TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#üniversite

üniversite haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, üniversite haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Üniversite mezunları fabrikada işe girmek için diplomalarını yırtıyor! Maaş farkı iyice eridi! Haber

Üniversite mezunları fabrikada işe girmek için diplomalarını yırtıyor! Maaş farkı iyice eridi!

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre 16 yıl içinde üniversite ve ilkokul mezunları arasındaki maaş farkı daraldı. TÜİK, her 4 senede bir defa duyurduğu kazanç yapısına ilişkin verilerini bildirdi. Bu verilere göre 2006 ile 2022 yılları arasında ilkokul mezunu olan vatandaşın aylık kazancı yüzde 987 oranında artarken buna rağmen üniversite mezunlarının aynı dönem içindeki kazancında yalnızca yüzde 622 oranında artış oldu. Aradaki fark neredeyse üç katıydı 2006 yılında ilkokul mezunu olan vatandaşlar ortalama 760 TL kazanırken, aynı zamanda üniversite mezunları 2 bin 88 TL kazanmaktaydı. Arada oluşan fark neredeyse 3 katı oluyordu. 2022 senesine geldiğimizde ise ilkokul mezunu olan vatandaşın kazancı 11 bin 143 TL’ye yükselirken üniversite mezununun almış olduğu maaş ise 15 bin 70 TL’de kaldı. Buna göre arada oluşan fark yüzde 50’nin de altına düştü. Aslında bu senenin yani 2024'ün verileri henüz belirtilmemesine rağmen durumun geçen senenin verilerinden pek de farklı olmadığını belirtebiliriz. Asgari ücret 17 bin 2TL iken ortalama üniversite mezunu olan vatandaşın bugünlerdeki maaşları ise 30 bin TL civarında oluyor. Nitelikli çalışanların emeği değer görmüyor Üniversite mezunları da son dönemlerde okudukları okulla ilgili olmak yerine kendilerine daha farklı bir meslek edinmek için araştırmalara başladı. Üniversite mezunu olduğu halde elde ettikleri kazançlarından dolayı mutlu olamayan ya da henüz okuyan üniversite çağındaki gençler mikrofonlara şu açıklamaları yaptı: “Üniversite mezunu bir gencim. Şu an herhangi bir gelirim yok. Nitelikli çalışan vatandaşın bence emeğine artık değer verilmediğini düşünüyorum. Üniversite sayılarının artmasıyla birlikte üniversite mezunlarının artması ve iş imkanlarının az olması bizi zorluyor.”

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Mahmut Ak kimdir? Haber

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili Mahmut Ak kimdir?

Uzun yıllardır akademik hayatın içerisinde faaliyet gösteren Mahmut Ak kimdir? Akademik alanda yaptığı çalışmalar ile tanınan Mahmut Ak, özellikle İstanbul Üniversitesi Rektörü olduğu 2015 ve 2023 yılları arasında adından sıklıkla söz ettirdi. Yakın bir zamanda vekaleten Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nde vekaleten göreve başlayan Mahmut Ak kimdir? Birlikte inceleyelim. Mahmut Ak kimdir? Mahmut Ak, 1965 yılında Tokat'ta dünyaya geldi. İlkokulu Büyükbağlar Köyü İlkokulu'nda tamamladıktan sonra, orta ve lise eğitimini Tokat İmam Hatip Lisesi'nde aldı. Yükseköğrenimini ise İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde 1987 yılında tamamlayarak, buradan başarıyla mezun oldu. Mahmut Ak akademik kariyerine 1987'de Araştırma Görevlisi olarak başladı. Doktora unvanını 1997'de alan Ak, aynı yıl Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı'na yardımcı doçent olarak atandı. 2005 yılında Yeniçağ ve Yakın Çağ Doçenti unvanını aldıktan sonra, 2006'da Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı'nda doçent kadrosuna ataması yapıldı. 2011'de profesörlük kadrosuna atanan Mahmut Ak, Mayıs 2016'da YÖK (Yükseköğretim Kurumu) tarafından kötü yönetim gerekçesiyle faaliyetlerine son verilen Haliç Üniversitesi'nin geçici Mütevelli Heyeti Başkanı olarak atandı. 2 Nisan 2015 ile 1 Ağustos 2023 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlüğü görevini üstlenen Mahmut Ak, Akdeniz İçin Birlik Türkiye Cumhuriyeti Özel Temsilciliği’ne atanan Nükhet Hotar’ın yerine, Şubat 2024’te vekaleten Dokuz Eylül Üniversitesi rektörü olarak çalışmaya başladı. Mahmut Ak evli mi? Mahmut Ak, evli ve üç çocuk babasıdır. Mahmut Ak kaç dil biliyor? Mahmut Ak, Fransızca ile Arapça bilmektedir. Mahmut Ak’ın idari görevleri nelerdir? Mahmut Ak akademik kariyeri boyunca çeşitli idari görevlerde sorumluluklar üstlendi. Mahmut Ak’ın İstanbul Üniversitesi’nde (İÜ) yerine getirdiği idari görevler şu şekildedir: 2005/2007 – İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür Yardımcılığı görevliliği 2008/2011 – İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı 2008/2011 – İÜ Edebiyat Fakültesi Fakülte Kurulu üyeliği Doçent Temsilcisi 2011 – İÜ Edebiyat Fakültesi Fakülte Kurulu üyeliği Profesör Temsilcisi 2009/29 Haziran 2011 – İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür Yardımcılığı 2012/2013 – İÜ Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı İhale Komisyon Başkanlığı 2010/2013 – İÜ Öğrenci Kültür Merkezi Müdürü 2011/2013 – İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü 2011/2013 – İÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü Üyeliği 2012 – İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı 8 Ocak 2013/20 Ocak2013 – İÜ Rektör Yardımcılığı 20 Ocak 2013/10 Şubat 2015 – İÜ Rektör Yardımcılığı 11 Şubat 2015/1 Nisan 2015 – İÜ Vekil Rektörü 1 Nisan 2015/1 Ağustos 2023 – İÜ Rektörü

