20-22 Mayıs 2022 tarihinde Gazi Üniversitesi ev sahipliğinde Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü ve DİBAMDER (Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği) işbirliği ile düzenlenen, çağımızın ciddi bir sorunu olan DİJİTALİZM e, “Dijital Yaşam”ın etkilerine dikkat çekmek amacıyla 7 ayrı ülkeden 113 bilim insanının davet edildiği II. Uluslararası Multidisipliner Dijital Yaşam Kongresi Ankara da Gazi Üniversitesi Merkez Kampüsünde yapıldı. Bakanlık düzeyinde ve STK’ları tarafından ilgi görmesi ve bu sorunun çözümü için gayretlerin desteklenmesi oldukça ümit var olmamızı sağladı diyebilirim. Şunu kabul edelim, dijital teknoloji ile aramızda sağlıklı gitmeyen bir ilişki var. Aslında yönetemediğimiz bir ilişki… Dengesi bozulmuş bir ilişki.. Hayatımızı kolaylaştırırken yemekten yatağa kadar girdi. Bizi bağımlı yaptı. Buradan dijital teknolojiyi kullanım istatistikleri, günlük ne kadar sosyal medyada çocuklar, gençler, eşler zaman geçiriyor ile yazıyı boğmak istemiyorum. Çok geç olmadan farkına varalım…

Gelelim kongreye… Kongrede Türkiye’nin değişik bölgelerinden gelen hocalarımızdan kimler yoktu ki. Bilimsel birikimlerini esirgemeyen hocalarıma buradan teşekkürü bir borç biliyorum. Naçizane bu önemli kongrede ben de “Dijital Teknolojinin Değerlerimize Etkisi” konulu bir sunum yaptım. Sunumumuzu yöneten sayın Prof. Dr. Bilal DUMAN’a sunumumdaki çalışmalara ilgi ve katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Öğretmenlik Mesleğine giriş yılım teknolojinin hayatımıza yeni yeni girdiği zamanlardı. Şimdi ise teknoloji çağını dolu dolu yaşıyoruz. Dolayısıyla her iki kuşağı da gözlemleme imkânı buldum. Bu kongrede birbirinden değerli hocalar yüz yüze ve çevrimiçi olarak o kadar muazzam tespitlerde bulundular ki… Buradan sayfalar dolusu yazmam gerekir. O yüzden ana hatlarıyla bir farkındalık sağlama açısından kısaca değineyim. Dijital bir obezite ile karşı karşıyayız. Bu yüzden Dijital diyet yapmalıyız. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Tuncay Dilci (DİBAMDER Genel Başkanı) “Dijitalleşmenin getirdiği içerik ve bilgi bombardımanına bağlı olarak insanlarımız normal hayatın gerçeklerinden uzaklaşmakta, abartılı bir şekilde dijital nesnelerle temas alışkanlığı kazanmış durumdadır. Bu da her şeyde olduğu gibi dijital sağlık adına ve yaşam kültürü adına sıkıntı oluşturacağı için “Dijital Diyet Zamanı” dedi. Bu noktada dijitalleşmenin dili ve alfabesi ve dijitalleşmenin kültürü üzerine odaklaşmak, buna bağlı ders içeriklerinin erken dönemde çocuklara okulöncesinden itibaren yerleştirilecek şekilde kültür kazanımına dönüştürülmesi gerekir. Dijital yaşam yüzünden insanlar normal hayatından uzaklaştı.

Dijital yaşam kültürü artık aileler tarafından edinilmeli. Yani Dijital obeziteye karşı dijital diyet zamanı. Dijital kodlamalar yeniden ele alınmalı. Bu yöndeki dijital mecraların psikolojik görsel ve içeriklerine karşı burada hipnotik teknikler var, çocukların intihara götürülmesi var. Tüketim alışkanlıkları ve seratonin, dopamin gibi mutluluk verici hormonal özelliklerle çocuklarda kaygı ve sevinç özlemi içerisinde bağımlılığa sevk eden enstrümanların doğru okunması ve bu yönde bilinçlendirme faaliyetlerinin özellikle veliler üzerinden gerçekleştirilmesi elzemdir. Yapay zekanın kullanım alanı itibariyle hayatımıza yoğun bir şekilde gireceğinden yapay zekaya ilişkin dijital kültür içerisindeki sosyolojik dönüşüme dair kodlar yeniden tanımlanmalı, ahlaki, etik ve değer odaklıyapay zeka yorumu yapılmalıdır.