TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#uykusuzluk

uykusuzluk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, uykusuzluk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

"Her sabah yorgun uyanıyorum" diyenler dikkat! Haber

"Her sabah yorgun uyanıyorum" diyenler dikkat!

Günlük hayatın yoğunluğu ve stresi, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler bırakabiliyor. Bu etkileri en aza indirgemenin ve sağlıklı bir yaşam sürebilmenin yolu kaliteli uykudan geçiyor. Uyku, vücudun dinlenmesi, kendini yenilemesi ve iyileştirmesi kritik önem taşıyor. Fiziksel ve zihinsel sağlığı etkileyen birçok önemli işlev uyku sayesinde sağlıklı çalışıyor. Uyuyorum ama dinlenemiyorum? Her sabah yorgun uyanıyorum? Neden böyleyim? gibi sorular birçok insanın kendine sorduğu, fakat önemsemediği sorular. Bunun beden ve ruh sağlığı açısından birçok sebebi olabilir. Bedeninizin Sesine Kulak Verin Aile Hekimi Uzm. Dr. Aslı Azakoğlu Karaca, bütünsel sağlık açısından uykunun öneminin altını şöyle çizdi: “Sabahları çalar saat çalmadan kalkamayan bir yapınız varsa, yatakta biraz daha oyalanayım diyorsanız, bu sizin yeterli uykuyu almadığınız ve gece uyku kalitenizin iyi olmadığı anlamına gelir. Tek başına uykusuzluk ya da sabah yorgunluğu bir hastalık olmadığı için, bu durum farklı bir hastalık belirteci olabilir. Zaman geçirmeden hekiminize başvurup, genel tetkik yaptırmalı ve önce vücudunuzda yolunda gitmeyen neler olduğunu beraberce tespit etmelisiniz. Bütüncül sağlık yönetiminde;  ruh, zihin ve beden bütünlüğü birlikte ele alınır. Psikolojinize, sosyal ilişkilerinize ve bedeninizin sesine kulak vermelisiniz. Ayrıca hormonlarınıza, açlık kan şekerinize, vitamin ve mineral değerlerinize baktırarak, beslenmenizi gözden geçirilmelisiniz. Günlük tükettiğiniz kafein miktarına ve saatlerine de dikkat etmeli, düzenli hareketin hayatınızdaki yerini sorgulamalısınız. Sabah yorgunluğuna; kalp problemleri, hormonal bozukluklar, ortopedik ya da romatolojik bozukluklar, anemi (kansızlık) tablosu, uyku apnesi gibi tanısı bazen kolay bazen de zor konabilecek hastalıklar sebep olabilir. Bunun yanı sıra ruhsal çöküntü, beslenmedeki hatalar; gece ağır ve sindirimi zor besinlerin tüketilmesi, şeker ve karbonhidrattan zengin gıda tüketimi, susuzluk, gece geç saatlere kadar ekran başında kalmak gibi durumlar da sebep olabilir” Belirsizlik Sendromuna Sebep Olabilir Uyuyorum ancak sürekli yorgunum diyorsanız sebebi “belirsizlik sendromu” da olabilir diyen Uzman Klinik Psikoloğu Cansu Karaman ise; “Belirsizlik, sonucunu bilinmeyen herhangi bir durum olabilir. Belirsizliğin sürekli olduğu ve insanlarda isteği, motivasyonu, devamlılığı etkilediği durumlara ise "belirsizlik sendromu" denmektedir. Belirsizlik, günlük yaşamınızda yerine getirmeye çalıştığınız görevlerinizi etkilemeye başlayıp, işlevselliğinizi olumsuz etkiliyorsa, belirsizlik sendromu yaşıyor olabilirsiniz. Belirsizlik sendromu şu belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir: Uyku sorunları (çok uyuma, hiç uyuyamama, uykuya dalmada güçlük çekme), yeme bozuklukları (çok yeme ya da hiç yememe), ilişkilerde sorunlar, çabuk öfkelenme, yaşamdan keyif alamama (önceden sevilen ve yeni hobilerin artık keyif vermemesi), gerginlik, sürekli yorgun hissetme, motivasyon düşüklüğü. Ancak dikkatli olunması gereken en önemli nokta bu belirtilerin farklı psikolojik sorunlarda da gözüküyor olmasıdır. Bu belirtilere sahip olan kişilerde belirsizlik sendromuna neden olan olayların açığa çıkarılması büyük önem taşıyor” dedi. Belirsizlik Sendromu ile Nasıl Başa Çıkılır? Yaşamımız boyunca kontrolümüzde olan ve olmayan durumları fark etmemiz önemlidir. Başımıza gelen olayları kontrol edemeyiz, fakat başımıza gelen olaylara vereceğimiz tepkiler kendi kontrolümüzdedir diyen Uzm. Klinik Psk. Cansu Karaman, belirsizlik sendromu ile baş etmek için şu teknikleri öneriyor: • Kontrolünüzde olan şeylerin bir listesini yapın. Kimlerle iletişim içinde olacağınız ve ne tarz kitaplar okuyacağınız sizin kontrolünüzde olan şeylerdir. • Kendinize ne düşündüğünüzü belli aralıklarla sorun ve gün içinde zihninizden geçenleri not alın. • Hissettiğiniz duyguları not alın. Hangi duyguları yaşadığınızı farkında olmak düşünceleriniz arasında köprü kurmanızı sağlar. Zaman zaman bu notlara bakmak sizlerde yeni farkındalıklar oluşturacaktır. • Nefes egzersizlikleri ve bilinçli farkındalık egzersizleri yapmayı deneyin. • Alternatif düşünceler geliştirin. Bir durumun birden fazla açıklaması olabilir. Belirsizlik durumu stres yarattığında olumsuz düşüncelerin zihninizi kaplaması bunların gerçek olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle o durumla ilgili başka açıklamalar bulmak sizin için faydalı olabilir. • Sizi belirsizliğe sokacak durumları keşfedip bunlarla baş etme becerisi oluşturacak en iyi yol psikoterapidir. Psikolojik destek almayı ihmal etmeyin. HABER MERKEZİ

