyor

Muhabir-Berkay Erden / Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak eğitim veren ve eskiden Çıraklık Eğitim Merkezi olarak bilinen Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) bir çok kesimin tepkisini çekmeye devam ediyor. MESEM kapsamında çocukların ucuz iş gücü olarak kullanıldığına ve ölümlerin yaşandığına dikkat çeken İzmir Barosu, "MESEM'ler Kapatılsın, Çocukların Ekonomik Sömürüsü Son Bulsun" başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

İzmir Barosu Başkanı Avukat Sefa Yılmaz basın metni okunmadan önce yaptığı konuşmada, “Pazartesi günü yüz binlerce çocuk okula başladı bunlardan bazısı da MESEM adı altında ucuz işçi olarak çalıştırılan çocuklardır. Hep söylüyoruz; gerektiğinde sokaklarda oluyoruz. Sesimizin bir yerlere ulaşmasını bekliyoruz ama burada gözlerini kapatmış bir iktidardan bahsediyoruz. Ama biz umutlarımızı hiçbir zaman kaybetmedik. Çocukların ekonomik sömürüsü ile ilgili ve çocukların can güvenliği ile ilgili sözlerimizi söylemeye devam edeceğiz" diyerek  basın açıklamasını yapmak üzere sözü Baro Başkan Yardımcısı Avukat Zöhre Dalkıran'a bıraktı.

Açıklamaya 2023-2024 yılında MESEM kapsamında 10 çocuğun öldüğünü söyleyerek başlayan Zöhre Dalkıran, “15 yaşındaki bir çocuğun yüksekten düşmesi ve 16 yaşındaki bir çocuğun akıma kapılması ile birlikte 2023-2024 eğitim ve öğretim döneminde MESEM kapsamında çalıştırılırken ölen çocuk sayısı 10’a çıktı.  Birer sayı olarak ifade ettiklerimizin her biri yaşam hakkı ellerinden alınmış çocuklar ve gençler. Henüz yaşayacak çok şeyi olan, devlet politikaları neticesinde geleceksizleştirilen, güvencesiz bırakılan ve son olarak da yaşam hakkı ellerinden alınan çocuklar ve gençler. Bu hafta yeni bir eğitim ve öğretim dönemi başladı. Mesleki Eğitim Merkezi uygulaması, çocukların yaşam hakkı başta olmak üzere pek çok hakkını ihlal etmeye devam ediyor. Haftanın dört günü iş yerinde bir gününün ise okulda verildiği söylenen ‘mesleki eğitim’, tamamen içi boşaltılmış müfredat ve güvencesiz koşullarda çocukların çalıştırılması ile karşımıza çıkıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Çocuklar geleceksiz kılınıyor

Kontrolsüz şekilde yetişkinlerle çocukların aynı ortamda bulunduğuna dikkat çeken Dalkıran, çocukların geleceksiz bırakıldığını belirterek; “Yeri okul olan çocuklar geleceksiz kılınırken bir yandan da kontrolsüz olarak yetişkinlerle aynı ortamda uzun süre bulunmak zorunda bırakılıyor. Bu durum onları istismara karşı korunmasız kılıyor. Aynı zamanda haftanın sadece bir günü okula giden öğrencilerin, okulla ve rehber öğretmenlerle olan bağlarının zayıflığı ise korunmasız kılınan çocukların yardım isteyeceği yerlerin ellerinden alınması anlamına geliyor. MESEM uygulaması kapsamında adeta ‘işçi’ olarak çalıştırılan çocukların çalıştırılmaları iş, kendileri işçi olarak hukuki koruma altında bulunmadığı için bir işçinin sahip olduğu haklara dahi sahip olamıyorlar.  Bu da kanunda açıkça çalıştırılması yasak olan kimi yaş grubundaki çocukların da -hatta kimi zaman ağır koşullarda- çalıştırılmalarına neden oluyor. 4+4+4 olarak ifade edilen eğitim sisteminin bir sonucu olarak çok erken yaşta çocukların okula başlaması nedeniyle erken yaşta lise çağına erişmeleri söz konusu oluyor. Bu nedenle de hukuken yasak olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı eliyle çok erken bir yaşta ucuz işgücüne dâhil oluyorlar’ diyerek açıklamalarını sürdürdü.

Çocukların sömürüsü denetlenmiyor

Stajyer çocukların denetimindeki eksiklere değinen Baro Başkan Yardımcısı Dalkıran, çocukların denetiminin kağıt üzerinde kaldığını dile getirip; “Mevzuata göre, çocukların ve gençlerin staj görmekte oldukları işletmelerde sağlıklarının ve güvenliklerinin denetiminin sorumluluğu Milli Eğitim Bakanlığında. Fakat MEB, bu denetimi halihazırda yoğun ders programları bulunan öğretmenler aracılığı ile yapıyor. Bu da denetimlerin oldukça seyrek yapılmasına ve kâğıt üzerinde kalmasına neden oluyor. Çünkü sorumluluğun gereği gibi yerine getirilmesi için gereken istihdam ve çalışma planı oluşturulmuş değil. Bu durum, aynı zamanda çocukların ve gençlerin eğitimlerinin çok ötesinde, normalde yasak olan ağır çalışma koşullarında çalışmalarına ve bu nedenle yaşam haklarının dahi tehlikede bulunmasına neden oluyor. Çoğu kez de çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyuyor, potansiyellerini eksiltiyor, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veriyor” dedi.

İktidar politikanın bir parçası yaptı

Taraf olunan uluslararası sözleşmelere uyulmadığını belirten Dalkıran, iktidarın MESEM’ler aracılığı ile çocuk sömürüsünü kurumsallaştırdığını söyleyerek, “Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 32. maddesi, sözleşmeci devletlere çocukların ekonomik sömürüsüne karşı çocukların korunması için önlem alma yükümlülüğü yüklemektedir. Madde şu şekildedir: ‘Taraf Devletler, çocuğun, ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkını kabul ederler.’ Fakat tam da maddede sayılan koşullarda çocukların ekonomik olarak sömürülmesi durumuna karşı önlem almak bir yana, siyasi iktidar bu koşullarda çocukların çalıştırılmasını çalışma politikasının bir parçası haline getirerek MESEM’ler aracılığıyla çocuk emeğinin sömürüsü kurumsal hale getirmiştir” şeklinde konuştu.

Derhal son verilmeli

İzmir Barosu’nun yaptığı basın açıklamasının sonunda MESEM uygulamasına son verilmesi gerektiğini vurgulayan Zöhre Dalkıran, açıklamalarını şu sözler ile noktaladı:

“MESEM uygulamasına tüm bu nedenlerle derhal son verilmelidir. Fakat uygulama devam ettiği süre boyunca da çocuğun üstün yararı gereğince okulda geçirilen sürenin artması, okul müfredatının zenginleştirilmesi, denetim mekanizmasının işlevsel kılınması, staj amacı taşımayan çalıştırma halleri için işletmelere yaptırım uygulanması, sadece çocukların güvenliklerini ve sağlıklarını tam olarak korumaya yetkin şirketlerin uygulama kapsamına alınması ve bu koşulların denetime elverişli olacak şekilde açıkça düzenlenmesi gerekmektedir.”

Kaynak: BERKAY ERDEN

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.