İstanbul’da Ayvalık Rüzgârı

NUR ENGİN

Tüm zorluklara karşın büyük bir mücadeleyle 17 yıldır tiyatro dünyasından haberler, makaleler, yorumlar ve eleştiriler yayınlayarak, Türk tiyatro sanatına hizmet eden ulusal / hakemli tiyatro dergisi Yeni Tiyatro; aynı zamanda bu sanatı yapan insanların birbirlerinden haberdar olması ve çalışmalarını yüreklendirmek için bir de uluslararası boyutta Emek ve Başarı Ödülleri adı altında bir ödül değerlendirmesi yapmaktadır. Birçok çevrede saygı gören bu değerlendirme artık gelenekselleşmiş ve yarattığı heyecanla Türk tiyatrosuna umut vermeye devam etmektedir. Bu yıl onuncusu gerçekleştirilen Yeni Tiyatro Dergisi Uluslararası Emek ve Başarı Ödülleri; 2 Haziran 2023 Cuma akşamı, İstanbul Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen bir törenle sahiplerine teslim edildi.

Yeni Tiyatro Dergisi 10. Emek ve Başarı Ödüllerinden dördü, henüz bir yıl önce kurulmuş olan Ayvalık Belediye Tiyatrosu’na gitti. Belediye Tiyatrosu’nun kurucusu da olan Erkan Cılak, “Neyzen Ya Yaşıyorsa?”dan sonra yazdığı ve tüm sezon boyunca sahne alan “Seni Alırsa Fırtına” adlı oyunuyla “Yılın En İyi Oyun Yazarı” ödülünü kazanırken, Erkan Cılak’ın yazmış olduğu “Seni Alırsa Fırtına” isimli oyundaki yüksek performansı ile “En İyi Kadın Oyuncu” ödülü Serap Ceylan’a verildi.

“Yılın Tiyatro Ekibi” ödülü, Hayrettin Filiz’n yazıp, Fatih Elgay’ın yönettiği “Sabah Olmadan” ekibine giderken; son bir yıl içinde üst üste dört tiyatro incelemesini kitap olarak yayınlayan Hayrettin Filiz, üçüncü kez “Tiyatro Araştırmaları Emek Ödülü” ile onurlandırıldı.

Ödül törenine kalabalık bir kadro ile katılan Ayvalık Belediye Tiyatrosu’nun ödül kazanan üyeleri, ödüllerini almak için sahneye davet edildiklerinde; gerek coşkuları ve gerekse yüzleri gülümseten sempatileriyle dikkat çeken diğer arkadaşları tarafından ayakta alkışlandı.

Kurucusu olduğu Bilimsel Tiyatro Atölyesi ile; dördü uluslararası olmak üzere, yüzü aşkın ulusal ödül kazanan oyun yazarı ve yönetmen Hayrettin Filiz, Ayvalık Belediye Tiyatrosu Üst Kurul Üyesi kimliğiyle kazandığı ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmasını “Bu ödül Ayvalıklı çocuklarıma armağan olsun” diyerek bitirdi. Bu ödülün kendisi için ne anlama geldiğini sorduğumuzda ise bize şunları söyledi:

“Keşke, bizim gibi Türk tiyatrosunun gözündeki yaşı silmeye çabalayan ama burada olamayan bir sürü kurum, topluluk ya da kişi daha var ülkemizde, yalnız değiliz diyebilseydik! Şefkatli bir el ülkemizin sanat haritasını okşasa, bütün ülke hüngür hüngür ağlayacak kadar doluyuz… İktidarların kasıtlı olarak uyguladığı, toplumu kültürsüz bırakma programları, benim de bir parçası olduğum yerel tiyatro hareketlerinin yükünü günden güne ağırlaştırmaktadır. Taşıyabiliyor olmamız yükümüzün ağır olmadığı anlamına gelmez. Hepimiz türlü güçlüklere göğüs gererek başkalarına sosyal ülküler ve lezzetler sunarken, aynı zamanda da sinirlerimizin sınandığı bir ateş çemberinden geçiyoruz. Birçok şey için acıyla sınav ediliyoruz ancak içine çekildiğimiz tuzakların en kötüsü nedir, biliyor musunuz? Egosunu beslemekten mesleki karakterini aç bırakan meslektaşlarımızın davranışları… İşte o bizi feci kanatmaktadır. Bu durum bizleri kahramanca bir mücadeleye zorlamaktadır. Hayır, biz kahraman falan değiliz, olmak da istemiyoruz, biz namuslu bir tiyatro yapmak istiyoruz sadece…  Hani Tolstoy’un dediği gibi; “Niye şeytana kızıp duruyorsun? Bir iyilik yap, sahneye çık, şeytan sana kızsın!”

Bir parçası olmaktan gurur duyduğum Ayvalık Belediye Tiyatrosu, kendi geleceğini yazmak isteyen onlarca insandan oluşmaktadır ve kesin kararlıyız; biz geleceğimizi yazmak için kalemi başkasının eline vermeyeceğiz… Bize verilen ödüller, yaptıklarımızın izlendiği ve değer gördüğünün kanıtı olarak çok kıymetlidir kuşkusuz ancak bilinsin isteriz ki; tarihimizin belki de en gülünç, en pespaye, en rezil oyununu başkaları sahneliyor günümüzde: Liberal burjuvazinin entelektüel görünümlü magazinel düşüncesi, bizden çaldıkları devrim çarşafını kostüm diye üstlerine dolayıp, bizlere nispet yapar gibi ortalıkta sanat adına zehir saçıp dolaşıyorlar. Dolaşsınlar bakalım; gün onların! Ama onlar ve onların korkutup gücetapan birer peyk haline getirdiği herkes bilmelidir ki; tiyatro tutkulu insanların işidir. Ona dört elle sarılmak gerek. Sarılmak içinse yürek gerek! Kollar sonraki iş!”