TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yürüyüş

Yürüyüş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yürüyüş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kitle Örgütleri 29 Ekim'de Anıtkabir'e yürüyecek Haber

Kitle Örgütleri 29 Ekim'de Anıtkabir'e yürüyecek

Cumhuriyet Kadınları Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu, Türkiye Sanatçılar Birliği, BİRKONFED İş Dünyası Konfederasyonu, Dünya İşitme Engelliler ve Engelliler Federasyonu, Şehit ve Gaziler Vakfı ile Cumhuriyetçi Hekimler dün yaptıkları basın açıklamasında “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Üreten Cumhuriyet İçin Atatürk’ün Yolunda” temasıyla 29 Ekim’de Anıtkabir’e yürüyeceklerini duyurdular. Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Merkezinde, Genel Başkan Prof. Dr. Tülin Oygür, komite adına yaptığı yürüyüş çağrısına şöyle başladı: “Karşınızdaki, her biri temsil ettiği alanda gücünü ve itibarını ispatlamış, Türkiye’nin tam bağımsız ve aydınlık geleceğini kararlılıkla savunan demokratik kitle örgütleri olarak, Cumhuriyetimizin 100. yılında, 29 Ekim Pazar günü Ankara’da büyük bir miting ve yürüyüş düzenlediğimizi kamuoyuna duyururuz. “Atatürk’e bağlı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne inanan halkımızı, sendikaları ve demokratik kitle örgütlerini 29 Ekim’de Ankara’da yapacağımız Cumhuriyetimizin 100. Yılında Üreten Cumhuriyet İçin Atatürk’ün Yolunda Yürüyoruz! mitingine çağırıyoruz.” Prof. Oygür, yürüyüş temasında “Üreten Cumhuriyet” vurgusunun öne çıkarılma sebebini anlatırken şu ifadeleri kullandı: “Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milletçe başardığımız Cumhuriyet Devrimimizin 100 yılını tamamladık. Tarihin kaydettiği en büyük devrimlerden birisi olan Cumhuriyet Devrimimiz aynı zamanda, ülkemizi parçalamak isteyen emperyalist güçlerle aramızdaki 100 yıllık amansız mücadelenin adıdır. “Bu mücadele kesinlikle zaferimizle sonuçlanacaktır! “Tam bağımsız ve aydınlık Türkiye hedefimize ulaşmanın birinci şartı ekonomik bağımsızlığımızdır. Bugün bu noktadan tam tersi yöne savrulmuş durumdayız. “Türkiye’miz büyük ekonomik zorluklar içindedir. “Geniş halk kesimini oluşturan üreticiler ve emekçiler için yaşam koşulları son derece ağırlaşmıştır. Halkımız hızla yoksullaşmaktadır. Dışa bağımlı ekonomik politikalarla ve alınan sözde önlemlerle bu gidişatın değiştirilmesi mümkün değildir. Tek çıkış yolumuzun Atatürk Dönemi ekonomi modeli olan, kalkınma planlarına dayalı, devletin öncülüğünde özel sektörle iş birliği içinde milli üretim seferberliğine geçmek olduğu apaçık ortadadır. “Büyük mitingimizi bu nedenle ‘Üreten Cumhuriyet İçin Atatürk’ün Yolunda Yürüyoruz’ sloganıyla düzenledik.” ABD emperyalizminin Türkiye’de yönetimi belirleme ve kendisine bağlı hale getirme girişimleri içinde olduğunu hepimizin gördüğünü, uzun zamandır milletimiz içinde yaratılan siyasi kamplaşmanın, emperyalist küresel patronların ekmeğine yağ sürdüğünü belirttiği açıklamasında Prof. Oygür, hedefi de gösterdi: “Artık yolun sonuna gelinmiştir. Yıllardır mücadele ettiğimiz bölücü ve gerici terörü ve üzerimize çöken ekonomik kâbusu, milletçe bütünleşip köklü kararlar alarak çözeceğiz. “Zorlukların getirdiği fırsatları hayata geçirerek Türkiye’mizi, aynı güneşin göğe kavuşması gibi, Atatürk Cumhuriyeti’nin bağımsız, özgür, üreten, refah dolu ve aydınlık günlerine kavuşturacağız. “Diyoruz ki, Atatürk Devriminin kesin zaferine bugün dünden daha yakınız! “Gün, bu iradeyi Türk Milletine taşıma, Türk Milletine mal etme günüdür! “Halkımıza ve Kitle Örgütlerine Sesleniyoruz! “Toplumun öncüsü olan demokratik kitle örgütlerine büyük görev düşüyor. Başta emekçiler olmak üzere, zorluklar içindeki halkımıza, Cumhuriyetimiz ve Atatürk’te birleşerek aydınlığa çıkacağımızın umut ve inancını kazandırmak zorundayız.” Prof. Oygür, açıklamanın son bölümünde, halkımızı ve kitle örgütlerimizi 100. yılımızda Ankara’da yapılacak miting ve yürüyüşe katılmaya davet ederken şunların altını çizdi: “Üretime dayanan bağımsız ekonomik politikaları; “Gençliğimiz için bilime dayalı, istihdama dönük nitelikli eğitimi; “Kadınların başı dik, özgür ve cesur karakteriyle üretime katılmasını; “Cumhuriyetimizin milli, halkçı, devrimci değerlerini savunmaya davet ediyoruz. “Cumhuriyet yollarımızı gözlüyor. “100. yılımıza yeni yüzyılın çözümleri için birleşerek girelim. “Cumhuriyet bizim! Atatürk bizim! Emek bizim! Üretim bizim! diyerek girelim. “Cumhuriyetin 100. yılında Ankara’da ‘Birleşen Türkiye’ için umut olacağız! “‘Üreten Cumhuriyet İçin Atatürk’ün Yolunda Yürüyoruz’ miting ve yürüyüşü için tüm halkımızı 29 Ekim’de, Al Bayraklarıyla Ankara’da toplanmaya çağırıyoruz!” BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Anıtkabir’e nasıl gidilir? Anıtkabir yol tarifi