Bazı üniversitelerin öğrenci sayısı kadar: Tıp fakültelerinden kaçış! Haber

Bazı üniversitelerin öğrenci sayısı kadar: Tıp fakültelerinden kaçış!

TENZİLE AŞÇI - ÖZEL HABER - Uzun yıllardır devam eden ve ‘Sağlıkta Dönüşüm’ politikasıyla birlikte özellikle 2023 yılında sorunların pik yaptığı alanlardan biri de sağlık alanı oldu. Sağlık çalışanlarına şiddet, uzun mesai saatleri ve ‘5 dakikada hasta bakma’ zorunluluğu sağlıkta yaşanan sorunları çığ gibi büyütürken binlerce sağlık elemanı sistematik olarak yurt dışına gitmeye başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hekimlerin iş bırakmasına ilişkin, “’Doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlar.' Bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan, yetiştiren bu devlet değil mi? Bu devlet sizi okuttu, yetiştirdi, maliyeti yüksek olan da sağlıktır. Ama şimdi az para veriyormuşuz. En az alan 8-9 bin en yüksek alan 25 bin. Özel sektör daha çok para verdikleri için kaçıp gidiyorlarmış. Açık konuşuyorum; varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz” sözlerinin ardından ise yurtdışına giden hekim sayısında artış gözlemlenmişti. BIRAKMALAR SADECE HASTANELERDE DEĞİL Sağlıktaki sorunlar devam ederken son dönemlerde ‘bırakma’ furyasının yaşandığı tek yer kamu hastaneleri olmaktan çıktı. Birçok tıp öğrencisi ülkedeki sistem karşısında tıp fakültelerini bırakmaya başladı. Konuya ilişkin İLKSES’e konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, sayı verirken üniversitelerde yaşanan sorunların temellerinden birinin de ‘rektör atamaları’ olduğunu belirtti. GENÇLİKTEKİ ÇOK CİDDİ BİR UMUTSUZLUĞUN GÖSTERGESİDİR Tıp öğrencilerinin geleceğe ilişkin umutlarının tükendiğini belirten Kaynak, “Uygulanan sistemle üniversiteler de çökertildi. Türkiye’de 218 üniversite var. Bunların 128 tanesinde tıp fakültesi var. Tıp fakültesi açısından konuşacak olursak dünyada üniversite sayısı açısından 5. sıradayız. Bizim önümüzde Çin, Hindistan, Birleşik Amerika ve Brezilya var. Nüfusları bizdekinden kat ve kat fazla olan üniversiteler. Yani baktığımızda Türkiye’de bir üniversite fazlalığı ve enflasyonu var. Üniversite mezunları, son derece kalitesiz yetişiyor. Üniversite öğrencileri de bunun çok farkındalar. Örneğin geçtiğimiz dönemde iki dönemlik üniversite öğrencileri son iki dönem içerisinde yaklaşık 730 civarında üniversite öğrencisi tahsilini bıraktı. Bu çok büyük bir rakamdır. Bazı üniversitelerdeki öğrenci sayısına tekabül eden bir rakam kadar öğrenci iki dönem içerisinde okulunu bırakmaktadır. Bu da gençlikteki çok ciddi bir umutsuzluğun göstergesidir. Okulunu bitirse bile iş bulamayacağının ve üniversitelerin çöküşünün bir belirtisidir” dedi. ‘POLİTİKA ARTIĞI’ DİYEBİLECEĞİMİZ… Türkiye’de üniversitelerin eğitim standardının günden güne düştüğünü belirten Kaynak, ‘rektör atamalarına’ dikkat çekerek “Dünya standartlarına göre yapılan sıralamalarda Türkiye’de 218 üniversiteden ilk 400’te hiçbiri yoktur. İlk 500’ün içerisinde de 3 tane özel üniversite vardır: Ne yazık ki ilk 500 içerisinde Türkiye’den hiçbir kamu üniversitesi bulunmamaktadır. Bu çok ağır bir sorundur. Dolayısıyla üniversitelerin ‘politika artığı’ diyebileceğimiz eski politikacıların rektör olarak atanarak üniversitelerin yönetilmeye çalışılması üniversitelerin çökmesindeki en önemli nedenlerden biridir” ifadelerini kullandı.

