TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türk Oftalmoloji Derneği

Türk Oftalmoloji Derneği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türk Oftalmoloji Derneği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bebek ve çocukların göz sağlığı için nelere dikkat edilmeli? Haber

Bebek ve çocukların göz sağlığı için nelere dikkat edilmeli?

Türk Oftalmoloji Derneği Optik, Refraksiyon ve Az Görme Rehabilitasyonu Birimi’nden Dr. Sedef Kutluk, bebeklerde ve çocuklarda karşılaşılan görme sorunlarına değinerek, anne ve babaların dikkat etmesi gereken hususlar konusunda önemli uyarılarda bulundu.  Çocukların tüm hayatını etkiliyor Dr. Sedef Kutluk, farkına varılmayan ve düzeltilmemiş kırma kusurlarının görme bozukluğunun en yaygın nedeni ve dünyadaki ikinci önde gelen körlük nedeni olduğunu belirterek, “Kırma kusuru vakalarının çoğu gözlüklerle düzeltilebilir. Çocuklarda düzeltilmeyen kırma kusurları, okul hayatında başarısızlıklara yol açabileceği gibi, kırma kusurunun tipine ve miktarına göre gözde veya gözlerde tembelliğe yani görme keskinliğinde azalmaya yol açarak, çocuğun hayat boyu üretkenliğine ve genel yaşam kalitesine olumsuz yansımaları ile hayat başarısını da olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle, erken çocukluk döneminde kırma kusurlarının erken tanısı ve tedavisi büyük önem taşımaktadır.” diye konuştu.  Çocuklarda en çok rastlanan göz hastalıkları Dr. Sedef Kutluk, çocuklardaki başlıca kırma kusurlarının, erişkinlerdeki gibi miyopi, hipermetropi ve astigmatizma olduğunu sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: “Bu kırma kusurlarının bir kısmı göz tembelliğine yol açarak yaşam boyu kalıcı görme azlığına neden olabilir. Göz tembelliği yaratabilen kırma kusurları, yüksek hipermetropi, yüksek miyopi, yüksek astigmatizma ve anizometropi (iki gözün kırma kusurunun belli bir değerin üzerinde farklı olması) olarak sayılabilir. Kırma kusuru doğumdan itibaren olabilir veya daha sonra gelişebilir. En önemlisi, çocukların yaşına ve eşlik eden başka göz bulgularının varlığına göre kırma kusuru normal değerleri değişiklik gösterdiği gibi, çocuğun büyümesi ile gözlerde oluşan anatomik değişikliklerle de kırma kusurları değişkenlik gösterir, bu nedenle düzenli kontrollerle görmenin değerlendirilmesi ve gözlük kullanan çocuklarda gerekli değişikliklerin yapılması önemlidir. Bunun yanında, çocuklar görme ile ilgili herhangi bir farklılığı anlayamadıkları ve şikayeti ifade edemedikleri için, erken çocukluk çağında çocuklarımıza kapsamlı bir göz muayenesi yapılmalıdır.” Düzenli kontrol şart Çocuklarda 0-3 ay, 36-48 ay okula başlamadan yapılan taramalarda gözlerde yapısal anomaliler, nistagmus (gözlerde titreme), kayma (şaşılık), göz tembelliği olasılığı, yaşı ile uyumsuz değerlerde miyopi, hipermetropi, astigmat gibi kırma kusuru ya da başka bir odaklama problemi tespit edilirse, göz doktoru tarafından kapsamlı çocuk göz muayenesi yapılması gerektiğini sözlerine ekleyen Dr. Kutluk şöyle konuştu: “İlk yıl yapılan taramada her şey normal bulunan çocuklara; 1-3 yaş arasında göz doktoru tarafından kapsamlı göz muayenesi, bu süreçte muayene edilemedi ise okula başlamadan mutlaka göz doktoru tarafından kapsamlı göz muayenesi önerilmektedir. Daha sonrasında ise 1-2 yılda bir göz kontrolü önerilir. Bu tarama programları sırasında, kırma kusuru ile kendini gösteren bazı hastalıkların, hatta hayatı tehdit eden bazı hastalıkların, erken tanısı ve tedavisi de mümkün olabilecektir.”  Dr. Kutluk sözlerini şöyle tamamladı: “Çocukların göz ve gözlük muayenesi yanı sıra çocuklara gözlük verme de erişkinlerden farklıdır. Çocukların muayeneye uyum problemi yanında, şikayetlerini ifade edememesi ve anormal bulgunun farkına varamaması-tanımlayamaması nedeniyle erken tanı ve tedavi gecikebilir, kalıcı görme eksikliği gelişebilir, bu da çocukların okul ve hayat başarısını olumsuz etkiler.  Çocukluk döneminde kırma kusurlarının değişkenlik gösterdiği, erken tanı ve tedavinin önemli olduğu unutulmamalı ve çocuklarımıza erken yaşta mutlaka kapsamlı göz muayenesi yaptırılmalıdır. Çocuklarda, Göz sağlığının doğumdan itibaren takibi, 4 yaşından önce görme keskinliğinin test edilmesi, hiç kontrol edilmediyse okula başlamadan mutlaka kapsamlı göz muayenesi yapılması ve gözlük kullanan çocuklarda yılda en az 1 kez düzenli göz kontrollerin yapılması önemlidir.” HABER MERKEZİ