Sakarya’da zorlu parkurda macera dolu bir gün Haber

Sakarya’da zorlu parkurda macera dolu bir gün

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve doğaseverlerin ilgiyle takip ettiği Sonbahar Doğa Yürüyüşleri Akçay-Nuriosmaniye parkuruyla devam etti. Sonbaharın eşsiz görüntüsüne bürünmüş yollarla dolu 16 kilometrelik zorlu parkurda doğaseverler bol oksijenli keyifli bir pazar günü geçirdi. Zorlu yürüyüşün başlamadan önce kısa bir ısınma hareketleri yapıldı. Büyükşehir’in uzman ekipleri tarafından sakatlanmanın ve yorgunluğun önüne geçmek amacıyla açma germe hareketleri yapılarak parkura çıkıldı. Zorlu parkurda doğal kaynak sularında mola veren ekip, 720 rakıma kadar çıktıkları parkurda Sapanca Gölü ve Sülüklü Göl’ün doyumsuz manzarasını seyretti. Tabiatın kalbinde maceralarla dolu geçen gün, çekilen fotoğraflarla ölümsüzleştirildi. Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Doğaseverlerin yoğun ilgi gösterdiği Sonbahar Doğa Yürüyüşlerimiz devam ediyor. Bu hafta Akçay-Nuriosmaniye parkurunu yürüdük. Önümüzdeki hafta Kılıçkaya Orman Gözetleme Parkurunu yürüyeceğiz. Vatandaşlarımız doğa yürüyüşlerimize katılmak için, her yürüyüş kayıtları ilgili hafta içerisinde yapılmak üzere Büyükşehir Belediyesinin kurumsal web sitesi olan www.sakarya.bel.tr web adresinden kayıt yaptırabilir” denildi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Sakarya’da mahalleli isyanda! Hayvanları, sokak köpekleri tarafından telef ediliyor