17 maddede uyku sorunu yaşayıp yaşamadığınızı anlayın Haber

17 maddede uyku sorunu yaşayıp yaşamadığınızı anlayın

Düzenli uykunun özellikle bağışıklık sistemine olumlu etkileri bulunuyor. Uykunun başlaması ile sempatik sinir sistemi aktivitesinde düşüş olurken, inflamasyon yanıtı baskılanıyor böylece vücutta virüslere karşı bağışıklık yanıtı artıyor. Bağışıklığın artmasıyla birlikte pek çok hastalığa karşı korunaklı olunduğunu belirten Prof. Dr. Turan Atay, uyku ve faydaları hakkında bilgi verdi. Uykunun beynin önemli fonksiyonlarından biri olduğunu söyleyen Medicana Sağlık Grubu Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Turan Atay, uykunun kendi içinde değişik fazları olduğunu ve bu fazların belirli aralıklarla tekrarlandığını kaydederek, “Kişinin kendisini sağlıklı, dinç hissetmesi için bu fazların doğru yürümesi dolayısıyla sağlıklı bir uyku düzeninin olması gerekmektedir. Sağlıklı ve düzenli bir uykunun insan vücudu için çok sayıda faydası olmaktadır” dedi. Uyku süresi kişiden kişiye değişebilir Uyku esnasında büyüme hormonunun salgılandığını hatırlatan Atay, bu nedenle çocukluk döneminde uykunun önemli olduğunun altını çizdi. Çocukların büyüme hormonu sayesinde geliştiğini belirten Atay, “Yetişkinlik döneminde de uyku sağlık için gereklidir. Uyku vücudu onarır. Bunun yanında kalp ve sindirim sistemi sağlığı açısından düzenli ve sağlıklı uyku önemlidir. Uyku dinlendirici olmanın yanında bağışıklık sistemini de güçlendirmektedir. Araştırmalara göre eğer ortalama 7,5-8 saat düzenli uyunabilirse kişiler günlük işlevlerini daha rahat yerine getirebilir” diye konuştu. İnsanlar ikiye ayrılır: Uzun uyuyanlar ve kısa uyuyanlar Uyku süreleri ve kişilere faydalarının kişiden kişiye değişebildiğini söyleyen Atay, “Ancak genel bir bilgi de 5 saat ve altı sürelerde uyumak uzun vadede dikkat dağınıklığı, gerginlik ve hafıza sorunları gibi durumlara neden olabilmektedir. Fakat bazı kişiler de 9,5 saat ve üzerinde uyuduğunda kendisini daha dinç hissedebilmektedir. Bu durumda uyku konusunda kişiler arasında iki farklı kategori oluşturulabilir. Bu kişilere kaba tabirle ‘uzun uyuyanlar’ ve ‘kısa uyuyanlar’ denilebilir. Araştırmalara göre erişkin dönemdeki kişilerin büyük çoğunluğunun uykusu hava karardıktan yaklaşık 4-6 saat sonra; kısa uyuyanların gece yarısından sonra, uzun uyuyanların da daha erken saatlerde uykusu gelmektedir” şeklinde konuştu. Mavi ışık uykuyu bozuyor Prof. Dr. Turan Atay, uyku rutininin kişiden kişiye değiştiğini ifade ederek, “Uykuyu kaliteli uyumak için bazı noktalara dikkat etmek gerekmektedir. Örneğin cep telefonu, tablet, bilgisayar ve televizyonun yatılan odada olması uyku kalitesini bozmaktadır. Vücut doğal akışı içinde günün belli saatlerinde hormonlar salgılar. Örneğin kortizol ile metabolizma hızı ve iştah düzenlenirken, konsantrasyon ve enerji artmaktadır. Buna uyarıcı hormon da denilebilmektedir. Yine saat gece olduğunda melatonin hormonu salgılanmaya başlanmaktadır. Bu hormon vücut ısısını düşürdüğü için kişiye uyuması gerektiğini anımsatmaktadır. Ancak televizyon, tablet, cep telefonu ve bilgisayar mavi ışık vermektedir. Mavi ışık en çok da melatonin hormonuna zarar vermektedir. Mavi ışık nedeniyle salınamayan melatonin hormonu uykunun da kalitesini bozmaktadır. Bunun yanında güncel şartlarda yapay ışıklar altında olmak da uykuyu olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle mümkün olduğu kadar yapay ışıktan kaçınmak uygun olur. Ayrıca evlerde akşamları yoğun ışık olmamalıdır” dedi. Kendinizi test edin Prof. Dr. Atay’a göre aşağıdaki sorulardan birkaçına evet cevabı veriyorsanız, bir uyku hastalığınız olabilir: 1. Yeterli süre uyumama rağmen gün içinde yorgun ve uykulu oluyorum. 2. Haftada 2-3 gece uykuya dalmakta güçlük çekiyorum. 3. Akşam saatlerinde veya yatağa girdiğimde bacaklarımda isimlendiremediğim bir huzursuzluk hissediyorum. 4. Uyuyamayacağım fikri akşam saatlerinden itibaren beni endişelendiriyor. 5. Yatakta sürekli bacaklarımı hareket ettirmek zorunda kalıyorum. 6. Gece içinde nefes alamama hissi ile uyanıyorum. 7. Horlamamın yan odalardan duyulacak kadar şiddetli olduğu söyleniyor. 8. Uykuda nefesimin durduğu söyleniyor. 9. Gece içinde en az bir kez tuvalete gitmek zorunda kalıyorum. 10. Geceleri baş, boyun veya göğsümde terleme oluyor. 11. Sabah yorgun ve baş ağrısı ile uyanıyorum. 12. Geceleri bacaklarıma kramp girebiliyor. 13. Toplantılarda, sinema-tiyatro gibi yerlerde, okurken veya TV seyrederken uyuyakalabiliyorum. 14. Uykululuk nedeniyle eskisi kadar uzun süre araba kullanamıyorum. 15. Gün içinde zaman zaman karşı koyamadığım uykululuk atakları yaşıyorum. 16. Çok sık rüya görüyorum. 17. Geceleri uykudan bağırarak ve korku ile uyandığım söyleniyor. İHA

Uyku bozuklukları vücut sağlığını nasıl etkiliyor? Haber

Uyku bozuklukları vücut sağlığını nasıl etkiliyor?

