TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#TİS

TİS haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, TİS haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TİS hakem heyetine devredildi, Başkan Demircan karara ateş püskürdü Haber

TİS hakem heyetine devredildi, Başkan Demircan karara ateş püskürdü

Milyonlarca memur ve memur emeklisini ilgilendiren Yedinci dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) pazarlığında masada uzlaşma için verilen süre gece yarısı itibarıyla sona erdi. Kamu İşveren Heyeti ile Memur-Sen zam oranında uzlaşma sağlayamadı. Sürenin sona ermesiyle Kamu Görevlileri Hakem Kurulu devreye girdi. Hakem heyetine devredilen kararla ilgili yaptığı açıklamada TİS masasında bulunan bazı sendika başkanlarının memurun hakkını savunmadığını belirten Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, “Bir sendika başkanı öncelikle kabine üyesi olmadığını bilecek. Siyaseti, politikayı veya üzerine vazife olmayan konuları dert edinen sendika başkanları temsil makamlarındaki görevlerini bıraksınlar, mensubu oldukları partilere üye olsunlar, siyasetlerini orada yapsınlar” dedi. MEMURUN GELECEK İKİ YILI HEBA EDİLDİ Görüşmelerin başladığı ilk günlerden itibaren kamu işveren heyeti ve yetkili konfederasyon tarafından kurulan cümleler memur ve emeklinin beklentilerine karşılamadığını belirten Demircan, “Sürecin devam etmesi nedeniyle o günlerde sessiz kalmış, kamu işveren heyeti tarafından revize edilerek teklif edilen 2024 ve 2025 yıllarını kapsayacak zam oranlarının açıklanması sonrası Demokratik Sağlık Sen olarak bu sürecin tarafımızca bittiğini beyan etmiştik. Yetkili konfederasyona göre iki yılı kapsayacak yüzde 110’luk zam talebi çok büyük bir oran olabilir, kameralar karşısında her cümlesini deprem, afet, global kriz ile başlatan Sayın Ali Yalçın, memurun gelecek iki yılını yeniden heba ederek, temsil yetkisini yitirdiğini milyonlarca memur ve emekliye tekrar göstermiştir. Bu durumun da özellikle memur arkadaşlarımız tarafından anlaşılmasını umuyorum. Bir sendika başkanı öncelikle kabine üyesi olmadığını bilecek. Müzakere, müzakere, demeyecek. Yeri geldiğinde Fransızca kelimeler değil, örgütlü gücünü kullanacak” diye konuştu. SENDİKA BAŞKANLARI SİYASETLERİNİ MECLİSTE YAPSIN Yaptığı açıklamada, “Siyaseti, politikayı veya üzerine vazife olmayan konuları dert edinen sendika başkanları temsil makamlarındaki görevlerini bıraksınlar, mensubu oldukları partilere üye olsunlar, siyasetlerini orada yapsınlar” sözleriyle sendika başkanlarını hedef alan Demircan, “Memurun üzerine basarak, masa terk ederek, gırtlaktan konuşarak hiç kimse kendisine verilen temsil yetkisini hiç edemezler” diyerek sitem etti.  Toplu sözleşme masasında, grevli toplu sözleşme hakkını konuşmadığı sürece atılan imzaların bir kıymeti olmadığını ifade eden Demircan, “Dokuz yüzün üzerinde taleple masaya oturup, iki yüz doksan revize ve elli tüm iş kollarını kapsayan ve halen hakem heyeti tarafından da değerlendirilmesi beklenen talepleri siz milyonlara kazanım elde ettik şeklinde duyuramazsınız. Seher vaktinde kameralar karşısına geçerek emek, alın teri, diyalog, çözüm gibi cümlelere mali haklara ilişkin taleplerimiz karşılık bulmadı diyemezsiniz.  Toplu sözleşme öncesi kırmızıçizgi, olmazsa olmaz gibi iri cümlelerin sahibi başta yetkili konfederasyon ve beraberinde dağ fare doğuracak kaçalım anlayışı ile kendilerine temsil yetkisi verilmesine rağmen toplu sözleşme görüşmelerinden çekildiklerini açıklayarak sorumluluktan kaçan konfederasyona soruyorum söyleyin ne kazandınız? Refah payı, yoksulluk sınırının üzerinde aylık, kira yardımı, aile yardımı, çocuk yardımı, giyim yardımı…. Koca bir hiç ile memuru gelecek iki yıl daha borç batağına sapladınız şimdi de sonucun değişmeyeceğini bildiğiniz hakem heyeti diyorsunuz” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Demircan’dan zam teklifi değerlendirmesi: Memurun 2 yılı heba oldu

