TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türk

Türk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mandal: Türk Gençliği’nden mutluyum Haber

Mandal: Türk Gençliği’nden mutluyum

Ege Üniversitesi Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi düzenlenen tören ile TÜBİTAK(BİDEP) 2209 A/B Üniversite Öğrencileri araştırma Projeleri Destekleme Programı Belge Takdim Töreni gerçekleştirildi. Törene katılan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Gençliğinden umutlu olduğunu vurgulayarak, “Ege Üniversitesi, Türkiye genelindeki üniversiteler içinden TÜBİTAK’a proje sunup, en fazla kabul alan üniversite oldu. Bu kapsamda projeleri kabul gören öğrencilerimize, projelerini hayata geçirmeleri için 6 bin lira maddi destekte bulunacağız. Bu programı diğer programlarda ayırt eden en büyük özellik, öğrencilerin bu programda bir projenin hem yürütücüsü aynı zamanda da yürütücüsü olmalarıdır. Bu iki sorumluluğu verdiğimiz başka bir lisans öğrencisi araştırma projesi daha yok. Bu sebeple projenin sağlamış olduğu kazanım hem yürütme anlamında hem de idari anlamda çok kıymetli” diye konuştu. “PROJEYİ İÇİN 6 BİN TL DESTEK” Ege Üniversitesi öğrencilerinin sundukları projelerle TÜBİTAK’tan en çok kabul alan üniversitesi olmayı başardığını belirten Başkan Mandal, Ege Üniversitesi öğrencilerine ve akademik kadrosuna bu sebeple teşekkür etti. Ayrıca kabul alan proje sahiplerine, TÜBİTAK tarafından projelerin hayata geçirilmesi için 6 bin TL maddi destek verileceğini bildiren Mandal, yaptığı konuşmada: “Ege Üniversitesi, Türkiye genelindeki üniversiteler içinden TÜBİTAK’a proje sunup, en fazla kabul alan üniversite oldu. Bu kapsamda projeleri kabul gören öğrencilerimize, projelerini hayata geçirmeleri için 6 bin lira maddi destekte bulunacağız. Bu programı diğer programlarda ayırt eden en büyük özellik, öğrencilerin bu programda bir projenin hem yürütücüsü aynı zamanda da yürütücüsü olmalarıdır. Bu iki sorumluluğu verdiğimiz başka bir lisans öğrencisi araştırma projesi daha yok. Bu sebeple projenin sağlamış olduğu kazanım hem yürütme anlamında hem de idari anlamda çok kıymetli. Özellikle erken aşamada öğrencilerimizi projelere dahil etme yaklaşımı açısından en iyi olanağı vermeye çalışıyoruz. Ben geleceğe baktığım zaman bu projelerinde sayesinde başarmış olduğumuzu düşünüyorum. Bu kadar geniş bir kitlenin TÜBİTAK’la ilişkilendirilmiş olması büyük bir mutluluk” sözlerine yer verdi. “ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ OLMA GURURU” Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ise üniversitesinin öğrencileriyle gurur duyduğunu dile getirdiği konuşmasında: “Bizler Ege Üniversitesi olarak bu projeler sayesinde, daha çok çalışarak ve projeler üretiyoruz. Böylece ise ülkemize, bilime ve insanlığa karşı taşıdığımız sorumlulukları yerine getiriyoruz. Bu yılla birlikte 68 yıllık köklü bir geçmişe ve nitelikli akademik kadrosu ve güçlü bilimsel çalışmaları ile ülkemizin geleceğine değer katıyoruz. Cumhuriyetin 100 yılını, öğrenci odaklı araştırma üniversitesi olma gururunu yaşıyoruz. Devletimizin kalkınma planındaki öncelikli alanlara yönelip araştırma ve geliştirme hareketlerimizi sürdürüyoruz.” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Ege Üniversitesi’nden özel gereksinimli çocuklar için iş birliği

