TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#umut

umut haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, umut haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

4 binde 1 görülen hastalıkta umut oluyor Haber

4 binde 1 görülen hastalıkta umut oluyor

Distrofin genindeki mutasyon sonucu kasların bütünlüğünü sağlayan distrofin proteinin üretiminde bir azalma ve bozukluk meydana gelmesiyle görülen DMD hastalığı, 4 binde 1 görülüyor. 3 ile 5 yaş arasında tanı koyulabilen hastalıkta omuz ve kalça kuşağı kaslarında tutukluk, hastaların kaslarında güçsüzlük, yorgunluk, sık düşmeler, kramp, ağrı, ileri dönemlerde yürümede bozulma ve omurgada eğrilik gibi belirtiler görülüyor. Hastalar ilerleyen yaşlarda tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelerek, solunum desteği cihazına ihtiyaç duyuyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Nöromusküler Hasar Rehabilitasyon Kliniği'nde tedavi gören DMD hastası 35 yaşındaki Çağlar Özyiğit, 7 Eylül Dünya Duchenne Farkındalık Günü dolayısıyla İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. “Daha çok insanlar duyarsız oldukları için onlarla savaşıyoruz” 3 yaşında kendisine DMD tanısı konulduğunu ve hastalığın kendisini çok fazla yormadığını ifade eden Özyiğit, “Daha çok insanlar duyarsız oldukları için onlarla savaşıyoruz. Mesela ‘Bu halinle ne işin var dışarıda’ diyorlar. Otobüs şoförleri bazen almıyor, ‘Sizi alamayız’ diyorlar. Mücadele ediyoruz. Hastalıkla sorun yaşamıyoruz, daha çok ulaşımda sıkıntı yaşıyoruz. Metro asansörlerine erişemiyoruz, bozuk oluyor genellikle. Birçok DMD hastası arkadaşımın aileleri onları dışarı çıkarmıyor, okullarına göndermiyorlar. Nasılsa tedavisi yok diye aileler çocuklarını sosyal hayata çıkarmıyor” diye konuştu. “Mesela konserlere giderim” Hastalıkla mücadele etme noktasında moralini sürekli iyi tuttuğunu ve diğer DMD hastalarına da bunu tavsiye ettiğini dile getiren Özyiğit, “Mesela konserlere giderim. Üniversite okuyorum. Fizik tedavi bizim için çok önemli. Ailemle sürekli fizik tedavi yapıyoruz. Bu hastalıkta bakım çok önemli” dedi. “Dışarıda insanlar baktığı için aileler çocuklarını dışarı çıkarmak istemiyor” Kendisi gibi aynı hastalığa sahip birçok arkadaşının ailesi tarafından dışarı çıkarılmadığını vurgulayan Özyiğit, sözlerine şöyle devam etti: “Dışarıda insanlar baktığı için aileler çocuklarını dışarı çıkarmak istemiyor. Okullarda sağlıklı olan aileler, ‘Bu çocuğun burada ne işi var’ diye okul müdürlerine şikayet ediyorlar. Ailelere çocuklarını dışarıya çıkarmalarını tavsiye ediyorum. İnsanların böyle davranması üzüyor. 'Hastaysan burada ne işin var’ diyorlar. İnsanlarda hastaysan evden dışarı çıkmayacaksın mantığı var. Bu yüzden insanların daha duyarlı olmasını istiyoruz. Ailelerin çocuklarını dışarı çıkarmasını istiyorum. Fizik tedavi ve özel eğitimlere götürmesini, ilaçlarını düzenli vermelerini istiyorum.” “Hayat kalitelerini arttırmak için düzenli hastane takiplerinin yapılması ve rehabilitasyona önem verilmekte” Hastalığın tedavisinde temel yaklaşımın hastalığa bağlı olarak gelişen komplikasyonları geciktirmek ve önlemek olduğunu dile getiren Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Nöromusküler Kliniği'nde görevli Prof. Dr. Müyesser Aras, “Burada tabii rehabilitasyonun önemi çok fazla. Özellikle rehabilitasyon da bir ekip işi. Çağların ailesinde olduğu gibi bu rehabilitasyonun çok önemli bir parçası. Hastaların hem bakımı hem de rehabilitasyon sürecinin iyi yapılması ve takiplerinin de kontrollü şekilde yapılması ile hastalarımızın yaşam süresinin 40’lı yaşlara kadar uzadığı belirtilmiş. Özet olarak söylemek gerekirse rehabilitasyon sürecinde hastaların yaşam süresini uzatmak hem de hastaların yaşamı boyunca hayat kalitelerini arttırmak için düzenli hastane takiplerinin yapılması ve rehabilitasyona önem verilmekte. Bunun yanında hastalarımızın evlerinde de uygun yaşam süresinin sağlanması gerekir. Bu uygulamaların yapılabilmesi için ise öncelikle hasta ailelerin eğitimi de çok önemlidir” ifadelerini kullandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Mevsim değişikliklerinde beslenmeye dikkat