KESK İzmir’de TİS’in ilk teklifi öncesi alanlara çıktı, taleplerini açıkladı Haber

KESK İzmir’de TİS’in ilk teklifi öncesi alanlara çıktı, taleplerini açıkladı

KEMAL ÖZKURT Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 2024-2025 yıllarını kapsayacak olan 7. dönem Toplu İş Sözleşmeleri (TİS) görüşmeleri devam ederken 14 Ağustos’ta yapılacak ilk teklif öncesi kitlesel olarak alana çıktı. İzmir’de düzenlenen eyleme Tüm Bel-Sen ve Tüm Emekliler Sen destek verdi. Eylemde basın metnini okuyan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, KESK tarafından sunulan taleplerini açıklarken, masadan kamu emekçisini mağdur eden bir karar çıkması dahilinde kitlesel olarak 16 Ağustos’ta tüm emekçileri iş bırakmaya davet etti. HER SEFERİNDE DAHA FAZLA YOKSULLAŞTIRILDIK Geride kalan 12 yıllık süreçte yapılan görüşmelerde kamu ve kamu emeklilerinin her zaman ezilen ve kaybeden taraf olduğunu ifade eden Güven, “Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık ve daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmış. Buradan bir kez daha mücadelemizin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bunu başaramadığımız sürece yandaş konfederasyonlarla iktidarın danışıklı dövüşü devam edecektir. Bir konfederasyon düşünün ki, seyyanen, ek ödeme, ilave ödeme adı altında emekliliğimize yansımayan artışların emekliliğimize yansıtılmasını bir talep olarak dahi dile getirmesin! Konfederasyonlardan biri hiç dile getirmez iken diğer konfederasyon ise sözlü olarak söyleyip resmi teklif metninde ise hesaplamaya dâhil etmiyor. İçerideki tutum ve duruşları budur” diye belirtti. KAYNAK YOK DEMELERİNİ KABUL ETMİYORUZ Kira fiyatları başta olmak üzere ülkede yaşanan ekonomik krizle birlikte kamu emekçisinin zor bir dönemden geçtiğini söyleyen Güven, “Özellikle büyükşehirlerde asgari ücrete kiralık ev bulanlar adeta bayram eder hale geldi. Ortalama maaş alan bir kamu emekçisi maaşının yüzde 70’ini kiraya ayırmak zorunda kalıyor. Gıda fiyatları aldı başını gidiyor. Sadece son bir ayda temel gıda maddelerine yüzde 30’un üzerinde zam yapıldı. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan zamları takip edemez hale geldik. Akaryakıta sadece son bir ayda yüzde 60’ın üzerinde zam yapıldı, bu akşam yeni bir zammın olup olmayacağını yaşayarak göreceğiz. Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok” ifadelerini kullandı. TALEPLER KARŞILANAMAZ DEĞİL KESK olarak TİS masasına götürdükleri maaş ve diğer talepleri açıklayan Güven, şu ifadeleri kullandı;  “Öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 8 bin 138,89 TL olarak verilen ilave seyyanen ödenek mevcut taban aylık katsayısına dâhil edilmelidir. Söz konusu artışta tüm toplumun sahte olduğunu yaşayarak öğrendiği TÜİK rakamları değil, yoksulluk sınırı temel alınmalıdır. Artan hayat pahalılığı karşısında bugün hiçbir karşılığı kalmayan eş yardımının 3 bin 310 TL’ye çıkarılmalıdır. Konutu olmayan kamu emekçilerine büyükşehirlerde 7 bin 500 TL, diğer şehirlerde 5 bin TL Kira Yardımı verilmesini istiyoruz. Sağlıkta şiddetin önlenmesi için, emek meslek örgütleri ile tartışarak çözümler üretilmesini ve  şiddeti önleyecek etkin bir yasa getirilmelidir. Gelir Vergisi matrahına esas tutarın yıllık yüzde 15’i geçmeyecek şekilde düzenlenmesini, Gelir Vergisi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesini, Vergide adaletin sağlanmasını, dolaylı vergilerin düşürülmesini, Servet Vergisi getirilmesini istiyoruz. Aylık 3 bin 325 TL yemek yardımı ve Tüm kamu emekçilerine yılda iki kez brüt asgari ücret tutarında ikramiye verilmelidir. Mevcut emekli maaşlarının yoksulluk sınırı temel alınarak artırılmalıdır. Tüm kamu emekçilerine aylık 50 metre küp doğalgaz karşılığı üzerinden yakacak desteği verilmelidir. Tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini, görevde alım ve yükselmede mülakatın kaldırılmasını, liyakatin esas alınmasını, özelleştirmelere son verilmesini ve kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasına son verilmesini istiyoruz. Son olarak ise kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca fesh edilmesinin iptal edilmesini, ve doğum öncesi 8, doğum sonrası 24 haftalık analık izni ve sonrasında 6’şar ay devredilemez ebeveyn izninin olmasını istiyoruz.” Konuşmasının sonunda sundukları taleplerin karşılanamaz olmadığını ve kaynak fazlasının olduğunu dile getiren Güven, 14 Ağustos’ta çıkacak ilk teklifte kamu yararına bir karar çıkmadığı taktirde 16 Ağustos’ta kitlesel olarak iş bırakma eylemine çıkacaklarını söyledi. 

