TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Togan Demircan

Togan Demircan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Togan Demircan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Demircan: Tek bir kazanım yok Haber

Demircan: Tek bir kazanım yok

Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, toplu sözleşme görüşmelerinden çıkan sonuçlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'ı eleştiren Demircan şunları söyledi:  "Milyonları ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri kamu hakem heyetinin nihai kararını açıklaması sonrasında Ocak 2024'de yürürlüğe girmek üzere Resmi Gazete'de yayımlandı. Kim borçlu? Memur borçlu, emekli borçlu birde toplu sözleşme masasına oturan en çok üyeye sahip iki konfederasyon borçlu. Onların ki vefa borcu. % 1ve % 2’nin diyetini ödediler. Memurun emeği, alın teri, geleceği üzerinden. “………..Mutabakata varamadık, konu hakeme gitti.” Bu sözler memur sen genel başkanı Ali Yalçın’a ait. Bu cümleyi kurduktan sonra kendisinin tüm sorumluluklarından kurtulduğunu zannederek topu kamu hakem heyetine atıyor. Kamu hakem heyetine “noter” diyor. Bir önceki toplu sözleşmede görüşülen kelimesi kelimesine aynı olduğu maddeleri masaya getirerek kimi aldattınız. % 36 ek olarak aynı maddelerin yeniden görüşülmesini sağlamak suretiyle mali ve sosyal haklara yönelik kayıpları neden tekrar tescil ettirdiniz?" KİMİ KANDIRMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ? Resmi Gazete'de yayımlanan kararın, kendilerine hiçbir kazanımı olmadığını dile getiren Demircan, "Memur Sen, kamu işveren heyetini ve hakem heyetini suçluyor, Kamu sen Memur Sen’i suçluyor. Siz kimi kandırmaya çalışıyorsunuz? Her şeyden vazgeçmiş Ali Yalçın diyor ki; “Enflasyon farkı bir toplu sözleşme kazanımıdır.” Enflasyon farkının bir zam olmadığını söyleye söyleye size bunu kabul ettirdik. Ey Ali Yalçın, memur ve emekli altı ay boyunca TÜİK tarafından balans ayarı yapılarak açıklanan enflasyonu finanse etmek zorunda mı? Enflasyon farkı neden her ay ödenmiyor? Dersinize iyi çalışmıyor musunuz?  Siz bir eğitimcisiniz elinizi vicdanınıza koyarak kendinize bir karne verseniz en yüksek notunuz kaç olur? Bazı kesimler kamu işveren heyetine ve hakem heyetine sitem ediyor ama Memur Sen’e karşı en ufak bir refleks yok. Bunu anlamak da mümkün değil. Bir kamu görevlisi hükümetin sendikası anlayışı ile bir sendikaya üye olur mu? Türkiye de maalesef olur. Peki, hükümetin sendikası ise yani sarı sendika ise neden çalışanlar için tek bir çivi çakmıyor, bunu da anlamak mümkün değil. Yani mesele üç beş milletvekilliği kontenjanından ibaret değil. Burada dönen oyunu anlaması gerekenler en kötüsü ön lisans mezunu kamu çalışanları. Resmi gazeteyi okuduk, vallahi tek bir kazanım yok. Saygınlık, grev hakkı, yoksulluk sınırı üzerinde maaş, ikramiye, tediye, döner sermaye ek ödemesinin emekliliğe yansıtılması, 5510 sayılı yasa, YHS GİH sınıfına geçirilmesi, 1 derece memurlara 3600 ek gösterge, gece mesaisi, tatil ve bayram mesaileri, fazla mesai ücretleri, 24 saat kesintisiz kreş hizmeti, uzman ebe ve hemşirelerin mali kayıpları, sağlık çalışanlarına sosyal tesis, Şehitlik, vazife malullüğü, iş kazası, mobbing, şiddet, kira yardımı, eş yardımı oranları, giyim yardımı oranları, seyyanen zam… Var mı bunlara yönelik resmi gazete de bir kazanım, yok. Ama hakem heyeti noter !. O noter siz nesiniz? Sendika mı?" dedi. 

