TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“İnsanları hayat üçgeninde bulduk… Bekleyerek ölmüşler”

Depremin 3’ncü gününde arama kurtarma çalışmalarına katılmak için Antakya’ya giden Sasunyan, tanık olduğu acıyı ve öfkeyi anlattı: “Enkazda bir koridora girdim, insanlar beklerken ölmüş. Başka bir enkazda yine beklerken, hayat üçgeni oluşturdukları yerde ölmüşler. Orada bir cinayet vardı” dedi

Haber Giriş Tarihi: 31.03.2023 07:33
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
“İnsanları hayat üçgeninde bulduk… Bekleyerek ölmüşler”

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

6 Şubat’ta yaşanan ve 11 ilde büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden tam 53 gün geçti. Felaketin ardından sürece koordinasyon sorunu damga vurmuş, enkaz altındaki vatandaşların yardım çığlıkları yükselirken arama kurtarma çalışmaları için geç kalınması da tepkilere neden olmuştu. İki büyük depremin 3’ncü gününde arama kurtarma çalışmalarına katılmak için İzmir’den Hatay’ın Antakya ilçesine giden Alen Sasunyan, bölgede tanık olduğu acıyı ve öfkeyi anlattı. Arama kurtarma eğitmeni olan ve çok sayıda enkaz deneyimi bulunan Sasunyan, yetki karmaşası yüzünden uzun süre bölgeye ulaşamadıklarının altını çizdi. Arama kurtarma çalışmaları için malzeme ve ekipman talep edilen AFAD’dan sürekli ‘Yok’ yanıtı aldıklarını kaydeden Sasunyan, ilk 3 gün müdahale edilemediğinden dolayı girdikleri pek çok enkazda hayat üçgeninde bekleyerek yaşamını yitirmiş insanların cesetleriyle karşılaştıklarını söyledi. Yakınları enkaz altında kalan vatandaşların kendilerinden yalvararak yardım istediğini dile getiren Sasunyan, nüfuzlu insanların ise arama kurtarma ekiplerini baskı yoluyla kendi enkazlarına götürmek istediğini vurguladı ve ‘enkaz torpili’ne ayrı bir parantez açtı.

UZUN SÜRE BEKLETİLDİK
Arama kurtarma eğitmeni olan Alen Sasunyan, felaketin ardından enkaz altında kalan yurttaşlar için hemen bölgeye gitmek istediğini fakat sıklıkla eleştirilen koordinasyonsuzluğun getirdiği engellerle karşılaştığını belirterek, “Uzun yıllar İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nda çalıştım. AKUT’un kurulduğu yıllarda gönüllü olarak vardım, politik olaylardan sonra soğudum ve bir daha gitmedim. Van Depremi’nde yıllık iznimi kullanarak arama kurtarma çalışmalarına katıldım. Soma faciasında yine ekibimizle bölgeye gitmiştik. Aynı zamanda arama kurtarma eğitmeni olduğum için hemen bölgeye gitmek istedim. AFAD’ı aradım ancak telefonlar meşguldü, ulaşamadım. Depremin ikinci gününde kendi imkanlarımla İstanbul’a gittim. Araç bulamayınca havalimanına geçtim. Orada başka arama kurtarma ekipleri de vardı. AFAD yetkilileri, arama kurtarma belgesi olanları göndereceklerini söylediler. Evraklarımızı teslim ettikten sonra uzun süre bekledik. Uçağa bindikten sonra da beklemeye devam ettik. Adana’ya indiğimizde madencilerin hepsi havalimanında bekliyordu. İlk olarak madencilerin afet bölgesinde olması gerekirken 2 gündür havalimanında bekletiliyorlardı. Gidecek araç bulamamışlar, izin alamamışlar. Bunların hepsi ihmaldi” dedi.

MALZEME OLMADIĞINI SÖYLEDİLER
Saatler sonra Adana’ya indikten sonra uzun süre de karayoluyla Antakya’ya geçmeye çalıştıklarını söyleyen Sasunyan, “14 saatte gidemedik. Trafik kilit, bir tane yetkili yok. Antakya’ya vardığımızda önce AFAD Koordinasyon Merkezi’ne gittik. Hiçbir koordinasyon yoktu. Adres alıp enkaza girmek istediğimizi fakat malzememiz olmadığını söyledik. AFAD yetkilileri kendilerinde de malzeme olmadığını söyledi. Merkezin her yerinde çay, kahve masaları kurmuşlar. Sanki oraya bir şeyler içmeye gittik. İstanbul’dan gelen bir arama kurtarma ekibiyle tanıştık, bize malzeme temin ettiler. AFAD’a, ‘Ben enkaza gidiyorum, malzemem de var. Sadece beni Antakya Merkez’e götürün’ dedim. ‘Aracımız görevde’ denildi. ‘Peki nasıl gideceğiz?’ diye sorduğumda, ‘Otostop çekin’ yanıtını aldım” ifadelerini kullandı.