Umudu hep birlikte inşa ettiler Haber

Umudu hep birlikte inşa ettiler

ÖZGÜR ŞENGÜL İzmir’in en sorunlu semtlerinden biri olarak bilinen ve Buca’da yer alan Gediz’de 2017 yılında 3 arkadaş tarafından kurulan Gediz FK, sporcuların hayatlarına dokunarak diğer takımlara örnek oluyor. Çocuklar spor sayesinde kötü alışkanlıklardan uzak dururken; kişisel anlamda da gelişim sağlayarak sorumluluk sahibi olmayı ve disiplinli olmayı öğreniyor. Kulübün bu misyonuna katkıda bulunan en önemli isimlerden bir tanesi ise Gediz FK Teknik Direktörü Dilara Üsküp. Bir kadın antrenör olarak sorunlu bir semtte görev alan Üsküp, takımın başına geçtikten sonra birçok problemle boğuştu. Oyuncuları kötü alışkanlıklardan uzak tutan ve her gün en az bir kez arayan Üsküp, bu sayede çocukları spora daha fazla yönlendirmeyi başardı. Saha dışı sosyal faaliyetlerle de genç sporcular arasındaki kaynaşmayı arttıran Üsküp, sondan ikinci sırada devraldığı kulübü bağlı olduğu ligde play-off turuna taşımayı başardı. Üsküp, önümüzdeki sene hedeflerinin ise Türkiye Şampiyonası olduğunu ifade etti. DİPTEN ZİRVEYİ GÖRMEK Gediz FK futbol kulübünü çalıştırmaya başladığında takımın sondan ikinci sırada olduğunu söyleyen Üsküp, “Takımın başına geldiğimden itibaren bir hayalim, hedefim vardı. Hiç unutmuyorum ilk gün çocuklarla oturduğumuzda ‘sizinle ilk üçe girip play-off’a gitmeyi hedefliyorum’ demiştim. ‘Bu hedef doğrultusunda çalışacağız. Şu an mevcut durumunuz buna asla engel değil, istersek yaparız’ diye bir konuşma yapmıştım. Bu doğrultuda ve bu çalışma prensibiyle de ligimizi üçüncü sırada tamamlayıp play- off oynamaya hak kazandık. Benim açımdan dipten zirveyi görmek gibi bir şey oldu. Soluk soluğa mücadele ile geçen muhteşem bir sezondu” dedi. KÖTÜ ALIŞKANLARININ ÖNÜNE GEÇİYOR Gediz’de yaşayan çocukların ‘Coğrafya kaderdir’ sözünün vücut bulmuş hali olduğuna dikkat çeken Üsküp, sporun kötü alışkanların önüne geçmesinde etkili olduğunu söyledi. Üsküp, “Ligin en zorlu takımını çalıştırıyorum. Toplumsal yapı ve çevre, arkadaşlar bunların hepsini deliklerine kadar yaşıyor benim çocuklarım. Bu anlamda sporun çocuklara en büyük katkısı onları kötü alışkanlardan uzak tutuyor olması. Bize karşı sorumlulukları oluyor. Sigara içmelerini engellemeye çalışıyorum, okula gitmiyorsa okullarına devam etmeleri konusunda teşvik ediyorum. Anne olduğum için onlara karşı anaç ruhluyum. Kim nereye gitmiş, ne yapmış çok kontrol ediyorum. Hepsini gün içinde bir kez arıyorum problemleri olursa onlarla ilgileniyorum hayatlarına dokunmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.  