TİS hakem heyetine devredildi, Başkan Demircan karara ateş püskürdü Haber

TİS hakem heyetine devredildi, Başkan Demircan karara ateş püskürdü

Milyonlarca memur ve memur emeklisini ilgilendiren Yedinci dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) pazarlığında masada uzlaşma için verilen süre gece yarısı itibarıyla sona erdi. Kamu İşveren Heyeti ile Memur-Sen zam oranında uzlaşma sağlayamadı. Sürenin sona ermesiyle Kamu Görevlileri Hakem Kurulu devreye girdi. Hakem heyetine devredilen kararla ilgili yaptığı açıklamada TİS masasında bulunan bazı sendika başkanlarının memurun hakkını savunmadığını belirten Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, “Bir sendika başkanı öncelikle kabine üyesi olmadığını bilecek. Siyaseti, politikayı veya üzerine vazife olmayan konuları dert edinen sendika başkanları temsil makamlarındaki görevlerini bıraksınlar, mensubu oldukları partilere üye olsunlar, siyasetlerini orada yapsınlar” dedi. MEMURUN GELECEK İKİ YILI HEBA EDİLDİ Görüşmelerin başladığı ilk günlerden itibaren kamu işveren heyeti ve yetkili konfederasyon tarafından kurulan cümleler memur ve emeklinin beklentilerine karşılamadığını belirten Demircan, “Sürecin devam etmesi nedeniyle o günlerde sessiz kalmış, kamu işveren heyeti tarafından revize edilerek teklif edilen 2024 ve 2025 yıllarını kapsayacak zam oranlarının açıklanması sonrası Demokratik Sağlık Sen olarak bu sürecin tarafımızca bittiğini beyan etmiştik. Yetkili konfederasyona göre iki yılı kapsayacak yüzde 110’luk zam talebi çok büyük bir oran olabilir, kameralar karşısında her cümlesini deprem, afet, global kriz ile başlatan Sayın Ali Yalçın, memurun gelecek iki yılını yeniden heba ederek, temsil yetkisini yitirdiğini milyonlarca memur ve emekliye tekrar göstermiştir. Bu durumun da özellikle memur arkadaşlarımız tarafından anlaşılmasını umuyorum. Bir sendika başkanı öncelikle kabine üyesi olmadığını bilecek. Müzakere, müzakere, demeyecek. Yeri geldiğinde Fransızca kelimeler değil, örgütlü gücünü kullanacak” diye konuştu. SENDİKA BAŞKANLARI SİYASETLERİNİ MECLİSTE YAPSIN Yaptığı açıklamada, “Siyaseti, politikayı veya üzerine vazife olmayan konuları dert edinen sendika başkanları temsil makamlarındaki görevlerini bıraksınlar, mensubu oldukları partilere üye olsunlar, siyasetlerini orada yapsınlar” sözleriyle sendika başkanlarını hedef alan Demircan, “Memurun üzerine basarak, masa terk ederek, gırtlaktan konuşarak hiç kimse kendisine verilen temsil yetkisini hiç edemezler” diyerek sitem etti.  Toplu sözleşme masasında, grevli toplu sözleşme hakkını konuşmadığı sürece atılan imzaların bir kıymeti olmadığını ifade eden Demircan, “Dokuz yüzün üzerinde taleple masaya oturup, iki yüz doksan revize ve elli tüm iş kollarını kapsayan ve halen hakem heyeti tarafından da değerlendirilmesi beklenen talepleri siz milyonlara kazanım elde ettik şeklinde duyuramazsınız. Seher vaktinde kameralar karşısına geçerek emek, alın teri, diyalog, çözüm gibi cümlelere mali haklara ilişkin taleplerimiz karşılık bulmadı diyemezsiniz.  Toplu sözleşme öncesi kırmızıçizgi, olmazsa olmaz gibi iri cümlelerin sahibi başta yetkili konfederasyon ve beraberinde dağ fare doğuracak kaçalım anlayışı ile kendilerine temsil yetkisi verilmesine rağmen toplu sözleşme görüşmelerinden çekildiklerini açıklayarak sorumluluktan kaçan konfederasyona soruyorum söyleyin ne kazandınız? Refah payı, yoksulluk sınırının üzerinde aylık, kira yardımı, aile yardımı, çocuk yardımı, giyim yardımı…. Koca bir hiç ile memuru gelecek iki yıl daha borç batağına sapladınız şimdi de sonucun değişmeyeceğini bildiğiniz hakem heyeti diyorsunuz” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Demircan’dan zam teklifi değerlendirmesi: Memurun 2 yılı heba oldu