Aydınlı doğaseverler, Fethiye'de buluştu Haber

Aydınlı doğaseverler, Fethiye'de buluştu

Aydın’ın tarihi ve doğal güzelliklerinin korunması adına önemli çalışmalar yapan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) geleneksel bahar gezilerine devam ediyor. Gezi turlarının bu haftaki durağı ise Muğla’nın Fethiye ilçesi oldu. Fethiye’nin doğal ve kültürel alanlarını gezen doğa severler adeta Fethiye’yi yeniden keşfetti. Her turizm bölgesinde olduğu gibi Fethiye’de de çevre sorunlarının arttığına dikkat çeken doğaseverler duyarlılık çağrısında bulundu. Doğanın her geçen yıl daha da bozulduğunu ve kirletildiğini gözlemlediklerini ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, güzelliklerin korunarak geleceğe taşınması gerektiğini belirtti. YABANCI TURİST AKINI Her zaman olduğu gibi doğa ve kültür gezilerinin devam edeceğini ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü; “Her yıl üyelerimizle birlikte yapmış olduğumuz geleneksel geziyi, ülkemizin önemli turizm kentlerinden biri olan Muğla iline bağlı Fethiye’de gerçekleştirdik. Ölüdeniz bölgesinde konaklayarak, Fethiye’nin doğal ve kültürel alanlarında incelemelerde bulunduk. Doğası, tarihi ve kültürüyle zengin kaynak değerlerine sahip Fethiye Ölüdeniz’de sezon başı olmasına rağmen yabancı turistlerin yoğun olarak geldiklerini gördük. Yamaç paraşütçüleri için önemli bir yer olan Baba Dağı’ndan atlayan turistlerin, Ölüdeniz’in olağanüstü güzelliklerini havadan izleyip aşağıya süzülerek inişlerini seyrettik. Rehberimiz Ergül Kocamaz tarafından, Fethiye’nin doğal ve kültürel zenginliklerinin sunumu yapıldı. Likya yerleşimlerinden biri olan Tlos antik kentinin önemli noktaları, ilgi çekici yerlerinden biri olan ana kayalara oyulan mezarları, kiliseleri ve hamamları incelendi. Ölüdeniz’den çıktığımız tekneyle, Faralya köyünün hemen altında yüzlerce metreden denize doğru dik inen kanyon içinde kelebekler vadisini gezdik. Tekneyle gemiler koyunun karşısındaki St. Nicholas adasına gidildi. Ölüdeniz’in turkuaz sularında deniz mevsimini açtık. Geçmişi M.Ö. 3 binlere dayanan bir zamanlar Türklerle, Rumların birlikte yaşadığı otantik taş evlerin bulunduğu Karaköy’de incelemeler yaptık. Rehberimiz Ergül Kocamaz tarafından evlerin mimari yapıları, şapeller, kiliseleri, okulu ve gümrük binalarının olduğu alanlarla yerelde yaşayan insanların geleneksel yaşamları anlatıldı. Doğanın içinden, günlük ağaçlarının arasından, suların akışı ve kuşların cıvıltıları eşliğinde harika bir manzara oluşturan Toparlar şelalesine yürüyerek gittik. Su altında yaptığımız gözlemlerde Kızıldeniz’den gelen istilacı türlerin çoğaldığını gördük. Hemen her turizm kentinde olduğu gibi, Fethiye bölgesinde de çevre sorunlarının arttığını, çevre kirliliğinin giderek çoğaldığını gözlemledik. Tüm bu güzelliklerin yok olmadan korunması ve korumaya uyumlu bir şekilde kullanılarak geleceğe taşınması için, duyarlı insanların bir araya gelerek çoğalması gerektiğine inanıyoruz” dedi. İHA

