TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#yoksulluk sınırı

yoksulluk sınırı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, yoksulluk sınırı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TÜRK-İŞ açıkladı… Açlık sınırı 13 bin TL’yi aştı! Haber

TÜRK-İŞ açıkladı… Açlık sınırı 13 bin TL’yi aştı!

TÜRK-İŞ, Eylül 2023 Açlık ve Yoksulluk sınırını açıkladı. O rapora göre, dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 13 bin 334 TL. Gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamaları için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı (yoksulluk sınırı) ise 43 bin 433 TL. TÜRK-İŞ tarafından yapılan açıklama şöyle: “Bilhassa son iki yıl içinde aşırı yükselen gıda fiyatları bireyleri ve aileleri çok olumsuz etkiledi. Gıda fiyatlarının artmasında öncelikle yetersiz üretimin olması, tarımsal üretim girdilerinde maliyet artışları ile üretim, tedarik ve satış zinciri içerisinde orantısız fiyat değişimleri önemli rol oynadı. Kuşkusuz emeğin milli gelirden aldığı payın giderek gerilemesinin bir sonucu olarak yoksul daha da yoksullaştı. Bu süreçte, artan ücret gelirine rağmen devam eden yüksek fiyat artışları hayat pahalılığını dayanılmaz noktalara taşıdı. Özellikle dolaylı vergilerdeki artış, gelir vergisinde bu aylarda giderek yükselen oranlar ücretli çalışanların gelirlerini daha da aşındırdı. Uygulanması gereken gelir politikasında esas olması gereken, gelirlerin gerçek enflasyon seviyesinden daha fazla artması ve insana yakışır yaşam koşullarını sağlayacak düzeyde harcamayı karşılayacak seviyede refahın adil paylaşılmasıdır.” YAŞAMA MALİYETİ HER AY ARTIYOR TÜRK-İŞ Araştırmasının 2023 Eylül ayı sonucuna göre; Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 13 bin 334,13 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 43bin433,65 TL’ye, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 17 bin 336,25 TL’ye yükseldi. TÜRK-İŞ’in verilerine göre ‘mutfak enflasyonu’ndaki değişim ise Eylül 2023’te şu şekilde; Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin ‘gıda için’ yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 9,31 oranında gerçekleşti. Sekiz aylık değişim oranı ise yüzde 64,00 olarak tespit edildi. Son on iki ay itibariyle değişim oranı yüzde 84,04 oldu. On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı ise yüzde 106,21 olarak hesaplandı. Araştırmanın tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz: https://www.turkis.org.tr/turk-is-eylul-2023-aclik-ve-yoksulluk-siniri/ BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Türkiye’nin karanlık geleceği: Gıda enflasyonu

Ağustos ayında hanelerde neler yaşandı?  İşte TÜRK-İŞ’in açlık ve yoksulluk sınırı Haber

Ağustos ayında hanelerde neler yaşandı? İşte TÜRK-İŞ’in açlık ve yoksulluk sınırı

