TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#yeni tür

yeni tür haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, yeni tür haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yeni bir lale türü keşfedildi: Karakoçan Lalesi Haber

Yeni bir lale türü keşfedildi: Karakoçan Lalesi

Üç üniversite ortak çalışması ile bilimsel adı “Fritillaria Karakocanensis” olarak verilen türün Türkçe ismi de “Karakoçan Lâlesi” olarak bilim dünyasına tanıtıldı. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak,  yeni lale türünün bilim dünyasına kazandırılmasındaki katkılarından dolayı Prof. Dr. Hasan Yıldırım’ı tebrik etti. Yeni lale türü, “Karakoçan Lalesinin keşif hikâyesini anlatan Prof. Dr. Hasan Yıldırım, “ Harran Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalında Yüksek Lisans yapan Veysel Sonay tarafından 2019-2021 yılları arasında ‘Sarıcan Beldesi (Karakoçan/Elazığ) Florası’ isimli yüksek lisans çalışması esnasında, Sarıcan beldesi sınırları içerisinde kuru dere yataklarında, taşlık alanlarda farklı bir yapıya sahip Ters lâle (Fritillaria) popülasyonunu keşfetmiş. Söz konusu örneklerini daha önce topladığı hiçbir bitkiye benzemediğini fark edince, floristik literatürü tarayarak ‘Sarıdudak’ (Fritillaria michailovskyi) isimli ters lâle türü olabileceğini düşünmüş. Örneği birçok bitkiseverin bitki fotoğrafları paylaşımı yapan bir sosyal medya grubunda paylaşmaya karar vermiş. Fotoğrafları gördüğümde, paylaşılan bu bitkinin yeni bir ters lale türü olabileceği konusunda Veysel Sonay’la irtibata geçtim. Bu süreçte Türkiye’de ters lale uzmanı olan Aksaray Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehtap Tekşen’e danıştık ve türün yeni olabileceği konusunda hemfikir olduk. Üç üniversite akademisyenleri ortak bir çalışmaya başlayarak bitki üzerine detaylı çalışmalar yapmaya karar verdik. Çiçeklenme döneminde detaylı resimler ve yeteri kadar bitki örneği toplanması için Veysel Sonay'ın tez danışmanı Harran Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Akan öncülüğünde bölgeye çalışmalar yapmak için Veysel Sonay ve Doç. Dr. Maruf Balos saha çalışmaları gerçekleştirdiler. Çalışma için toplanan bitki örnekleri konu uzmanı Prof. Dr. Mehtap Tekşen'e incelemek için yollandı. Yapılan incelemeler neticesinde, Karakoçan’ın Sarıcan Beldesinde keşfedilen bu terslâle’nin yeni bir tür olduğu sonucuna varıldı” diye konuştu. “Ülkemizde endemik ters lâle sayısı 26’ya yükseldi” Tür hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Yıldırım, “Ters lâle (Fritillaria) cinsi Kuzey Yarımküre’de dağılım gösteren, yaklaşık 160–170 türe sahip bir cinstir.  Bu cinsin üç önemli çeşitlilik merkezi bulunur. Bunlardan biri; Kaliforniya (21 tür) diğeri Çin (24 tür) ve üçüncüsü ise Güney Batı Asya-Doğu Akdeniz’dir.  Üçüncü çeşitlilik merkezinde en önemli alanlar Türkiye (49 tür), Yunanistan (26 tür) ve İran (18 tür)’dır. Bu bağlamda, dünyada en fazla ters lâle türünün Türkiye’de mevcut olduğu görülmektedir. Karakoçan lalesinin keşfi ile birlikte Türkiye' de ters lâle türü sayısı 49'a çıkmıştır. Bu türle ülkemiz için endemik olan ters lâle sayısı ise 26’ya yükselmiştir. Oransal olarak ülkemizde ters lâle endemizm oranı yüzde 53’e çıkmıştır” dedi. HABER MERKEZİ