TİS sürecine ilişkin taleplerini açıkladılar Haber

TİS sürecine ilişkin taleplerini açıkladılar

KEMAL ÖZKURT Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İşyeri Temsilciliği, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci devam ederken çıkacak kararın kamu çalışanlarının mağdur edilmemesi için hastane önünde eylem düzenleyerek taleplerini açıkladı. İktidar tarafından kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair 14 Ağustos’ta sunulacak ilk teklif öncesi toplanan sağlık çalışanları ‘Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz’ açıklamasını yaptı.  KAYBEDEN KAMU EMEÇİLERİ OLDU İktidar, kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair ilk teklif 14 Ağustos’ta sunacak. Sağlık çalışanları tarafından yapılan eylemde basın metinini Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ses İşyeri Temsilcisi Neşe Kaya Kalender okudu. Konuşmasının başında açıklanacak TİS kararının geride kalan 12 yıl içinde kamu çalışanlarını mağdur ettiğini ve artık bu durumun değişmesi gerektiğini söyleyen Kalender, “Geride bıraktığımız 12 yıl içinde kaybeden hep biz olduk. Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Buradan bir kez daha mücadelemizin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bunu başaramadığımız sürece yandaş konfederasyonlarla iktidarın danışıklı dövüşü devam edecektir” dedi.

