#vergi

vergi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, vergi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Emekçi vergide adalet istiyor: 15 ile sabitlensin! Haber

Emekçi vergide adalet istiyor: 15 ile sabitlensin!

SEMİ TEKTAŞ-ÖZEL HABER- Türkiye, vergi sistemindeki adaletsizlik nedeniyle işçi kesimi tarafından sıkça eleştiriliyor. Ücretli kesimdeki vergilendirme sisteminde çalışan bir birey, ocak ayında başlayan yüzde 15’lik vergi dilimine dahil olma oranı yıl sonuna kadar yüzde 35’i kadar buluyor. Böylelikle emekçi maaşının 1 buçuğunu vergi olarak veriyor. Emekçilerden direkt olarak alınan bu verginin yanında dolaylı olarak aldığı her ürün içinde vergi ödemesi de tepki yaratıyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK); çalışanın tabi olduğu vergi dilimin yüzde 10 ile sınırlandırılmasını ve sabit bırakılmasını isterken Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (KAMU-SEN) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ise vergi diliminin yüzde 15 ile sınırlandırılmasını geri kalan aylarda da sabit tutulmasını istiyor. Sendikalar ‘Vergide adalet’ istemiyle ülke genelinde eylem gerçekleştiriyor. DİSK İzmir’de yoğun katılımlı bir miting düzenlerken İzmir’i İstanbul ve Ankara’da takip etti. TÜRK-İŞ pazartesi günü bağlı sendikalarında oturma eylemi düzenleyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. SES ise 30 haftadır eylemlerini sürdürüyor. 126 GÜN DEVLETE ÇALIŞIYORUZ Ücretli çalışandan yüzde 10 vergi kesilmesi gerektiğinin altını çizen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, bu oranın yıl boyunca da sabit tutulması gerektiğini ifade etti. Sarı, “Özellikle son iki yıldır vergi de adalet, gelir de adalet ve ülke de adalet şiarıyla biz mücadelemizi sürdürüyoruz. Emekçinin ücreti daha eline geçmeden dolaylı ve direk vergiler olmak üzere iki tür vergi ile silinip gidiyor. Emekçi hem çalışıyor hem de 30 gün boyunca vergi şampiyonu oluyor. Bugün fabrikatörlere, zenginlere, iş yerlerine, küçük işletmelere ya da orta ölçekli işletmelere baktığımızda bunlar vergilerini yıldan yılda verirken biz daha maaşımız elimize geçmeden vergilerimizi ödüyoruz. Doğal olarak vergilerimizi ödediğimiz paradan sonra elimize geçen, cebimize koyduğumuz parayla da dolaylı vergi ödemeye başlıyoruz. Bir gazoz alıyoruz, KDV’sini ödüyoruz. Araç alıyoruz, ÖTV’sini ödüyoruz. Herhangi bir tüketim malını kullandığınızda dolaylı vergilerle de ikinci kez bir vergi bombardımanına uğruyoruz ama bugün işverenler kulübü böyle değil hem vergilerini affettiriyorlar hem de aldıkları her aracı, her hikâyeyi gider olarak gösteriyorlar ve vergi kaçırıyorlar. İşçiler 365 günün 126’sında devlete çalışıyor. Bizden dolaylı ve direkt olarak emek harcadığımız 126 günü iktidara ya da Hazineye, Maliye Bakanlığına vergi veriyoruz. Onun için diyoruz ki bu ülkedeki işçiler, çalışanlar, emekçiler vergi şampiyonudur. Bugün beş tane şirketin 7 milyar dolarlık vergileri affedildi. Vergileri affedilenler var ama öbür taraftan belediye şirketlerinin SGK ve vergi borcuna haciz koyup işçilerle belediyeleri karşı karşıya getirip maaş ödeyemez duruma getiriyorlar. İktidarın bu adaletsiz tutumuna anlayışına karşı bizim beklentimiz de ‘az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi sistemi’ mutlaka bu ülkeye gelmelidir. Ya da işçilerin vergileri ocak ayında yüzde 10 ile başlamalı ve aralık ayında da yüzde 10 ile devam etmeli, sabit kalmalıdır. Çünkü biz artık 365 günün 126 gününü devlete çalışmak istemiyoruz” diye konuştu. EMEKÇİNİN SIRTINDAN İNİN Ülkeyi 1 buçuk milyon emekçinin ayakta tuttuğunu söyleyen Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Coşkun İz, “Önce dışarıda vergi vermeyenlerden vergileri toplasınlar sonrada bizim vergimizi de sabitlesinler. Biz devletimize vergi vermeyelim demiyoruz. Ama sabitlenmesini istiyoruz. Mesaiye kalıyoruz, mesaimizden vergi kesiliyor, bayram parası alıyoruz ondan vergi parası alınıyor, çocuk paramızdan vergi alınıyor. Biz bunlardan vergi alınmasını istemiyoruz. Her ay ücretimizden vergi veriyoruz. 