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) her ay açıkladığı ‘açlık ve yoksulluk sınırı’ araştırmasını yayınladı. ‘Ağustos 2023 Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ araştırmasına göre; Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 12 bin 198 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 39 bin 733 TL’ye, bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 15 bin 813 TL’ye yükseldi. HAYAT PAHALILIĞI, YÜKSEK ENFLASYON… Araştırmada yer alan açıklama şu şekilde: “Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon altında satın alma gücü, gerileyen ücretler, geçim sıkıntısı, özellikle gıda fiyatlarındaki sürekli gerçekleşen sert yükselişler insanların daha da zor bir yaşam sürmesine neden oluyor. Artan vergiler, akaryakıt fiyatları, kiralar vs. haneleri fedakârlık yapmaya zorluyor. Türkiye ekonomisinde makro görünümdeki bozulma ile enflasyonun yarattığı olağanüstü talep artışı, büyümenin küçülmeye dönüşmesini ve işsizliğin artmasını engelliyor. Ancak kamu tasarrufu olmadan talebi düşürebilmek ve makroekonomik koşulları en azından Eylül 2021 öncesi seviyeye getirmek mümkün gözükmüyor. Resmi açıklamalara göre önümüzdeki süreçte enflasyonun artma eğiliminde olduğu ve ancak 2024 ortasından itibaren düşüşe geçeceği belirtilirken, geçtiğimiz aylarda baz etkisi ile gerileyen yıllık enflasyonun yönünü tekrar yukarıya çevirme eğiliminde olduğu gözlemleniyor. Faiz artırımları gibi parasal sıkılaştırıcı düzenlemelerle talep kaynaklı enflasyon bir miktar hız kesebilecek olsa da birikmiş maliyetler ve beklentilerdeki bozulma bunun en önemli nedenleri arasında. TÜİK verilerindeki görece yüksek çekirdek enflasyondan da bu durum izlenebiliyor.” Araştırmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz: https://www.turkis.org.tr/storage/2023/08/A-Y-2023-Agustos-Bulteni.pdf

Ülkenin artık Valisi de yoksul! Haber

Ülkenin artık Valisi de yoksul!

KEMAL ÖZKURT - ÖZEL HABER Türkiye'de yaşanan ekonomik sorunlar sebebiyle her ay açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı düzenli olarak yükselmeye devam ediyor. Son olarak Mayıs ayında açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı rakamları ülke ekonomisindeki kötü gidişatını görmeye yetiyor. Bu artışların ciddiyetini anlamak için ise ülkemizin önemli makamlarından biri olan Valilik makamında görev yapan temsilcilerin 43 bin TL'lik maaşlarının,  33 bin 750 TL olarak açıklanan yoksulluk sınırı rakamlarının arasındaki farkın günden güne azaldığına bakarak görebiliriz.  VALİLER YOKSULLUK SINIRINA ÇOK YAKIN Türkiye'de şu anda görev yapan bir Vali ortalama 43 bin TL aylık maaş almaktadır. Son açıklanan yoksulluk sınırı ise 33 bin 750 TL. Geçtiğimiz aylarda açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına bakıldığına ise bu rakamların her ay ortalama 2 bin TL oranında arttığını görebiliyoruz. Ülkede bu veriler aynı şekilde yükselmeye devam ederse, bundan yaklaşık 3 - 4 ay sonra artık Valilerin de yoksulluk sınırının altında kalması kaçınılmaz bir durum olacak.  "DEVLETİN KARİZMASI ÇİZİLİYOR" Açlık ve yoksulluk sınırı verilerinin bu düzende yükselmesinin devlet mekanizmasını temsil eden makamlarda bulunan Valilerin maaşlarının yoksulluk sınırına yaklaşmasını, "Devlet karizmasını çizdiriyor" şeklinde değerlendiren İzmir İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı Nesibe Gençer, "Yeni açıklanan asgari ücret şu anda bile yoksulluk sınırının 3 katı altında. Devlet te o kadar yoksullaşmış ki artık Valiler bile yoksul, emekçi sınıfına katılmak üzere. Valiler bu durumdayken diğer halk kesimi, emekçiler ve kamu çalışanlarının durumu daha vahim durumda. Ülkemizde maalesef orta sınıf kaybolmuş durumda. Makas çok açılmaya başladı ve zenginler çok zenginleşirken, fakirler daha da fakirleşmeye başladı. Hal böyle olunca da Valilik makamında bulunan kişiler de önceden bir nebze olsun zengin kısımda bulunurken şu anda yoksul kesimin arasına karışmak üzere" ifadelerini kullandı.   

