TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Aliağa’da ekolojik sömürü sürüyor

Tepkilere rağmen Aliağa’da zehirli gemi sökümlerin sürdüğünü ve tüm canlıların sağlığının hiçe sayıldığını belirten Tehlikeli Gemi Sökümü Önleme Girişimi Sözcüsü Barka, “Bu bir ekolojik sömürüdür” dedi

Haber Giriş Tarihi: 17.04.2024 08:46
Haber Güncellenme Tarihi: 17.04.2024 08:46
Kaynak: HABER MERKEZİ
Aliağa’da ekolojik sömürü sürüyor

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER- Aliağa Gemi Söküm Tesislerine geçtiğimiz günlerde sökülmek üzere getirilen İtalyan donanmasına ait 3 denizaltı, tıpkı daha önce yine söküm işlemi için getirilen 2 firkateyn ve 2 devriye gemisi gibi tartışma konusu oldu. Uzmanlar gemi sökümünün ülkemizde kuralına uygun yapılmadığını ve bu sebeple hem ekosisteme hem de sökümde çalışan işçilere oldukça zararlı olduğuna dikkat çekerken Ege Çelik, denizaltıların söküm ihalesine girerek 1 milyon 700 bin euroluk teklifle ihaleyi aldı. Üstelik gemilerin henüz tehlikeli madde envanter raporları olup olmadığı bile bilinmiyor. Zehirli gemilerin sökümü nedeniyle önemli uyarılarda bulunan Tehlikeli Gemi Sökümü Önleme Girişimi Sözcüsü Kimya Mühendisi Ertuğrul Barka, “Batı tarafından Türkiye’ye verilen rol; altın madenciliği, nikel madenciliği, gemi sökümü, çimento fabrikaları, demir çelik fabrikaları gibi çok enerji ve su tüketen, aynı zamanda ekosisteme oldukça zararlı olan işleri üstlenmek. Ayrıca ülkeyi ucuz emeğe mecbur bırakmak. Bu bir ekolojik sömürüdür” açıklamasında bulundu.

barka

ZİNCİRLEME ZARARLAR

Sadece Aliağa’da 6 tane demir-çelik fabrikası olduğunu ve bu fabrikaların tüketmiş olduğu elektrik enerjisinin tüm İzmir’in tükettiği enerjiden fazla olduğunu dile getiren Barka, gemi sökümünün hem ekolojik hem de su ve enerji kaynakları açısından olumsuz etkileri olduğunu vurgulayarak “Batı tarafından Türkiye’ye verilen rol; altın madenciliği, nikel madenciliği, gemi sökümü, çimento fabrikaları, demir çelik fabrikaları gibi çok enerji ve su tüketen, aynı zamanda ekosisteme oldukça zararlı olan işleri üstlenmek. Ayrıca ülkeyi ucuz emeğe mecbur bırakmak. Üstelik kendileri dijital teolojilerle uğraşırken, bunlarla dünyayı kuşatırken bizlere pis işlerini yaptırırlar. Bu gemiler, denizaltılar maalesef iktidar değişmediği sürece Türkiye’ye gelir. Türkiye gerçek bir antiemperyalist ve antikapitalist bir mücadele vermezse, Bangladeş, Pakistan ve Hindistan gibi bu gemileri söken 4. ülke olarak kalır. Böylece de ekosistemi, yaşam alanları yok edilmekle birlikte emek de köleleşir ve ülke sömürge haline gelir. Bu bir ekolojik sömürüdür. Burada siz demir çelikleri üretiyorsunuz ve bu sebeple doğanızı ve yaşam alanlarınızı yok ediyorsunuz ve ürettiğiniz ürünü Amerika ve Orta Doğu’ya ihraç ediyorsunuz kirlilikler, pislikler bize kalıyor. Üstelik bunları üretirken olağanüstü bir enerji harcamak zorunda kalıyoruz. Bu enerjiyi üretebilmek için de fosil yakıtlardan yararlanılıyor. Yani zincirleme zararlar meydana geliyor” dedi.

gemi

DENİZ EKOSİSTEMİNİ MAHVEDİYOR

Sanılanın aksine gemi sökümünde sadece asbest maddesi tehdidinin olmadığını asbestin yanı sıra birçok kanserojen maddenin de suya karıştıktan sonra besin zincirine girdiğini vurgulayan Barka, “Gemi sökümü çok ciddi tehlikeler barındırırken çoğu kişi sadece asbeste odaklanıyor. Halbuki bir gemi bütünüyle tehlikeli bir atıktır. Gözümüzün önüne bir gemi getirdiğimizde, geminin suya batan kısmı var buna karinası derler, o kısım paslanmasın ya da yosunlar, midyeler yapışmasın diye boyanır, bu boyalar gemi sökülürken deniz suyuna karışır ve oldukça tehlikelidir. Endokrinolojik etkileri vardır. Mesela erkek yılan balıkları dişil özellikler gösterir suya karışan bu madde sebebiyle. Dengeyi bozar. Ayrıca midyelerin kabukları deforme olur. Besin zinciri ile de bu insanlara gelir. Çünkü biz o balıkları yiyoruz. Tüm canlılar bundan zarar görür. Öte yandan neden bu gemiler İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde değil de Türkiye’de ve diğer 3 ülkede sökülüyor? Oralarda sadece buralara getirilmesi çok masraflı gemileri söküyorlar. Bu işlemi de havuzlarda yapıyorlar. Gemi havuza alınıyor ve bu havuzda sökülüyor. Böylece geminin bütün atığı havuzda kalıyor ve arıtılıyor. Saydığım tüm etkiler, kanserojen maddelerin etkileri ilk olarak orada çalışan işçilere zarar verir. Suya karıştığında ise balıklarla beraber yaşam zincirine giriyor. Dolayısıyla insanlara da kanserojen etkileri olur. Sonuç olarak o deniz ürünleri yeniyor. Aynı zamanda sökümle beraber suya karışan ağır metaller ağır yağlar deniz ekosistemini mahvediyor. Tüm bunların bir an önce durdurulması lazım” diye konuştu.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.