Günde iki kez hızlı yürüyüş kalp sağlığını koruyor Haber

Günde iki kez hızlı yürüyüş kalp sağlığını koruyor

Gültekin, 10-16 Nisan Kalp Sağlığı Haftası kapsamında, kalp sağlığını korumanın önemi, nelere dikkat edilmesi gerektiği ve kalp-damar cerrahisi alanındaki güncel tedavilere ilişkin açıklamalarda bulundu. Kalp-damar hastalıklarının, ölüm sebebi olarak dünyada ilk sırada yer aldığına dikkati çeken Gültekin, "Kalp-damar hastalıklarının gelişimiyle ilgili nedenlerin başında aile hikayesi, genetik yapı geliyor. Bunu sigara gibi çevresel faktörler izliyor. Sigara içen kişilerde kalp-damar hastalıkları çok yüksek oranda, hastalığın seyrini de çok kötüleştiriyor." ifadesini kullandı. Prof. Dr. Gültekin, kalp-damar sağlığını korumak için dengeli ve sağlıklı beslenmenin de büyük önem taşıdığını vurgulayarak, karbonhidrat ve kötü yağlardan kaçınılması gerektiğini aktardı. "Günde iki defa 20'şer dakikalık hızlı yürüyüş en iyi egzersiz" Düzenli egzersizin de kalp sağlığı açısından önemine işaret eden Gültekin, "Bu noktada çok yüklenmeli egzersizlerden bahsetmiyoruz. Herkesin yapabileceği, günde iki defa 20'şer dakikalık hızlı adımlı yürüyüş kalp-damar sağlığını korumak için en iyi egzersiz olarak söylenebilir. Oldukça faydalı olduğu gösterilmiş durumda." diye konuştu. Gültekin, bu egzersizin her yaş grubu için uygun olduğunu söyledi. Aile hikayesi olanlara uyarı Prof. Dr. Gültekin, düzenli doktor kontrollerinin de ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle konuştu: "Kalp-damar sağlığına yönelik kontrollerde kişilerin yaşından öte aile hikayesi çok önemli. Aile hikayesi olan kişiler 25-30 yaşından itibaren mutlaka bir kardiyolog ya da kalp-damar cerrahının kontrolünde olmalı. Yapılacak takiplerde egzersiz, kalbin yapısal ve fonksiyonel durumuna yönelik testler yer alıyor. Ayrıca kan yağı, homosistein düzeyleri kontrol ediliyor. Bu kontrollerin aile hikayesi olanlarda en azından yılda 1 kez yapılmasını öneriyoruz. Aile hikayesi olmasa da özellikle eforla oluşan göğüs, bacak ağrısı gibi şikayetleri olanlar da vakit kaybetmeden en kısa sürede bir hekime başvurmalı." "Kovid-19, kalp-damar hastalıklarını da gündeme getirdi" Kovid-19'unda kalp-damar hastalıklarında da etkili olduğunu belirten Gültekin, "Kovid-19 genel olarak vücutta bir enflamasyona ve bundan kaynaklı gelişen pıhtılaşma bozukluklarına sebep oluyor. Pıhtılaşma problemi damar içinde yaşandığında o damarın beslediği bölgede bozukluklara neden oldu. Buna bağlı kalp hastalıkları, uzuvlardaki rahatsızlıklarla ilgili pek çok hastalık gündeme