TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hastane güvenliği için hastane polisleri olsun

İzmir Şehir Hastanesi’nde meydana gelen saldırı teşebbüsü hakkında Kaynak, hastanelerin müdahale yetkisi olmayan güvenlik görevlilerine değil hastane polisine emanet edilmesi gerektiği vurguladı

Haber Giriş Tarihi: 25.04.2024 08:33
Haber Güncellenme Tarihi: 25.04.2024 08:33
Kaynak: HABER MERKEZİ
Hastane güvenliği için hastane polisleri olsun

AYSELİN UZUN/ÖZEL HABER- İzmir Şehir Hastanesi’nde önceki gün sabah saatlerinde meydana gelen saldırı teşebbüsünün ardından gözler bir kez daha skandallar ile gündemden düşmeyen hastaneye çevrildi. Bir şahsın daha önce tedavi gördüğü kulak burun boğaz (KBB) polikliniğindeki doktorları tehdit etmesiyle başlayan olay, silahlı saldırıya dönüşmeden polis tarafından önlendi. Ancak saldırgan, silahı elinden alındıktan hemen sonra savcılık tarafından tekrar serbest bırakıldı. Serbest bırakılmasının ardından yine hastaneye dönerek 9. kattaki KBB polikliniğine çıkan şahsın, güvenlik tarafından yetkisi olmadığı için durdurulmadığını ve böyle bir durumda müdahale etmek üzere İçişleri Bakanlığı tarafından ‘hastane polisi’ adında yeni bir meslek grubunun yaratılması gerektiğini dile getiren İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Bu hastane 2 bin 60 yataklı ve bir günde binlerce hastanın girip çıktığı bir hastane. Böyle bir yerin güvenliği ne olduğu bilinmeyen güvenlik firmalarına değil İçişleri Bakanlığı’na ve Emniyet Müdürlüğü’ne emanet edilmesi gerekir. Ancak kurumlar bu konuda yeterli önlemi almaktan uzak. Hastanelerinin güvenliği için İçişleri Bakanlığı’nın hastane polisi gibi eğitilmiş ve bu konulara hâkim olan, yeni bir personel grubu yaratması lazım” dedi.

HEKİM KİMİ KORUYACAK?

Yaşanan olay hakkında bilgi veren Kaynak, saldırganın daha önce İzmir Şehir Hastanesi’nde boğaz kanseri nedeniyle tedavi gören bir şahıs olduğunun altını çizerek, meydana gelen durumun işaretlerinin çok önceleri başladığını şu sözlerle anlattı: “Tedavisi belirli aşamaya geldikten sonra bu hasta taburcu ediliyor. Fakat tedavisi süresince de sürekli olarak kendi tedavisini yürütmekte olan hekimlere tehditkâr bir dil kullanıyor. Örneğin ‘Siz benim çok canımı yakıyorsunuz. Sizi yaşatmam’ tarzında. Önceki gün sabah ise taburcu olduğu hastaneye evden tüfek ve mermiler alarak geri dönüyor. Ancak neyse ki evden çıkmadan ailesine yapacaklarını söylediği için ailesi polisi arayarak durumu bildiriyor ve hastanede polis tarafından gerekli önlemler alınıyor. Böylece şahıs eyleme geçmeden gözaltına alınıyor. Ancak ne yazık ki arabasında tüfek ve mermiler çıkmasına rağmen bu şahıs savcılık tarafından silahı elinden alarak serbest bırakıyor. Sonrasında ise saldırgan tekrar hastane bahçesinde dolaşmaya başlayınca, güvenlik sadece doktorları uyarmakla yetinmiş. Çünkü müdahale hakkı yok. Üstelik bu kişi hastane içinde de elini kolunu sallaya sallaya dolaşabiliyor. Sanki böyle bir olay yaşanmamış gibi hastanenin 9. katına kadar çıkabilmiş ve KBB bölümünde doktorlara adeta tehdit eder gibi dolaşmış. Durumdan rahatsız olan doktorlar ise çareyi kendini hemşire odasına kitlemekte bulmuş. Durum buralara kadar gelince polis tekrar gelip şahsı gözaltına almış. Ancak hala bu şahsa ne yapılacağı hakkında kesin ve rahatlatıcı bir bilgi yok. Zaten böyle bir insan en başta neden serbest bırakıldı onu da bilmiyoruz. Hekim can mı kurtaracak canını mı koruyacak?” şeklinde konuştu.

YENİ BİR PERSONEL GRUBU YARATILMALI

Hastanelerde büyük bir güvenlik zafiyeti olduğunu dile getiren Kaynak, bunun nedeni olarak şehir hastanelerinin inşaatını yapan firmalar ile devlet arasında tüm detayları kamuoyu tarafından bilinmeyen birtakım sözleşmeleri işaret etti. Ayrıca hastanelerde bu tarz şiddet olaylarının tekrar yaşanmaması için İçişleri Bakanlığı’nın bu konuda çalışma yürütmesi gerektiğine de değinen Kaynak, “Koskoca hastanelerin güvenliğini inşaat firmaları sağlıyor. İnşaat şirketleri gidiyor bir taşeron güvenlik şirketiyle anlaşarak hastanenin güvenliğini bu inşaat şirketinin taşeron firması sağlıyor. İşin en garip kısmı burası. Çünkü bu şirketlerin güvenlik konusunda ne kadar eğitimli ve yeterli olduğu bilinmiyor. Bu hastane 2 bin 60 yataklı ve bir günde binlerce hastanın girip çıktığı bir hastane. Böyle bir yerin güvenliği ne olduğu bilinmeyen güvenlik firmalarına değil İçişleri Bakanlığı’na ve Emniyet Müdürlüğüne emanet edilmesi gerekir. Ancak kurumlar bu konuda yeterli önlemi almaktan uzak. Hastanelerinin güvenliği için İçişleri Bakanlığı’nın hastane polisi gibi eğitilmiş ve bu konulara hâkim olan, yeni bir personel grubu yaratması lazım” açıklamasında bulundu.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.