"Yarım kalan hayal" 68 yaşından sonra üniversiteli yaptı Video Galeri

"Yarım kalan hayal" 68 yaşından sonra üniversiteli yaptı

İzmir'de yaşayan, Makedonya doğumlu 68 yaşındaki Mevlide Demir, içinde ukde kalan eğitim hayalini gerçeğe dönüştürerek herkesin takdirini kazandı. Vefat eden eşinin ‘Ben hayallerimi gerçekleştirdim, senin hiç hayalin yok mu?' sorusu üzerine harekete geçen, emekli, 3 çocuk ve 2 torun sahibi Demir, ailesinin engeli sebebiyle hayalini kurduğu eğitim hayatına tekrar başlama kararı aldı. 60 yaşında ortaokul, 68 yaşında üniversiteli oldu 60 yaşında ortaokul eğitimine başlayan ve ardından devam eden süreçte lise eğitimini tamamlayan Demir, daha sonra üniversite sınavına girdi, Ege Üniversitesi İşletme Bölümünü kazandı ve 68 yaşında üniversiteli oldu. Mevlide Demir, şimdilerde eğitimini aksatmadan, titizlikle derslerini üniversiteden takip ediyor. Demir, aynı zamanda okuduğu bölümün yanında ikinci bir üniversite olarak da Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesinde Sağlık Yönetimi eğitimini de sürdürüyor. “Her şey eşimin bana ‘Senin hiç hayalin yok mu?' sorusunu sormasıyla başladı” Yarım kalan eğitim hayatına, vefat eden eşinin kendisine yönelttiği bir soru üzerine başlama kararı aldığını söyleyen Mevlide Demir, “Eşimin bütün hayali emekli olduktan sonra köye yerleşmekti. Eşim bana ‘Senin hiç hayalin olmadı mı?' diye sordu. Ben de ‘Olmaz mı var tabii; fakat benim hayalime geç kalındı bey' dedim. Eşim de bana ‘Söyle, şimdiye kadar neden söylemedin?' diye sordu. Ben de ‘Konusu açılmadı' şeklinde cevap verdim; çünkü hayallerim yarım kalınca ben okul konusunu kapattım ve iş hayatına başlamıştım. Eşimin bu sorusu üzerine ortaokul eğitimimi tamamlama kararı aldım. Hayallerime kavuşacaktım, heyecanlıydım. Eğitim hayatıma başlayınca ortaokulu hemen bitirip ardından liseye başladım. Daha sonra liseyi de bitirip üniversiteye başladım. Hepsi art arda hızlıca gerçekleşti. İlk gördüğüm üniversite Ege Üniversitesi. Başka üniversite görmedim. Kendi çocuklarıma çok çalışın Ege Üniversitesini kazanın diyordum; çünkü onlar eğer burayı kazanırsa ben de onlar sayesinde burayı görecektim. Ben şimdi buradayım, başardım” şeklinde konuştu. “Üniversiteyi kazandığımı duyunca mutluluktan uyuyamadım” Üniversiteyi kazandığını öğrendiğinde heyecandan ağladığını söyleyen Mevlide Demir, “Üniversite sınav sonuçları açıklandığında ben köydeydim. Kızım beni aradı ve ağlıyordu. ‘Ne oldu kızım?' dedim. Bana ‘Heyecandan ağlıyorum anne, Ege Üniversitesini kazanmışsın' dedi. İnanamadım ve ben de ağlamaya başladım. Kızıma ‘Kızım yanlış bir şey olmasın dikkatli bak' dedim. O da bana ‘Anne iyice baktım' dedi. O gün mutluluktan gece uyumadım. Okula kaydımı yaptırdım ve ilk gün heyecanlı bir şekilde derse gittim. Sınıftaki gençlere 