TİS masası mağduriyeti 12 yıldır devam ediyor Haber

TİS masası mağduriyeti 12 yıldır devam ediyor

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER Kamu çalışanları ve kamu emeklilerinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri 1 Ağustos’ta başladı. Ağustos ayının sonunda tamamlanması beklenen zam pazarlığından çıkacak kararı yaklaşık 5,5 milyon memur ve memur emeklisi merakla bekliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve konfederasyonlardan gelen talepleri değerlendirerek ilk teklifini 14 Ağustos’ta sunacak. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) tarafından da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ayağıyla ilgili bir ön bilgilendirme yapıldı. KESK bu kapsamda 10 Ağustos’ta kitlesel olarak alana çıkacak, 16 Ağustos’ta ise ülke genelinde iş bırakma çağrısı yapacak. Yaptıkları bilgilendirmede bulunan en önemli taleplerden bahsederek 4688 sayılı Sendika Yasası’nın değişmesi gerektiğini ancak o zaman TİS’in daha sağlıklı yürütülebileceğini dile getiren KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, “4688 Sayılı Sendika Yasası ile kurulan bu masa 12 yıldır kamu emekçilerine her dönem maalesef daha fazla sefalete mahkûm ediyor. İnsanca ücret, insanca yaşam, vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gibi taleplerimiz ancak 4688 sayılı yasa değişirse gerçekten görüşülebilecek taleplerdir” dedi. 4686 SAYILI SENDİKA YASASI DEĞİŞMELİ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na KESK tarafından yapılan bilgilendirmede en önemli maddelerinin ‘grevli, toplu sözleşmeli sendika’ hakkının memurlara tanınması gerektiğini ve sendika yasasında değişikliğe gidilmesi gerektiğini söyleyen Güven, “4688 Sayılı Sendika Yasası ile kurulan bu masa 12 yıldır 3,5 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emeklisi her dönem maalesef daha fazla sefalete mahkûm ediyor.  Bu yasa hem uluslararası normlara hem de Anayasa’nın 90. maddesine aykırı durumdadır. İnsanca ücret, insanca yaşam, vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gibi taleplerimiz ancak 4688 sayılı yasa değişirse gerçekten görüşülebilecek taleplerdir. Bu yasada ısrarcı olunursa bu masadan 5,5 milyon memuru memnun edecek bir karar çıkmaz. Ayrıca bir belediye işçisinin görüşmesi bile uzlaşı olmadığında 5- 6 ay sürebiliyorken, içinde doktorundan öğretmenine çok farklı statülerde 5,5 milyon kamu işçisini bulunduran sektörlerin mali ve özlük haklarının 1 ay içinde görüşülmesi gerçekçi değil. Bunların dışında da toplantının ağustos ayında yapılması da başka bir sorun. Çünkü hem bütçe dönemi değil hem de birçok memur izinde. Bu yüzden TİS toplantıları 12 yıldır oldu bittiye getiriliyor. Sendika yasası değişmedikçe senaryo hep aynı kalır” diye konuştu. LİYAKATE DAYALI KAMU HİZMETİ ŞART TİS metninde en önemli taleplerinin sendika yasasının değişmesinin yanı sıra kamunun demokratikleşmesi, mülakatın kaldırılıp liyakatin getirilmesi ve kadrolu güvenceli istihdamın sağlanması maddeleri olduğunu belirten Güven, “Kamu hizmetlerinin yürümesinin aksaması ve içini boşaltan en büyük sebeplerin başında liyakate değil mülakata dayalı sistemin olmasıdır. Çünkü memurlar emeklerinin karşılığını alamıyor. Ekonomik nedenlerin haricinde memurlar mutlu, huzurlu, eşit ve adil bir kamu yönetme hizmeti görmüyor. Bunun dışında son zamanlarda bir de sözleşmeli alım çıktı. Sınavsız sözleşmeli personel alabilen kurumlar var. Cumhurbaşkanı seçimlerden önce mülakatın kaldırılmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu fakat bununla ilgili bir karar alınmadığı gibi eğitimde ÇEDES projesiyle okullara sözleşmeli olarak müezzin atamaları yapıldı. Mülakatı kaldırmayı bırakın sınavı kaldırdılar ve hiç alakasız iş kollarına atamalar gerçekleşti. Bu durumdan başta öğretmenler olmak üzere kamu emekçileri mağdur oldu” dedi. TAHMİNİ ENFLASYON TUTMUYOR Toplantıdan çıkan kararların güncellenmediği sürece memur ve memur emeklisinin sürekli olarak enflasyonun altında ezileceğini ve alınan kararların yoksulluk sınırı üstünde olması gerektiğini ifade eden Güven, “Biz hesaplama yaparken yoksulluk sınırını baz alıyoruz. TÜİK verileri tabii ki de önemli ama TÜİK’in de hangi verisini alacağınıza bağlı. TÜİK’de sahte enflasyon rakamları üzerinden hareket edip karar almak yanlış olur. Üstelik hükümette bu tür görüşmelerde tahmini enflasyon rakamları üzerinden bir dayatma yapacak. Türkiye’de tahmini enflasyon hiçbir zaman tutmuyor. Bir de zaten yanlış hesaplanıyor. Biz rakamdan önce çerçeve metinde yoksulluk sınırını aşan bir temel ücret talep ediyoruz. Bununda 3 ayda bir enflasyon oranında güncellenmesini bekliyoruz. KESK olarak yoksulluk sınırının altında kalacak şekilde bir ücret talep edemeyiz. Edersek eğer kendimizle çelişiriz ve kamu işçilerine haksızlık etmiş oluruz. Yoksulluk sınırını içindeki kalemleri belirtecek olursak 33 bin 700 TL bir temel ücretle birlikte yoksulluk sınırını aşması için de geri kalan desteklerde konut kirası, yol, yemek yardımı gibi kalemlerle yoksulluk sınırını aşan bir ücret modelini öneriyoruz” diye belirtti.   