Fitch Ratings, Türk bankacılık sektörünün marjlarında toparlanma bekliyor Haber

Fitch Ratings, Türk bankacılık sektörünün marjlarında toparlanma bekliyor

Fitch Ratings, Türk bankacılık sektörünün marjlarında bu yılın ikinci yarısında bir miktar toparlanma beklendiğini ve yetkililerin politika değişikliği kapsamında bazı önlemleri hafifletilmesinin bankaların kredi verme iştahını canlı tutabileceğini bildirdi. Fitch Ratings'in Türk bankacılık sektörü varlıklarının yüzde 83'ünü kapsayan 13 bankanın bulunduğu Datawatch raporunda, söz konusu bankaların faaliyet karı/ortalama risk ağırlıklı varlık oranının marj daralmasına rağmen yılın ikinci çeyreğinde iyileştiği kaydedildi. Lira mevduatları üzerindeki fiyat baskısına rağmen, yüksek kredi faizleri ve TÜFE endeksli tahvil getirilerine bağlı olarak marjların bu yılın ikinci yarısında bir miktar toparlanmasının beklendiği kaydedilen raporda, KKM'deki kademeli azalışa bağlı olarak bankaların döviz mevduat paylarında yılın ikinci yarısında önemli ölçüde artış beklenmediği de aktarıldı. Raporda, bankaların döviz fonlama ve özsermaye dışı fonlamadaki ortalama paylarının yükseldiği ve bu durumun Türk bankalarının düşük risk primlerinin ardından artan piyasa ihraçlarının yansıması olduğu belirtildi. Öte yandan, para politikasının normalleşmesi ve son politika değişikliklerine rağmen Türk bankalarının kredi büyümesinin yılın ikinci çeyreğinde yavaşladığı kaydedilen raporda, düzenleyici tedbirler nedeniyle büyümenin yılın ikinci yarısında da zayıf kalmasının beklendiği ifade edildi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Borsa güne nasıl başladı: İşte Borsa İstanbul’da son durum

Türk balıkçısı uluslararası sularda avlanıyor Haber

Türk balıkçısı uluslararası sularda avlanıyor

TBMM Balıkçılık ve Su Ürünleri Araştırma Komisyonunda, Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünce yapılan sunuma göre, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin, balıkçılık ve su ürünleri sektöründeki büyümesi hız kesmeden devam ediyor. Balıkçılık sektöründeki teknolojik gelişmeler ve av gücündeki büyümenin etkisiyle Türkiye, avlandığı uluslararası suları da genişletiyor. Bugüne kadar Moritanya ve Fas gibi 15 ülkeyle balıkçılık konusunda anlaşma veya mutabakat zaptı imzalanırken, halihazırda Cibuti, Ekvator Ginesi ve Madagaskar başta olmak üzere 12 ülkeyle bu konudaki görüşmeler devam ediyor. Yaklaşık 100 Türk balıkçı gemisi, başta Moritanya ve Gürcistan olmak üzere Gine Bissau, Umman gibi ülkelerin kara sularında avcılık faaliyeti gerçekleştiriyor. Türkiye, balıkçıların kutuplarda krill avcılığı yapabilmesi için de çalışma yürütüyor. Kutuplarda yaşayan bu canlıdan elde edilen krill yağı, besleyici özelliği dolayısıyla besin takviyesi olarak kullanılıyor. Levrek ve çipura üretiminde dünya lideri Türkiye, su ürünleri yetiştiriciliğinde de adından söz ettiriyor. Sektörün geçen yılki üretim miktarı 515 bin tona ulaşırken, bu yıl sonunda 550 bin tonluk üretim bekleniyor. Bu sektördeki üretimiyle AB ülkeleri arasında birinci sırada yer alan Türkiye, dünyada 17. sırada bulunuyor. Levrek ve çipura üretiminde dünya lideri konumunda olan Türkiye, gökkuşağı alabalığı üretiminde dünyada ikinci sırayı alıyor. Türkiye, geçen yıl 157 bin ton levrek, 152 bin ton çipura, 140 bin ton alabalık, 45 bin ton Türk somonu üretti. Su ürünleri ihracatının bu yıl sonunda 2 milyar dolara yaklaşması hedefleniyor. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- İzmir'de balıkçının denize düşme anı kameralara yansıdı

