Eğitimden tasarruf gelecek kuşağı yok ediyor

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından uygulamaya giren kamuda tasarruf paketi kapsamında okullarda temizlik personeli çalıştırılmaması ve taşımalı eğitim sistemine son verilmesi tepkilere yol açtı. Bu uygulamaların Türkiye’de yol açabileceği çeşitli sorunlara değinen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, “Hükümetin yayınladığı kamu kurumlarında tasarruf tedbirleri kapsamında okullara temizlik personeli verilmemesi ve taşımalı sisteme son verilmesi kesinlikle kabul edilebilir değildir” diye konuştu.

KESİNLİKLE KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL

“Hükümetin yayınladı kamu kurumlarında tasarruf tedbirleri kapsamında okullara temizlik personeli verilmemesi ve taşımalı sisteme son verilmesi kesinlikle kabul edilebilir değildir” diyerek sözlerine başlayan Osmanoğulları, eğitim kurumlarından tasarruf edilmesi halinde ortaya çıkabilecek sorunlara ilişkin şu ifadeleri paylaştı: “Eğitimden tasarruf demek aslında gelecek kuşağı yok etmek demektir. Yani eğitim kurumundaki bir temizlik personelini dahi karşılayamayan devletin çökmüş ilanıdır. Öte yandan okul idareleri temizlik personeli sorununu veliler üzerinden çözmek istiyor. Biz biliyoruz ki bu ülkede çocuğunu okula getiren, götüren, derslerini takip eden kişiler anneler. Babaların çoğu çocuklarının kaçıncı sınıfa gittiğini bile bilmiyor. Dolayısıyla okul idaresi annelerin sırayla sınıfı temizlemesini teklif edecek. Devlet zaten birçok kendi sorumluluğunu kadının üstüne yüklemiş durumda. Kadın zaten evin içinde çocuğa bakıyor, hastaya bakıyor, yaşlıya bakıyor. Şimdi bir de sınıf temizliğini yüklendiler. Bu kadını da gözden çıkardıklarının bir göstergesi. Onun dışında bazı okullar, yine velilerden aylık ücret toplayarak okula temizlik personeli tutmayı düşünüyor. Ekonomik buhranın olduğu bu ülkede velilerin bir de buna bütçe ayırması mümkün değil.”

EĞİTİMDEN TASARRUF KÖLELEŞTİRİR

Doğru alanlarda yapılmayan tasarruf tedbirlerinin ilerleyen süreçte topluma sosyolojik açıdan büyük yaralar açacağına vurgu yapan Osmanoğulları, “Bizler yıllarca kadın sığınma evlerinde kalan kişilerin, sığınma evlerinden çıktıktan sonra istihdam edilmesini istiyoruz dedik ve bu şekilde birçok kadına iş imkanı sağlandı. Ancak artık verilen ücretler insanların yol parasına dahi yetmediği için bu da mümkün olmuyor. Bugün kadınların şiddet sarmalına mahkum olmasının sebebi ekonomik özgürlüklerinin olmayışıdır. Sığınma evlerinden çıkan kadınların istihdam edilebilmesi için defalarca kaymakamlıkla görüştük ve bu kadınların okullarda temizlik personeli olarak istihdam edilebileceğini belirttik. Bu şekilde hem ekonomik hem de sosyolojik iki sorun birden çözüme gidebilirdi. Fakat hayatın gerçekliğine uygun olmayan ücretler sebebiyle bu imkan da elimizden kaçtı. Çok basit ve kendiliğinden çözülebilecek bir sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hala soktular. Kadını bu temelde sırtına daha fazla yük bindirildi. Eğitim zaten bitiş bir durumdayken, kız çocuklarını da tamamen gözden çıkardılar. Bunun yanında zaten 4+4+4 eğitim sistemi sonrasında özellikle kırsal alanlarda kız çocukları ilk 4 yıldan sonra eğitim hayatına devam edemez halde. Önceleri birçok yerde taşımalı eğitim sistemi vardı ve çocuklar köyünde okul yoksa en yakın okula götürülüp getiriliyordu. Bu şekilde birçok kız çocuğu okudu ve meslek sahibi oldu. Tasarruf tedbirleri kapsamında taşımalı eğitim sistemini de kaldırdılar. Bu özellikle kız çocuklarının okul hayatının bitirmektir. Eğitimde uygulanan tasarruf tam anlamıyla kadınları ve kız çocuklarını hayattan çekip evlerine hapsederek köleleştirmek demektir” açıklamasından bulundu.