İNSANLAR BEKLERKEN ÖLMÜŞLER
Enkaz altındaki bir kadına ulaşabilmek için saatlerce termal kamera beklemek zorunda kaldığından bahseden Sasunyan, yaşadıklarını şöyle anlattı: “İki kız kardeş vardı, biri yaşıyordu. Alan çok dar olduğu için termal kamera istedim. 2,5 saat termal kamera bekledim! İlk 3 gün müdahale edilmediği için o kadar fazla enkaz vardı ki yetişemiyorduk. Ekipman beklerken başka enkazlara girip yaşayan var mı diye bakıyorduk. Ama her girdiğim yerde cesetlerle karşılaştım. Bu insanlar 3 gün beklediler. Enkazda bir koridora girdim, insanlar beklerken ölmüş, hepsi bir aradalardı. Başka bir yerde yine beklerken, hayat üçgeni oluşturdukları yerde ölmüşler. Termal kamera geldikten sonra enkaz çalışmasına devam ettik. Enkazda biri çalışma yapmışsa bu bellidir, başka bir arama kurtarma ekibi gelince önce şunu sorar: ‘Ne yaptın? Kaldığın yerden biz devam edelim.’ Enkazdaki kadınla iletişim halindeydim ve aramızdaki mesafe epey kısalmıştı. Kendime girebilecek kadar bir delik oluşturdum ve son kritiği yapmak için dışarıya çıktım. Binanın arka tarafından bir tane AFAD gönüllüsü, benim çalıştığım alanı kapatıp kendine yeni bir alan açmaya çalışmış. Enkaza girip bu olayı görünce şok geçirdim. Sonra enkazdaki kadından bir daha haber alamadık, ses kesildi. Muhtemelen benim açtığım deliği kapattıkları için havasızlıktan öldü. Orada gördüğüm şeyler korkunçtu.”

SURİYE MAHALLESİNE HİÇ GİDİLMEMİŞTİ
Suriyelilerin yaşadığı ve çok sayıda enkazın olduğu mahalleye neredeyse hiçbir ekibin uğramadığını dile getiren Sasunyan, “Her yer yıkıktı, feryatlar figanlar… Hiçbir ekip yoktu o mahallede. Çok fazla ceset vardı. Yatağında ölmüş yaşlı bir amca gördüm, kaçamamıştı bile. Bir de o insanlar üstüne yağmacı oldukları gerekçesiyle dövüldü. Başka bir enkaz 3,5 yaşında bir çocuk vardı. Hiltiyle biraz çalışma yaptıktan sonra çocuğu çıkardık. Bir diğer enkazdan köpek sesi geliyordu. Doğum yapmış, dört yavrusuyla birlikte enkaz altındaydı. Köpekleri yavrularıyla birlikte enkazdan çıkarıp HAYTAP’a teslim ettik. Girilmeyen birçok enkaza girdim. İzmir’e döndüğümde vicdanım rahattı” dedi.

ORADA BİR CİNAYET VARDI
Türkiye’de gündemin tamamen seçime dönmesine isyan eden Sasunyan, “İnsanlar bu afete yakalandı ve sahipsiz bırakıldı. Her şey şova dönmüştü. Yetkilerin enkaza girip müdahale etmek yerine sadece dışarıda dua ettiğini gördük. Girilmemiş o kadar enkaz vardı ki, nedenini sorduğumuzda riskli diyorlardı. Depremin 7’nci gününün akşamında İzmir’e döndüm. Oradayken yaşadıklarımı döndüğümde idrak etmeye başladım. Orada bir cinayet vardı ve biz gidip seyrettik. Türkiye’de gündem tamamen seçime döndü. Ama bu insanların mağduriyeti uzun süre devam edecek” vurgusu yaptı.

YALVARARAK BACAĞIMA SARILDI
Bölgede dolaşırken yakınları enkaz altında kalan çaresiz insanların kendilerinden yalvararak yardım istediğini aktaran Sasunyan, “İnsanlar çok çaresizdi ve orada bizi görüyorlardı sadece. 80 yaşlarında bir teyze yanıma geldi ve bacağıma sarıldı. ‘Sana yalvarırım enkazıma bir bak. AFAD geldi, bina riskli diye girmedi’ dedi. Herkes arama kurtarma ekiplerine enkazlarına bakması için yalvarıyordu. Neticede çocuğu, torunu, eşi enkaz altındaydı. Bu çok insaniydi” şeklinde konuştu.

ENKAZ TORPİLİ!
Nüfuzlu insanların ise arama kurtarma ekiplerini baskı yoluyla kendi enkazlarına götürmek istediğini belirten Sasunyan, ‘enkaz torpili’ne ayrı bir parantez açtı: “Örneğin; bir tane tarikat şeyhinin enkazına özel bir arama kurtarma ekibini götürmek istediler. Daha doğrusu beni çağırdılar ama gitmek istemedim. Bu o kişi tarikat şeyhi olduğu için değildi, enkaz torpiliyle alakalı olduğu için gitmek istemedim.” 
Sasunyan, son olarak şunları söyledi: “AFAD çoğu binaya girip bakmış ama sarı işaret koymuş. Yani ses alınmış ama riskli bina. Sağlam binada çocuğun elini tutup herkes fotoğraf çektirir! Birçok enkaza müdahale edilme fırsatı vardı. Niye 3 gün boyunca müdahale edilmedi? Enkazda günlerce bekleyerek öldü o insanlar. Gündem o insanların neler yaşadığını unutturdu. Bu insanlar yiyecek ve temiz su bulamıyor hala. Birinin artık bunu koordine etmesi lazım. Yurtdışından gelen ekipler o kadar koordineli bir şekilde çalışıyordu ki. Biz neden yapamıyoruz, eksiğimiz ne? Ya çok cahiliz ya da başka bir şey var.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.