Rektör Kızıltoprak: Ayasofya Türk'ün ruhudur Haber

Rektör Kızıltoprak: Ayasofya Türk'ün ruhudur

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, "Ayasofya İstanbul demektir. Ayasofya Türk'ün Anadolu'ya, dünyaya vurduğu barış mührü demektir" dedi.  Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Kütahya Kadim Vakfı tarafından tertiplenen 'Tarihten Günümüze Ayasofya Çalıştayı'na katıldı. Çalıştayda konuşan Kızıltoprak, "Ayasofya bir semboldür, Ayasofya İstanbul'un sembolüdür. Ayasofya İstanbul demektir, Osmanlı Devleti demektir, Fatih'in emaneti demektir. Nasıl Hz Peygamber'in müjdesi İstanbul'un fethini bize haber verdiyse Ayasofya'nın tekrar açılacağını müjdeleyen Necip Fazıldır. Ayasofya Türk'ün ruhudur, sadece bir taş değildir, sadece mimari bir eser değildir. Ayasofya İstanbul demektir, Ayasofya Türk'ün Anadolu'ya, dünyaya vurduğu barış mührü demektir. Ayasofya'nın açılışını 1965'te müjdeleyen Necip Fazıldır. Türk'ün bahtının açıldığı gün Ayasofya açılacak demiştir. Hakikaten Cumhurbaşkanımız Türk'ün bahtının açıldığı günü müjdeleyerek milyarlarca sayfadan oluşan insanlık tarihinin en aydınlık günlerinden birisini ilan ederek Ayasofya'yı tekrar açmış ve Necip Fazıl'ın gençlere, 'Siz gençler kalbinizdeki Ayasofya sevgisini beslediğiniz müddetçe o bir rahmet yağmuru gibi yağacak ve sel olacak, Ayasofya açılacak' demiş ve Ayasofya açıldığında bu millet sel olup yağmış, Ayasofya'yı, içini dışını, Sultanahmet Meydanını doldurarak bu sevince ortak olmuştur. Ayasofya bir daha kapanmamak üzere açılmıştır. Ayasofya'nın bir daha kapanmaması sizlerin, Türk milletinin gençlerinin, Ayasofya'ya her sabah fecr vaktinden yatsı vaktine kadar sahip çıkmasıyla, gece ve gündüz orada olmasıyla devam edecektir" diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Kütahya'da Engelsiz DPÜ'ye 13 ödül

Erzincan’da Türk İslam sanatları yaşatılıyor Haber

Erzincan’da Türk İslam sanatları yaşatılıyor

Türk İslam sanatlarının tanıtılması, İslam geleneğinde geçmişten bu yana icra edilen sanatların yaşatılması, korunması, yaygınlaştırılması ve gençlerin Türk İslam sanatlarına yönelik ilgilerinin artırılması maksadıyla Erzincan İl Müftülüğünce çalışma başlatıldı. İl Müftülüğü binasında kurulan küçük atölye de İmam Hatip Teoman Kayalar tarafından ney, ud, kanun ve rebap gibi İslam musikinde kullanılan aletler üretilerek her yaştan vatandaşa hitap edecek şekilde çeşitli kurslar düzenleniyor. İmam Hatip Teoman Kayalar, toplumun her kesimine hitap edecek kursların düzenlendiğini belirterek, “Erzincan Müftülüğünde imam hatip olarak görev yapmaktayım. Türk İslam sanatlarının tanıtılması, korunması ve yaygınlaştırılması, gelecek nesillere aktarılması yönünde çalışmalarımız devam etmektedir. Bu çerçevede Müftülüğümüz binasında oluşturduğumuz bu küçük atölyede ney, ud, kanun ve rebap üretiyor, toplumun her kesimine hitap edecek şekilde kurslarımız devam ediyor” dedi. Erzincan İl Müftüsü Muharrem Gül ise, özellikle üniversite ve lise gençliğine bu sayede ulaşmayı, gençlik merkezlerini daha aktif kullanmayı hedeflediklerini kaydederek, “Diyanet İşleri Başkanlığımız Erzincan İl Müftülüğünün Cami Gençlik Merkezlerinde gençlere yönelik faaliyetlerimiz var. Bu gençlik merkezlerini de çok aktif kullanmaya çalışıyoruz. Gençlerimize açtık. Buralarda sosyal ve sanatla ilgili etkinliklerimiz de var çünkü gençlerimiz bu sosyal ve sanatla ilgili etkinliklere daha fazla rağbet ediyorlar ve musiki de gençlerimizi cezbeden ve gençlerimizin ilgisini çeken alanlardan. Dolayısıyla tasavvuf musiki koromuzun şefi Teoman Kayalar hocamız burada hem musiki enstrümanları üretimi yapmakta. Hem üretim yapıyor hem de gençlerimize eğitim veriyor. Dolayısıyla biz gençlerimizin daha fazla buralara gelmesini rağbet etmesini arzu ediyoruz. Üniversite gençliğine, lise gençliğine bu şekilde ulaşmak istiyoruz” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Erzincan’da düzenlenen yarışlar nefes kesti