Uykunun, vücudun kendisini yenilemesi için çok önemli olduğunu belirten Bodrum Amerikan Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Melek Kandemir Yılmaz, sıklıkla görülen uykusuzluk durumunun ise farklı hastalıkların görülme riskini artırdığını söyledi. Doç. Dr. Melek Kandemir Yılmaz, “Uyku dinlenmemizi, vücudun kendini yenilemesini ve öğrendiğimiz bilgilerin kaydedilmesini sağlayan organizmamız için vazgeçilmez bir fizyolojik süreçtir. En sık görülenlerden biri olan “uykusuzluk”, uyku için yeterli zaman ve fırsat olmasına rağmen uykuyu başlatma ve sürdürmede zorluk şeklinde tanımlanır. Horlama, uykuda nefes durması gibi belirtileri olan “uyku apne sendromu” ise, kalp krizi, felç, yüksek tansiyon gibi hastalıkların riskini artırmaktadır” diye konuştu. İŞLEVSELLİĞİ ETKİLİYOR Uykusuzluğun gün içindeki işlevselliği de olumsuz etkilediğine dikkat çeken Doç. Dr. Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Huzursuz bacak sendromu, uykuya dalmayı güçleştirmekte ve gece boyunca uyanıklıklara sebep olabilmektedir. Uykuda görülen periyodik bacak hareketleri, solunumla ilgili sorunlar, uykuda yürüme-konuşma, kabuslar, REM uyku davranış bozukluğu, uykuda yeme bozukluğu gibi diğer uykuyla ilişkili bozukluklar da kaliteli bir uyku uyumamıza engel olur. Tüm bu rahatsızlıklar nedeniyle gün içi işlevselliğimiz olumsuz etkilenir. Gün içerisinde yorgunluk, halsizlik, duygudurumda çökme, huzursuzluk, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, uykululuk, motivasyon kaybı, enerjide azalma, girişkenlikte azalma, uyku eksikliğine bağlı gerginlik, uyku hakkında kaygı gibi belirtiler sıklıkla görülmektedir. Uyku problemleri hem mesleki hem de sosyal yaşantımızı olumsuz yönde etkilemekte, hayat kalitemizi azaltmakta, iş veya trafikte kazalara veya hatalara yatkınlığa sebep olmaktadır” NÖROLOJİ UZMANINA BAŞVURUN Uykuyla ilgili sorunu olan kişinin öncelikle nöroloji uzmanına muayene olması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Melek Kandemir Yılmaz, “Bu görüşmede sorunun ne olduğu anlaşılmaya çalışılır. Gerekirse gece uykusunu görmek için “Polisomnografi” denilen ve çeşitli parametrelerin kaydedildiği tüm gece uyku kaydı yapılır. Gün içerisinde uykululuğu ve uyku atakları olan hastalar için de gündüz “Çoklu Uyku Latansı Testi” adı verilen tetkik yapılabilmektedir. Uyku apne sendromu tanısı alan hastalarda CPAP veya BIPAP gibi pozitif basınçlı havayla uykuda oluşan anormal solunum olaylarını ortadan kaldıran cihazların basınç düzeyleri belirlenerek tedavileri düzenlenmektedir. Sağlığımız için yeterli sürede ve kaliteli bir uyku uyumamız gerekmektedir” ifadelerini kullandı. HABER MERKEZİ