BERABER İNŞA ETTİK Takıma geldiği ilk zamanlarda çocukların heves kırıklığı yaşadığını belirten Üsküp, “Çocukların kendinden hiç umudu yoktu. Bunları hep beraber inşa ettik o yüzden onlara duygusal olarak çok bağlandım onlarda aynı şekilde bana bağlandı. Beraber vakit geçirerek birbirimizi tanıdık, anladık vakit geçirdik. Benim onlara olan inancımın ve onları ne kadar çok sevdiğimin her şeyin farkındalar o yüzden çok farklılar. İçlerinden birinin hayatına dokununca mutlu oluyorum. Bu kulübün içinde olduğum sürece mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. FARKLI BİR GEDİZ FK OLACAK Gelecek sezon hedeflerini de aktaran başarılı çalıştırıcı Üsküp, oyuncularının U18 Elit Lig’inde mücadele edeceğini kaydetti. Üsküp, “Sezona çok daha planlı ve sistematik bir şekilde hazırlanıp ligi 2. sırada tamamlamak istiyoruz ve bu sefer play–off’lardan da çıkıp Türkiye Şampiyonası’nda yerimizi almak hedeflerimiz arasında. Çocukların teknik kapasitelerinin yeterli olduğunu düşünüyorum sadece biraz disiplinli çalışmaya ihtiyaçları var. Kapasiteleri gerçekten onların sandığından çok çok daha üstünde. Bu hedefe asla uzak çocuklar değiller benim antrenör olarak da görevim onlara neler yapabileceklerini göstermek. Bu sezon da onlara iyi yönetilirlerse ve biri onlara inanırsa neler yapabileceklerini göstermek istedim bunu da başardığımı düşünüyorum. Önümüzdeki sene içinde çok daha iddialı, daha farklı bir Gediz FK olacak. Gediz çocukları algısını yıkmak ve onların neler yapabileceklerini herkese göstermek istiyorum” diye konuştu. DAHA FAZLA DESTEKLENMELİ Amatör kulüplerinin sorunlarına da değinen Üsküp, en büyük sorunun saha olduğunu söyleyerek İzmir’deki tesisleşme sorununa dikkat çekti. Üsküp, “Amatör spor kulüplerinin her sene toplantıda dile getirilen ama konuyla ilgili hiçbir çözüm bulunamayan sorunu saha. Yeterli antrenman sahası yok saha olmadığı içinde sporcular verimli çalışamıyor. Bu çocukların kulüplerine ait sahaları yok. Belediye sahalarında aldığımız saatler doğrultusunda çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Daha fazla sahaya ihtiyacımız var. Amatörün bu anlamda çok daha fazla desteklenmesine ihtiyaç var. Buralarda çok yetenekli çocuklar var. Her futbolcunun yolu kıyıdan köşeden amatör camiasından geçer topçuyu profesyonel bir takımda yetiştiremezsiniz en verimli topraklar burası dolayısıyla en çok destek görmesi gereken yerde burası” dedi.