'Günaydın' diyerek güne heyecanla başladım. İlk başta hazırlık eğitimi görecektim. Ben de liseyi bitirdim; ama okulun verdiği kitaplarla eğitim gördüm sadece. Gençler çok rahat bir şekilde İngilizceyi kavrıyordu. İlk gün hoca bana soru soracak ve cevap veremeyeceğim diye çok heyecanlandım. O gün hemen eve gittim ve kızıma bana İngilizceyi en ayrıntılı şekilde baştan öğret dedim. Yavaş yavaş kendimi geliştirdim. Hazırlık sınıfını mutlaka geçmeliyim ki normal eğitime geçme hakkına sahip olayım" dedi. “Babam ‘Kız çocuğunu okutmam' dedi” Babasının, okumasına izin vermediği için tüm umudunun o zamanlarda yıkıldığını belirten Demir, “Biz ilkokulu bitirdikten sonra babam bize 'Kim okumaya devam edecek?' diye sordu. Ben hemen parmak kaldırdım. Babam bana 'Sen elini indir' dedi. Benim tüm umudum o an yıkıldı. Okuma serüvenim orada son buldu. İlkokulu bitirdikten sonra hocalarım benden bir ışık gördü. 'Okuyacak olan var mı?' dedikleri zaman ben zaten parmağımı kaldırırdım. Babamın eğitim hayatıma izin vereceklerini düşünüyorlardı. Okul önlüğüm bile dikilmişti okula gideceğim zaman. En kötü günün ne gün dediklerinde ben de o günden bahseder ve okulda çekildiğim fotoğrafı gösterirdim. Benim için çok acı bir gündü” ifadelerini kullandı. “Babamı affettim” Hedefinin 4 yıllık eğitimi zamanında ve başarıyla tamamlamak olduğuna değinen Demir, sözlerine şunları da ekledi: “Ayrıca Açıköğretim Fakültesinde Sağlık Yönetimi Bölümü okuyorum. Bu bölümü de bitirmem lazım. İmkan varsa niye okumayayım ki. Gençler de okumalılar. Değişik kitaplar okudukça babamı daha iyi anladım. O, zamanında ailesinden öyle gördüğü için beni okutmamıştı. Babamın kabrine gidip babamdan özür diledim. Beni okutmadığın için ben de seni affediyorum dedim ve sen de beni affet baba dedim. O gece babam rüyama girdi. Çok duygulandım.” Mevlide Demir'in sınıfa ilk geldiğinde onunla gurur duyduğunu söyleyen sınıf arkadaşı Beyza Öztürk de, “Mevlide abla yılmamış, pes etmemiş ve hayallerine kavuşmuş. Hocalar kelimelerin doğru telaffuzlarını söylediğinde bizim aklımızdan uçup gidiyor; ama Mevlide abla onu not ediyor, tekrar tekrar üstüne düşüyor. Biz gerçekten ona imreniyoruz. Tekrardan ilk günkü heyecanı var ve bu bizi mutlu ediyor. Gerçekten Türk kadını böyle olmalı. O gururu bize veriyor ve ilham kaynağı oluyor” ifadelerine yer verdi. Kendilerine bir anne şefkatiyle yaklaştığını belirten sınıf arkadaşı Caner Mısırlıoğlu ise, “Bizim bu yaşta yapamadıklarımızı onun o yaşta yapması gerçekten kendi açısından çok büyük bir başarı. İçinde geçmişten kalan bir eksiklik vardı. Mevlide ablanın bu yaşta bunu yapabilmesi gerçekten benim açımdan da gurur verici onun açısından da gurur verici bir olay. Bize anne şefkatiyle yaklaşıyor. Çok samimi biri olduğunu düşünüyorum. Bizlere de örnek oluyor” dedi. İHA

