TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yaban hayvanları

Yaban hayvanları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yaban hayvanları haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yaban hayvanları daha güvenli ortamlarda hayatlarına devam ediyor Haber

Yaban hayvanları daha güvenli ortamlarda hayatlarına devam ediyor

Van'ın kırsal bölgelerinde, önceki yıllarda terör olayları ve bilinçsiz avlanmanın etkisiyle sayıları azalan yaban hayvanları, yürütülen koruma çalışmaları sayesinde tekrar bölgeye geri dönüyor. Koruma önlemleriyle sayıları 500'ü aşan yaban keçileri gibi, nesli tehlikede olan birçok kuş türü de dağlık ve sulak alanlarda yeniden görülmeye başlandı. Bu gelişmeler, bölgedeki doğal yaşamın restore edilmesi adına umut verici bir ilerleme olarak kaydediliyor. Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) tarafından yürütülen çalışmalar, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 14. Bölge Müdürlüğü ile güvenlik güçlerinin aldığı önlemler sayesinde, göçmen kuşlar ve yaban hayvanları daha güvenli ortamlarda yaşama ve konaklama imkanı buldu. Bu gelişmeyle birlikte, doğada çeşitli nedenlerle yaralanan ve bitkin düşen yaban hayvanlarının tedavi edildiği YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi'ne getirilen hayvan sayısında önceki yıllara göre belirgin bir düşüş yaşandı. "Bölgeye Yeni Kaz Türleri Geliyor" Merkez Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede yaban hayatının sürdürülebilirliğini sağlamak ve yaban hayvanlarını korumak için çaba gösterdiklerini belirtti. Van Gölü havzasının sulak alanlarının zenginliğine dikkat çeken Aslan, şunları dile getirdi: "Bölgemiz, Türkiye'deki sulak alanların beşte birine ev sahipliği yapıyor. Bu alanların doğal yapısı ve çeşitli yaban hayvanlarının bulunması, merkezimize çeşitli hayvan türlerinin gelmesine neden oluyor. Önceki yıllarda merkezimize binin üzerinde yaralı yaban hayvanı getiriliyordu. Ancak geçen yıl bu sayı 500'lere geriledi. Bu düşüş bizi memnun etti. Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürlüğü'nün koruma çalışmaları, jandarmanın güvenlik tedbirleri ve halkın bilinçlenmesi, bu olumlu gelişmenin arkasındaki nedenler arasında yer alıyor." "Sulak Alanların Korunması Yaralanma Sayısını Daha da Azaltacak" Aslan, sulak alanların güvenli hale getirilmesinin yaralanma sayısını daha da düşüreceğini vurgulayarak şunları ekledi: "Ekolojik denge kendi doğal sürecinde devam edecek. Eğer koruma çalışmalarımıza devam edersek ve sulak alanların yok olmasını önlersek, daha çeşitli hayvan türlerinin bölgeye gelmesini bekleyebiliriz. Örneğin, bu sene hiç görülmemiş kaz türlerinin bölgeye gelmesi çok önemli bir gelişmedir. Flamingoların bu dönemde göç etmemesi, ilerleyen günlerde allı turnaların bölgede kuluçkaya yatmasının beklentisi içinde olmamız, yakalı toy kuşunun bölgede görülmesi büyük önem taşır. Koruma önlemleriyle birlikte, herhangi bir tehdit oluşturmadan, daha önce görmediğimiz sayıda hayvanı görmüş olacağız. Böylece, bölge kuş cenneti haline gelirken yaban hayvanlarında da artış yaşanacak."

