TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#tarım arazileri

tarım arazileri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, tarım arazileri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Afyon'da sağanak yağış tarım arazilerini mahvetti Haber

Afyon'da sağanak yağış tarım arazilerini mahvetti

Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde etkili olan sağanak yağış nedeni ile derelerin taşması sonucu tarım arazilerini, bazı evleri su basarken maddi hasarlar meydana geldi. İlçede önceki gün gece başlayan ve gece geç saatlere kadar devam eden yağmur, sonrası derelerden taşan su Başkuycak, Kozvan, Ülfeciler Koçhisar ve Gürsu köyleri başta olmak üzere ilçedeki bir çok köyün tarım arazilerine zarar verdi. Bölgede şeker pancarı, soğan, patates, haşhaş, arpa, buğday ve mısır ekili alanlar yağış sonrası oluşan su birikintisinden olumsuz etkilendi. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkililerinin bölgede zarar tespit çalışmalarına başladı. "BU SENEKİ DOĞAL AFETİMİZ KESİLMEYEN YAĞMURLAR" Bölgede incelmelerde bulunan Sandıklı Ziraat Odası Başkanı Fatma Toptaş, ilçenin afet bölgesi ilan edilerek, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne dahil olan veya ata tarlası nedeni ya da farklı nedenle ÇKS sistemine kayıt yaptıramayan üreticilerin desteklenmesini istedi. Başkan Fatma Toptaş şöyle konuştu: “Üreticilerimiz her sene bir doğal afet yaşıyor. Bu seneki doğal afetimiz ise kesilmeyen yağmurlar. Yağmur ve su baskınları ürünlerimizi bitirmiş durumda. Bu nedenle bölgemizin doğal afet bölgesi ilan edilerek üreticilerimize kesintisiz destek verilmesi gerekli. Araziler, evler, besihaneler bütün hepsi su altında. Hızlıca rögarlar açılsa, dereler daha önce ıslah olsa bu hasarlar olmayacaktı. İnşallah bu zaralar hızlıca giderilir. Çiftçilerimiz vereseli tarlaları nedeni ile bazı ürünlerini ÇKS’ye kayıt ettiremedi. ÇKS kaydında olmayan arazilerinde muhtar beyanı ile tespit edilerek tüm üreticilerimize destek verilmeli. Köylülerimiz tarım arazilerini ve evlerini su bastıktan sonra Köylere Hizmet Götürme Birliğini aramışlar. Kendi ifadelerine göre ‘Şuan için kepçemiz yok’ cevabını almışlar. Çünkü bütün bölgede böyle zarar olduğu için kepçelerde sıra varmış. Bir an önce bu kepçelerin sıra gözetmeksizin bu dere yataklarına gelerek dere yataklarını açmasını istiyoruz.” İHA