Anadolu’da 20 yeni böcek türü bulundu Haber

Anadolu’da 20 yeni böcek türü bulundu

Böceklerin tarımsal, ekolojik ve tıbbi önemleri konusunda araştırmalar yapan Manisa Celal Bayar Üniversitesinden (MCBÜ) bir grup akademisyen, Ege ve İç Anadolu bölgelerinde 20 yeni böcek türü keşfetti. Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Alaşehir Meslek Yüksekokulu Bitki Koruma Programı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Sinan Anlaş, yaklaşık 15 yıldır böceklerin çevreye ve tarımsal üretime etkilerini araştırdığını, Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinden topladıkları binlerce böcek örneğini Alaşehir’de kurdukları ve uluslararası kuruluşlarca da tescil edilen müzede sergilediklerini söyledi. BİYO-ÇEŞİTLİLİK Türkiye’nin sahip olduğu biyo-çeşitlilikle dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Anlaş, ülkedeki böcek biyo-çeşitliliğini tespit etmek için 5 yıl önce TÜBİTAK desteğiyle iki proje başlattıklarını, Ege ve İç Anadolu bölgelerine yaptıkları arazi çalışmalarında binlerce böcek örneği topladıklarını ifade etti. 20 YENİ TÜR Aynı üniversiteden Doç.Dr. Ersen Aydın Yağmur, Fırat Üniversitesinden Doç.Dr. İnanç Özgen ve Ege Üniversitesinden Semih Örgel ile birlikte büyük bölümü “kın kanatlılar” sınıfında toplam 60’dan fazla yeni tür belirlediklerini dile getiren Anlaş, bunların 40’ını hazırladıkları makalelerde yayımlayarak bilim dünyasına kazandırdıklarını, 20 yeni türü ise ilk kez duyuracaklarını vurguladı. “EKOLOJİK ÖNEMİ VAR” Anlaş, topladıkları böceklerin Türkiye’nin sahip olduğu biyo-çeşitliliğin bilinmesi adına önemli bir role sahip olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Sahip olunan biyo-çeşitliliğin bilinmesinin insanlığa büyük yararları var. Bu türlerden azami derecede yararlanmak ve bu türleri korumak amacıyla öncelikle bizim ülkemizde hangi türlerin var olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu amaçla bulduğumuz yeni türlerle ilgili sistematik, ekolojik, tarımsal ve tıbbi araştırmalarımız devam ediyor. Gelecekte bu türlerden bazılarının tarım zararlılarına karşı kullanılabileceğini, çevre kirliliğine karşı biyoindikatör olarak kullanılabileceklerini ve aynı zamanda bazı türlerin tıbbi önemlerinin olduğunu düşünüyoruz.” Bugüne kadar yaptıkları araştırmalarda entomolojiye (Böcek Bilimi) 60’dan fazla yeni tür kazandırdıklarını anlatan Anlaş, “Daha önceki araştırmalarımızda başta Ege Bölgesi’nden olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinden bulduğumuz 40 civarındaki yeni türü ve bunların özelliklerini, yapısını hazırladığımız makalelerde yayımlayarak bilim dünyasına kazandırmıştık. Şimdi de yeni TÜBİTAK projemizle Anadolu’dan bulduğumuz 20 yeni türü yayın aşamasına getirip bilim dünyası ile paylaşacağız” dedi. YÖRENİN İSMİ VERİLDİ Anlaş, ilk kez buldukları böcek türlerine toplandıkları yörenin ismini verdiklerine işaret ederek, “Örneğin Denizli’nin Honaz Dağı’nda 3 yeni tür keşfettik. Bunlara, Sunius honazensis, Eurysunius honazicus ve Geostiba honazicus adını verdik. Bunun dışında Denizli-Çökelez Dağı, Afyon-Sandıklı Dağları, Kütahya-Akdağlar, Manisa-Bozdağlar, Aksaray-Melendiz ve Hasan Dağı, Ankara-Elmadağ, Konya-Meke Gölü, Konya, Karaman ve Niğde’deki Toros dağlarından ve daha pek çok yerden çok sayıda yeni tür bulduk ve hepsine o bölgenin adını verdik” diye konuştu. Bulunan yeni türlere “Lathrobium anatolicum”, “Domene turcicus”, “Leptobium yagmuri”, “Eurysunius melendizicus”, “Eurysunius sandiklicus”, “Sunius kizilcadagicus”, “Sunius tauricus”, “Sunius ciceki” ve “Scopaeus menthesiensis” gibi isimler verdiklerini belirten Anlaş, bu yeni türlerin ekolojik olarak çok önemli türler olduğunu vurgulayarak, “Özellikle toprak faunasında bulunup, humuslu yapıya önemli katkı sağlıyorlar. Aynı zamanda zararlı bazı böcekleri yediklerini ve bitkinin korunmasına katkı sağladıklarını tespit ettik” ifadelerini kullandı. AA/İZMİR

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.