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi yüksek verimli güneş pili geliştirdi Haber

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi yüksek verimli güneş pili geliştirdi

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ali Olğar, 3 yıldır üniversite bünyesindeki Merkezi Araştırma Laboratuvarı Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde ince film güneş pilleri üzerine çalıştıklarını söyledi. TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında, iki boyutlu nano malzemeleri ince film güneş pillerine uygulayarak hücre verimini artırmaya çalıştıklarını belirten Olğar, üniversitenin yerli imkanlarıyla katkılı ve katkısız formda grafen ürettiklerini, nano boyuttaki bu yapıları CZTS olarak isimlendirilen bakır, çinko, kalay ve sülfürden oluşan ince film tabanlı güneş pillerine uygulamayı başardıklarını anlattı. Olğar, bu sayede enerji verimini yaklaşık yüzde 30 artırdıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Dışarıda gördüğümüz güneş pilleri genellikle silisyum tabanlı olup, bunların silisyum altlık (wafer) kalınlığı yaklaşık 200 mikron. Bizim ürettiğimiz ince film güneş pilleri ise yaklaşık 100 kat daha ince yani 1-2 mikron. Dolayısıyla bir malzemenin kalınlığını azalttığınız ve nano boyuta indirgediğiniz zaman o malzeme bambaşka özellikler sergilemektedir. İnce film formundaki bu malzemeler, gelen güneş ışığını soğurabiliyor ve yüksek hücre verimine sahip olabiliyor. Dolayısıyla silisyum tabanlı güneş pillerinden farklı olarak hem daha düşük kalınlıkta yapılabiliyor hem de bakır, çinko, kalay, sülfür gibi elementler, doğada bolca bulunduğu için maliyeti daha da düşük hale getirebiliyor." Normalde geleneksel ince film güneş pillerinin cam gibi katı altlıklar üzerine üretildiğine işaret eden Olğar, şöyle konuştu: "İnce film güneş pillerini cazip kılan diğer bir özellikse esnek altlıklar üzerine uygulanabiliyor olması. Çanta, giysi gibi tekstil ve buna benzer alanlara entegrasyonu yapılıyor, uygulama alanları da çeşitlilik kazanıyor. Yaptığımız ince film güneş pilleri AR-GE boyutundadır ancak bunların endüstriyel boyuta taşınması ve daha yüksek boyutta üretilme potansiyeli de var. Sırt çantamıza monte ettiğimiz esnek ince film güneş piliyle yürürken güneş ışığını elektrik enerjisine çevirerek çantamızdaki bir güç kaynağını şarj etmeniz mümkün olacak." BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Bu proje esnek güneş hücresinin verimliliğini artıracak

Başkan Soyer'den üniversitelilere “Günaydın Çorbası” Haber

Başkan Soyer'den üniversitelilere “Günaydın Çorbası”

İzmir Büyükşehir Belediyesi derinleşen ekonomik krizden etkilenen gençlerin yanında olmaya devam ediyor. 6 noktada üniversite öğrencileri için sıcak yemek dağıtımı sürerken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Öğrenci arkadaşlarımın sabah kahvaltılarını etmeden derse girmelerine gönlüm razı değil” diyerek başlattığı “Günaydın Çorbası” geleneği bu yıl da devam ediyor. Çorba ikramı, ilk etapta Fahrettin Altay Aktarma Merkezi ve Ege Üniversitesi Metro İstasyonu'nda başladı. Öğrencilerin ağırlıklı olarak kullandığı noktalarda hizmet verecek Çorba Durakları, kentte öğrencilerin yoğun kullandığı bölgeler tespit edilerek artırılacak. Gündüz çorba, akşam sıcak yemek İzmir Büyükşehir Belediyesi, üniversitelileri sabahları da akşamları da yalnız bırakmıyor. Öğrencilerin ağır ekonomik şartlarda mağdur olmaması için çorba duraklarının yanı sıra, kentin 6 noktasında akşam 17:00-19:00 saatleri arasında sıcak yemek dağıtımı yapılıyor. Ailelerinden uzakta üniversite öğrenimi gören gençler için İzmir adeta sıcak bir yuvaya dönüştürülmeye çalışılıyor. Bu kapsamda 2019'dan itibaren üniversitelilere 345 bin kişilik sıcak çorba, 685 bin kişilik de sıcak yemek desteği ulaştırıldı BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir'de "Organ Bağışı Hatıra Ormanı" oluşturuldu