TÜRK-İŞ açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı Haber

TÜRK-İŞ açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı

KEMAL ÖZKURT Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) 2023 Mayıs ayı açlık ve yoksulluk sınırı verilerini açıkladı. Kurumdan paylaşılan verilere göre,  4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının altında kalmaması için gıda ve diğer tüm temel harcamaları dahil hanesine girmesi gereken toplam gelir tutarı 33 bin 750 TL olarak belirlendi. Aynı zamanda 4 kişilik bir ailenin aylık yeterli olarak beslenebilmesini ifade eden 'açlık sınırı' ise 10 bin 360 TL olarak hesaplandı. Bu verilere göre geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 40 oranında artış olduğu gözlemlendi.  PEYNİR FİYATLARI YÜKSELMEYE DEVAM EDİYOR TÜRK- İŞ'ten paylaşılan verilerde süt, yoğurt, peynir grubuna da yer verildi. Buna göre; yoğurt fiyatları sınırlı düzeyde geriledi, peynir yüzde 3 zamlandı, süt fiyatı değişmedi. Kilogram fiyatları 200-400 TL arası olan kaşar ile 300-600 TL arasında değişen yerli üretim ve yöresel gravyer, çerkez, abaza, çeçil, tulum gibi inek peynirlerine ise çalınmasına karşı alarm takılmaya başlandı. KIRMIZI ET ZAMLANDI, BEYAZ ETE İLGİ ARTTI Paylaşılan verilerde kırmızı ete yapılan zamlardan dolayı beyaz ete ilginin arttığı vurgulanırken şu ifadeler kullanıldı;  "İthalat yerine ülke gerçeklerine uygun hayvancılık politikaları uygulanmadan orta ve uzun vadede kırmızı et fiyatlarının yükseleceğinin kaçınılmaz olduğu konunun uzmanlarınca vurgulanıyor. Ayrıca kırmızı et fiyatlarının 300 TL’yi geçmesiyle beyaz ete talep artmış ve tavuk ile balığın da fiyatlarını da yükseltiyor. Bir ayda balık yüzde 5, tavuk yüzde 6 oranında  zamlandı. Öte yandan, ulusal zincir marketler ve Ankara’nın dernek üyesi olmayan ve olup da yerli et satmaya devam eden yerel marketlerinden pek çoğunda dana kıyma ortalama 280, kuşbaşı ortalama 315 TL’den satıldı.  MAYIS AYI ZAM ŞAMPİYONU: HAVUÇ TÜRK- İŞ tarafından paylaşılan verilerde 2023 Mayıs ayı açlık ve yoksulluk sınırı verilerinde semt pazarlarında sebze - meyve fiyatlarındaki değişikliklere de dikkat çekti. Verilere göre;  Semt pazarlarında yeşil soğan, kıvırcık gibi salata yeşilliklerinin fiyatı yüzde 20,  pırasa, lahana gibi yeşil yapraklı sebzelerin fiyatları sınırlı seviyede arttı. Patates 17,5 TL’ye çıkarken geçen ay 25 TL’ye yükselen ortalama kuru soğan kilogram fiyatı 19 TL’ye düştü. Semt pazarlarında bu ayın zam şampiyonu ise  yüzde 75’lik artışla havuç oldu ve ortalama 35 TL’den satıldı. Limon, turp, domates, salatalık fiyatları geriledi, patlıcan ve kabak fiyatları değişmedi. Kış meyvelerine veda ederken yaz meyvelerinden tezgâhlarda yeni yaygınlaşmaya başlayan kiraz ve karadutun fiyatları 40 TL’den müşteri aradı. En uygun fiyatlı meyve olan 16 TL ile elma, meyve tezgâhlarında azınlıktaydı. 