12 ay çalışıyoruz, 10,5 ay maaş almış oluyoruz. Devletimize 1,5 maaşımızı hibe etmiş oluyoruz. Biz de bu ülkenin evladıyız. Biz de bu ülkenin kalkınması için mücadele ediyoruz. Verimliliğini, kalitesini artırmak için mücadele ediyoruz. Onun için ben diyorum ki az kazanandan az, çok kazananı çok vergi alırsın. İşçiden yüzde 35’e kadar vergi kesiyor. Bu oranın yüzde 15 ile sabitlenmesi gerekiyor. Ocak ayında ne maaş alıyorsak aralık ayında da aynı maaşı almak istiyoruz. Ev alınca, araba alınca vergi veriyorum. Üstüne bir de çalışırken vergi veriyoruz. Biz de insanız, bizim de çoluk çocuğumuz var. Benim de tiyatroya, sinemaya gitme hakkım var. Sevgilimle gezmeye, eşimle yemek yemeye hakkım var. Sırtımızdan inin, çekin elinizi cebimizden. Ben kazanırsam sen de kazanacaksın. Ben kazanmasam sen neyle kazanacaksın?” değerlendirmesinde bulundu. VERGİLER HERKESTEN EŞİT ALINSIN Az kazanandan az, çok kazanandan da çok vergi alınması düşüncesine katılmadıklarını belirten Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (KAMU-SEN) İzmir İL Temsilcisi İrfan Toksoy, verginin her kesimden adil ve eşit biçimde tahsil edilmesi gerektiğini belirtti. Toksoy, “Memur altıncı aydan sonra 2.ve 3. vergi dilimlerine giriyorlar ve net kazançlarının yüzde 35’i vergiye veriyor. Hem kazandığımız para için vergi veriyoruz hem de harcarken bir daha vergi veriyoruz. Dolayısıyla bizim vergi yükümüz yüzde 50-55’lerin üstüne çıkıyor. Bazı kurumlar için vergi muafiyeti, vergi affı ve vergi kaçırmaları duyuyoruz ama ücretli çalışanın böyle bir durumu yok. Vergiler bordrosundan kesildiği için ücretli vergi yükünü direkt olarak hissediyor. Bundan dolayı bizim talebimiz vergilerin yüzde 15’te sabitlenmesidir. Aksi takdirde bu adaletsizlik devam eder. Bazı sendikalardan bahsettiği ‘az kazanandan az, çok kazanandan vergi kesilsin’ talebine katılmıyoruz. Az kazanan/çok kazanan yerine verginin eksiksiz ve tam alınması daha önemlidir. Verginin oranını yükseltmekle değil, vergideki kaçakları asgariye indirerek bu sorunu çözmek daha kolay olacaktır. Eğer insanlar vergilerini tam vermezse, siz vergi dilimini artırırsanız, bu sefer vergi kaçağıyla ilgili de arayışları daha çok artıracaksınız. Bunu önlemenin yolu vergiyi çok alandan çok değil. Vergi kaçaklarının önüne geçilmesi, devletin vergiyi doğru toplaması, yeni vergi arayışlarına girmesini de engelleyecektir” ifadelerini kullandı. VERGİ YÜKÜ HAFİFLETİLSİN 29 haftadır ülke genelinde ‘vergide adalet’ istemiyle eylemelerine devam eden Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) adına konuşan İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Olcay Tekin, “Çalışanlar ve toplumun tamamı neden vergi yükü azalsın istiyor önce bunu açıklamak gerekiyor. Bizim gibi enflasyonla mücadele eden ülkelerde hükümetler için vergi en kolay gelir kaynağı oluyor. Vergi de en kolay ücretli çalışanlardan elde ediliyor. Çalışanın daha maaşı hesabına yatmadan vergiye tabii olup alınıyor. Gelir vergisi her yılın başında yüzde 15’ten başlayarak yüzde 40’lara kadar çıkabiliyor. Bu nedenle hükümetlerin zahmetsizce gelir kaynağı ücretli çalışanlar. Bir de dolaylı dediğimiz vergileri eklersek devlete vergiden kaynaklı gelir kaynağını ücretli çalışanlar oluşturmakta. Bizim 30 haftadır söylediğimiz tam da bu aslında. Çalışanın aldığı ücretin yüzde 40 ile 45’i vergiye gitmesi demek hem ücretli çalışanlardan hem de halkın üzerinde ki vergi yükünün azalması gerekiyor. Bizim talebimiz çalışanlardan gelir vergisi en fazla yüzde 15 olarak sabitlensin, temel tüketim maddelerinden vergi sıfırlansın kısacası çalışanın ve halkın üzerindeki vergi yükü kaldırılsın” dedi.