İşçiler Buca Belediyesi’ne ses yükseltti Haber

İşçiler Buca Belediyesi’ne ses yükseltti

TENZİLE AŞÇI Genel seçimlerden sonra art arda gelen zamlar ve yükselen enflasyonla birlikte ekonomik krizin yükü daha da artarken kamu kurumlarında başlayan Toplu İş Sözleşmesi(TİS) görüşmeleri de yaşanan uzlaşmazlıklarla gündeme gelmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Metro A.Ş arasında yaşanan gerginliğin ardından son olarak Buca Belediyesi yaşanan TİS kriziyle gündeme geldi. DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 5 Nolu Şubesine bağlı Buca Belediyesi İmar A.Ş’de örgütlü üyelerinin ‘ülkede yaşanan ekonomik kriz karşısında her geçen gün erimesi ve yaşadıkları geçim sıkıntısı nedeniyle’ maaşlarında artış yapılması için talep ettikleri ek protokol taleplerine belediye yönetimlerince dönüş yapılmamasının ardından sendika üyesi işçiler, belediye binası önünde basın açıklaması düzenledi. Alanda toplanan işçiler, “Ücrette adalet istiyoruz” “Buca’nın işçisi köle değildir” sloganları atarken işçiler adına basın açıklamasını DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Ahmet Savaş Aras okudu. Aras, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç’a “Sesimizi duy” çağrısında bulundu İŞVERENLER ÜCRETLERİ BASKILAMAYA ÇALIŞIYOR Her geçen gün tırmanan enflasyon nedeniyle paranın alım gücünün azaldığını ve yoksulluk ücretlerine mahkum edildiklerini belirten Aras, “Ülkemizdeki ekonomik kriz derinleşiyor. İşçi ve emekçilerin ekonomik sorunları da gün geçtikçe büyüyor. Enflasyon düşüyor gibi söylemlerin gerçeği yansıtmadığını yaşayarak görüyoruz. Döviz ve akaryakıt rekor üstüne rekor kırıyor. Çarşıda, pazarda her gün yapılan zamlar hız kesmeden devam ediyor. Seçimlerden önce kaşıkla verilen ne varsa şimdi kepçe ve kazanla geri alınıyor. Ülkemizin tüm kaynakları yabancı sermayelere kelepir mala dönüşüyor. Türk lirası hızla değer kaybedip paramız pul oldukça satın alma gücümüz düşüyor. İşçinin, emekçinin, emekli ve dar gelirlinin sırtına yükledikleri zamlarla kendilerinin ve yandaşlarının cepleri dolmaya devam ediyor. Tüm bu ağır koşullar bizi kuşatırken ücretlerdeki erime ise devam ediyor. TİS’lerle elde edilen ücret artışları artan hayat pahalılığı karşısında eriyor. İşverenler bu sefer de ekonomik ve siyasal belirsizlikleri ileri sürerek ücretleri baskılamaya çalışıyor” dedi. ARTIK SESİMİZİ DUYUN Merkezi iktidarın memur maaşlarındaki iyileştirmesini hatırlatan Aras, belediye işçilerinin de insani ücreti hak ettiğinin altını çizerek “Kamu kurum ve kuruluşlarında en düşük ücretin 22 bin lira seviyesine geldiği bir ortamda tüm ülkedeki emekçilerin ücretlerinde iyileştirme yapılması artık kaçınılmazdır. DİSK’e bağlı sendikalar, siyasal iktidarın ve belediye işverenlerinin, işçilere reva gördükleri en düşük ücret dayatmasını kırmaya kararlıdır. Örgütlü olduğumuz tüm iş yerlerinde başta Buca Belediyesi olmak üzer Konak ve Karabağlar belediyelerinde çalışan arkadaşlarımız için talep ettiğimiz insanca yaşanacak bir ücret için dönüş bekliyoruz. Bizler Buca belediyesi emekçileriyiz. Buca Belediye emekçileri geçinemiyor! Şube yönetimi olarak bugün burada bütün çabalarımıza rağmen belediye yönetimince herhangi bir dönüş olmamış, her geçen gün ve saat Buca’nın her karış toprağında emeği olan emekçilerimiz, yoksulluğu ilmek ilmek yaşamlarında hissetmişlerdir. Biz lütuf istemiyoruz. Hakkımız olanı talep ediyoruz. İnsanca yaşamak Buca Belediyesi emekçisinin hakkı değil mi? Bugün kamuda çalışan işçi kardeşlerimiz yeni imzalanan kamu çerçeve protokolü ile 26 bin lira ücret alacak ise biz neden asgari ücrete mecbur ediliyoruz? Biz de kamu işçisiyiz! Artık sesimizi duyun. Buca Belediyesi’nin işçileri alınteri döküyorlar ve bunun karşılığını bekliyorlar” diye konuştu. TALEBİMİZE YANIT VERİLMEZSE… Taleplerinin karşılanmaması durumunda eylemlerinin artarak devam edeceğini belirten Aras, şunları söyledi; “Buca Belediye Başkanına sesleniyoruz. Biz, bu maaş ile geçinemiyoruz. Kiralarımızı, faturalarımız ödeyemiyoruz. Temel gıda ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Bir an önce hiç zaman kaybetmeden insanca yaşayacak bir ücret için talebimizin karşılanmasını istiyoruz. Yeter artık diyoruz. Geçinemiyoruz! Buradan son kez belediye başkanına sesleniyoruz. Bizler, Buca sınırları içinde hizmet üreten belediye emekçileriyiz. Lütuf beklemiyoruz. Maaş istemiyoruz. Emeğimizin karşılığını istiyoruz. Şu anda bir işçi kardeşimin aldığı maaş ikramiyeli olarak 12 bin 750 lira. Sesleniyorum. Biraz insafınız ve vicdanınız varsa, bir an önce ek protokol masasına gelirsiniz. Tekrar ediyoruz görüşme taleplerimize kulaklarınızı tıkayıp gözlerinizi kapattığınız sürece biz emekçiler olarak alanlardan vazgeçmeyeceğiz. Görüşme taleplerimize yanıt verilmezse bundan sonra yapacağımız eylemlerden ne Buca emekçisi ne de sendika sorumludur.”

