TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#yerel yönetim

yerel yönetim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, yerel yönetim haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yerel yönetimler İzmir’de depremi konuştu Haber

Yerel yönetimler İzmir’de depremi konuştu

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye Meclis Üyeleri Birliği Yerel Yönetimler Türkiye Buluşması Deprem ve İklim Değişikliği Çalıştayı’na katıldı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ndeki (AASSM) programda aynı zamanda Ege Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla da konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye Meclis Üyeleri Birliği Genel Başkanı Yalçın Kocabıyık, Belediye Başkanları Birliği Nurgül Uçar, İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç’ın da konuşmacı olarak yer aldığı çalıştaya belediye başkanları, meclis üyeleri ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen birlik üyeleri katıldı. Coğrafya kader olmak zorunda değil Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Başkan Tunç Soyer 6 Şubat depreminden örnekler verirken İzmir’de afetlere karşı yürüttükleri çalışmaları anlattı. Soyer, “İzmir, Türkiye’deki birçok şehir gibi faylar üzerinde inşa edilmiş. Benim başkanlık dönemimde bu yıkıcı depremlerden biri yaşandı. 30 Ekim 2020’de gerçekleşen 6.9 büyüklüğündeki deprem, hem İzmir’i hem de tüm Türkiye’yi derinden etkiledi. Ülkece birbirimize kenetlendiğimiz bu felakette 117 canımızı kaybettik. Ama biliyoruz ki coğrafya kader olmak zorunda değil. İzmir’de, ilk günden bu yana yaşayabileceğimiz olası afet ve krizlere karşı tedbir alıp; yerel paydaşlarımız, meslek odalarımız ve üniversitelerle birlikte çaba harcıyoruz. İzmir’de olası bir depreme hazırlık konusunda üç ayaklı bir yol haritamız var. Birincisi; deprem öncesinde yaptığımız hazırlık çalışmaları. İkincisi; ilk 24 saat ve ilk hafta içinde yapılması gerekenler. Üçüncüsü; geleceğin İzmir’inin nasıl inşa edilebileceğine dair yaptığımız çalışmalar” dedi. Türkiye'ye örnek kentsel dönüşüm modeli Göreve geldikleri İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde iki yeni daire başkanlığı kurduklarını hatırlatan Başkan Soyer, “Toplum Sağlığı Daire Başkanlığı ile İklim Değişikliği ve Deprem Risk Yönetimi Daire Başkanlığı’nı pandemi ve depremden önce kurmuştuk. Pandemi sonrası Türkiye’de örneği olmayan ‘Kriz Belediyeciliği’ni hayata geçirdik. Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırmaları ve risk azaltma projelerini başlattık. İki buçuk yıldır sürdürdüğümüz mikrobölgeleme çalışmaları ile İzmir’in yeraltının röntgenini çekiyor, aktif ve pasif fayların tamamını tespit ediyoruz. İzmir’deki yapı stokunun yüzde 80’inin eski ve yaşlı olduğunu somut biçimde ortaya koyduğumuz İzmir Depremi sonrası İnşaat Mühendisleri Odası ile protokol imzaladık. Bu kapsamda Bayraklı ve Bornova ilçelerimizden başlayarak İzmir’in yapı envanterini çıkarmaya başladık ve İzmirlilerin oturdukları binaların deprem güvenlik karnesini görmelerini sağladık. Kentsel dönüşüm, depreme hazırlık çalışmalarımızın en önemli başlıklarından biri. Biz İzmir’de kentsel dönüşümü “mekânsal adalet” ilkesiyle tanımlıyor ve Türkiye’de örnek bir kentsel dönüşüm modelini yaratmaya çalışıyoruz. Mevzuattaki pek çok eksikliğe, ekonomik krize ve önümüze çıkan türlü zorluklara rağmen İzmir’in altı bölgesinde toplam 248 hektarlık alanda çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Türkiye’ye ilham veren Halk Konut Projemiz ile kentsel dönüşüm çalışmalarımıza kooperatif modelini ekleyerek yepyeni bir aşamayı başlattık” ifadelerini kullandı.  “Bugünkü buluşmamız yerel yönetimlerin gelecekteki gücünü ve rolünü ortaya koyacak” “Acil İzmir” adını verdikleri bir mobil uygulama geliştirdiklerini aktaran Soyer, afete karşı dirençli kent yaratmak için yaptıkları çalışmaları şöyle aktardı: “Olası bir deprem için yeni barınma alanları belirledik. İzmir’in bin 290 mahallesinde afet gönüllüleri oluşturuyoruz. Yol haritamızdaki son başlığımız ise geleceğin İzmir’ini nasıl inşa edeceğimiz meselesi. 2021 yılı itibarıyla dünya nüfusunun yüzde 56'sı kentsel alanlarda yaşıyor ve 2050 yılına kadar bu oranın yüzde 68'e kadar çıkacak. Yani açıkça görülüyor ki geleceğin dünyası, kentlerin dünyası olacak. İklim krizine ve afetlere dirençli bir kent geliştirmek için tek bir çıkış yolumuz var; şehirlerimizi doğanın bir parçası olarak inşa etmek. 