Şehirler tarım arazilerinin üzerinde büyüyor Haber

Şehirler tarım arazilerinin üzerinde büyüyor

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Madencilik ve Taş Ocakçılığı Sanayi Komite Başkanı ve EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün, Türkiye’de yıllardır gündemden düşmeyen ‘Madencilik, zeytin alanlarını, tarım arazilerini tehdit ediyor’ şeklindeki eleştirileri değerlendirdi. EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün, Türkiye’nin ormanlık alanının yeniden tespit edilmesi gerektiğini ifade ederek “Mesela Karşıyaka’nın tepelerinde hiç ağaç olmamasına rağmen buralar ormanlık alan olarak geçiyor. Yani burada herhangi bir bina yapamazsınız. Dolayısıyla şehir ve organize sanayi bölgeleri ve fabrikalar tarım arazileri üzerinde yapılmak zorunda kalıyor” dedi. KATLİAMCI OLARAK LANSE EDİLİYORUZ Madencilik sektörünün haksız şekilde yaşadığı sorunları anlatan Ürün, çevreciler nezdinde katliamcı olarak lanse edildiklerini belirterek, “EBSO Maden Komitesinde 5 üye var 108 maden çeşidinin de 31’ni burada üretiyoruz. Maden sektörü olarak maden kanunu ve uygulama yönetmeliği sorunumuz var tarife dışı engeller çıkıyor. Basının ve çevrecilerin nezdinde katliamcı olarak lanse ediliyoruz. ‘Maden sahasının geniş olduğunu, zeytinciliğin olumsuz etkilendiğini’ söylüyorlar bunu da kabul etmiyoruz. Birinci sorunumuz orman izinleri, eskiden 2-3 hafta süre alıyordu. Genelge yayınlandı. İzinlerimiz başbakanlığa sorulmaya başlandı ve izinlerimiz 2 yıl uzadı. Şirketin yönetimi ortaklık payı değişmediyse 2 yıl için tekrar güvenlik soruşturmasına gidilmesin dedik. Ancak hala bu sorun devam ediyor” dedi. AĞAÇ KESME YETKİSİNE SAHİP DEĞİLİZ Madencilerin ağaç kesme yetkisine sahip olmadığını belirten Ürün, zengin toprakların fakir bekçisi olmamak için madenciliğin yapılması gerektiğine dikkat çekerek, “Orman ve madencilik bedelleri çok yüksek. Geçtiğimiz yıllarda Kazdağları ile ilgili ortalık ayağa kalktı. Madenci ağaç kesme yetkisine sahip değil. Biz Ormancıya haber veriyoruz ağaçları kendileri götürüyor. Kaç dönüm ise bunun bedelleri bizden alınıyor. Ardından rehabilitasyon projesi istiyorlar. Noterden taahhütname ve banka teminat mektubu istiyorlar. Tüm bu işlemlerden sonra korkunç bir para ödüyoruz. Sonra sahaya giriyoruz. Madencilik için yapılan alanlar ormancılık yapılan alanların binde dördü. Bunun da yüzde 60’ı makilik alanda. Çok geniş alanda madencilik yapılıyor diyorlardı. Kilis’ten bile daha küçük metrekare. 6 bin 72 işletme faaliyet gösteriyor. Zeytin ağaçları taşınabilir. Bu kanunun doğru uygulanması lazım. Zeytin ağacını keselim demiyoruz ama kendini koruyan bir ağaç. İmar izni gelince zeytinciler kendi zeytinlerini kendi kesiyor. Madencilik olunca yaygara koparılıyor. Zeytin, ağacı ve ormana bir zararımız yok. Madencilik olmasın diyen ilkel şartlarda yaşamayı kabul etsin. Ormanlar varsa madencilik sayesindedir. Zengin toprakların fakir bekçisi olmayacaksak madenciliği yapmak zorundayız” ifadelerine yer verdi. KANUN VE YÖNETMELİKLERLE ÇALIŞIYORUZ Ürün, “Madencilik ile ilgili Başbakanlık genelgesi 2012 yılında çıkarılmıştı, sistem değişince genelgede herhangi bir değişim olmadan Cumhurbaşkanlığı genelgesine döndü. Diğer hiçbir sektörde olmayan kanun ve yönetmelikler bizde var. Biz madencilerin hem yönetmenliği hem de kanunu var. Madenciler olarak kanun ve yönetmeliğe uygun şekilde çalışmaya çalışırken aradan bir genelge çıkarıyorlar, çevre kurulu kararı alıyorlar. Kesinlikle kanunlara aykırı bir şekilde getirip önümüze koyuyorlar. Yani biz kendi kanunumuz ve yönetmeliğimiz çerçevesinde pozisyon alıyoruz ona göre her türlü hükümlülükleri yerine getiriyoruz fakat kanun-yönetmelik dışında kurumlar kendi kendine karar alıyor getiriyor bize dayatıyorlar. Biz madenciler olarak bu kararlara yetişemiyoruz” şeklinde konuştu. KARŞIYAKA’NIN TEPELERİNDE AĞAÇ YOK AMA! Türkiye orman alanlarının yeniden tespitinin yapılmasının gerekliliğine işaret eden Ürün, makilik alanların ormanlık alandan çıkarılmasının önemine dikkat çekti. Sadece bu sebepten ötürü tarım arazilerin imara açıldığını ve yok edildiğini belirten Ürün, “Türkiye’nin orman alanlarının yeniden tespiti lazım. Büyükşehirlerin etrafındaki makilik alanların ormanlık alan statüsünden çıkarılması gerekiyor. Bunu madencilik açısından söylemiyorum, sanayi ve belediyecilik açısından söylüyorum. Karşıyaka’nın, Balçova’nın tepelerini görüyorsunuz. Bakıldığında neredeyse ağaç yok ama orman diye geçiyor. Torbalı tarafı orman diye geçiyor, tamamı makilik. Ama orman olarak geçtiği için belediyeler imar yönünden o taraflara genişleyemediği için tarım arazilerine binalar yapılıyor. Bunun en büyük zararı budur. Tarım arazilerine fabrikalar yapılıyor. Çünkü makilik alanlar gereksiz yere orman alanı olarak rezerv olarak tutulduğu için fabrikalar, binalar, şehirler tarım alanlarında büyüyor. Bunu madenciliğin dışında söylüyorum. Bu çok büyük bir yanlış. Sadece bu sebepten ötürü tarım alanlarımız kalmadı. Bakın deprem oldu. Yıkılan evler eğer bugün tepelerde, dağlarda olsaydı ayakta kalacaktı. Bütün dağlar orman olsun-olmasın ormana rezerve edilmiş durumda. Türkiye’nin ormanlık alanlarının yüzde 80’ni makilik” diye konuştu.