Sağlık çalışanları ev kiralarını ödeyemiyor Haber

Sağlık çalışanları ev kiralarını ödeyemiyor

AYSELİN UZUN Memur maaşlarına gelen ara zamlar sonrasında ülke genelinde birçok sağlıkçı iş bırakma eylemi düzenledi. Katıldığı Soru-Yorum programında, sağlık çalışanlarının 1 günlük iş bırakma eyleminin nedenlerini açıklayan ve hemşire maaşının en az 50 bin lira olması gerektiğini söyleyen Demircan, göreve yeni atanan sağlık çalışanlarının aldıkları maaşla kiralarını dahi ödeyemeyeceğini bu sebeplerle birçoğunun istifa ettiğini belirtti. Enflasyon rakamlarına göre memur maaşlarının belirlenmesine tepki gösteren Demircan, “Enflasyon farkını bizler zam olarak kabul etmiyoruz. Çünkü 6 aylık sürenin sonunda TÜİK tarafından belirlenen enflasyon oranı çalışanlara ve emeklilere zam olarak veriliyor. Ayrıca yoksulluk sınırının altında ücret alıyor arkadaşlarımız, takdir ederler ki herkesin bakmakla yükümlü olduğu bir ailesi var” dedi.  ENFLASYON FARKINI ZAM OLARAK KABUL ETMİYORUZ Türkiye genelinde bir günlük iş bırakma eylemi yaparak yetkililerin dikkatini çekmeye çalışıldığını dile getiren Demircan, karar meclisten geçmeden önce yeniden düzenlenmesini ve maşların daha makul bir seviyeye getirilmesini talep ettiklerini belirtti. Hemşirelerin kamu hizmeti vermesi için atandıkları şehirde ev kiralarını dahi ödeyemediklerine dikkat çeken Demircan, “Sağlık tesislerinde acil sağlık hizmetleri, acil ameliyatlar, doğum hizmetleri ve onkoloji hastalarımızın tedavilerini kapsam dışında bırakarak bir günlük iş bırakma eylem kararı aldık ve yurt genelinde uyguladık. Bunun yapılma sebebi, kamu personeli olarak çalışan arkadaşlarımızın mali ve sosyal hak kayıpları noktasında ilgililerin, muhatapların dikkatini çekmek. Kamu çalışanlarının her yıl Ocak ve Temmuz ayında maaşlarına toplu sözleşmeye bağlı bir iyileştirme yapılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın genel seçimler öncesinde, en düşük memur maaşının 22 bin liraya çıkartılacağı yönünde bir ifadesi vardı. Geçtiğimiz günlerde de AK Parti Grup Başkan Vekili tarafından bu oran açıklandı. Seyyanen zam, enflasyon farkı ve 2023 yılını kapsayan 6. dönem toplu sözleşme mutabakatına bağlı olarak da 6 puanlık bir iyileştirme yapıldı. Ancak enflasyon farkını bizler zam olarak kabul etmiyoruz. Çünkü 6 aylık sürenin sonunda TÜİK tarafından belirlenen enflasyon oranı çalışanlara ve emeklilere zam olarak veriliyor. Ayrıca yoksulluk sınırının altında ücret alıyor arkadaşlarımız, takdir ederler ki herkesin bakmakla yükümlü olduğu bir ailesi var” şeklinde konuştu. HEMŞİRE MAAŞI EN AZ 50 BİN TL OLMALI Devlet memurlarının ev kiralarını ödeyemediklerini, üstelik lojmanların da satıldığını iddia eden Demircan, bu şartların düzeltilmesi için yeni kararlar alınmalı dedi. Demircan katıldığı Soru -Yorum programında yaptığı açıklamada, “Devlet memurlarının da her insan gibi giderleri var fakat gelirleri bunları karşılamıyor. Yakında meclisimizde plan bütçe komisyonunda da bu oran görüşülecek, sonrasında ise genel kurula gelecek. Gelmeden önce acaba yeniden düzenleme yapılabilir mi diye düşünerek, bir günlük iş bırakma eylemi kararı aldık. Benim gönlüden geçen bugün bir hemşire arkadaşımızın maaşını ele alırsak en az 50 bin lira olmalıdır ki 3 yaşındaki çocuğuyla bir ayakkabı mağazasına girdiğinde 3 bin liralık ayakkabı alabilsin. Çarşıya çıktığında gönül rahatlığıyla kasaba girebilsin. Bugün günümüz koşullarında kira fiyatlarına bakarsak bir devlet memurunun kirayı ödemesi çok zor. Bu şartlarda bizim arkadaşlarımız çalışmak istemiyorlar. Üstelik yeni atamayla göreve başlayan arkadaşlarımız da istifa edip memleketlerine geri dönüyor. Kira sorunlarının yaşanmaması ve kamu hizmetinin devamı için bir formül bulunması gerekiyor. Bizlere lojman verilmiyor. Biliyorsunuz ki lojmanlarımız satıldı. Bugün bir hemşire eğer nöbet tutmuyorsa 17-18 bin TL alıyor. Çeşmede görev yapan bir hemşire kiralar 30 bin lirayken nasıl yaşayacak? Bu mağduriyetin önüne geçek için maaşının en az 50 bin lira olmalıdır” ifadelerine yer verdi.  

