AFAD ve HAK-TİM iş birliğinde Hayvan Arama Kurtarma Tatbikatı düzenlendi

Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı ile AFAD ve Hayvan Arama Kurtarma Derneği (HAK-TİM) iş birliğinde İzmir AFAD Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü’nde Hayvan Arama Kurtarma Tatbikatı düzenlendi. Düzenlenen tatbikata AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, İzmir İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Gökhan Esen, AFAD İzmir İl Müdürü Nazif Ekinci ve İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu katıldı.

“BİLİNÇSİZ VE DUYGUSAL DAVRANIŞLAR DAHA BÜYÜK ZARARLARI BERABERİNDE GETİRDİ”

Gerçekleştirilen tatbikatta konuşma gerçekleştiren AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, “Sivil Toplum İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen ‘Canlarımız Yanmasın’ Kapanış Saha Tatbikatına hoş geldiniz. Yunus Emre’nin ifadesiyle ‘Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü’ diyerek her bir canlının hakkını ve hukukunu muhafaza etmek her birimizin asli görevi. Bu idrak ile bizlere emanet edilen hayvan dostlarımız için çok önemli bir projenin son aşamasında sizlerle birlikte olmanın gururu ve mutluluğu içerisindeyim. Son yıllarda ülkemizde yaşanan doğal afetler bizleri olumsuz etkilediği kadar hayvanlara da büyük zararlar vermekte. Özellikle 6 Şubat Kahramanmaraş ve İzmir depreminde ayrıca Muğla orman yangınlarında günlerce sahada olan bir milletvekili olarak bu konunun ne kadar gerekli bir ihtiyaç olduğunu bizzat tecrübe ettim. İyi niyetli, yardımsever hayvan dostu vatandaşlarımız, onlarca sivil toplum örgütü ve gönüllüler hayvanları kurtarmak için seferber oldular. Ancak afet anındaki bilinçsiz ve duygusal davranışlar hayvanlarımız adına daha büyük zararları beraberinde getirdi” dedi. 

“KURTARILAN HAYVANLARIN KAYIT ALTINA ALINMASI HAYVAN SUİİSTİMALİNİN ÖNÜNE GEÇECEK”

Müdahalelerle kurtarılma oranlarının en yüksek seviyeye erişeceğini vurgulayan Çankırı, “Afetler karşısında hayvan dostlarımızı arama kurtarma faaliyetlerini gerçekleştirmek adına profesyonel arama kurtarma ekiplerinin kurulması gerekli bir hal almıştı. Bu ekiplerle beraber hem hayvan dostları kendi canlarını riske etmeyecek hem de hayvanlarımızı en doğru müdahalelerle kurtarılma oranı en yüksek seviyeye erişmiş olacak. Tarım ve Orman Bakanlığı yerel Hayvan koruma görevlisi ve ilimizde faaliyet gösteren Hayvan Arama Kurtarma Derneği (HAKTİM) Başkanı Sibel Altun’un bu karışıklığı ortadan kaldırmak amacıyla büyük bir eğitim seferberliği başlatmak istediğini bizlere ifade etmesi üzerine birlikte Bakanlıklarımıza, kurum ve kuruluşlarımıza giderek bu konunun önemi anlattık. Aldığımız duyarlı geri dönüşler ile çalışmalarımız ivme kazanarak devam etti ve bugün tatbikat töreni ile ülkemizdeki ilklerden birisine hep birlikte şahitlik ediyoruz. Arama ve kurtarma konusunda uzman kişilerce hayvan arama kurtarma eğitiminde; önce teorik eğitim, daha sonra ise ilk müdahale, hayvan kurtarıldıktan sonra fiziki muayene gibi konular işlenerek uygulanacak. Böylelikle yaşanabilecek olası afetlerde sadece bu eğitimlerden geçmiş olan kursiyerlerimiz müdahil olabilecek. Bu eğitimlerle birlikte sadece arama kurtarma noktasında değil birçok konuda fayda sağlayacağımız bir çalışmaya imza atmış olduk. Özellikle Muğla yangınlarında gönüllü kisvesi altında başkalarının hayvanlarını kaçıran insanlar olduğuna şahitlik etmek hepimizi üzmüştü. Kurtarılan hayvanların hepsinin kayıt altına alınmasını hayvan suiistimalinin de önüne geçecek. Bu eğitimleri ve tatbikatları tüm Türkiye’de uygulayabilirsek afetlerde çok daha az can kaybı ve suiistimal yaşayacağız. Hayvan sever gönüllerimizin bu çalışmaya duyduğu yoğun ilgi bizleri oldukça memnun ediyor. Sokak hayvanlarımız yani hayattaki diğer canlarımız için elimizden gelen her türlü çalışmayı tüm hayvan severlerimiz ile birlikte yürütüyoruz ve yürütmeye devam edeceğiz. İzmir Milletvekilliğimin yanı sıra Partimizin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak bir çağrıda bulunmak istiyorum. 5199 sayılı kanunda belirtilmesine rağmen hâlâ rehabilitasyon merkezi ve geçici hayvan bakımevi olmayan belediyeler var. Kanunen yerel yönetimlere yüklenen bu görevler kapsamında, devletimiz üzerine düşen desteği fazlasıyla vermektedir. Hayvan bakımevi kurmak için başvuruda bulunan tüm belediyelere, bakımevi maliyetinin yüzde 40’ına kadar maddi destek vermekteyiz” sözlerine yer verdi.