geldi." dedi. Prof. Dr. Gültekin, bu nedenle Kovid-19 geçiren kişilerin doktorunun önerdiği kan sulandırıcıyı doğru şekilde kullanmasının önem taşıdığını, özellikle risk grubundakilerin uzman kontrolünde olması gerektiğini söyledi. "Diyabeti olanlarda kalp-damar hastalıklarına daha çok rastlıyoruz" Diyabet (şeker) hastalığının da kalp-damar hastalıkları açısından önemli risk faktörü olduğunu dile getiren Gültekin, "Diyabeti olanlarda kalp-damar hastalıklarına daha çok rastlıyoruz. Bu, şeker hastalığının damar iç yüzeyini kaplayan endotel dediğimiz tabakada verdiği hasar, ana problem buradan ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu. Gültekin, sigaranın bu olumsuzluğu daha da kötüleştirdiğini, bu nedenle diyabet hastalarının kalp-damar sağlığı takiplerinde daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. Baypas ameliyatlarında küçük kesili işlemler artıyor Kalp-damar rahatsızlıklarının genel olarak damar sertliğine bağlı, yapısal kalp kapak, konjenital hastalıklar gruplarına ayrıldığını anlatan Gültekin, cerrahi alanda baypas tedavilerinin, ana bölümü oluşturduğunu belirtti. Prof. Dr. Gültekin, şunları kaydetti: "Koroner baypas ameliyatı, dünyanın en çok yapılan ameliyatının adıdır. Bu ameliyatlarda son zamanlarda artık küçük kesilerle yapılan işlemler söz konusu. Ayrıca seçilmiş hastalarda robotik cerrahiler uygulanabiliyor. Bu konudaki çalışmalar sürüyor, teknoloji geliştikçe birçok yeni yöntem de gündeme gelecek. Kalp kapak hastalıklarında ise plasti yöntemleri yani hastanın kalp kapağının plastik yöntemlerle tamiri yapılabildiği gibi tamamen dejenere olmuş, bozulmuş kapak mekanik ya da biyolojik bir kapak yapısıyla değiştiriliyor. Bu kapakların damar yoluyla kasıktan girilerek yerleştirilmesi ameliyatlarının arttığı bir dönemi yaşıyoruz. Özellikle yaşlı, kırılgan dediğimiz açık kalp cerrahisinin riskli olduğu hastalarda bu tür tedaviler daha yaygınlaşıyor." "Kalp-damar hastalıklarından korunmak tedaviye göre çok daha kolay" Damar hastalıklarında da girişimsel tedavilerin arttığına işaret eden Gültekin, "Girişimsel tedavileri uygun hastalarda yapmak mümkün ama teknoloji hala bu konuda gelişiyor. Bu nedenle şu anda hala açık cerrahi yöntemler en sık uygulanan şekilde devam ediyor." ifadesini kullandı. Prof. Dr. Gültekin, "Her zaman için kalp-damar hastalıklarından korunmanın tedaviye göre çok daha kolay ve ucuz olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu nedenle lütfen sigara içmeyin, karbonhidrattan az sebzeden zengin beslenmeye ve düzenli egzersize dikkat edin." uyarısında bulundu. AA