Sağlıkçılardan memur maaşına tepki Haber

Sağlıkçılardan memur maaşına tepki

AYSELİN UZUN Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde memur maaşına gelen zam oranını açıkladı. Böylelikle en düşük memur maaşı 22 bin 017 TL olarak belirlendi.  Yapılan açıklama sonrasında, Gelen zamların yetersiz olduğunu savunan, sağlık çalışanları bu duruma tepki olarak iş bıraktı. En düşük memur maaşının yoksulluk sınırı altında kaldığını söyleyen Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan ise “Sayın Cumhurbaşkanımız dan bugün plan bütçe komisyonunda görüşülecek olan memur ve emekli maaşlarına yapılacak olan yüzde 17,55 zam oranı ile seyyanen yapılan 8 bin 077 TL tutarın gazi meclisimizde revize edilmesini kamu görevlilerinin ve emeklilerin bu haklı talebini ve dahi talebimizi sizler aracılığı ile yinelemiş olalım” dedi. MAAŞLAR YOKSULLUK SINIRI ALTINDA  Başkan Demircan, geçtiğimiz genel seçimler öncesinde memur maaşları hakkında vaatlerde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçim sonrasında verdiği vaatleri yerine getirdiğini belirtti. Ancak bu vaatlerin verildiği tarihten bu yana, zam oranını yetersiz bulup tepki gösterdiklerini dile getiren Demircan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın genel seçimler öncesi açıklamış olduğu “En düşük devlet memuru aylığı kamu işçisinin maaşının altında olmayacak, en düşük memur maaşı 22.000 TL olacak” beyanı hayat buldu. Dün açıklanan 22.017 TL ile bu beyanı yerine getirmiş oldu. Ancak biz bu beyanın açıklandığı gün de en düşük memur aylığının yoksulluk sınırı üzerine çekilmesi gerektiği irademizi ortaya koymuştuk. Bugün yine aynı irademizi ortaya koyuyoruz” şeklinde konuştu.  MEMUR VE EMEKLİ ÇOK CİDDİ KAYIPLAR YAŞAMAKTADIR Demircan, memur maaşlarına gelen zamlarla birlikte, Memur Sen ve Kamu Sen’in Erdoğan’a verdikleri tepkiyi, memurların görüşleri aksine, gelen zamlardan memnun olduklarını söylediler diyerek eleştirdi.   Memur ve emeklilerin konfederasyonların 6 dönemdir izlediği yanlış planlar sebebiyle ciddi kayıplar yaşadığını belirten Demircan, “Her iki yılda bir yetkili konfederasyon ve beraberinde diğer iki konfederasyonun katıldığı memur ve emeklinin gelecek iki yıllık malı ve sosyal haklarına yönelik düzenlemelerin yapıldığı toplu sözleşme görüşmelerinde altını çizerek ifade etmek isterim ki öngörüsüz konfederasyonlar nedeniyle tam altı dönemdir memur ve emekli çok ciddi kayıplar yaşamaktadır. Günlerce sürmesi gereken toplu sözleşme görüşmeleri öncesi açıklanan yüzlerce talep nasıl oluyorsa bir günde dörtte bir oranına düşürülüyor. Toplu sözleşme masası temsil yetkisini kaybetmiştir ve bunu defalarca kanıtlamıştır. Toplu sözleşme masası memuru, emekliyi temsil etmemektedir. Yetkili konfederasyon masa düzeni, masanın muhatabını, dayanışma aidatı, baraj uygulama talepleri gibi konularla milyonlarca insanın hakkına girmektedir. Hatırlayalım altıncı dönem toplu sözleşmeler sonrası memur sen ve kamu sen sn. cumhurbaşkanımıza teşekkür ettiler, "memur toplu sözleşmeden memnun" dediler. Memur toplu sözleşmeden memnun oldu mu?” ifadelerine yer verdi.   