Sinsice ilerliyor... Körlüğe yol açabiliyor Haber

Sinsice ilerliyor... Körlüğe yol açabiliyor

Türk Oftalmoloji Derneği Glokom Birimi Başkanı Prof. Dr. Kıvanç Güngör, glokomu, "göz sinirinin hasar görmesi sonucu meydana gelen, başlangıçta görme alanını daraltan, ilerleyen dönemlerde ise körlüğe yol açan ve sinsice ilerleyen bir hastalık" olarak tanımladı. Prof. Dr. Kıvanç Güngör ayrıca deprem bölgesinde glokom hastalığı olan yaklaşık 300 bin kişinin bulunduğunu tahmin ettiklerini, bu hastaların görmelerinin korunması için tedavilerinin yakından takip edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Afet bölgesinde mobil göz muayene hizmeti vermek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi. Prof. Dr. Kıvanç Güngör, Dünya Glokom Derneği tarafından hastalıkla ilgili farkındalık oluşturmak toplumdaki bilinçlendirmeyi artırmak amacıyla her yıl mart ayının ikinci haftasının "Dünya Glokom Haftası" olarak kutlandığını belirtti.  Türk Oftalmoloji Derneği olarak Türkiye'de hastalığın erken dönemlerde teşhis edilebilmesi ve görmenin korunabilmesi için temel göz muayenelerine olan gereksinimi halka duyurmayı amaçladıklarını dile getiren Güngör, hafta kapsamında insanları göz tansiyonu ölçümü konusunda bilinçlendirmek için çalışmalar yürüttüklerini, glokom hakkında farkındalığı oluşanların göz doktorlarına başvurduklarını ifade etti. DEPREM BÖLGESİNDE YAKLAŞIK 300 BİN GLOKOM HASTASI VAR Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen depremlerin ardından, dernek olarak bu bölgelerde mobil göz muayenesi hizmeti sunmaya hazırlandıklarını aktaran Prof. Dr. Kıvanç Güngör, "Ülkemizde 2 milyon glokom hastası olduğu tahmininden hareket edersek, bu hastaların yaklaşık 300 binden fazlasının deprem bölgesinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu hastaların görme kaybı yaşamamaları için takip ve tedavilerinin aksamaması amacıyla, gerekli önlemleri almaya çalışıyoruz. Bu kapsamda Türk Oftalmoloji Derneği olarak deprem bölgesindeki illerde mobil göz muayenesi hizmeti vermek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz." diye konuştu. ERKEN TANI VE TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİDİR Prof. Dr. Güngör, glokom hastalığının, görme yolundaki sinir hücrelerini bozduğuna dikkati çekerek, "Hastalığın önemli nedenlerinden biri, hastaların çoğunda yükselen göz tansiyonunun, göz sinirindeki kan dolaşımı ile beslenmesini bozması ve bu basıncın sinir hücrelerinde harabiyet oluşturmasıdır. Göz sinirinde oluşan hasarın geri dönüşü yoktur. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önemlidir." ifadesini kullandı. DÜNYADA 6 BUÇUK MİLYON İNSAN GÖRME KAYBI YAŞADI Hastalığın doğuştan itibaren her yaşta görülebildiğini, ancak genellikle 40 yaşlarından sonra ortaya çıktığını ifade eden Güngör, yaş ilerledikçe bunun görülme sıklığının arttığını ve glokomun birçok tipinin kadınlarda daha sık görüldüğünü belirterek, doğumsal olanlara ise erkeklerde daha sık rastlandığını belirtti. Türkiye ve dünyada göz tansiyonunun görülme sıklığını aktaran Güngör, şöyle devam etti: "Dünyada glokomlu kişilerin sayısı, özellikle 40'lı ve 80'li yaşlar arasında geçtiğimiz yıllarda 70 milyonlardayken 2050'li yıllarda bu sayının en az iki katına çıkacağı düşünülmektedir. Kırk yaş üstünde glokom görülme olasılığı yüzde 2 civarındadır. Bu hastalık nedeniyle 6 buçuk milyon insan görme kaybı yaşamasına sebep olmuştur. Ülkemizde görülme sıklığı yüzde 2-2,5'tur. Türkiye'de tanı konmuş glokomlu hasta sayısı 500 bin civarındadır. Ancak glokomlu sayısının bunun 4 katı olduğu tahmin edilmektedir. Diğer bir deyişle yaklaşık 2 milyon hastanın 1 buçuk milyonu henüz tedaviye kavuşamamıştır." TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELER? Belli aralıklarla göz siniri üzerinde cihazlarla yapılan değerlendirmelerde hasar saptanırsa damlalarla göz tansiyonunu düşürmek ve görme alanındaki kaybı durdurmak gerektiğini belirten Güngör, "Eğer ilaç tedavisinden olumlu sonuç alamazsak lazer uygulamaları ve ameliyatlara gereksinim olmaktadır. Lazer ve cerrahi işlemler hastanın klinik durumuna göre farklı tekniklerle uygulanabilmektedir. Tedavi için geç kalınırsa ya da yetersiz olursa glokom körlükle sonuçlanabilmektedir." uyarısında bulundu. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.