Yaban hayvanları yaşlı ağaçları tercih ediyor Haber

Yaban hayvanları yaşlı ağaçları tercih ediyor

Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) tarafından yürütülen araştırmada, birçok yaban hayvanının yuva veya tüneme amacıyla ormanlardaki yaşlı ağaçları seçtiği belirlendi. ÇAKÜ Eldivan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Programı koordinesinde TÜBİTAK 1002 programı kapsamında "Türkiye'de Bir Meşe Ormanına Ait Farklı Meşcere Tiplerindeki Ağaçların Yarasalar Tarafından Kullanım Tercihlerinin Araştırılması Projesi" yürütüldü. Bu kapsamda akademisyenler, 12 ay boyunca Çanakkale'nin Lapseki ilçesinde bir meşe ormanında yarasaların hangi dönemlerde hangi meşceredeki (farklı orman dokusu) hangi ağaçları barınmak amacıyla kullandığına ilişkin inceleme yaptı. İnceleme sonucunda yarasaların yanı sıra sincap, yediuyur, kuş, böcek gibi birçok yaban hayvanının yuva veya tüneme amacıyla yaşlı ağaçları seçtiği tespit edildi. Eldivan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda görevli Dr. Öğretim Üyesi Okan Ürker, AA muhabirine, projeyi farklı fakültelerle multidisipliner yaklaşımla yürüttüklerini söyledi. Proje kapsamında arazi çalışmalarını tamamladıklarını belirten Ürker, dört mevsim boyunca meşe ormanındaki farklı meşcerelerde öncelikle potansiyel tünek ağaçlarını belirlediklerini dile getirdi. Ardından potansiyel tüneme özelliklerini test etmek amacıyla bu ağaçların içindeki sincap, ağaçkakan ve böcek delikleri, çeşitli çatlaklar, yarıklar ve kovuk girişlerini endoskopik kameralarla tarayarak yarasa varlığını araştırdıklarını anlatan Ürker, "Bu taramalar sırasında yarasaların yanı sıra birçok kuş türünün, sürüngenlerin, küçük ve orta memelilerden sincaplar, yediuyurlar gibi canlıların da ağaçları tüneme amaçlı kullandığını tespit ettik." dedi. Ürker, elde edilen veriler sonucunda ormancılık çalışmaları yapılırken yaban hayatının nasıl dikkate alınabileceğine ilişkin öneriler geliştirdiklerine işaret ederek "Ülkemizin mevcut ormancılık yönetimi perspektifinde doğal yaşlı ormanların biraz daha geri planda tutulduğunu ifade edebiliriz. Çünkü daha çok ekonomik öncelikler ön planda tutuluyor. Doğal yaşlı ormanlardan daha fazla tüneme kaydı aldığımızı göz önünde bulunduracak olursak, ekolojik boyutta doğal yaşlı orman varlığının dikkate alınması gerektiğine ışık tutuyoruz diyebiliriz." ifadesini kullandı. Yarasaların yüzde 70'i ormanları tünemek ya da beslenme davranışı amacıyla kullanıyor ÇAKÜ Yaban Hayatı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Tarkan Yorulmaz da Türkiye'de 39 yarasa türü yaşadığına dikkati çekti. Türkiye'deki orman varlığının ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 30'una denk geldiğini vurgulayan Yorulmaz, "Türkiye'deki yarasa türlerinin yaklaşık yüzde 70'i ormanları tünemek ya da beslenme davranışı amacıyla kullanıyor. Türkiye'de ilk defa gerçekleşen projemiz kapsamında yarasaların orman ekosistemindeki yerini tahlil edebilmek amacıyla ormanları daha çok hangi sebeple tercih ettikleri, tüneme tercihlerini etkileyen unsurlar, ormandaki zararlı ya da faydalı böceklerle ilişkileri nedir gibi soruların karşılığını bulmayı hedefleyen ilk adım atılmıştır." diye konuştu. Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alkan Günlü ise Türkiye'de 1963'te orman amenajmanı çalışmalarında planlı döneme geçildiğini, bu planlarda işletme amacının maksimum odun üretimine yönelik olduğunu aktardı. Çanakkale'deki arazi çalışmalarında yaşlı ve kurumuş meşe ağaçlarını yarasaların daha çok tercih ettiğini gördüklerinin altını çizen Günlü, "Bu benim için ilk oldu. Planlamacılarla proje sonuçlarının paylaşılması ve yapılacak planlara bunun entegre edilmesi gerektiğini, bu alanlara biyolojik çeşitlilik açısından önemli arz ettikleri için kısmen müdahale edilmesi ya da hiç müdahalede bulunulmaması gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.