TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Geçmişin acısı konut fiyatlarında çıktı

Artan konut fiyatlarının başlıca sebebini geçmiş dönemde uygulanan para politikaları olduğunu söyleyen Ekonomist Toptaş, ekonomik dengelerin düzene girmesinin zaman aldığını belirterek, makul fiyatlarla ev sahibi olabilmenin şimdilik mümkün olmadığını ifade etti

Haber Giriş Tarihi: 07.05.2024 08:38
Haber Güncellenme Tarihi: 07.05.2024 09:09
Kaynak: HABER MERKEZİ
Geçmişin acısı konut fiyatlarında çıktı

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER Türkiye’de konut fiyatlarında yaşanan artış trendi hız kesmeden devam ediyor. Yüksek maliyetler sebebiyle üretimde yaşanan gerileme ile birlikte vatandaşın alım gücünün de düşmesi konut satışları son yıllarda sürekli olarak aşağı yönlü hareket etmesine sebep oldu. Yıllık konut üretimi 2002 yılında 161 bin civarındayken iktidarın da verdiği destekle birlikte bu rakam 2014-2017 yılları arasında yıllık ortalama 1 milyonun üzerine çıktı. 2018 ve 2019 yıllarında konut üretiminde yaşanan sert düşüşle birlikte 2018-2023 döneminde yıllık konut üretimi ortalama 630 bin civarına geriledi. Ülke ekonomisinde yaşanan dalgalanmalar, demografik gelişmelerle alınan göçler ve Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş depremiyle birlikte Türkiye’de konut sorunu iyiden iyiye çıkmaza girdi. Tüm bu sorunlarla birlikte konut fiyatlarında yaşanan artışın başlıca sebebinin geçmiş yıllarda uygulanan para politikaları olduğunu belirten Ekonomist Dr. Ayhan Bülent Toptaş, “Ekonomide dengeler çok kolay bozulabiliyorken yeniden dengenin sağlanması zahmetli ve uzun süreli olabiliyor. Bu nedenle Türkiye’de kısa dönemde makul fiyatlarla veya taksitlerle ev sahibi olabilmek şimdilik mümkün görünmüyor” diye konuştu.

Bülent Toptaş

EN BÜYÜK ETKEN PARA POLİTİKASI

Konut fiyatlarında yaşanan artışın, doğal felaketler ve demografik gelişmelerin yanı sıra başlıca sebebinin geçmiş yıllarda uygulanan para politikaları olduğunu belirten Toptaş, “Türkiye’nin 2002 yılında 65 milyon olan nüfusu 2023 yılına kadar 20 milyon artarak 85 milyona ulaştı. Aynı dönemde Türkiye’de 15 milyon konut üretildi. Yıllık konut üretimi 2002 yılında 161 bin civarındayken iktidarın inşaat sektörüne verdiği desteğin de etkisiyle giderek yükselerek 2014-2017 yılları arasında yıllık ortalama 1 milyonun üzerine çıktı. 2018 ve 2019 yıllarında konut üretiminde çok sert düşüşler yaşandı. Bu düşüşte 2018 yılında büyümenin yavaşlaması, aynı yılın ağustos ayında yaşanan döviz kuru krizi sonrasında yükselen faizler ve belirsizlik ortamının etkisi büyük oldu. Bu düşüşlerle birlikte yıllık ortalama konut üretimi 2018-2023 döneminde ortalama 630 bin civarına geriledi. Türkiye’de demografik gelişmeler konut talebini artırırken, doğal felaketler konut arzını azaltmıştır. Talep artarken arzın kısılması da doğal olarak fiyatın yükselmesine yönelik bir baskı oluşturmaktadır. Bununla birlikte, özellikle son yıllarda Türkiye’de meydana gelen konut fiyat artışlarında para politikasının ağırlıklı rol oynadığını çok net bir şekilde görebilmek mümkün” diye konuştu.