Sosyal medya uykularınızı kaçırmasın Haber

Sosyal medya uykularınızı kaçırmasın

Travmaların hem biyolojik hem de psikolojik olarak insana tamamen zarar veren bir durum olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Firdevs Seyfe Şen, travmanın ruhsal etkileri kadar fiziksel belirtilerle ortaya çıktığını söyledi. Travma nedeniyle uyku düzeninin bozulabileceğini, kişi uykuya dalsa dahi rüyalarında sık sık travmatik olayı görebileceğini kaydeden Dr. Şen, travmalarda açıklanamayan bir halsizlik ve yorgunluk yaşanabileceğini belirtti. Sosyal medya kullanımının travmayı daha da şiddetlendirebileceği uyarısında bulunan Dr. Firdevs Şen, sosyal medya ve haberlerin sınırlı sürelerde takip edilmesini tavsiye etti. Psikiyatri Uzmanı Dr. Firdevs Seyfe Şen, travmaların fiziksel etkilerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Travmanın, biyopsikososyal olarak insana tamamen zarar veren bir durum olduğunu belirten Dr. Firdevs Seyfe Şen, travmanın ruhsal etkileri kadar fiziksel belirtilerle de ortaya çıkan bir süreç olduğunu söyledi. Sürekli travmayı düşünmek sıkıntıya yol açabilir Travmanın fiziksel etkileri olduğunu kaydeden Dr. Firdevs Seyfe Şen, “Yoğun bir sıkıntı hissi, nedeni açıklanamayan iç sıkıntısı travmanın önemli fiziksel etkilerinden biridir. Özellikle yeniden yaşantılıma denilen, sürekli olarak travmaya maruz kalmayı düşünmek, travmanın yarattığı etkileri düşünmek, bazen bu travmaya kişinin kendisi de fiziksel olarak maruz kalmış gibi düşünmesi o kişide yoğun bir sıkıntıya ve çarpıntıya neden olabilmektedir.” dedi.  Uyku düzeni bozulabilir, halsizlik ve yorgunluk yaşanabilir Travma nedeniyle uyku düzeninin bozulabileceğini ifade eden Dr. Firdevs Seyfe Şen, “Uykuyu sürdürmek yoğun bir sıkıntı haline gelebilir. Travmanın çok belirgin fiziksel etkilerinden birisi, kişi uykuya dalsa dahi rüyalarında sık sık travmatik olayı görmesi durumudur. Açıklanamayan bir halsizlik, yorgunluk yaşanabilir. Evden çıkmak ve insanlarla iletişim kurmak çok zor gelebilir, her telefon çaldığında bir irkilme belirtisi gösterilebilir.” uyarısında bulundu. Sosyal medya kullanımı sınırlandırılmalıdır Sosyal medya kullanımının travma üzerinde etkileri olabileceğini kaydeden Dr. Firdevs Seyfe Şen, “Bu noktada sosyal medya, travmayı daha da şiddetlendirebilir. Sürekli travma ile ilgili haberler seyretmek kişiyi daha ağır travmatize edebilmektedir. Gündemden uzak kalmamak adına haberler bir süre takip edilmelidir fakat bu sürenin sınırlandırılması çok önemlidir.” diye konuştu. Zamanında müdahale edilmeli Travmalara zamanında müdahalenin önemine işaret eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Firdevs Seyfe Şen, ciddi anlamda iştahsızlık, mide bulantısı, yoğun halsizlik, yapılacak işe karşı hiçbir şekilde motive hissedememe, uyku düzeninin bozulması, gün içinde sık sık çarpıntı ataklarıyla karşılaşılması gibi durumlarda mutlaka bir uzmandan yardım alınması gerektiğini vurguladı. Dr. Firdevs Seyfe Şen, sözlerini şöyle tamamladı: “Erken dönem olmasına rağmen önceden müdahale etmek ciddi anlamda faydalı sonuçlar yaratabilmektedir. Bilişsel davranışçı terapi, şema terapisi, EMDR terapisi şeklinde akut travmayla baş etmek için terapi yöntemleri bulunmaktadır.” HABER MERKEZİ