Üniversiteye okumanın yaşı olmaz Haber

Üniversiteye okumanın yaşı olmaz

Kırşehir'de 65 yaşındaki Hülya Coşkuntuna, liseden mezun olduktan 48 yıl sonra kazandığı Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi (KAEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde öğrenime başladı. Liseden 1975'te mezun olduktan sonra ailevi nedenlerle üniversite eğitimi alamayan ancak özel bir bankada işe giren Coşkuntuna, çocuklarının da tavsiyesiyle bu yıl girdiği sınavda başarılı olup, KAEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü kazandı. Emekli Coşkuntuna, fakülte binası önünde gazetecilere, açık öğretimde okumak için sınava girdiğini, kızının ısrarlarıyla örgün eğitimi tercih ettiğini belirterek, "Çocuklarımın okuması için çok çabaladım. 'Hayatta pişman olduğun ne var?' denirse üniversiteyi bitirememektir. Bunu ben senelerdir söyler dururum. 3 kızım da üniversite bitirdi." dedi. "Örnek olacağımı düşünüyorum" Üç kız ve 2 torun sahibi Coşkuntuna, şunları kaydetti: "Çocuklarım büyüdü, onları evlendirdim, şimdi daha rahatım. Ben de üniversiteli olmak istedim. Bu yaştan sonra neden imtihana girdiğimi, çalışacak, okuyacak insanların yerini aldığımı söyleyenler oldu ama ben buna karşıyım. Ben örnek olmak için girdim, gençlere örnek olacağımı düşünüyorum. Hiçbir yaşta yapamama diye bir şey yok, her şey yapılabilir, buna okumak da dahil." Coşkuntuna’ya çiçek takdim eden KAEÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil de öğrenmenin ömür boyu devam etmesi gerektiğini belirterek, "Ahilik diyarında, Hülya Hanım herkese çok güzel örnek oldu. Çalışınca her şeyin başarılabileceğini en güzel şekilde gösterdi. Tebrik ediyorum kendisini, okumak ve bir şeyler üretmek lazım. Bizim öğrencimiz olduğu için de çok memnunuz. Bu azmi gösterdikten sonra sonucu da gelecektir. Bütün öğrencilerimiz için iyi bir örnek teşkil etti." dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Kırşehirli anne ve oğul yerli otomobil Togg'u tasarladı

Öğrenciler Bakanlığın kapısına dayandı! Haber

Öğrenciler Bakanlığın kapısına dayandı!

“KYK veya üniversite yurdunda sorun yaşıyorsan, sokakta kaldıysan, barınamıyorsan bize ulaş!” çağrısıyla yola çıkan Barınamıyoruz Hareketi, Ankara ve İstanbul’da Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kapısına dayandı. Sorumlulara, hazırladıkları raporu ve talepleri ileten Barınamıyoruz Hareketi’nin temsilcileri, aynı raporu kamuoyuyla da paylaşacaklarını kaydetti.  Özel yurtlarda kalan öğrenciler için barınma bursu, öğrenci evleri için kira desteği talep ettiklerini vurgulayan temsilciler, “Kapınıza kadar geldik, çözüm olmazsanız sokaklarda yatmaya başlayacağız!” dedi. ÖĞRENCİLER BURADA MI YAŞASIN? O anları X platformu üzerinden paylaşan Barınamıyoruz Hareketi, “Bugün Ankara ve İstanbul’da, Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkililerine kuruma dair hazırlanmış barınma raporlarımızı ve taleplerimizi ilettik, yakın zamanda kamuoyu ile de paylaşacağız. Kapınıza kadar geldik, çözüm olmazsanız sokaklarda yatmaya başlayacağız! Özel yurtlarda kalan öğrenciler için barınma bursu, öğrenci evleri için kira desteği talep ediyoruz!” dedi. Öte yandan, Cerrah Mehmet Paşa KYK yurdunda yaşanan sorunları da gündeme getiren Barınamıyoruz Hareketi temsilcileri, “Barınamıyoruz! Yurt açılışının üzerinden 1 hafta geçmiş olmasına rağmen, sıcak su ve internet yok. Yurdun inşaatı hala bitmemiş; çamaşırhane, buzdolabı yok. Yurdun dört bir yanı inşaat halinde. Soruyoruz, öğrenciler burada mı yaşasın?” çağrısında bulundu.  BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Üniversite öğrencilerine sıcak yemek desteği başladı

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.