4 milyondan fazla nüfusa sahip bir şehrin belediye başkanı olarak bunun kolay bir hedef olmadığını biliyorum. Yine de bu gezegendeki varlığımızı sürdürmek konusunda samimiysek, zor olanı tercih edip alışkanlıklarımıza meydan okumalıyız. Şehirlerimizin kaderi, bir gecede yıkılıp gitmek olamaz, olmamalı. Göreve geldiğimizden bugüne doğaya saygılı ve uyumlu bir kent olma vizyonunu, ana omurgamız olarak belirledik. Akıllı şehirler, modern şehirler, çağdaş şehirler ama hepsinden önemlisi dirençli şehirler yaratmak zorundayız. Sonra yeşil şehirler, yenilenebilir enerjiyi kullanan şehirler evet ama eğer içinde yaşayan insanlar yaşadıkları şehirde güven duygusuyla yaşamıyorlarsa sizin ağzınızla kuş tutmanızın hiçbir faydası yok. Önce güven. Yaşadığı şehre, oturduğu binaya güven duygusunu taşıyacak. O da ancak dirençli bir kent yaratabilirseniz olur. Bu güven duygusunu yaratacak çok önemli bir anahtar var. O da doğayla uyumlu olmak zorundalığıdır. Türkiye’de ilk defa Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı tamamını kapsayan bir stratejik plan koyduk. Yine ilk defa İzmir için uluslararası standartlara uygun biçimde hazırladığımız Yeşil Şehir Eylem Planı ile Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’nı uygulamaya koyduk. 2030 yılında İzmir’in, iklim nötr bir şehir olması için çaba sarf ediyoruz. Nitekim İzmir’in doğasıyla uyumlu şehir vizyonunun, ülkemizin başka şehirlerine de ilham veren bir çehreye büründüğünü görüyoruz. Şehrimizi doğayla uyumlu hale getirmek için döngüsel kültür ilkelerimiz çerçevesinde Citta Slow Metropol, Sünger Şehir, Yaşayan Parklar, Mera İzmir, Yaşayan Körfez, Biyogaz Tesislerimiz ve İzdönüşüm gibi onlarca projeyi hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bunlar “Geleceğin İzmir”ini inşa yolumuzun kilit taşlarıdır. Biz İzmir’i vatandaşlarımızın güvenle nefes alıp vereceği bir yuva olarak tasarlıyoruz. Yerel yönetimler, geleceğin dünyasını oluştururken çok büyük sorumluluğa sahip. Adına global dediğimiz bütün sorunların çözümü yerelde. Global iklim kiriz, global gıda krizi, global yoksulluk ne varsa hepsini çözümü yerelde. Yerelde çözülemeyen hiçbir problemin merkezi otoritenin yasal düzenlemesiyle çözülmesi mümkün değil. Bugünkü buluşmamız yerel yönetimlerin gelecekteki gücünü ve rolünü ortaya koyacak. “ “İzmir’i hep örnek gösterdiler” Türkiye Meclis Üyeleri Birliği Genel Başkanı Yalçın Kocabıyık da, “Çalıştayda çok önemli hocalarımız var. Bu çalıştay neden İzmir’de oluyor diye soruyorlar. Bunun kararını ben vermedim, sizler verdiniz. İzmir’i hep örnek gösterdiler. Özgürlükler şehri, çağdaş kent. Özlenilen ve örnek gösterilen bir şehir. İzmir’de olması noktasında arkadaşlarımız karar verdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızın örnek bir belediye başkanı. İzmir’de başkanımızın verdiği desteklerle bu çalıştayı yapacağız. O gerçekten çağdaş, akıllı, modern bir şehir yaratmak istedi. Öyle bir vizyon koydu önüne. İzmir dendiği zaman Türkiye’de Avrupa’da her yerde önder, örnek bir şehir olmasını istedi” ifadelerini kullandı. “Bu toplantımız bir milattır” Birinci toplantının İzmir’de yapılmasının önemli olduğunu belirten ve yeni dönemde sürdürülebilirlik istediğini vurgulayan Belediye Başkanları Birliği Nurgül Uçar da, “Lütfen toprağımıza sahip çıkalım, geçmişin bilimine, aklına, birikmiş olan ve kenarlara attığımız akıllara egolarımızı bir kenara bırakarak bakalım, doğayla barışarak hareket edelim. Bu toplantımız bir milattır. Bir duralım, sakin olalım. Yeniden yaşadığımız yere birlikte bakalım” dedi. “Toplumu bilinçlendirmek için çalışıyoruz” Sivil toplum kuruluşlarının kent yaşamında aldığı rolün önemine değinen İzmir Kent Konseyi Başkanı Nilay Kökkılınç ise “Depremsellik, yaşanan afetlere hazırlıklı olmak, afet sonrası dayanışmak, dirençli kentler kurmak önemle yaklaşılması gereken konudur. Küresel iklim değişikliği politikalarının oluşturulmasında sivil toplum kuruluşlarının önemli bir rolü bulunuyor. İzmir Kent Konseyi olarak biz de iklim krizinin yalnızda küresel ısınmaya yol açmadığının, sıcaklık değerlerinde sapmaya neden olduğunun farkındayız. Toplumu bilinçlendirmek için çalışıyoruz” açıklamasında bulundu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- İzmir’de nerede hangi semt pazarları var? İzmir’deki semt pazarları

