İzlenen yanlış politika yabancı düşmanlığına yol açıyor

AYSELİN UZUN/ÖZEL HABER

Ülkemize, üniversite okumak için gelen yabancı uyruklu öğrencilerin sayısında, her geçen yıl artış görülüyor. Bu uygulamadan memnun olan kesim kadar, rahatsız olan bir kesim de var. Rahatsızlığın sebebi olarak ise genel olarak fırsat eşitsizliği gösteriliyor. Üniversitelerde yabancı uyruklu öğrenci uygulamaları hakkında konuşan Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Ümit Akıncı, “Yabancı öğrenci uygulamaları, Türkiye’deki öğrenci profilinin de gerek kültürel açıdan gerekse farklı yaşam biçimlerini tanıma açısından zenginleşmesini de sağlamaktadır. Ancak buradaki önemli olan nokta “fırsat eşitliği” noktasıdır. Eğer yabancı uyruklu öğrencilere sağlanan olanaklar ile Türkiye’deki öğrencilere sağlanan olanaklar arasında negatif bir fark oluşuyorsa bunun olumsuz sonuçlar olacaktır” dedi.

FIRSAT EŞİTLİĞİ

Başkan Ümit Akıncı, “Yükseköğretim sadece mesleki bilginin ya da yapabilirliğin aktarılmasından ibaret bir süreç değildir. Üniversite, bu toplumun geleceği olan gençlerin bilgi ve yapabilirlik kazanmasının yanında, içinde yaşadığı toplumu tanıma, sosyalleşme olanaklarını sunabildiği ölçüde gerçek işlevini yerine getirebilir. Bu açıdan bakıldığında yabancı uyruklu öğrencilerin varlığının olumlu, toplumu geliştirici etkisi olacağı görülmelidir. Her gelişmiş ülkedeki yükseköğretim sistemlerinde olduğu gibi yabancı uyruklu öğrencilere Türkiye’de de yurt ve burs olanakları sağlanması doğru bir uygulamadır. Bu olanaklar sayesinde farklı kültürler arası etkileşim geliştirilmekte, Türkiye’deki öğrenci profilinin de gerek kültürel açıdan gerekse farklı yaşam biçimlerini tanıma açısından zenginleşmesini de sağlamaktadır. Ancak buradaki önemli olan nokta fırsat eşitliği noktasıdır. Eğer yabancı uyruklu öğrencilere sağlanan olanaklar ile Türkiye’deki öğrencilere sağlanan olanaklar arasında negatif bir fark oluşuyorsa bunun olumsuz sonuçları olacaktır. Üniversitelere girişlerde ‘yabancı uyruklu öğrencilere’ kimi kolaylıklar tanınması, barınma beslenme gibi hizmetlerde kimi kolaylıkların olması açıkça fırsat eşitsizliği yaratıyor. Bu sorunların çözümü izlenen politikaların yeniden, bu fırsat eşitsizliklerini giderecek şekilde düzenlenmesindedir” sözleriyle, yabancı öğrencilerin değil uygulanan yanlış politikanın kötü sonuçlara yol açabileceğini vurguladı.

YABANCI DÜŞMANLIĞI

Türk öğrencilerin çoğuna sağlanmayan olanakların yabancı uyruklu öğrencilere sağlanmasıyla ortaya ister istemez yabancı düşmanlığı çıktığını söyleyen Başkan Ümit Akıncı, bu durumu şöyle açıklıyor: “Öğrencilerin de beklentisi öncelikle sosyal devlet ilkesi gereği barınma, nitelikli öğretim, beslenme gibi temel ihtiyaçların kamu kaynaklarınca karşılanmasıdır. Eğer hâkim siyaset, politik bir tercih olarak kamusal kaynakları geniş kitlelerin değil de dar birtakım çevrelerin çıkarları doğrultusunda kullanıyorsa bu kendisini geniş kesimlerde en başta bir rahatsızlık olarak gösterir. Yabancı uyruklu öğrencilere ayrılan kamusal kaynaklar ile Türkiye’deki öğrencilere ayrılan kamusal kaynaklar ve fırsatlar arasında yabancıların lehine kimi eşitsizliklerin olduğu şüphesi kuvvetlidir. Bu da yazık ki, sorunun kaynağının bilimsel bir bakış açısı ile doğru bir eksenden görülememesi sonucu olarak, yabancı düşmanlığını karşımıza çıkarıyor. Sorun yabancı uyruklu öğrenci, yabancı uyruklu işçi sorunu değil elbette, sorun yönetenlerin geniş kesimlerin çıkarından yana politikalar uygulamıyor oluşu.”

NİTELİKTEN YOKSUN

Başkan Akıncı, “Öğrenci değişim programlarına katılan ülke ve üniversite sayısı gün geçtikçe artıyor. Ancak kimi ülkeler sahip olduğu üniversite kültür, nitelikli öğrenim hizmeti, kampüs sosyal olanakları gibi noktalarla cazibe merkezi iken, bunlardan yoksun kimi ülkeler de düşük öğrencilik bedelleri gibi uygulamalarla, buna benzer teşviklerle yabancı öğrenciler için bir çekim merkezi olmaya çalışıyor. Türkiye’de son dönem çarpık bir şekilde üniversite gelişmişlik kriterleri içine konulan yabancı öğrenci sayısı da sorunun kaynaklarından bir tanesi. Genelde kalite, gelişmişlik gibi kavramları ölçerken nitelik yerine nicelik kullanılıyor olması sorun kaynaklarından bir tanesi. Hal böyle olunca sunulan hizmetin niteliğine bakılmaksızın sadece sayısı artırmak için, nitelikten yoksun, eşitsizlikleri daha da derinleştiren uygulamalar giriyor hayatımıza” diyerek, Türkiye’nin diğer ülkelere göre farklı sebeplerle tercih edildiğini iddia etti.