Uykusuzluk hastalıklara davetiye çıkartıyor Haber

Uykusuzluk hastalıklara davetiye çıkartıyor

Uykunun, vücudun kendisini yenilemesi için çok önemli olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Melek Kandemir Yılmaz, sıklıkla görülen uykusuzluk durumunun ise farklı hastalıkların görülme riskini artırdığını söyledi.  Doç. Dr. Melek Kandemir Yılmaz, “Uyku dinlenmemizi, vücudun kendini yenilemesini ve öğrendiğimiz bilgilerin kaydedilmesini sağlayan organizmamız için vazgeçilmez bir fizyolojik süreçtir. En sık görülenlerden biri olan “uykusuzluk”, uyku için yeterli zaman ve fırsat olmasına rağmen uykuyu başlatma ve sürdürmede zorluk şeklinde tanımlanır. Horlama, uykuda nefes durması gibi belirtileri olan “uyku apne sendromu” ise, kalp krizi, felç, yüksek tansiyon gibi hastalıkların riskini artırmaktadır” diye konuştu.  İŞLEVSELLİĞİ ETKİLİYOR Uykusuzluğun gün içindeki işlevselliği de olumsuz etkilediğine dikkat çeken Doç. Dr. Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Huzursuz bacak sendromu, uykuya dalmayı güçleştirmekte ve gece boyunca uyanıklıklara sebep olabilmektedir. Uykuda görülen periyodik bacak hareketleri, solunumla ilgili sorunlar, uykuda yürüme-konuşma, kabuslar, REM uyku davranış bozukluğu, uykuda yeme bozukluğu gibi diğer uykuyla ilişkili bozukluklar da kaliteli bir uyku uyumamıza engel olur.  Tüm bu rahatsızlıklar nedeniyle gün içi işlevselliğimiz olumsuz etkilenir. Gün içerisinde yorgunluk, halsizlik, duygudurumda çökme, huzursuzluk, dikkat ve konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, uykululuk, motivasyon kaybı, enerjide azalma, girişkenlikte azalma, uyku eksikliğine bağlı gerginlik, uyku hakkında kaygı gibi belirtiler sıklıkla görülmektedir. Uyku problemleri hem mesleki hem de sosyal yaşantımızı olumsuz yönde etkilemekte, hayat kalitemizi azaltmakta, iş veya trafikte kazalara veya hatalara yatkınlığa sebep olmaktadır” NÖROLOJİ UZMANINA BAŞVURUN Uykuyla ilgili sorunu olan kişinin öncelikle nöroloji uzmanına muayene olması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Melek Kandemir Yılmaz, “Bu görüşmede sorunun ne olduğu anlaşılmaya çalışılır. Gerekirse gece uykusunu görmek için “Polisomnografi” denilen ve çeşitli parametrelerin kaydedildiği tüm gece uyku kaydı yapılır. Gün içerisinde uykululuğu ve uyku atakları olan hastalar için de gündüz “Çoklu Uyku Latansı Testi” adı verilen tetkik yapılabilmektedir. Uyku apne sendromu tanısı alan hastalarda CPAP veya BIPAP gibi pozitif basınçlı havayla uykuda oluşan anormal solunum olaylarını ortadan kaldıran cihazların basınç düzeyleri belirlenerek tedavileri düzenlenmektedir. Sağlığımız için yeterli sürede ve kaliteli bir uyku uyumamız gerekmektedir” ifadelerini kullandı. HABER MERKEZİ