TİS devam ediyor… SES’ten kritik talepler! Haber

TİS devam ediyor… SES’ten kritik talepler!

SULTAN GÜMÜŞ KAYA 6 milyondan fazla emekçi ve ailelerini ilgilendiren 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri devam ederken, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri öncesi birçok kentte bir günlüğüne iş bıraktı. İş bırakma eylemine geçilmeden önce yayınladığı bildiriyle sağlık emekçilerinin toplu sözleşme masasına getirilmesini isteyen SES, 13 genel talebini sıraladı. SES’İN TİS ÖNCESİ TALEPLERİ Ses’in o talepleri ise şöyle: “Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret. Haklarında kesinleşmiş yargı kararı olmaksızın ihraç edilen sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin işe iadesi. Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası. Geriye dönük olarak, yılda 90 gün yıpranma payı (fiili hizmet süresi) ödenmesi. Nöbet, icap ve fazla mesai ücretlerinin 2 kat arttırılması. Sağlık alanında çalışan tüm emekçilerin ‘sağlık hizmetleri sınıfı’na alınması. Üniversite hastanelerinde çalışanlara da tayin hakkı. Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için ‘şiddet üreten sağlık sistemi’nin değişmesi. Sözleşmeli tüm çalışanların 657 4/A kapsamına alınması. Kamu sağlık hizmeti verilen ASM'lerde (Aile Sağlık Merkezi) her türlü giderlerin devlet tarafından karşılanması. Kovid-19 gibi meslekle ilgili hastalıkların, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılması. Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü personelinin özlük, mali ve sosyal haklarını, bir an önce Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğündeki emsali personellere eşitlenmesi. Sağlık Bakanlığı'nın diğer tüm personellerine sağlanan imkan ve haklardan aynı ve eşit derecede yararlandırılması. Sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması. Muayenede, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında katkı, katılım payı, ilave ücret alınmaması.” Salı günü kamu sağlık kurumlarında iş bırakma eylemlerinin gerçekleştiği başlıca kentler arasında Mardin, Antalya, İzmir, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Tunceli, İstanbul, Mersin var.

