TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Zorunlu deprem sigortası

Zorunlu deprem sigortası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Zorunlu deprem sigortası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

DASK hakkında önemli kriter Haber

DASK hakkında önemli kriter

Deprem bölgesinde bir yandan yaralar sarılmaya çalışılıyor, bir yandan da hasarlı binaların yıkımı ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. 11 ilde toplam milyonlarca kişiyi etkileyen depremin ardından yüz binlerce bina yıkıldı ve bir o kadar bina ise acil olarak yıkılmayı bekliyor. Yakınlarını, tüm malvarlıklarını, evlerini ve iş yerlerini kaybeden vatandaşlar, 7269 sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara İlişkin Kanun” ve “Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde hasar tespit süreci tamamlandıktan sonra, e-devlet sistemi üzerinden hak sahipliği için başvuruda bulunabilecek. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Onur Kaplan, “Hak Sahipliği” konusunda önemli açıklamalarda bulundu. ‘Hasar tespiti yapılacak’ Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından yapılan Zorunlu Deprem Sigortası’nın ‘hak sahipliği’ konusunda önemli bir kriter olduğunu vurgulayan Kaplan, “Depremde oturdukları ev ve iş yerleri zarar gören vatandaşların, devletten alacağı yardımlar için söz konusu yapılarında hasar tespit çalışması yapılması gerekiyor. Bu yönde ev ve iş yerleri zarar gören vatandaşlar, afetin o yapıda meydana getirdiği hasarın tespitine dair inceleme sonucunda, hasar sınıflandırmasına göre devletin yapacağı afet konutlarında hak sahibi olabilir. Şayet, hasar tespit raporu neticesinde bina ‘orta hasarlı’ olarak belirlenirse, hak sahipliği bakımından diğer şartların bulunması halinde ‘Güçlendirme Kredisi’nden faydalanabilir. Ancak zorunlu deprem sigortası çerçevesindeki binalar için 7269 sayılı kanun ve ilgili mevzuattan doğan devletin, konut kredisi açma veya bina yaptırma yükümlülükleri, zorunlu deprem sigortası yaptırılmamış olduğunun tespit edilmesiyle sona ermektedir. Afetzedelerin, bu haklardan faydalanabilmesi için deprem öncesinde ilgili bina veya bağımsız bölümlerde ‘Zorunlu Deprem Sigortası’ yaptırmış olması gerekiyor. Depremzedeler, sigorta yaptırmadıysa hak sahipliğinden yararlanamaz” dedi. ‘Devlet tek konuta yardım eder’ Birden fazla konutu veya iş yeri depremde zarar gören afetzedelerin alacakları yardımların kriterlerine de değinen Dr. Öğretim Üyesi Onur Kaplan, “Depremin meydana geldiği büyükşehir sınırları içerisinde birden fazla evi ve iş yeri zarar gören ve kendisine ait oturacağı sağlam konut olmayan vatandaşlar, zorunlu deprem sigortası yaptırmış olmaları durumunda diğer şartların da sağlanması halinde sadece bir konut ve bir iş yeri için hak sahipliği elde edebilir” dedi. ‘Hak sahipliği devredilemez’ Afet nedeniyle konut ve iş yeri yıkılan veya zarar gören kişinin, afetzedelik ve buna bağlı hak sahipliği durumunun miras yolu hariç hiçbir şekilde üçüncü kişilere geçmeyeceğini belirten Kaplan, “Ağır hasarlı veya yıkılan konutta bir arada ikamet eden ebeveynler ve evli çocuk ayrı ayrı hak sahibi olamaz. Konut kimin mülkiyetindeyse, hak sahibi de kural olarak o kişidir. Ancak ebeveynine ait başka bir konutta ikamet eden ve evi hasar gören evli çocuk ise hak sahibi olabilir. Ne var ki, kendisine ait fakat evli çocuğunun oturduğu konut hasar almayan ebeveyn, o yerde bulunan kendi oturduğu konut ağır hasar alır veya yıkılırsa hak sahipliğine başvuramıyor. Keza, kişinin eşine ait o yerde müstakil başka bir konutu veya dairesi varsa hak sahibi sayılmaz. Bunun yanı sıra binası orta hasarlı olan afetzedelerin, güçlendirme yapılmaksızın, kural olarak o binayı kullanmasına ve o binada oturmasına izin verilemez. 1 yıl içerisinde o binada güçlendirme yapılmadığı takdirde ise, itiraz yoksa söz konusu bina ‘yıkılması gereken bina’ sayılarak yıktırılır” diye konuştu. İmar barışını kapsamıyor Öte yandan varsa, “İmar Barışı” ile hukuken kullanılabilir hale gelen kaçak ve plansız yapıların sahiplerinin, yapı kayıt belgesine bağlı olarak imar açısından kazanılmış hakları bulunmadığını ve bu nedenle hak sahipliğine başvuramayacaklarını belirten Kaplan, depremde kiracısı oldukları konutun veya iş yerinin zarar görmesi durumunda kiracıların, bu nitelikleri sebebiyle hak sahibi olamayacağını ve devletin yapacağı afet konutlarından ya da iş yeri için verilecek inşaat kredilerinden faydalanamayacağını söyledi. İHA