Bu yağ uykusuzluğunuzu gideriyor Haber

Bu yağ uykusuzluğunuzu gideriyor

Kanda biriken atıkları ve asitleri filtreleyerek temizleme işlemi sağlayan böbrekler, vücudumuzun en önemli organlarından. Böbrekler fonksiyonlarını yerine getiremediği durumlarda üre, potasyum, keratinin ve fosfor gibi maddeler kanda yükselişe geçmekte. Kanda bulunan bu zararlı maddelerin temizlenmesi içinse hemodiyaliz işlemi uygulanıyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) Diyaliz Bölümü’nden Öğr. Gör. Yüksek Hemşire İlknur Yücel, böbrek yetmezliğinin kronik ve ilerleyici bir hastalık olduğunu ve bu durumun sıvı-elektrolit dengesinde meydana gelen bozulma sonucunda koma beslenme bozukluğu, pulmoner ödem, kardiyovasküler rahatsızlıklar, cilt değişiklikleri, cilt turgorunda azalma, anemi, demir eksikliğinin yanı sıra uyku bozukluklarına da sebep olduğunun altını çizdi. Aromaterapide esansiyel yağ olarak lavanta yağı kullanılıyor Türkiye’de ve dünyada yaygın olarak hemodiyaliz hastalarının uyku bozukluğunun ortadan kaldırılmasında çeşitli tamamlayıcı ve alternatif tıp ögelerinin kullanıldığını ifade eden Öğr. Gör. Yüksek Hemşire İlknur Yücel, “İnsanlığın oluşumundan beri ortaya çıkan pek çok hastalığın tedavisini doğada aramış ve bu durum geleneksel tıbbın doğmasını sağlamıştır. Tamamlayıcı ve alternatif uygulamaların başında gelen aromaterapi yönteminde en sık kullanılan esansiyel yağı ise lavanta yağıdır. Aynı zamanda bu yağ uyku bozuklukları, sedatizasyon sağlama, kaşıntıyı önleme, enfeksiyonun önlenmesi, kasların gevşemesi, yara iyileşmesi, yaşam bulgularının düzenlenmesi ve ağrının giderilmesi için sıklıkla kullanılmaktadır” dedi. İnhaler veya masaj yoluyla uygulanmalı Yüksek Hemşire İlknur Yücel; “Yapılan incelemeler sonucunda hemodiyaliz hastalarında lavanta yağının inhaler (akciğerler aracılığıyla vücuda ilaç salımı için kullanılan tıbbi bir cihaz) ya da masaj yoluyla uygulanması bireylerin uyku kalitesini artırdığı saptandı. Fakat lavanta yağının kontrolsüzce kullanımı nefrotoksik etkiye de sebep olabiliyor. Geleneksel tıbbın, medikal tıbbın yerini alamayacağını bu yüzden mutlaka bir sağlık kuruluşundan yardım alınması gerekir” şeklinde konuştu. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.