TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#TÜSEB

TÜSEB haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, TÜSEB haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

EÜ ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nden ortak proje Haber

EÜ ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nden ortak proje

Ege Üniversitesi ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi bilim insanları iş birliğinde hazırlanan “Parkinson Tedavisinde Yeni İlaç Geliştirme ve Formülasyon Çalışmaları: KOJI MG84’ün Anti-Nörodejeneratif ve Nöroprotektif Etkisinin In Vitro/In Vivo İncelenmesi ve Farmakokinetik Araştırmaları” başlıklı proje TÜSEB’ten destek almaya hak kazandı.  Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Dünyada pek çok kişiyi etkileyen, nörodejeneratif hastalıklar bilim dünyasının son dönemde üzerine yoğunlaştığı alanların başında geliyor. Özellikle ileri yaşa bağlı olarak sinir hücrelerinin ve sinir sistemi fonksiyonlarının kaybedilmesine neden olan nörodejeneratif hastalıkların görülme sıklığının hem dünyada hem de ülkemizde gittikçe arttığını görüyoruz. İleriki yıllarda tehlikeli boyutlara ulaşacağı tahmin edilen bu hastalık grubunun tanı ve tedavisine yönelik önemli bir araştırmaya İzmir’imizin iki güzide üniversitesinden bilim insanları öncülük ediyorlar. Bilim ekibimizi tebrik ediyor, başarılar diliyorum” dedi. Proje yürütücülerinden Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emel Öykü Çetin Uyanıkgil, “Nörodejeneratif hastalıklar, Merkezi Sinir Sisteminde (MSS) hasarlı hücre varlığı ya da hücre kayıpları ile ortaya çıkan patolojik durumlar olup, beynin özellikli bölgelerindeki nöronların progresif ve geri dönüşümsüz kaybı ile karakterizedir. Nöron hasarı ya da kaybı, hücre türüne ve MSS’de bulunduğu bölgeye bağlı olarak, psikolojik ve davranışsal bozukluklara neden olmaktadır. Parkinson hastalığı, dopaminerjik nöronların kaybından kaynaklanan ikinci en yaygın nörodejeneratif hastalıktır. Patentli bir bileşik olan KOJI MG84’ün güçlü bir tirozinaz inhibitörü olmasından dolayı başta Parkinson hastalığı olmak üzere nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde etkili bir ajan olabileceği öngörülmektedir. Yürümekte olan proje kapsamında KOJI MG84 sentezlenmiş olup niozom formülasyonu geliştirilmiştir. Hücre kültürü deneyleri ile anti-nörodejeneratif ve nöroprotektif etkilerinin saptanması, son olarak in vivo Parkinson hayvan modellerinde bileşiğin anti-nörodejeneratif ve nöroprotektif etkilerinin araştırılması ve farmakokinetik çalışmaları yapılacaktır” diye konuştu.  Projede; İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim elemanları Prof. Dr. Canan Sevimli Gür, Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Karakaya ve Dr. Öğr. Üyesi Merve Saylam ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yiğit Uyanıkgil, Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Emrah Kılınç, Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik öğretim üyesi Doç. Dr. Aylin Şendemir ile Dr. Ece Bayır ve yüksek lisans öğrencisi Zehra Gül Morçimen araştırmacı olarak yer alıyor. HABER MERKEZİ

