TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#ucuz gıda

ucuz gıda haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ucuz gıda haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Aradığınız fiyata ve gıdaya ulaşılamıyor Haber

Aradığınız fiyata ve gıdaya ulaşılamıyor

Hayat pahalılığı dolayısıyla temel gıda ürünlerine erişememek vatandaşın farklı yollara yönelmesine yol açarken, sağlıklı gıdaya erişim noktasında ise tüketicileri ciddi riskler bekliyor. Gıda güvenliği açısından olası tehlikelerin karşısına geçebilmek adına kimler tarafından, neler yapılması gerektiğini aktaran TMMOB Gıda Mühendisleri Odası (GıdaMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak, “Yurttaşlar indirim günlerini takip edip ‘hangi ürün, nerede daha uygun fiyatlı’ diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar kapandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz” dedi. ÖLEN HAYVANLARIN KAYDI TUTULDU MU? Küresel gıda maddelerinin fiyatları, dünya genelinde bir düşüş eğilimi gösterirken, ülkemizde her ay artmasının ekonomik, sosyal, coğrafi, politik gibi birçok nedeni olduğunu söyleyen Toprak, “Her yıl etkilerini çok daha fazla görmekte olduğumuz küresel iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan kriz, mazot, gübre, yem ve elektrik gibi girdi fiyatlarındaki artışlar, tarım alanlarının, meraların madencilik, enerji, inşaat, sanayi vb. gibi tarım dışı kullanılması gıdada fiyat artışlarına neden oluyor. Gıda enflasyonunun yüksek olması, gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkiliyor. Bu da özellikle gıda ithalatçısı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunlarından biri. Özellikle yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremler sonucu ne kadar tarım arazisi ve meranın zarar gördüğü ortada, hayvan sağlığı ya da kaybıyla ilgili bir tarama da yapılmadı maalesef. Ölen hayvanların kaydı tutuldu mu bilmiyoruz. Sağ kurtulan hayvanlar için yem desteği yeterli değildi. Çiftçiler ve geçimini hayvancılıkla karşılayan yurttaşlar deprem bölgesinin tamamında terk edilmişlikle karşı karşıya kaldı. Tarlasını, serasını hasat edemedi, sütünü döktü. Bu sürecin devam etmesi halinde mevcut durumda oluşan maddi kaybın büyüklüğünün artmaya devam edebileceğini öngörmemek mümkün değil” açıklamasında bulundu. HER GÜN BAŞKA BİR GIDA ZEHİRLENMESİ Gıda güvenliğine yönelik yoğun tartışmaların olduğunu, her gün başka bir gıda zehirlenmesi ve gıda ürünlerinde taklit / tağşiş haberi ile karşılaştıklarını belirten Toprak, “Yurttaşlar indirim günlerini takip edip ‘hangi ürün, nerede daha uygun fiyatlı’ diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar kapandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Çünkü 5 kuruş dahi hane bütçesi için oldukça önemli. Sonuç olarak enflasyon sabit bir geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcı” sözlerine yer verdi. GIDA GÜVENCESİ YOK İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni işaret eden Toprak, insanların temel gereksinimi olan gıdanın eşit ve adil dağıtılmadığı bir dünyanın güvenli olmadığını söyleyerek “Yaşamak nasıl bir insan hakkı ise sağlıklı, güvenli ve yeterli gıda ile temiz suya, kolayca ve sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmek de bir insan hakkıdır. Bunu sağlamak da kamunun en önemli görevlerinden biridir. Gıdaya erişim bir sorun ve endişe kaynağı olmaktan çıkarılmalı. En temel ve ertelenemez ihtiyaç olan gıdanın, herkes için kolayca, yeterince, sürdürülebilir şekilde ve ekonomik olarak erişilebilecek duruma getirilmesi elzem. Unutulmamalı ki, Gıda güvencesi yoksa gıda güvenliği de yoktur” dedi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Türkiye’nin karanlık geleceği: Gıda enflasyonu