“CUMHURBAŞKANLIĞIMIZCA ÖDÜL VERİLEN 3 STK’MIZ İZMİR’DENDİ”

Cumhurbaşkanlığı tarafından İzmir’de 3 STK’nın ödül aldığına değinen İzmir İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Gökhan Esen, “Hayvan Arama Kurtarma Derneğimiz ve farklı 2 derneğimiz var. İl Arama Kurtarma ve Bornova Arama Kurtarma Ekibi. Cumhurbaşkanlığımızca ödül verilen 3 STK’mız İzmir’dendi. Bu bizim için gurur verici bir şey. Aynı zamanda kurumsal olarak derneklerimizin de faaliyetlerinin ülke çapında olması bizler için çok önemli. Bu projeye destek olmak bizim bir kamu görevimizdi. Bunu gerçekleştirdik. Aslında fazla büyük bir şeyi yaptığımız yok. Sivil toplum örgütlerimiz ne kadar çok çalışıyorsa biz de onların yanında olmaya çalışıyoruz. Bugün bizleri yalnız bırakmadığınız için sayın vekilimize, sayın valimize ve diğer misafirlerimize, AFAD İl müdürümüze teşekkür ediyorum” dedi.

CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ YILINDA ‘100 BİN ARAMA KURTARMACI YETİŞTİRME PROJESİ’

Cumhuriyetin 100’üncü yılında yeni proje gerçekleştirdiklerini dile getiren AFAD İzmir İl Müdürü Nazif Ekinci, “Özellikle son 1 yıla baktığımız zaman bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle birlikte afetleri çeşitli olarak değişik zamanlarda sürekli karşımızda görmekteyiz. 6 Şubat depremlerinden sonra İçişleri Bakanlığımızla özellikle Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ‘100 Bin Arama Kurtarmacı Yetiştirme Projesi’yle 2024 yılında var gücümüzle çalışma yapmaktayız. İzmir özeline baktığımız zaman görevi aşağı yukarı 2 tamamladık. Şunu sevinçle söyleyebilirim ki özellikle Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) Türkiye ortalaması üzerinde olduğunu görmekteyiz. Bugüne kadar 6 STK'mızın her türlü akreditasyon sürecini tamamladık. 9 STK'mızda ise her türlü eğitimler tamamlandı. Akreditasyonu yakın zamanda gerçekleşecek. 15 STK'mız ise şu anda eğitimlerini aldı. Toplamda baktığımız zaman İzmir özelinde yaklaşık 29-30 tane STK'mızın ileride profesyonel olarak bu alanda varlık göstereceğini düşünüyoruz. Özellikle 30 Ekim tarihinde meydana gelen İzmir depremi ölçeğine baktığımız zaman hiçbir uluslararası yardım almadan tamamen kendi imkanlarımızla bu ölçekteki bir depremin üstesine geldik. Fakat 6 Şubat depremi bize gösterdi ki çok daha büyük afetler meydana geldiği zaman daha büyük organizasyonlara daha büyük farkındalığa ihtiyacımız var. Bunun için özellikle 2024 dört yılında bütün mesai arkadaşlarımızla birlikte gece gündüz demeden kendi ilimiz için konulan rotayı gerçekleştirerek hatta üzerine çıkmaya gayret ediyoruz. Bu anlamda da bizim en büyük paydaşlarımız sivil toplum kuruluşlarımız. Onların yapacakları faaliyetler, düzenleyecekleri tatbikatlar, alacakları eğitimler hepsi bizim için son derece önemli. Bu nedenle de bugün de böyle bir tatbikat için bir araya gelmiş bulunmaktayız. Ben bütün katılımcılara şahsım ve teşkilatım adına teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum” ifadelerini kullandı. 

“VATANDAŞIMIZI EĞİTMEMİZ GEREKİYOR”

Tatbikatlara önem verdiklerini dile getiren İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, “Bunun sebebi özellikle kurumlarımızın afet anından öncesinde birbirleriyle tanışmaları, beraber hareket etmelerini geliştirmeleri yönünde önem veriyoruz. Alanda mümkün olduğu kadar vatandaşımızı bu konuda eğitmemiz gerekiyor. Çünkü alan geniş olduğunda ekiplerimiz ne yazık ki tam yeterli gelmiyorlar. Dolayısıyla bunu sivil toplum kuruluşlarımıza, derneklerimize ve kamuoyuna da açacağız. En azından deprem bilgilendirmesi ve bilinçlendirmesi yönünde. Bakanlığımızın almış olduğu bu karara da İzmir olarak destek vereceğiz. Deprem farkındalığı yaşanması gerekiyor. İzmir belki depremi yaşadığından dolayı biraz bu konuda daha duyarlı. Ama olası Türkiye'nin değişik bir noktasındaki deprem için şimdiden hazırlıklı olmamız gerekiyor. Belediyelere ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne de seslenmek istiyorum. Burada yaptığımız depremden sonraki kurtarma çalışmaları. Ama esas önemli olan depremden mümkün olduğu kadar az zarar görülmesi. Onun için de kentsel dönüşüme İzmir ve Türkiye’de ihtiyaç var. Önümüzdeki dönemde bu yönde de çaba sarf edilmesini istiyorum. Çünkü ne kadar duyarlı binalar yaparsak, mahallemiz, ilçemiz, şehrimiz bu konuda duyarlı olursa bize o kadar az iş düşer” sözlerine yer verdi.