Demircan: “Fazla mesai yapmayan memur geçinemiyor” Haber

Demircan: “Fazla mesai yapmayan memur geçinemiyor”

Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mart ayı enflasyonunu değerlendirdi. Mart ayı enflasyonu’nun 2,29 olarak açıklanmasının ardından açıklama yapan Demircan, "TÜİK yine eşsiz verileri ile mart ayı enflasyon oranını 2,29 olarak açıkladı. Açlık sınırı 9.425 lira yoksulluk sınırı ise 31.421 lira. Bu verilere göre devletimizin şerefli memuru yoksul, büyük kısmı da açlık sınırının üzerine kira, fatura vb. giderleri eklendiğinde açlık sınırının çok altında gelir elde etmekte. İki yıldır her beyanımızda dile getiriyoruz, memurun yüzde 80’inin en az yirmi yılı bankalar tarafından ipotek altına alınmış durumda. Birçok kardeşimiz geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi illerde ve sahil şeridindeki ilçelerde memurlar geçinemedikleri için tayin istemekteler. Bu şartlar değişmeyecekse büyük illerde TOKİ eli ile memurlar için lojman yapılması elzemdir. Sayın Bakan geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında en düşük memur aylığının yirmi bin lira olduğunu ifade etti açıkçası bu memur kimdir merak ediyorum. Sayın Bakan’a lisans mezunu bir hemşire arkadaşımızın dört çeşit bordro ile bu maaşı almadığını ben buradan ifade etmek isterim. EYT ile birlikte SGK çalışanları dediler ki “en azından fazla mesai ücretlerimizi artırın” fazla mesai ne demek? İstirahat saatlerinde çalışmak demek. Bugün memur fazla mesai yapmasın inanın asla geçinemez” dedi. ENFLASYON FARKI BİR ZAM DEĞİLDİR Enflasyon farkının zam olmadığının altını çizen Togan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz ay bir ifadesi ile en düşük emekli aylığı 5.500 liradan 7.500 liraya çıkartıldı. Yaklaşık yüzde 37 oranında bir zam yapıldı. Peki ya kamu görevlileri neden yıllardır yüzde 3, yüzde 5 gibi oranlara mahkûm ediliyor. Bir kesim enflasyon farkını zam olarak değerlendiriyor. Altını çizmek isterim ki enflasyon farkı adı üzerinde bir zam değil her ay ödenmesi gereken enflasyondan doğan farktır. Meclis de memurlarla ilgili bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı sorulduğunda muhatap milletvekili tavana bakıyor, toplu sözleşmeyi işaret ediyor. Toplu sözleşmede de başka yerleri işaret ediyorlar” ifadelerine yer verdi. Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün memur nöbet ücretine, fazla mesai ücretine, banka promosyonuna muhtaç hale getirilmiştir. Büyük çoğunluğu sinema, tiyatro, tatil gibi sosyal hayatın gereklerini yerine getiremez indirimleri takip eder hale gelmiştir. Acıdır lakin durum da budur, elini uzattığını alamamaktadır. Emekliye ayrılan bir kamu görevlisinin ev, otomobil alması mümkün değildir. Neredeyse mezarda emeklilik tam olarak kamu çalışanlarına biçilmiş kaftan gibidir. Allah’tan kılık kıyafet yönetmeliği ile ilgili sendikaların almış olduğu sivil itaatsizlik kararları var da memur istediği kıyafetle işe gidebiliyor, saç tıraşını ay da bir kez olabiliyor. Peki, tüm bunlarda memur kardeşimin yetkiyi verdiği sendikaların etkisi nedir? Tabi ki çok büyük. Ülkemizde maalesef sendikalar siyaset yapmaktan başlarını kaldırıp memurun halini görebilseler yukarıda yazdıklarımızın hiçbirini yazmak durumunda kalmazdık. Memurun sorunlarını, beklentilerini dosdoğru bir şekilde iktidar temsilcilerine ifade etmek varken, enflasyon farkı ile birlikte yüzde 30’u çılgınca alkışlamak memurun sorunlarını örtmüyor. Yirmi yıl sendika başkanlığı yaptıktan sonra “e yeter birazda milletvekilliği yapalım” demek memurun sorunlarını çözmüyor. Altı dönem geride kalmış memurun en basit sorunları dahi çözüme kavuşmamış, kavuşmuş gibi gözükenlerde yeni sorunlarla birlikte daha karmaşık bir hal almış vaziyette.” HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.