Başkan Demircan'dan yetkili sendikaya maaş tepkisi Haber

Başkan Demircan'dan yetkili sendikaya maaş tepkisi

Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, memurların enflasyon farkını alamamasından dolayı zor günler yaşadıklarına dikkat çekerek, iki yılda bir yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde insanca yaşanabilecek oranlarda zam yapılmasını talep edeceklerini söyledi. Başka Demircan, memurları temsil eden sendika yöneticilerine de tepki göstererek, "Temsil ettiği kitlenin on katı, on beş katı maaş almak nedir. Sendika temsilciliğini meslek edinmiş bir zihniyetle karşı karşıyayız" dedi. "Memur, borcu borçla kapatmaya çalışmaktadır" Memurların ekonomik anlamda zor günler yaşadıklarını söyleyen Demircan, "En son yayınlanan açlık ve yoksulluk sınırı oranlarını baz aldığımızda memurun yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırının üzerinde aylık aldığı ortadadır. Memurun büyük çoğunluğu kredi ve kredi kartı borç batağındadır. Kredi çekerek borcu borçla kapatmaya çalışmaktadır. Ek iş yapmakta, zorunlu giderleri dışında örneğin bayramlarda memleketlerine dahi gidemez durumdadırlar. Yetkili sendikadan ümitlerini kesmiş, seçim öncesi “acaba bir iyileştirme olur mu” kodlanmışlardır. Bugün İstanbul da, İzmir de, Ankara gibi büyük kentlerde tek maaşlı bir memur bekâr dahi olsa geçinemez. Ev, otomobil alamaz, emekliye ayrılamaz. İki yıldır altını çizerek anlatıyoruz, memur devletin itibarıdır. Devlet memurunun itibarını iade edin" dedi. "Toplu sözleşmedeki ayıbınızı kamufle ediyorsunuz" Enflasyon farkını bir zam gibi algılayan yetkili sendikaya tepki gösteren Demircan, "Enflasyon farkı adı üzerinde enflasyonun beklenin üzerinde çıkması nedeniyle ortaya çıkan farktır. Bu fark için memur neden altı ay beklemek zorunda kalıyor, her ay enflasyon farkı neden ödenmiyor. Tabi enflasyon farkı her ay ödenirse, toplu sözleşme nedeniyle imza altına aldığınız net oran ortaya çıkacak, üç veya beş puan. Siz toplu olarak ödenen enflasyon farkı ile toplu sözleşmedeki ayıbınızı kamufle ediyorsunuz. On bin lira ile yüz bin liranın ne alım gücü bir, ne de alkışlarken avuçlarınızın patladığı yüzde 30’luk oran bir. Bu nedenle alkışlamadan önce kendi maaşlarınızı değil maalesef temsil ettiğiniz memur maaş oranlarını hatırlayarak alkışlayın. Kendi maaşınızla kaç kilo et, kaç kilo peynir, kaç kilo ekmek veya kaç gram altın alabildiğinizi diğer taraftan ise kasabın, şarküterinin, sarrafın yolunu unutmuş memuru düşünün. Zor değil biraz empati yapın" sözlerine yer verdi. "Kamu çalışanlarının haklı beklentilerini dile getirmeye devam edeceğiz" Sendika olarak memurların haklarını gözeten taleplerini sürdüreceklerinin altını çizen Togan Demircan, "Temsil ettiği kitlenin on katı, on beş katı maaş almak nedir. Sendika temsilciliğini meslek edinmiş bir zihniyetle karşı karşıyayız. Sendika başkanlarının kabine üyesi gibi açıklamalar yaptığı bir dönemden geçiyoruz. Memurun beklentilerine kör, sağır, dilsiz olan sendika başkanları görevleri olmayan konularda açıklamalar yaparken bülbüle dönüyorlar. Herkes işini yapsın, siz memurun mali ve özlük haklarının korunup geliştirilmesi için varsınız. Unutmayın, bu işin vebali var. Biz Demokratik Sağlık Sen olarak kamu çalışanlarının haklı beklentilerini dile getirmeye devam edeceğiz. Memurların içirişinde bulundukları durumu pembe tablolar ile süslemeyeceğiz, gerçekleri ortaya koyacağız. Seçim öncesi veya afetleri veya salgın hastalıkları fırsat bilmeden, iki yılda bir yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde insanca yaşanabilecek oranlarda zam yapılmasını talep edeceğiz" açıklamasında bulundu. İHA