Eskişehir’de Irak Türklüğü ve Kerkük konuşuldu Haber

Eskişehir’de Irak Türklüğü ve Kerkük konuşuldu

İlgili, meraklı ve büyük bir topluluk tarafından takip edilen konferansa, aslen Kerküklü olan, Çankaya Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip de katıldı. Irak Türklüğü ve Kerkük hakkında konuşan Nakip, “Kerkük Ne ileri ne geri! Kerkük’te Türkçe’nin resmi dil olarak kabul edilmesi Türkiye’de memnuniyetle ve biraz da sevinçle karşılanmıştır. Kayda değer ve güzel bir gelişme olarak görülmesi isabetlidir. Aslında Türkmenlere bu hak sadece Kerkük’te değil, diğer Türkmen bölge ve şehirlerinde de 2005 Anayasası’nda verilmiştir. Şimdi de sadece Kerkük’te uygulanmaya başlanmıştır. Yani verilmesinde geç kalınmış bir hakkın tesliminden başka bir şey değildir bu uygulama. Ulufe cinsinden bu müsbet adım, Kerkük’te yaşayan Türkmenlere sadece bir moral kaynağı olmuştur. Yoksa ne Kerkük sorununu çözer ne de Türkmenler’in giderek kaybetmeye başladıkları güçlerine güç katar. 1960’lı yıllarda şehir merkezi ve ilçeleriyle halis Türkmen şehri olan Kerkük, 2003 yılına kadar bu hususiyetini muhafaza edebilmiştir. Nitekim 2003 yılında şehir 800 bin nüfusludur ve yarısından biraz fazlası Türkmen, geri kalan yarısı ise Arap ve Kürt olmuştur ama günümüzde ise yirmi yıl zarfında ve özellikle Kürt siyasi partilerinin nüfus kaydırmaları neticesinde Türkmenlerin ağırlığı yüzde 15’e kadar gerilemiştir. Bunun yanında bütün devlet dairelerinde üst düzey yöneticiler genelde Arap ve Kürtler arasında paylaşılırken, ticareti çok iyi bilen Türkmenlerin ekonomik güçleri bile giderek zayıflamıştır. Bunun neticesinde Türkmen aydını, sermayedarı ve genci Türkiye’ye yönelmeye başlamıştır ki bu da Türkmenlerin bu tarihî şehirlerinde kan kaybetmelerine sebep olmaktadır” dedi. “Kerkük’ün kaderi hukuki ve siyasi olarak tanımlanıp belirlenmedikçe bu entrikalar ve gizli pazarlıklar devam edecek” Prof. Dr. Mahir Nakip, konuşmasına şöyle devam etti; “Kerkük, 2003 yılından beri Kürtlerle Araplar arasında pazarlık konusu olmuştur. Her hükümet kurulduğunda kadük olan Irak Anayasasının 142’nci Maddesi Kürtler tarafından ısıtılıp masaya yatırılır. 2017 yılında skandal referandumdan sonra Kürt peşmerge kuvvetleri Kerkük’ten çekilerek şehre huzur ve sükunet gelmiştir. Ama şimdi tekrar pazarlıklar başlamış ve Peşmergelerin şehre dönmeleri istenmektedir. Türkmenlerin öncülük ettiği direniş neticesinde Federal Mahkeme Peşmergelerin dönüşünü şimdilik durdurmuştur. Ama pazarlıklar henüz bitmemiş ve bitmeyecektir. Sonuç olarak Kerkük’ün kaderi hukuki ve siyasi olarak tanımlanıp belirlenmedikçe bu entrikalar ve gizli pazarlıklar devam edecek ve Türkmenler de kan kaybetmeye devam edeceklerdir. Kerkük sadece Irak’ın bir iç meselesi olarak addedilmemeli ve Türk dünyası tarafından da ele alınması gereken bir mirastır. Bu mirası reddetmek veya kaderine terk etmek, Irak Türklüğü kadar Türkiye’nin güvenliğini de tehdit etmektedir.” Konuşmanın ardından yapılan soru ve cevap etkinliğinden sonra Ocak Başkanı Prof.Dr. Nedim Ünal, konuşmacıya ‘Şükran Beratı’ takdim etti. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Eskişehir’de öğrenciler yemek desteğinden memnun

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.