Soyer: Haydi çocuklar başvurun, İzmir’i birlikte yönetelim Haber

Soyer: Haydi çocuklar başvurun, İzmir’i birlikte yönetelim

İzmir Büyükşehir Belediyesi kentte yaşayan çocukları yerel yönetim mekanizmalarına dâhil edecek İzmir Çocuk Belediyesi’ni faaliyete geçiriyor. Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı Çocuk Belediyesi Şube Müdürlüğü tarafından yürütülecek çalışmalar kapsamında İzmir Çocuk Belediyesi’ne başvurular başladı. İzmir’de yaşayan 9-14 yaş aralığındaki tüm çocuklar 25 Ağustos tarihine kadar http://www.izmir.bel.tr/tr/CocukBelediyesi/4135 adresinden başvuru yapabilecek. 26 Ağustos’ta yapılacak kura çekimiyle İzmir Çocuk Belediyesi üyeleri belirlenecek. “Dünyayı onların gözlerinden görebildik” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in sokaklarından parklarına her köşesini çocuklarla paylaştıklarını ve her şeyi aslında çocuklar için yaptıklarını belirterek “Aldığımız tüm kararlar onların geleceğini etkiliyor. Onların yaşadıkları şehirle ilgili isteklerini, beklentilerini bilmek bu yüzden çok önemli. Bu düşünceden hareketle, Seferihisar Belediye Başkanlığı görevini yürürken Çocuk Belediyesi kurmaya karar verdik. Ve Türkiye’nin ilk Çocuk Belediyesi Seferihisar’da doğdu. Bu sayede dünyayı çocukların gözünden görebilme olanağına kavuştuk. Şimdi Çocuk Belediyesi’ni yaygınlaştırıyoruz. İzmir Çocuk Belediyesi’ne katılmak isteyen çocuklarımız 25 Ağustos’a kadar başvuru yapabilecek. Haydi çocuklar başvurun, İzmir’i birlikte yönetelim” dedi. 4 ayrı komisyon başlığı İzmir Çocuk Belediyesi, çocukların “İzmir Çocuk Belediyesi Yönetim Modeli Çalıştayı” ile belirledikleri doğrudan demokrasi yöntemiyle, bir başkanlık sistemi olmadan yönetilecek. Çocuklar, kente dair çalışmalarını 4 ayrı komisyon başlığı ile yürütecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal yapılarıyla belirlenen ihtiyaçlar doğrultusunda çözümler üretilecek. 2011 yılında Seferihisar’da kuruldu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “çocuk dostu kent” vizyonuyla bir katılım modeli olarak öne çıkan Çocuk Belediyesi, UNICEF’in çocuk dostu şehirlerinden biri olmak amacıyla ilk kez 2011 yılında Seferihisar’da kuruldu. İzmir Çocuk Belediyesi’nde çocukların kendi yaşam deneyimlerini, bakış açılarını ve fikirlerini yerel yönetim mekanizmalarının kararlarını etkilemek üzere paylaşmaları hedefleniyor. BÜLTEN  