Başkan Soyer gençlere umut aşıladı Haber

Başkan Soyer gençlere umut aşıladı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi: Sevgili gençler, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutladığımız bu anlamlı senede ulusal günlerimizi bir başka coşkuyla yâd ediyoruz. Çünkü bu yıl bağımsızlığın, çünkü bu yıl zaferin, çünkü bu yıl barışın yüzüncü yılını kutluyoruz. Cumhuriyetimizi ikinci yüzyıla umut ve kararlılıkla taşıyoruz. Tıpkı 104 yıl önce bugün mücadele ateşini yakan Mustafa Kemal gibi umutluyuz… Büyük önderimizin Samsun’a ayak bastığı günkü kadar kararlıyız… Tüm Anadolu’yu saran o kutsal isyanın isimsiz neferleri kadar inançlıyız. Bizim için milli bayramlar takvim yapraklarına sıkışmış günler değildir. Hiç düşündünüz mü 19 Mayıs’ı neden bayram olarak kutluyoruz… Bir zafer günü değil, bir kuruluş ya da kurtuluş günü de değil. O gün işgal ve yıkımın karanlığında belki de tarihimizin en zor dönemini yaşıyorduk. Bandırma Vapuru’ndaki bir avuç kahramanın dışında kimse tarihin akışını değiştirecek bir yolculuğun ilk adımının atıldığını bilmiyordu… İşte 19 Mayıs o en karanlık günde bile inancını yitirmeyen kahramanların adını koyduğu umut bayramıdır. Biz o direnişten alıyoruz ilhamımızı, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde çelikleşen o iradeden, ne kadar düşerse düşsün her seferinde ayağa kalkmayı bilen o vazgeçmeyişten… Bu gün o yolculuğun 104’üncü yıldönümü… 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarak işgal altındaki Anadolu’nun kapılarını özgürlüğe aralayan büyük önderimize bir kez daha selam olsun. Onun yaydığı umudun ışığıyla inancını pekiştiren, vatan için canını ortaya koyan, işgalcilere karşı destansı bir direniş sergileyerek karakterindeki bağımsızlık tutkusunu yedi cihana gösteren Anadolu halkına selam olsun. Ve siz bu büyük emanetin mirasçısı sevgili gençler… Lisede, üniversitede öğrenim görenler, erkenden hayata atılmak zorunda kalanlar, iş bulamayanlar, atanamayanlar… Ya da geleceğini yurtdışında arayanlar… Sizlere de selam olsun. Unutmayın her gecenin mutlaka bir sabahı vardır… Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, işte bu yüzden siz gençlere sadece bir bayram değil, asıl bu umudu armağan etti. Atamızın bu armağanına sahip çıkacağınızdan ve umudunuzu asla yitirmeyeceğinizden eminim. Türkiye’yi hak ettiği güzel günlere sizin ulaştıracağınıza tüm kalbimle inanıyorum. Cumhuriyet’in yüz yılını geride kalırken; gelecek kaygısı yaşamadığınız sabahlara uyanacağınız; düşüncelerinizi ifade etmekten çekinmeyeceğiniz; giyim kuşamınız nedeniyle yargılanmayacağınız; geleceğinizi dışarda aramayacağınız; insanca yaşayacağınız bir ülke kurulacak. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı, Atatürk’ün armağan ettiği o umudu sadece kendiniz için değil, sizden sonraki kuşaklar için de büyüttüğünüz bir yüzyıl olacak, size söz veriyoruz. Sevgili gençler, düşlerinizdeki özgür dünya çok yakınınızda. Onun ilk harcını oylarınızla siz atacaksınız. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun. Umudunuz daim olsun. HABER MERKEZİ  