Resmi Gazete'de yayımlandı... "Vergi yüzsüzleri" açıklanacak Haber

Resmi Gazete'de yayımlandı... "Vergi yüzsüzleri" açıklanacak

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, Resmi Gazete'de yayımlandı ve yürürlüğe girdi. Bu kapsamda, Bakanlığa verilen yetki dahilinde, her bir vergi dairesine 5 milyon lira ve daha fazla borcu olan veya bu tutar ve üzerinde kesinleşen vergi ve cezası bulunan mükellefler duyurulacak. Listelerde ismi olan kişiler, 31 Aralık 2023 itibarı ile vadesi geldiği halde 30 Eylül 2024 itibarıyla vergisini ödememiş olan mükellefler ile borçlu olup olmadığına bakılmaksızın haklarında vergi incelemesi veya takdir komisyonu kararlarına göre vergi ve ceza hesaplanan mükelleflerden, tarhiyatları 1 Haziran 2023 - 31 Mayıs 2024 arasında kesinleşenler bulunacak. Türkiye’deki tüm vergi dairelerinde 15-31 Ekim tarihinde, Gelir İdaresi Başkanlığı internet sitesinde ise 1-15 Kasım tarihinde bu listeler duyurulacak Depremzedelerin borçları açıklanmayacak Belediye Kanunu kapsamında takas ve mahsuba ilişkin başvuruları kabul edilen, büyükşehir belediyeleri/belediyelerden ve bunlara bağlı kuruluşlar ile sermayesinin yüzde 50'sinden fazlası büyükşehir belediyelerine/belediyelere ait şirketlerden vadesi 31 Aralık 2004 ve öncesine rastlayanlar ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun hükümlerine göre yapılandırılması devam edenler ise açıklanmayacak. Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 6 Şubat depremlerinden etkilenen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa ile Sivas'ın Gürün ilçesinde depremin yaşandığı tarih itibarıyla gelir veya kurumlar vergisi yönünden (gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmayanlar açısından KDV yönünden) mükellefiyet kaydı olan ve ilan edilen mücbir neden dahilinde olan mükelleflerin hem bu yerlerdeki hem de ülke genelindeki diğer vergi dairelerine olan kesinleşmiş vergi ve cezaları ile borçları açıklanmayacak.