Demircan: “Fazla mesai yapmayan memur geçinemiyor” Haber

Demircan: “Fazla mesai yapmayan memur geçinemiyor”

Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mart ayı enflasyonunu değerlendirdi. Mart ayı enflasyonu’nun 2,29 olarak açıklanmasının ardından açıklama yapan Demircan, "TÜİK yine eşsiz verileri ile mart ayı enflasyon oranını 2,29 olarak açıkladı. Açlık sınırı 9.425 lira yoksulluk sınırı ise 31.421 lira. Bu verilere göre devletimizin şerefli memuru yoksul, büyük kısmı da açlık sınırının üzerine kira, fatura vb. giderleri eklendiğinde açlık sınırının çok altında gelir elde etmekte. İki yıldır her beyanımızda dile getiriyoruz, memurun yüzde 80’inin en az yirmi yılı bankalar tarafından ipotek altına alınmış durumda. Birçok kardeşimiz geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi illerde ve sahil şeridindeki ilçelerde memurlar geçinemedikleri için tayin istemekteler. Bu şartlar değişmeyecekse büyük illerde TOKİ eli ile memurlar için lojman yapılması elzemdir. Sayın Bakan geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında en düşük memur aylığının yirmi bin lira olduğunu ifade etti açıkçası bu memur kimdir merak ediyorum. Sayın Bakan’a lisans mezunu bir hemşire arkadaşımızın dört çeşit bordro ile bu maaşı almadığını ben buradan ifade etmek isterim. EYT ile birlikte SGK çalışanları dediler ki “en azından fazla mesai ücretlerimizi artırın” fazla mesai ne demek? İstirahat saatlerinde çalışmak demek. Bugün memur fazla mesai yapmasın inanın asla geçinemez” dedi. ENFLASYON FARKI BİR ZAM DEĞİLDİR Enflasyon farkının zam olmadığının altını çizen Togan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz ay bir ifadesi ile en düşük emekli aylığı 5.500 liradan 7.500 liraya çıkartıldı. Yaklaşık yüzde 37 oranında bir zam yapıldı. Peki ya kamu görevlileri neden yıllardır yüzde 3, yüzde 5 gibi oranlara mahkûm ediliyor. Bir kesim enflasyon farkını zam olarak değerlendiriyor. Altını çizmek isterim ki enflasyon farkı adı üzerinde bir zam değil her ay ödenmesi gereken enflasyondan doğan farktır. Meclis de memurlarla ilgili bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı sorulduğunda muhatap milletvekili tavana bakıyor, toplu sözleşmeyi işaret ediyor. Toplu sözleşmede de başka yerleri işaret ediyorlar” ifadelerine yer verdi. Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün memur nöbet ücretine, fazla mesai ücretine, banka promosyonuna muhtaç hale getirilmiştir. Büyük çoğunluğu sinema, tiyatro, tatil gibi sosyal hayatın gereklerini yerine getiremez indirimleri takip eder hale gelmiştir. Acıdır lakin durum da budur, elini uzattığını alamamaktadır. Emekliye ayrılan bir kamu görevlisinin ev, otomobil alması mümkün değildir. Neredeyse mezarda emeklilik tam olarak kamu çalışanlarına biçilmiş kaftan gibidir. Allah’tan kılık kıyafet yönetmeliği ile ilgili sendikaların almış olduğu sivil itaatsizlik kararları var da memur istediği kıyafetle işe gidebiliyor, saç tıraşını ay da bir kez olabiliyor. Peki, tüm bunlarda memur kardeşimin yetkiyi verdiği sendikaların etkisi nedir? Tabi ki çok büyük. Ülkemizde maalesef sendikalar siyaset yapmaktan başlarını kaldırıp memurun halini görebilseler yukarıda yazdıklarımızın hiçbirini yazmak durumunda kalmazdık. Memurun sorunlarını, beklentilerini dosdoğru bir şekilde iktidar temsilcilerine ifade etmek varken, enflasyon farkı ile birlikte yüzde 30’u çılgınca alkışlamak memurun sorunlarını örtmüyor. Yirmi yıl sendika başkanlığı yaptıktan sonra “e yeter birazda milletvekilliği yapalım” demek memurun sorunlarını çözmüyor. Altı dönem geride kalmış memurun en basit sorunları dahi çözüme kavuşmamış, kavuşmuş gibi gözükenlerde yeni sorunlarla birlikte daha karmaşık bir hal almış vaziyette.” HABER MERKEZİ