Yoksul ajandası: İndirim günleri, akşam pazarı ve kuyruklar Haber

Yoksul ajandası: İndirim günleri, akşam pazarı ve kuyruklar

ÇAĞLA GENİŞ Her geçen gün daha da artan gıda enflasyonu, en çok dar gelirli kesimleri vuruyor. Vatandaş giderek düşen alım gücü nedeniyle kalitenin ikinci planda kaldığı ucuz gıdalara yöneliyor. Bu durum ‘merdiven altı’ denilen kayıt dışı üretim hız kazanırken, gıda ürünlerinde taklit ve tağşişin de artmasını tetikliyor. Halk sağlığı açısından risk teşkil eden bu tabloyu değerlendiren Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, “Yurttaşlar indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Yurttaş ne yazık ki beslenemiyor. Sadece karın doyuruyor” vurgusu yaptı. Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle ucuz baklavalarda yapılan hileler konusunda da uyaran Toprak, Antep fıstığı yerine gıda boyası ile boyanmış yer fıstığı konulduğunu söyledi. HALK SAĞLIĞI RİSK ALTINDA Vatandaşın alım gücünün büyük ölçüde azaldığını belirten Toprak, “Gıda güvenliğine yönelik yoğun tartışmaların olduğu, her gün başka bir gıda zehirlenmesi ve gıda ürünlerinde taklit/tağşiş haberi ile karşılaştığımız günleri yaşıyoruz. Gıda enflasyonunun yüksek olması gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkilemektedir. Bu da özellikle gıda ithalatçısı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunlarından biridir. Yükselen döviz fiyatları ve artan işsizlikle birlikte gıda enflasyonundaki artış vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde azaltıyor. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden olmaktadır. Burada da karşımıza iki büyük sorun çıkmaktadır; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk teşkil etmektedir. Taklit ve tağşiş ile mücadelede elbette ifşa etmek, denetimleri arttırmak, caydırıcı para ve hatta hapis cezası önemli. Ama daha da önemlisi bu kanunları uygulamak. Ülkemiz için asıl önemli nokta ise, işin sosyoekonomik boyutu. Bu noktada da asgari ücret, açlık sınırı, gıda enflasyonu ve alım gücü gibi kavramlar devreye giriyor” dedi. İNDİRİM GÜNLERİNİ TAKİP EDİYORLAR Türk-İş’in Mayıs 2023 verilerine göre mutfak enflasyonundaki artış yıllık yüzde 112,13 olduğunu hatırlatan Toprak, “Açlık sınırı 10.362,01 TL. Yani asgari ücret açlık sınırının altında. Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 13.439,41 TL. Yoksulluk sınırı ise 33.752,49 TL. Yani 4 kişilik bir ailenin tamamı asgari ücrete çalışsa dahi yine de yoksul. Yani mevcut duruma baktığımızda hepimiz yoksuluz, çoğumuz açız desek yanlış olmaz. Yurttaşlar indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Çünkü 5 kuruş dahi hane bütçesi için oldukça önemli. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Sonuç olarak; enflasyon, sabit bir geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcıdır” ifadelerini kullandı. YURTTAŞ BESLENEMİYOR Dar gelirli ailelerin elde ettiği gelirin yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları karşılayacak düzeyde olmadığını dile getiren Toprak, “Son dönemde hemen her ülkede yaşanan gıdaya ilişkin sorunlar, önümüzdeki dönemde daha dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Yinelemek gerekir ki, dar gelirli ailelerin elde ettiği gelir yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları bile karşılayabilecek düzeyde değil. Bu durumda olan aileler, büyük bir olasılıkla beslenme dışı harcamalarının (kira, ulaşım, yakıt, elektrik ve benzerleri) bir kısmını da beslenme harcamalarından kısarak elde edebilmekte. Sonuç olarak, gelir düzeyinin düşük ve yetersiz olması, dar gelirli kişi ve ailelerin sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenmesine neden olmakta. Hicap duyarak söylüyoruz yurttaş ne yazık ki beslenemiyor. Sadece karın doyuruyor. Dengeli bir beslenme yerine tek tip ve özellikle karbonhidrat ağırlıklı beslenme ilerleyen yıllarda başta obezite olmak üzere diyabet ve diğer hastalıklara neden olacak” diye konuştu. GIDA BOYALI YER FISTIĞI Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle ucuz baklava ve çikolata gibi ürünlerde yapılan hileler konusunda da uyaran Toprak, şunları söyledi: “Bayramının gelmesiyle birlikte ikramlık çikolata, baklava, şekerleme, lokum gibi ürünler yine tüketicilerin başlıca alışveriş kalemlerini oluşturacak. Ancak alışverişi yapacak tüketicilere, özellikle de alım gücü düşük olan kesime yönelik olarak bazı fırsatçılar; yine merdiven altı, kayıt dışı, uygunsuz ürünleri, sokakta, dökme veya ambalajsız olarak, neredeyse hammadde fiyatına satacaklardır. Tüketiciler bu ürünlere itibar etmemeli, bunları satın alıp tüketmemelidir. Satın alınan gıdaların etiketlerinde Tarım ve Orman Bakanlığınca verilen işletme kayıt veya onay numarasının olup olmadığının kontrol edilmesi, tavsiye edilen tüketim tarihi, üretici firmanın adı ve adresi, içerik bilgileri, miktar ve fiyat bilgilerinin incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Baklavada Antep fıstığı yerine yer fıstığı ve gıda boyası kullanılan ürünler satışa sunulabiliyor. Bunun yanında glikoz ve fruktoz şurubu yani mısır nişastası bazlı şeker kullanımı çok olabiliyor. Şekere göre fiyatı daha uygun olduğu için tercih sebebi olabiliyor. Çikolata hileye açık bir üründür. Kaliteli bir çikolatayı anlamak için; etiketi çok iyi okumalıyız, içeriğinde yapay tatlandırıcılar, soya, koruyucu, mısır şurubu ve trans yağlar olmayanlar tercih edilmeli. Kaliteli çikolatalarda kakao oranı en az yüzde 50 civarında olmalı. Kaliteli bir çikolata pürüzsüz, parlak ve lekesiz olmalı. Kırılırken bitter çikolatada sütlü çikolataya kıyasla daha sert bir ses çıkartmalı, ayrıca kırılırken kırıntı bırakmamalı. Çikolatanın ambalajından çıkartılıp ele alındığında erimeye başlaması gerekir. Çünkü gerçek kakao yağı 34 santigrat derecede yani vücut sıcaklığında eriyen bir yağdır.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.