İzmir’de otizmli bireyler ve aileleri hakları için yürüyecek Haber

İzmir’de otizmli bireyler ve aileleri hakları için yürüyecek

NUR ENGİN İzmir’de yaşayan otizmli bireyler ve aileleri, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde hakları için alana inecek. Farkındalık günlerinin, kutlamadan daha çok alana ait sorun ve çözüm önerilerinin konuşulduğu günler olması gerektiğini söyleyen KEDİ -Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam- Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, herkesi anlamlı yürüyüşe katılmaya davet etti. Otistiklerin hayata eşit yurttaşlık haklarıyla katılımının önünde duran engeller bulunduğuna dikkat çeken KEDİ (Kabul, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam) Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, “Farkındalık günlerini, bir kutlama günü olarak algılamamalıyız. Karar vericiler ve toplum unsurlarının bütününü etkilemek, yapısal sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi daha baskın bir şekilde gündeme getirmeli, sesimizi daha güçlü bir şekilde çıkarmalıyız” dedi.  OTİZMİ FARKETMEK YETMEZ Her 2 Nisan’da özellikle bazı devlet kurumları ve okullar tarafından çeşitli mecralarda yayınlanan “otizmin farkındayız, onların yanındayız” tarzı mesajların, zaman içinde otizm toplumu tarafından tepkiyle karşılanmaya başladığını vurgulayan Ahmetoğlu, şunları söyledi: “Okullarına otistik çocuk kaydı yapmayanlar, otizme dair yapısal sorunları çözmek için gereğini yerine getirmeyenler, otistiklerin ve ailelerin yaşam kalitesine katkı koyabilecek gücü olduğu halde önemsemeyen yerel yönetimler bu tip mesajlarla karşımıza çıkınca, açıkçası rahatsızlık duyuyoruz. Yürüyüşümüzün sloganında anlatmaya çalıştığımız gibi otizmi fark etmek yetmez, otizmliyi hayatın içine almak gerek. Durum böyleyken özellikle her yıl 2 Nisan geldiğinde medyatik otizmin farkındayız sloganlarını görmek istemiyoruz, bizler otistiklerin yaşama eşit haklarla katılabileceği, bütün bakım, eğitim, terapi, sağlık, yaşam aktivitesi ve iş kazandırma gibi konuların sadece ailelerinin sırtında olmayacağı düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Aksi takdirde, ailelerin bizden sonra çocuğumuz nasıl, hangi koşullarda yaşayacak konusundaki endişesi hiç bitmeyecek.” FARKINDALIK GÜNÜ ETKİNLİKLERİ KEDİ Otizm Derneği tarafından düzenlenen ve katkı konulan 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü kapsamındaki etkinlik programı şöyle oluştu:  1.İzmir Otizm Yürüyüşü 2 Nisan Pazar günü saat 15.00’te Gündoğdu Meydanı’ndan başlayacak. Topluluk, Cumhuriyet Bulvarı’na yönelip ÖSYM’nin yanından Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne geçecek. Yürüyüş, Türkan Saylan Sanat Merkezi’ önünde yapılacak basın açıklaması ile sonlandırılacak. 2.Otizmli çocuk anneleri Filiz Serin, Nedret Özdemir ve Sema Üzel’in deneyimlerini aktardığı kitaplar için düzenlenen imza günü etkinliği, aynı gün, 16.30-18.30 saatleri arasında Yakın Kitabevi’nde gerçekleştirilecek. 3.Konak Moris Bencuya Özel Eğitim Uygulama Okulu tarafından gönüllü kişi ve kuruluşların organizasyon desteğiyle düzenlenen Farkındalığı Bırak! Fark Yarat! Etkinliği, 3 Nisan Pazartesi günü saat 20.30’da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılacak.

Karlı ve buzlu yolda nasıl yürünür? Haber

Karlı ve buzlu yolda nasıl yürünür?

Özellikle buzlu ve karlı zeminlerde yürürken dikkat edilmesi gereken başlıca unsurları sıralayan Medicana Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Cansabuncu, şunları kaydetti: "Ayakkabı seçimi için öncelikle doğru ekipmanlarla yürümek lazım. Ayakkabılar özellikle geniş tabanlı olmalı, düz ve kaygan olmayan maddelerden yapılmış ayakkabılar daha iyi bir tutunma alanı sağlayacaktır. Ayakkabılar bileğinizi sarmalı, böylelikle ayak bileği burkulmalarından da sakınabilirsiniz. Yürüme şekline de dikkat edilmeli. Ayakların yere sağlam bastığından emin olmak için küçük ve yavaş adımlar atılmalı. Ayaklar dışa doğru çevrilerek penguen tarzı yürüme şekli dengenin daha kolay sağlanmasına yardımcı olacaktır. Basılacak zemin seçimi de her şey kadar önemlidir. Karlı havalarda buz tutabilecek parlak ve kaygan zeminlerden kaçılması gerekir. Karın daha yumuşak olduğu zeminlerde ve çim gibi buzlanmayı azaltan zeminlerde yürümek sizleri düşmelere karşı koruyacaktır. Eğimli yollardan ve merdivenlerden inerken adımlarımızı tek tek ve sağlam basarak kayıp kaymadığını kontrol edin. Mümkünse yanlardaki korkuluklardan destek alın. Kaygan zeminlerde yürürken eller ceplerde olmamalı. Bu hem dengenizi daha kolay sağlamamızı sağlar hem de bir düşme durumunda önlem almanızı kolaylaştırır. Yürürken iki elimizin dolu olmamasına dikkat edin. Mümkünse en az bir elimiz boşta olmalı. Denge kontrolü için ağır cisimleri ve çocukları kucakta taşımamaya özen göstermeliyiz." İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.