TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayati testin önündeki engel: Evsiz kalırım korkusu!

Yıkıcı depremlerin ardından milyonlarca kişi ‘Binam sağlam mı?’ sorusuna kilitlendi. Fakat kentsel dönüşüm şirketi sahibi Önel, insanların “Bina çürük çıkarsa evsiz kalırım” korkusuyla riskli yapılarda test yaptırmaktan kaçındıklarını söyledi

Haber Giriş Tarihi: 18.02.2023 08:43
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Hayati testin önündeki engel:  Evsiz kalırım korkusu!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde büyük yıkıma neden olan 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin ardından milyonlarca kişinin aklında ‘Oturduğum bina sağlam mı?’ sorusu var. Bunun yanıtı ise betonun sağlamlığını tespit etmeye yarayan ve ‘karot testi’ denilen incelemede yatıyor. Bir binanın ‘çürük’ çıktığı tespit edilirse kentsel dönüşüm kapsamında yeniden yapılması kararı alınıyor ve tahliye edilmesi gerekiyor. Özel bir kentsel dönüşüm şirketi sahibi ve inşaat mühendisi Abdülkadir Önel’e göre, insanlar “Bina çürük çıkarsa evsiz kalırım” korkusuyla riskli yapılarda test yaptırmaktan kaçınıyor. Özellikle 2000 yılından önce inşa edilen yapılar için mutlaka risk tespiti yapılması gerektiğini dile getiren Önel, “Zaten test sonuçlarına da yansıyor bu. 2000 yılı öncesinde yapılan binalardan güçlü çıkan pek olmadı şimdiye kadar. Test sonucunda kritik bir sınır değer belirleniyor. 2000 senesinden önce yapılarda bu değer genelde yüzde 90 riskli olarak geliyor” vurgusu yaptı.

“GÜNDE 8-10 TELEFON ALIYORUM”

Özel bir kentsel dönüşüm şirketi sahibi inşaat mühendisi Abdülkadir Önel, vatandaşların binalarını test ettirmek için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının internet sitesinde yer alan yetkili ve lisanslı firmalara başvurabileceğini söyleyerek, “Kentsel dönüşümde lisanslı bir firmayız. 2015 yılından beri bu işi yapıyoruz. Depremlerin ardından karot testi için arayan kişi sayısı çok arttı. Günde yaklaşık 8-10 telefon alıyorum bu konuyla ilgili. Talep var ama insanlar daha çok bilgi almak istiyorlar. İlk sordukları şey, ‘Karot testi zararlı mıdır?’ oluyor. Binadan karot almak tehlikeli değil çünkü alınan parçaların yerine özel tamir harcı ile doldurularak kapatılmaktadır. Bu işlem tamamen yönetmeliğe göre yapıldığı için yapıya zarar vermemektedir” dedi.

FİYAT ARALIĞI 7 İLA 15 BİN TL

Binaların depreme dayanıklılığını ölçmek için iki yöntem kullanıldığını aktaran Önel, “Birincisi deprem yönetmeliği performans hesabı; her kattan numune alınıyor. Zemine ve temele de daha ne bakılıyor. Bunun maliyeti biraz daha fazla ve her kattan numune alındığı için kırma dökme işlemleri daha fazla. Diğeri ise bizim yaptığımız riskli yapı tespiti... Karot testinde fiyatlar 7 bin ila 15 bin lira arasında değişiyor. Binanın projelendirmesi esnasında bir problem olmayabilir, yapım esnasında da olmayabilir. Ama uygulama esnasında yapılan hatalar da binaya zarar verebiliyor. Mesela zemin kattaki mevcut duvarların iptali, kolonların kesilmesi, dükkanlarda yapılan bant pencerenin kısa kolona etkisi... Bunlar da binaya zarar veren şeyler. Biz ‘Depremde bu bina yıkılmaz’ şeklinde net bir bilgi de veremeyiz. Çünkü uygulama hataları olabilir” ifadelerini kullandı.

“EVSİZ KALIRIM” KORKUSU

Bir binanın ‘çürük’ çıktığı tespit edilirse kentsel dönüşüm kapsamında yeniden yapılması kararı alınıyor ve tahliye edilmesi gerekiyor. Önel’e göre, ‘Bina çürük çıkarsa evsiz kalırım’ kaygısıyla test yaptırmaya yanaşmayanların sayısı oldukça fazla… Önel, “Risk sonucu kayda geçtiği zaman binanın ya yıkılması lazım ya da güçlendirilmesi... İnsanların da bütçesi buna uymadığı için bazen resmiyete dökmek istemeyebiliyorlar. Ama apartmanda bir kişinin bile, ‘Ben bunun kayıtlara geçirilmesini istiyorum’ demesi yeterli. Güçlendirme çalışması için de 5’te 4 çoğunluk olması lazım. Ya da bir müteahhit ile kat karşılığı ya da taahhüt gibi anlaşmaların yapılması için de apartmandaki hissedarların 3’te 2 çoğunluğu gerekiyor. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde TOKİ devreye giriyor” şeklinde konuştu.

2000 ÖNCESİ BİNALARINA DİKKAT ÇEKTİ

Özellikle 2000 yılından önce inşa edilen yapılar için mutlaka risk tespiti yapılması gerektiğini dile getiren Önel, “2000 yılından önce yapılan binaların risk durumuna mutlaka baktırılmalı. O dönem hazır beton ve nervürlü demir yaygın olmadığından bu binalar riskli tarafta kalıyor. Kontrollerin ve malzemenin kalitesinin iyi olmadığı bir zamanda yapılan binanın sınıfta kalma ihtimali yüksek. Zaten test sonuçlarına da yansıyor bu. 2000 yılı öncesinde yapılan binalardan güçlü çıkan pek olmadı şimdiye kadar. Test sonucunda kritik bir sınır değer belirleniyor. 2000 senesinden önce yapılarda bu değer genelde yüzde 90 riskli olarak geliyor” açıklamasını yaptı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.