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın reform paketinde odak vergi düzenlemesi Haber

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın reform paketinde odak vergi düzenlemesi

Bakanlık tarafından bir süredir çalışmaları yürütülen yeni reform paketine Orta Vadeli Program'da yer alan hedefler doğrultusunda son şekli verildi. Paket, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in her fırsatta dile getirdiği, "Hedefimiz vergide adalet ve etkinliği sağlamak için vergilendirilmemiş hiçbir alan bırakmamak." mesajı doğrultusunda hazırlandı. TBMM’ye sunulması planlanan pakette, vergi adaletinin güçlendirilmesi, sermayeye yönelik vergi uygulamaları getirilmesi ve doğrudan vergilerin payının artırılması için düzenleme önerileri bulunuyor. Çok uluslu şirketlere asgari kurumlar vergisi uygulamasını devreye alacak Bakanlık, doğrudan vergilerin payını artırmak için yerel asgari kurumlar vergisi ve asgari gelir vergisi modelini de getirecek. Pakette yer alan bazı başlıklar şöyle: Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yeni bir bölüm açılarak, çok uluslu şirketlerden asgari kurumlar vergisi (küresel asgari kurumlar vergisi) alınacak. Başta AB ülkeleri olmak üzere 30'dan fazla ülkede yasalaşan küresel asgari kurumlar vergisinde, yıllık konsolide hasılatı 750 milyon avro eşiğini aşan çok uluslu şirketlerin düşük vergileme yapılan ülkelerdeki şube, iştirak ve iş yerleri asgari yüzde 15 kurumlar vergisine tabi tutuluyor. Bu şirketlerin faaliyette bulunduğu ülkede ödenen kurumlar vergisi yükü yüzde 15'ten aşağıdaysa uygulamayı yasalaştıran ülkeler, ilgili ülkenin almadığı vergi farkını tahsil edebilecek. Asgari kurumlar vergisi uygulamasına geçmeyen ülkeler, vergileme haklarını bir başka ülkeye devretmiş oluyor. Türkiye'de nihai ana işletmesi yurt dışında bulunan 1024 grup yer alırken bunların ülkede 2 bin 134 işletmesi bulunuyor. Yurt içi asgari kurumlar vergisi Kurumlar vergisi mükelleflerinin yaklaşık yarısının zarar beyan ettiği ya da hiç matrah bildirmediği halde yüksek cirolarla faaliyetlerini sürdürdüğü belirlendi. Bu konuda AB ve OECD uygulamalarını da inceleyen Bakanlık, mükelleflerin beyanları ile hasılat ve ödeme güçlerinin birbirleriyle kıyaslandığı hibrit bir model hazırladı. Ödenecek kurumlar vergisi, beyan edilen kazancın indirim ve istisnalar düşülmeden önceki tutarının belirli bir oranı ile gelir tablosundaki kazancın belli bir oranı matrah olarak kabul edilerek bulunacak vergiden yüksek olanı esas alınarak belirlenecek. Ödenen asgari kurumlar vergisi, izleyen 5 hesap döneminde işletmelerin bundan daha yüksek vergi ödemeleri gerektiği dönemlerde, ödenecek vergiden mahsup edilecek. Bazı istisnalar (iştirak kazançları, emisyon primi kazançları gibi) asgari vergi hesaplamasında kazançtan indirilerek dikkate alınacak. Yatırım teşvik belgesi kapsamında yatırım harcaması yapan mükelleflerin hakları korunacak. Yeni işe başlayan mükellefler 3 yıl asgari vergiden muaf olacak. Asgari gelir vergisi de geliyor Gerçek usulde vergilendirilen ticari, zirai ve serbest meslek kazançlarına da asgari gelir vergisi uygulaması getiriliyor. Gelir vergisi mükelleflerinin önemli bir kısmının zarar beyan ettiği veya beyanları ile hasılatları arasında önemli uyumsuzluklar olduğu görüldü. Bu konuda da yeni bir model kurulacak. Buna göre, mükelleflerin beyan edecekleri kazanç, gelir ve kazanç bildirimi tablosundaki getirilerinin belirlenecek bir oranından az olamayacak. Serbest meslek kazancı elde edenlere ise ayrıca bir çıpa planlanıyor. Bu mükelleflerin beyan edileceği kazanç brüt asgari ücretin yıllık tutarının altında olamayacak. Hasılat üzerinden ödenen asgari vergi farkının izleyen 5 hesap döneminde mahsubuna izin verilecek. Yeni işe başlayanlar 3 yıl asgari vergiden muaf olacak. YİD ve KÖİ projelerine yüzde 30 kurumlar vergisi Türkiye'nin büyük yatırımlarından elde edilen kazançlara da artırımlı kurumlar vergisi uygulanacak. Kurumlar vergisi oranı, reel sektör için yüzde 25, banka ve finans kurumlarında yüzde 30, ihracat yapan firmalarda yüzde 20, halka açık şirketlerde yüzde 23, imalatçılarda yüzde 24 olarak uygulanıyor. Banka ve finans kurumlarında olduğu gibi, yap-işlet-devret (YİD) modeli ile kamu-özel işbirliği (KÖİ) projeleri kapsamında faaliyet gösteren kurumların buralardan elde ettikleri kazançlarına kurumlar vergisi oranının yüzde 25 yerine yüzde 30 olması öneriliyor. Bu düzenlemenin de vergi adaletinin güçlendirilmesine ve dolaysız vergilerin payının artırılmasına katkı sağlaması hedefleniyor.