EÜ'de meme kanserine karşı araştırma yapılacak Haber

EÜ'de meme kanserine karşı araştırma yapılacak

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Doç. Dr. Nazlı Sarıkahya ve ekibini makamında ağırlayarak tebrik etti. Prof. Dr. Budak, “ Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim üyemiz Doç. Dr. Nazlı Sarıkahya hocamız ve ekibinin meme kanserine yönelik geliştirdikleri proje TUSEB tarafından desteklenmeye hak kazandı. Hocamızı ve ekibini tebrik eder, çalışmalarında başarılar dilerim” dedi. Adjuvan kullanımı ile aşı geliştirilecek Meme kanseri vakalarında “HER2” pozitif türünün etkin olduğunu buna yönelik araştırmalarda bulunduklarını ifade eden Doç. Dr. Sarıkahya, “ “Bilimsel verilere göre ülkemiz kadınlarında yüzde 43 gibi yüksek bir oranla ilk sırada yer alan meme kanser vakalarının yüzde 20-30’u HER2 pozitif türdür. Günümüzde HER2 pozitif meme kanserine karşı klinikte HER2 spesifik monoklonal antikorlar uzun yıllardır etkin tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Günümüzde biyoteknolojik yöntemlerle üretilen bu antikorlar kadar aktif olarak bağışıklık sistemini indükleyecek HER2 peptidi içeren aşı formülasyonlarının geliştirilmesi önem arz ediyor. Son yıllarda güçlü koruyucu yanıt oluşturmada adjuvan kullanımına ihtiyaç duyan farklı orijine sahip aşılar ve antijenler birçok araştırmanın konusunu oluşturuyor.  Adjuvan kullanımı sayesinde immünojenitesi az olan bir antijenin immünojenitesi artırılabilmekte, daha az antijenle immün yanıt indüklenebilmekte ve aşının etkinliği uzatılabilmektedir. Son yıllarda adjuvanların kombinasyon şeklinde kullanılması üzerinde çalışılıyor. Bu sayede immün sistem üzerinde daha güçlü bir etkinin oluşturulması hedefleniliyor. Saponinler, bir triterpenik veya steroidal yapı üzerinde şeker üniteleri taşıyan sekonder metabolitlerdir. İmmün sistem üzerindeki etkilerinden dolayı sahip oldukları immünomodülatör etkileri nedeniyle adjuvan potansiyeli göstermektedirler” diye konuştu. Cephalaria endemik bitkisi ile aşı kombinasyonları yapılacak Proje hakkında detaylı bilgi veren Doç. Dr. Sarıkahya, “Bu proje kapsamında, meme kanseri tedavisinde HER2/Neu onkoproteinpeptid antijeni ile Cephalaria bitkilerinden elde edilen potansiyel saponin adjuvanı içeren aşı kombinasyonlarının geliştirmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla, ülkemiz endemik Cephalaria spp. türlerinden elde edilen adjuvan potansiyeline sahip saponin molekülleri ile  etkili aşı kombinasyonunun tümör boyutunu küçültmesi, tamamen ortadan kaldırması veya oluşumunu engellemesini sağlayacak bir formülün geliştirilmesi projenin en kayda değer sonucu olacaktır. Bu çalışma ile HER2/Neu peptidi, Cephalaria spp. saponin adjuvanı kombinasyonunun ilk kez denenmesi ve alınacak olumlu sonuçlar, meme kanserine karşı oluşturulan bu kombinasyonun ileride farklı antijenlerle kullanımını da yaygınlaştıracak, sağlık sektöründeki ve adjuvan olarak üretiminin ticari boyutta üretim değerini de artıracak. Ayrıca ticarileşme basamağında elde edilecek kombinasyon verileri yerli firmalara sunularak ülkemizdeki imkanlarla üretilmesine potansiyel oluşturacak yönde önemli bir adımın atılması sağlanacak” dedi Yürütücülüğünü Doç. Dr. Nazlı Sarıkahya’nın yaptığı projede EÜ Biyomühendislik Bölümünden Prof. Dr. Ayşe Nalbantsoy, Eczacılık Fakültesinden Prof. Dr. Emel Öykü Çetin Uyanıkgil, Nükleer Bilimler Enstitüsünden Prof. Dr. Fatma Yurt Onaran, Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Osman Zekioğlu ve  Öğr. Gör. Gürdeniz Serin, Akdeniz Üniversitesi Botanik Bölümünden Prof. Dr. Ramazan Süleyman Göktürk, Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji Bölümünden Prof. Dr. Nesrin Özören  ve Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesinden Uzm. Bio. Burçin Çıngay yer alıyor. Ege Ajans

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.