Başkan Soyer: Geleceği inşa etmek için çok sebep var Haber

Başkan Soyer: Geleceği inşa etmek için çok sebep var

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi kapsamındaki paydaş buluşmalarına ilişkin süreci değerlendirdi. Paydaş buluşmalarında oluşan tüm metinlerin yarın Yüksek İstişare Kurulu’nun önüne gideceğini söyleyen Başkan Soyer, “Toplantılarda görüyoruz ki umudu kaybetmek için bir sebep yok. Umudumuzu korumak ve geleceği inşa etmek için çok sebep var” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin “Doğamıza Davet” temalı dördüncü gün buluşması kapsamında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi Küçük Salon’da düzenlenen basın toplantısında Başkan Tunç Soyer, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi süreci hakkında bilgi verdi. Kongre kapsamında çiftçi, işçi ve sanayici-tüccar-esnaf gruplarının birbirlerinin taslak bildirgelerini değerlendirdiği paydaş buluşmalarına ilişkin bilgi aktaran Başkan Tunç Soyer, “Paydaş toplantılarının sonuncusunu yapmış olduk. Paydaşlarımız, 8 ay boyunca geliştirdikleri, çalıştıkları ilke ve kararları müzakere ettiler. Bu müzakerelerde iki ana başlık vardı. Birincisi diğer paydaş gruplarının çalışmalarını müzakere ettiler. İkincisi dört ayrı masada toplanan 200 akademisyenin doğa, tarih, demokrasi ve inovasyon başlıkları altında yaptıkları kavramsallaştırma çalışmalarını, revizyonları müzakere ettiler. Yarın nihai olarak tüm metinler Yüksek İstişare Kurulumuzun önüne gelecek. Bir yandan Yüksek İstişare Kurulu bunları değerlendirecek, bir yandan da İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin manifestosunun dibacesini (önsöz) çalışacaklar” ifadelerini kullandı. “Millet İttifakı’nın genel başkanlarından ilham alacağız” Başkan Soyer, “Önümüzde üç gün var. Önce Millet İttifakı’nın genel başkanlarını dinleyeceğiz. Onlardan da ilham alacağımız birçok konuşma olacak. Son iki günümüzde ise bir yandan paydaş grupları arasında uyuşmazlıklar varsa müzakere ederek karşılıklı değerlendirmelerini alacağız. Nihayet 21’inde de son haline gelmiş metinleri, her delegasyonun bulunduğu ortamda oylamaya sunacağız. Böylelikle İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ni tamamlamış olacağız” diye konuştu. “Kararları ilgilenen herkesin önüne koyacağız” Kongreden çıkan kararların takipçisi olacaklarını yineleyen Başkan Soyer, “Bütün bunlar bittikten sonra tüm siyasal partilerin, tüm sivil toplum kuruluşlarının, tüm vakıfların, meslek odalarının, ilgilenen herkesin önüne koyacağımız manifestomuz ve kararlarımız olacak. Bir yandan da önümüzdeki yıla hazırlanacağız. Yani, gelecek yıl bütün bu alınan ilke ve kararların takibini yapıyor olacağız. Gelecek yıl hangi kararlarla ilgili nasıl yol alındığını, engellerin ne olduğunu, aşılıp aşılmadığını görüşüyor olacağız. Yeni oluşan hayaller, beklentiler varsa bunları masaya koyacağız” ifadelerini kullandı. “Hedefimiz Türkiye’ye ışık tutacak ilke ve kararları oluşturmak” Başkan Soyer, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “İzmir’de 100 yıl önce yapılan İktisat Kongresi nasıl yeni bir cumhuriyetin iktisat politikalarını ortaya koyduysa, bugün bizim de hedefimiz, Türkiye’nin gelecek yüzyılına ışık tutacak ilke ve kararları oluşturmak ve bunların takibini yapmak olacak. Türkiye’de yaşanan hayat pahalılığı, yüksek enflasyon ve karşı karşıya kaldığımız bu büyük yıkımın yarattığı enkazın altından nasıl kalkacağımıza dair ve nasıl daha adil, daha müreffeh, daha demokratik, daha özgür bir ülke kuracağımıza dair kararlar ve ilkeler ortaya koyacağız.” “Görkemli bir çalışma ortaya çıkıyor” Heyecan ve umutlarının artarak devam ettiğini söyleyen Başkan Soyer, “Her gün yaptığımız toplantılarda görüyoruz ki umudu kaybetmek için bir sebep yok. Umudumuzu korumak ve geleceği inşa etmek için çok sebep var. Bu umudu ve heyecanı veren tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Her birinin emeğiyle son derece görkemli bir çalışma ortaya çıkıyor. Bize düşen de sonuna kadar takipçisi olmak olacak” dedi. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.