Gayrimenkul alım satımı yapanlar dikkat! Yeni düzenleme 1 Mart’ta başladı Haber

Gayrimenkul alım satımı yapanlar dikkat! Yeni düzenleme 1 Mart’ta başladı

1 Mart'ta başlayan gelir vergisi beyan döneminde bildirimde bulunma süreci başladı ve bu süreç 1 Nisan 2024 tarihine kadar devam edecek. Örneğin, 21 Ekim 2022 tarihinde 900 bin liraya alınan bir gayrimenkul, 13 Temmuz 2023 tarihinde 2 milyon liraya satıldığında, alış tarihinden itibaren geçen 5 tam yıl olmadığı için elde edilen değer artışı kazancı vergiye tabi olacak. DEĞER ARTIŞI KAZANCI NEYE GÖRE BELİRLENECEK? Gelir İdaresi Başkanlığı'nın hazırladığı gayrimenkullerin 5 yıl içinde satılmasına ilişkin gelir vergisi beyanı kağıtlarında, gayrimenkul alım-satım işlemlerinin ticari etkinlik ve değer artış kazancı açısından nasıl değerlendirileceği açıklandı. Eğer gayrimenkul alım-satım işlemleri meslek niteliğinde icra ediliyorsa, elde edilen kazanç ticari kazanç olarak kabul ediliyor. Ayrıca, bir yıl içinde çok sayıda satış yapıldığı durumda bu kazanç ticari kazanç olarak değerlendirilmekte. Eğer gayrimenkul alım-satım işlemi ticari kazanç hükümlerine tabi değilse, elde edilen kazanç "değer artışı kazancı" hükümlerine göre değerlendirilerek beyan ediliyor. GAYRİMENKUL SATIŞLARINDA DİKKAT EDİLMESİ BEŞ YIL KURALI Bireylerin ücret karşılığında edindikleri konut, arsa vb. varlıkları satışa çıkarmaları halinde, elde ettikleri kazanç, satın alma tarihinden itibaren beş yıl içinde gerçekleşiyorsa, bu kazanç gelir vergisine tabi tutulmaktadır. Beş yıllık süre hesaplanırken takvim günü dikkate alınmaktadır. MİRAS YOLUYLA EDİNİLEN GAYRİMENKULLERİN SATIŞINDA VERGİ VAR MI? Eğer konut, arsa gibi gayrimenkuller miras yoluyla size geçtiyse, bu varlıkları 5 yıl içinde satmanız durumunda değer artış kazancı vergisi ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Örnek olarak, bir mükellef 16 Ağustos 2020 tarihinde miras yoluyla elde ettiği apartman dairesini, 21 Kasım 2023 tarihinde satışa çıkarsa, bu satıştan elde ettiği gelir, miras nedeniyle intikal ettiği için vergiye tabi tutulmayacaktır. DEĞER ARTIŞ VERGİSİ NASIL HESAPLANIR? Hesaplamalar, değer artış kazancındaki verginin safi değer artışına uygulanan oran üzerinden belirlendiğini gösteriyor. Maliyet ücreti, konut ya da arsanın maliyetini temsil eder ve hesaplamalarda endeksleme uygulanır. Örneğin, bir kişi 2 Kasım 2020'de 1 milyon liraya satın aldığı konutu 1 Şubat 2023'te 4.5 milyon liraya sattığında, değer artış kazancının hesaplanması için önemli bir süreç başlıyor. Bu durumda, gayrimenkulün sağlandığı tarihten önceki ve satıldığı tarihten önceki ayların Yİ-ÜFE endeksleri kullanılarak maliyet ücreti belirlenir. Satış değerinden maliyet ücreti çıkarıldıktan sonra, vergiye tabi gelir belirlenir ve bu durum mükellefin ödeme yapması gereken gelir vergisini ortaya koyar. Ayrıca, satışın gerçekleştiği yıl içinde beyanname verilmesi ve verginin iki taksitte ödenmesi gerekmektedir.