DASK: Hasar ihbarında süre kısıtlaması uygulanmamaktadır Haber

DASK: Hasar ihbarında süre kısıtlaması uygulanmamaktadır

DASK'tan yapılan açıklamada, evleri depremde hasar gören Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerinin hasar bildirimine ilişkin bir süre sınırlamasının olmadığı bildirildi. Açıklamada, genel şartlarda her ne kadar "Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç 15 iş günü içinde DASK'a bildirme yükümlülüğü" olsa da kurumun sigortalıların haberdar olma zamanını tam olarak tespit edemeyeceğinden ilgili maddeyi sigortalı lehine değerlendirdiğini kaydedildi. Sigortalıların herhangi bir sınırlama olmaksızın hasar bildiriminde bulunabileceği aktarılan açıklamada, DASK'ın, önceki depremlerde olduğu gibi bu afette de yıkıldığı tespit edilmiş binalarda sigortalı ihbarını dahi beklemeksizin hasar ödemelerini gerçekleştirdiği vurgulandı. "DASK, herkes için primlerini ödenebilir seviyede tutmayı amaçlar" Açıklamada, DASK'ın, herkes için primlerini ödenebilir seviyede tutmayı amaçladığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Sigorta sistemlerinde ödenen primler, poliçe karşılığında sağlanan teminatların bir oranıdır. Dolayısıyla teminat miktarı arttıkça prim miktarı artmaktadır. Teminatların tüm konutları kapsayacak bir seviyeye çıkarılması reel prim artışına ek olarak reasürans maliyetlerini de ciddi oranda artıracağı için vatandaşların tamamının yüksek prim ödemesini zorunlu kılacaktır. Zorunlu Deprem Sigortası, zorunlu bir sigorta olması sebebiyle primlerin ödenebilir bir seviyede tutulması amaçlanmaktadır. Daha fazla teminat almak isteyen vatandaşlarımız, kendi istekleriyle sigorta şirketlerinden herhangi bir sınırlama olmaksızın DASK'ın üzerine ihtiyari sigorta yaptırabilmektedir." "DASK fonları yalnızca sigortalıların hasarlarını ödemek için kullanılır" Açıklamada, DASK'ın sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası'nın bir vergi olmadığı, 1999'da meydana gelen büyük Kocaeli depremi sonrasında kanunlaştığı ve kamu kaynaklarından bağımsız bir sigorta fonu oluşturmak amacıyla 2000'de kurulduğu anımsatıldı. "DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile sigortalılara verilen teminat karşılığında aldığı primlerle bir deprem teminat havuzu oluşturmaktadır" ifadesi kullanılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bu havuz, devlet kaynaklarından tamamen bağımsızdır. DASK, Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi sahiplerinin primlerinden ve ilave olarak uluslararası reasürörlerden temin ettiği sigorta korumasıyla oluşturduğu kaynaktan yalnızca sigortalılarına tazminat ödemesi yapmaktadır. Özetle; DASK fonları, sadece sigortalıların ödediği Zorunlu Deprem Sigortası poliçe primlerinden oluşmaktadır. DASK'ın fonları yalnızca sigortalıların hasarlarını ödemek için kullanılmaktadır. DASK'ın deprem vergileri ile hiçbir ilgisi yoktur. DASK, gelir vergilerinden hiçbir pay almamaktadır. Sonuç olarak, DASK, finansal açıdan kamu kaynaklarından tamamen bağımsızdır ve sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası bir sigorta ürünüdür." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.