UYGUN FİYATA EV SAHİBİ OLMAK MÜMKÜN DEĞİL

Konut fiyatlarındaki artıştan en çok etkilenecek kesimin genç kuşaklar olduğunu belirterek bozulan ekonomide tekrardan dengelerin sağlanmasının zaman aldığını ve kısa dönemde makul fiyatlarla veya taksitlerle ev sahibi olabilmenin mümkün olmadığını işaret eden Toptaş, “Uzun dönemde en önemli etkiyi bugünün genç kuşakları görecek. Gençlerin Türkiye’nin bu ücret koşullarında gelecekte ev sahibi olabilmeleri çok zorlaşmış durumda. Bu onların refah seviyelerini ve finansal bakımdan güven içinde olmalarını olumsuz yönden etkileyecek. Emeği ile geçinen orta sınıfın ev sahibi olmasının güçleşmesi inşaat sektörünün büyük kar getirmesi beklenen lüks apartman dairelerine ya da villalara yönelmesini gündeme getirebilecek. Bu gelişmeler devleti yeniden konut sektörüne el atarak dengeleri orta sınıf lehine değiştirecek politikalar oluşturmaya zorlayabilecek. Ekonomide dengeler çok kolay bozulabiliyorken yeniden dengenin sağlanması zahmetli ve uzun süreli olabiliyor. Bu nedenle Türkiye’de kısa dönemde makul fiyatlarla veya taksitlerle ev sahibi olabilmek şimdilik mümkün görünmüyor” ifadelerine yer verdi.

GELİR DENGESİNDE MAKAS AÇILIYOR

Konut fiyatlarındaki aşırı artışların ekonomik dengeler üzerindeki etkileri hakkında değerlendirmelerde bulunan Toptaş, ev almak isteyen vatandaşların gıda, giyim ve tatil gibi harcamaları kısmak zorunda kalacağını ve bunun da ilgili sektörlerde sorun yaratabileceğini vurguladı. Konut fiyatlarındaki aşırı artışların gelir ve servet dağılımının konut sahipleri lehine değişmesine, zengin ve fakirler arasındaki uçurumun daha da büyümesine neden olduğunu ifade eden Toptaş, “ Aşırı artışların yarattığı fiyat köpüğünün patlaması da konut fiyatlarında ani düşüşleri gündeme getirebilir yeni makroekonomik ve finansal sorunlar ortaya çıkabilir. Konut fiyatlarındaki artış kiralarda da artışı beraberinde getirmekte. Bu da emekçilerin çalıştıkları şehirden daha verimli olarak çalışabilecekleri başka şehirlere taşınmasına mâni olmakta ve emeğin verimsiz bir şekilde kullanılmasına yol açmakta” dedi.

GIDA VE AKARYAKITTA YÜKSELİŞ SÜRECEK

Konut fiyatlarının yanı sıra gıda ve akaryakıt fiyatlarında yaşanan yükseliş trendinin önümüzdeki süreçte de devam edeceğine dikkat çeken Toptaş, açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü;

“Geniş halk kitleleri açısından önemli ve dikkat çekici bir durum gıda sektöründe. Son dokuz aydır dünyada gıda fiyat endeksi geriliyor ama Türkiye’de yıllık artış yüzde 68’in üzerinde. Türkiye 2023 yılını dünyada en yüksek gıda enflasyonuna sahip dördüncü ülke olarak kapattı. Özelikle tarım politikalarında belirgin, güvenilir bir iyileşmenin olmaması fiyat artışlarının süreceği endişesi uyandırmakta. Mayıs 2021 tarihinde kurşunsuz benzin fiyatı 7 TL. civarındaydı şimdi bu fiyat 45 TL. ye yaklaşmış durumda. Bu artışlar da oldukça yüksek şekilde seyir ediyor. Akaryakıt fiyatları da geniş halk kesimleri için çok önemli. Bu ürünlerdeki fiyat artışları otomatik olarak pek çok sektörü etkiliyor. Gelişmelere bakıldığında bu trendin de süreceği anlaşılıyor.”

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.