Kentsel dönüşüm için yerel yönetime destek yok Haber

Kentsel dönüşüm için yerel yönetime destek yok

AYSELİN UZUN – ÖZEL HABER İzmir depreminin ardından, büyük hasar alan Bayraklı bölgesindeki konutlar hala tam anlamıyla yenilenmiş değil. Yapı stoku oldukça yaşlı olan bölgede, olası bir depreme karşı alınan önlemler sınırlıyken, konu hakkında açıklama yapan Bayraklı Muhtarlar Derneği Başkanı ve Yamanlar Mahalle Muhtarı Kemal Aydın, bu durumun sebebi olarak yerel yönetimlerin olanaklarının yetersiz olmasını gösterdi. Kemal Aydın, hükümetin kazanamadığı belediyelere karşı ayrım yaptığını iddia ederek “İzmir depreminde giden yardımın 100 katının Elazığ depreminde gittiği söyleniyor, halbuki İzmir depremi kat ve kat daha büyüktü. Hükümet kendi belediyelerine daha fazla olanak sağlıyor. Ancak İzmir gibi muhalefetin belediyelerine bu imkân yok” dedi. SEÇİM SÜRECİ İYİ KULLANILMALI Halkın maddi yetersizlikler sebebiyle depreme dayanıklı binalara taşınamadığına değinen Aydın, “Deprem tehlikesi olan şehirlere devletin el atması gerekiyor. İstanbul şu an tamamen risk atında, insanlar tabutta yaşıyor ama ona rağmen büyük şehir bir şey yapamıyor çünkü hükümet desteği yok. Halkın istek ve ihtiyaçlarına dayalı kentsel dönüşüm olmalı ama bu rantsal dönüşüme dönmemeli. Devletin desteği olmadan yerel yönetimin gücü yetmez. Benim kendi evim dahi depreme dayanıksız. Çıkamıyorum çünkü gidecek yer yok. Kendi mahallemden örnek vermem gerekirse Yamanlar mahallesinin birçoğu işsiz ya da gündelik işlere gidiyorlar yani düzenli gelirleri yok. Bu insanlar nasıl taşınabilir ki? Ya da nasıl evini depreme dayanıklı hale getirebilir? İnsanların aldığı para asgari ücret olduğu için önce yarınlarını doyurmayı düşünüyorlar. Bu durumda devlet sosyal ilkesine dayalı olsa, sorunlar ortadan kalkacak ama maalesef devlet sosyal bir devler değil. Ancak seçim süreci iyi kullanabilirse kentsel dönüşüm de gerçekleşir” açıklamasında bulundu. ÖZDE İNSAN DEMEYİ BECEREMEDİK Aydın,  “İzmir depreminde giden yardımın 100 katının Elâzığ depreminde gittiği söyleniyor hâlbuki İzmir depremi kat ve kat daha büyüktü. Hükümet kendi belediyelerine daha fazla olanak sağlıyor. Ancak İzmir gibi muhalefetin belediyelerine bu imkân yok. Tabi ki Elâzığ’a da yapılmalı ama bu ayrım olmamalı. İnsana insan olarak bakarsan hiç sorun kalmaz. Bazı bölgelerin zemini sağlam ama bunun bir anlamı yok çünkü binalar sakat, 30-35 yıllık binalar var. Bizim ülkemizde 1950’lerden sonra her şey dinselleşmiş, olup bitene hep o yönden bakılmış. Bu gün hala öyle bakıldığı için böyleyiz. Özde insan demeyi beceremedik, işlere tarafsız yaklaşamadık. Başka bizim vatandaşımızın sorgulaması düşünmesi gerekir. Örneğin bir bakan, halkı ne kadar cahil bırakırsanız o kadar yönetmesi kolay olur diyorsa, her binanın altına kuran kursu açıyorsan, bilimsel eğitimin ilerlemesi mümkün değil. Böylelikle de halkın sorgulama yetisini elinden almış oluyorsun. Kentsel dönüşüm açısından belediyenin iyi projeleri var ancak uygulamak için imkânı yok. Devlet destek vermiyor” diyerek, sorunun en başta bilimsel eğitim eksikliği olduğuna dikkat çekti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.