Emlak vergisi ödemeleri başladı mı? Emlak vergisi online nasıl ödenir? Haber

Emlak vergisi ödemeleri başladı mı? Emlak vergisi online nasıl ödenir?

Emlak Vergisi'nin ikinci taksitinin son ödeme tarihinin 31 Mayıs olduğunu vurgulayan uzmanlar, mükellefleri ceza almamaları için uyarıda bulundu. Verginin belirlenen süre içinde ödenmemesi durumunda gecikme zammı uygulanacağını belirttiler. Vatandaşlar, online olarak ödemek istemesi üzerine Emlak vergisi online nasıl ödenir? Gibi sorularını arama motorlarına yöneltti. İşte emlak vergisi hakkında merak edilenler… EMLAK VERGİSİ NASIL ÖDENİR? Emlak vergisi, ilgili belediyeye bireysel olarak gidilerek ödenebileceği gibi belediyelerin banka hesap numaralarına EFT veya havale yöntemiyle de ödeme yapılabilmektedir. EMLAK VERGİSİ ONLİNE NASIL ÖDENİR? TC kimlik numarası ya da sicil numarası kullanılarak vergilere online ödemeler gerçekleştirilebilmektedir. Bunun yanı sıra, e-devlet üzerinden birçok belediyeden sicil, tahsilat ve tahakkuk bilgileri sorgulanabilmektedir. KİMLER EMLAK VERGİSİ ÖDER? Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mülk sahibi olan her vatandaş, taşınmazlarına ilişkin emlak vergisini ödemekle yükümlüdür. Bu vergi, her yıl mayıs ve kasım aylarında olmak üzere iki dönemde tahsil edilir. Belediyeler, bina, arsa veya arazi gibi taşınmazlara ait bu vergilerin toplamaktan sorumludur. EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLMAK İÇİN NELER GEREKLİ? Emlak vergisi muafiyet talebinde bulunmak için belirli belgelerin ilgili belediyelere iletilmesi gerekmektedir. Bu belgeler, başvuru sahibinin durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Muafiyet talebinde bulunan kişilere göre gereken belgeler şu şekildedir: Emekliler için emekli olduklarını gösteren belge ve tek evi olan emeklilerin emlak vergisi muafiyeti dilekçesi. Engelliler için engelli kimlik kartı fotokopisi ve sağlık kurulu raporu. Geliri olmayan kişiler için vergi muafiyeti olmadığını gösteren belge ve T.C. Emekli Sandığı, Bağ-Kur, SSK gibi kurumlardan alınan aktif sigortasının olmadığını belirten belge. Şehit ve gaziler için dul, yetim ya da gazi olduklarını gösteren belgeler. Bu belgelerin yanı sıra, doldurulması zorunlu olan formlar eksiksiz bir şekilde doldurulmalı ve ıslak imza ile ilgili belediyelere teslim edilmelidir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.