Başkan Demircan yetkili sendikayı eleştirdi Haber

Başkan Demircan yetkili sendikayı eleştirdi

Demircan, "Yetkili sendikanın görevi çalışanın mali ve sosyal haklarının korunarak geliştirilmesini sağlamaktır. Ne yapıyor bizim sendikalarımız; genelde siyaset yapıyorlar." dedi. Sağlık çalışanlarına yönelik basın açıklaması yapan Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, gerek sistem hataları, gerek değersizlik hissiyle sürekli bir şikâyet içerisinde olduklarını belirterek, şunları sözyledi: "Mali hak kayıpları, kalitesiz yemek problemi, kreş sorunu, emekliliğe yansımayan bilmem kaç çeşit maaş ödemesi, giyim yardımı, liyakatsizlik, çeşitli baskılar, fiziki mekan yetersizlikleri, güvensiz çalışma ortamları, iş yükü ağırlığı, kangrene dönmüş banka promosyon sorunu, ek ödeme adaletsizliği, atama bekleyen sağlık çalışanları, mülakat, mesleki saygınlık, şiddet olayları, görevi başında vefat beden sağlık çalışanlarının şehit sayılmaması, yoksulluk sınırının altında ücret almak ve açlık sınırında yaşamak gibi onlarca madde daha ekleyebiliriz. Bunların tümünün oluşumunda bir değil birçok etken var. Sağlık Bakanlığı, YÖK, Aile Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı bileşenleri ile Gazi Meclis’imizde bizleri temsil eden vekillerimiz. Peki ya bunların dışında? Bunların dışında bir de sizler tarafından yetki mührünü verdiğiniz yetkili sendika var." "BİZİM SENDİKALARIMIZ SİYASET YAPIYOR" Yetkili sendikanın görevinin mali ve sosyal haklarının korunarak geliştirilmesini sağlamak olduğunu vurgulayan Demircan, "Peki, böyle mi? Ne yapıyor bizim sendikalarımız? Genelde siyaset yapıyorlar. Bardak, bayrak, şal, powerbank, kahve, fincan, cezve gibi promosyon ürünlerini renkli kravatlar takarak, iri cümlelerle siyasilere veya idarecilere takdim ederek faaliyetlerini sürdürüyorlar. Sistem ve sendika hatalarına bir de çalışanların yanlış tercihleri eklenince kamu çalışanlarının mevcut durumda olmaları da kaçınılmaz bir hal alıyor. Her şeyden bu kadar şikâyet eden eğitimli bir camianın kendileri için tek bir çivi çakmayan sendikalara idarenin, hükümetin veya her hangi bir görüşün sendikası anlayışı ile üye olmaları kabul edilemez. Ya üye olmaları kabul edilemez ya da şikâyet etmeleri kabul edilemez. İdareci olmak için sendikaya üye mi olunur veya 'yerim değişmesin' diye sendikaya üye mi olunur. Daha vahim olan kısmı, aylık 180 lira alma hevesi ile bunca şikâyetin birinci derece muhatabı sendikalara üye mi olunur, olunmaz. Olunuyorsa da şikâyet edilmez. Artık kamu görevlisi arkadaşlarımızın olayın vahametinin farkına varmaları gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan ancak ülkemizde uygulanan siyasi parti geleneklerinden bir tanesi de siyasete atılan kişinin mensubu olduğu partiye yaptığı maddi bağıştır. Yakın zamanda bir sendika ve konfederasyon başkanı aday adaylığı için görevlerinden istifa etti. Ben merak ediyorum nasıl bir paraya sahip. Adaylığı kesinleştiğinde milyonlarca lira harcayacak. Memur açlık sınırında yaşayacak, memuru yıllarca temsil eden sendika baronları vekil olmak için yarışa girecekler. Yetkili sendika başkanı olarak yapamadıklarını veya yapmadıklarını milletvekili olunca mı yapacaklar? Mecliste geçmiş örnekleri var, gördüğümüz kadarıyla katma değerleri de olmadı. Yine bu yönde kamu görevlerinden istifa ederek aday adayı olan arkadaşlarımızın da sonrasında yeniden kamu idari görevlerine gelmemesi gerektiği görüşündeyiz" ifadelerini kullandı. İHA