İzmir metrosunda pes dedirten olay! Haber

İzmir metrosunda pes dedirten olay!

İzmir'de grev nedeniyle birçok vatandaş mağdur olurken park halinde olan metro vagonlarına sprey boya ile yazı ve resimler çizildiği görüldü. Türkiye Demiryolu İşçileri Sendikasına üye metro ve tramvay çalışanlarının Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması üzerine bugün grev kararı asılan metro istasyonları kapanırken lokomotif ve vagonların bir bölümü Halkapınar İstasyonu'na çekildi. Burada bazı vagonların üzerine kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce sprey boya kullanılarak grafiti yapıldığı, yazı ve resimler çizildiği görüldü. İZMİR METRODA NE OLDU? İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İzmir Metro A.Ş ve İzBB’nin işveren sendikası Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEM-SEN) ile metro ve tramvayda örgütlü olan Demiryol-İş Sendikası arasında gerçekleşen, 625 çalışanı ilgilendiren, TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. Metro A.Ş.’nin Halkapınar’daki Genel Müdürlük binasındaki son toplantıda da tarafların ilgili 11 madde üzerinde anlaşma sağlayamadığı öğrenilirken, sabah saat 05.00’ten itibaren metro ve tramvayda şalterler indi, seferler durdu. ''KAPIMIZ YİNE AÇIK'' Metro A.Ş.’nin Halkapınar’daki Genel Müdürlük binası önünde basın açıklamasında bulunan Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Hamdullah Giral, “Haklı taleplerimize karşılık bulamadığımızdan daha önce aldığımız grev kararımızı bu saatten sonra uygulamaya koyuyoruz. Son dakikaya kadar elimizi uzattık, kapımızı açık tuttuk. Bu saatten sonra grev kararımızı alsak da yine kapımız açık. Yeter ki emekçinin emeğinin karşılığını verin. Hodri meydan diyoruz. Bizi bu grev kararını uygulamaya koymakta zorlayanlar, zorda bırakanlar bundan sonra düşünsün. Şimdi hep beraber halaylarla alkışlarla grev uygulama ilanımızı asıyoruz” dedi. ULAŞIM FELÇ OLDU Kentte ulaşımın ana damarlarından biri olan metro ve tramvayda yaşanan grev nedeniyle vatandaşlar zor anlar yaşadı. Özellikle metro ve tramvay istasyonlarına gelen İzmirliler, "Bu iş yerinde grev vardır" pankartını görünce bekledikleri istasyonlardan geri dönmek zorunda kaldı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte işe gitmek için Halkapınar Metro İstasyonu’na gelen ve grev nedeniyle metroya binemeyen Mümin Öztürk, “Biraz vatandaşı da düşünmek lazım. Ben her sabah metroya binerek işime gidiyorum. Geri döneceğim mecburen. Buradan Üçkuyular’a gidip Balıklıova aracına binip yerime gitmek istiyorum ama bugün gidemeyeceğim demek ki. İnşallah yarın da devam etmez” diye konuştu. HALK MAĞDUR OLDU İşe gitmek için Halkapınar Metro İstasyonu’na gelen bir diğer vatandaş Meymet Kaymaz ise, “Saat 5’te işe gideceğiz, geliyoruz metro yok. Hepimizi mağdur ettiler. Nasıl olacak bu? Artık şimdi taksi bulacağız da işimize gideceğiz” ifadelerini kullandı. Öte yandan, birçok tramvay istasyonu grev nedeniyle boş kalırken, metro ve tramvaya binemeyen vatandaşlar belediye tarafından ek seferlerin de konulduğu otobüslere veya taksilere yönelmek zorunda kaldı. İHA/AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.