Başkan Demircan'dan yetkili sendikaya sert eleştiri Haber

Başkan Demircan'dan yetkili sendikaya sert eleştiri

Yetkili sendikaya yönelik eleştirilerde bulunan Başkan Demircan, "Sağlık çalışanlarının dört çeşit bordro ile ücret aldıkları ve bu dört çeşit bordronun yoksulluk sınırının altında olduğu ve hatta sadece taban ücretinin emekliliğe yansıdığı bir dönemde beyler enerjilerini yüzde 2 baraj uygulamasına verdiler. Yine sağlık çalışanlarının ek ödeme katsayıları ite kaka düzenlenip 0,25 0,30 gibi oranlarla hesaplanırken bu dev(!) sendikalar susmayı tercih ediyorlar. İşveren sendika temsilcisi gibi davranarak banka promosyonlarını 'bir zahmet' gündemlerine alıyorlar, kurumlardaki kalitesiz ve yetersiz yemek miktarları için tek bir cümle kurmuyorlar, kuramıyorlar. EYT'ye sahip çıkıyorlar, sözleşmelilerin kadroya geçişlerine sahip çıkıyorlar ki bu en iyi yaptıkları iş. Dokuz yıldır kadro bekleyen sağlık çalışanlarının beklentileri karşılık buldu mu? Yüzde 25'i alkışlarken avuçları patlıyor, yüzde 30 oranı için 'talebimiz karşılık buldu, 30 puan yeterli' diyorlar. Kimin maaşına göre yeterli, sizin maaşınıza göre mi yeterli yoksa en düşük aylık alan devlet memuru maaşına göre mi yeterli?" ifadelerini kullandı. ŞU SORULARI SORDU Eleştirilerini bazı sorularla sürdüren Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, açıklamasına şöyle devam etti: "Görevi başında vefat eden sağlık çalışanları şehit sayılıyor mu? Covid nedeniyle vefat eden sağlık çalışanları için istenilen illiyet bağı şartı ortadan kalktı mı? Defaten müjdelediğiniz kreş sorunu çözüldü mü, sağlık çalışanlarına yirmi dört saat kreş hizmeti veriliyor mu? Son olarak İŞKUR üzerinden işe alınan 4 D statüsünde istihdam edilecek personel için mülakat kaldırılmışken yıllardır sağlık bakanlığına hizmet eden memurlar için görevde yükselme unvan değişikliği sınavları sonrası neden halen mülakat sistemi var? Memurlar için bayram ikramiyesi kazanımı elde ettiniz mi? Sağlık Bakanlığı büyük kentlerde misafirhane, sosyal tesis gibi personelinin konaklayabileceği ekonomik şartlarda yemek yiyebileceği, çay kahve içebileceği alanları oluşturdu mu, Bakanlıktan böyle bir talebiniz oldu mu? Personelin aylardır devam eden mali kayıplarını nasıl telafi edeceksiniz. Her yayınlanan performans yönetmeliğinde unutulan, sonradan bakanlık tarafından geçmişe yönelik telafi edilmeye çalışılan yönetmeliklerin her kesimi içermesi üzerine çalışmanız var mı? Sendika olarak 3600 ek gösterge de sizin başarınızdı değil mi? Ocak ayında hangi memur 3600'den kaynaklı ne kadar fark aldı, kimleri içerdi? Radyoloji çalışanlarının çalışma süreleri ile ilgili, fiili hizmet tazminatları ile ilgili bir çalışmanız var mı? Sizin yetkili olduğunuz dönemde mevcut hakları ellerinden alındı. Katalog suçlara dahil edilen ancak yine de hemen her gün sözel veya fiziki şiddete uğrayan sağlık çalışanları için ne yapıyorsunuz? Daha sert önlemler alınması için siyasi partilere baskı yapıyor musunuz? Torba yasa düzenlemeleri öncesi masa da çözemediğiniz sorunları T.B.M.M. gündemine neden taşımıyorsunuz. Sağlık çalışanlarının motivasyonlarının yükseltilmesi için neler yapıyorsunuz? Memura grev hakkı için ne yapıyorsunuz? Dahası sendikanın sözlük anlamı ile ilgili ne yapıyorsunuz? Memuru üç kuruş para ile disipline etmeye gayretlerinizin hukuksuz kanun maddesi ile kendinizi istikamet olarak gösterme çabalarınız umarız Anayasa Mahkemesinden dönecektir." İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.