Yorgancılar’dan tarım arazileri sanayiye açılsın çıkışı Haber

Yorgancılar’dan tarım arazileri sanayiye açılsın çıkışı

NURETTİN BAKİ Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ocak ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu başkanlığında İzmir Ticaret Odası (İZTO) meclis salonunda gerçekleştirildi. Meclis üyelerinin yoğun katılım gösterdiği toplantıya Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Genel sekreteri Fatih Sosyal konuk olarak katıldı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir sanayisi ve sanayicisinin yaşadığı en büyük sorunun arazi yetersizliği olduğunun altını çizerek, “Bu noktada çalışma ve araştırmalarımız devam ediyor” dedi. TARIM ARAZİLERİ SANAYİYE AÇILMALI İzmir’de sanayi yatırımı için arazi bulunamadığını söyleyen Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, tarımsal vasfını kaybetmiş tarım arazilerinin sanayi yatırımına açılması gerektiğinin altını çizdi. İzmir’de şu anda 1 milyon dönüm araziye ihtiyacı olan bir sektörün olduğunu belirten Başkan Yorgancılar, “Arazi bulunamama sorunu sadece bize özgü değil. Tüm Türkiye’de bu sorun yaşanıyor. Ama biz bu işin çözümü için sorunumuzu Kasım ayı EBSO meclisinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’e ilettik. Arsa konusu İzmir’in en büyük sıkıntıların başında geliyor dedik. Genel olarak baktığımızda ise İzmir’in en önemli sıkıntıların başında şahıs arazisi ağırlıklı bir yapı var. Bu durum bizim elimizi kolumuzu bağlıyor. Ben dediğim gibi bu konuyu büyükşehir başkanımızla konuştum. Bize alternatif yerler gösterdiler ama bize gösterilen arazi alanları çok küçük. Araştırmalarımız devam ediyor. Mesela sadece bir sektörün 1 milyon dönüm araziye ihtiyacı var. Bu arazi bulunduğu zaman yatırımı hazır. Bunu üzülerek söylüyorum ama bu sıkıntı Türkiye’nin her yerinde var. Sorunun çözümü için tarım yapılma vasfını kaybetmiş tarımsal araziler var. Tarımın yapılma imkanı ortadan kalkmış. İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne gidiyorsunuz buralar tarım arazisi deniliyor. Ancak böyle bir durum yok. Buralarda tarım yapılmıyor. Biz de ısrarla tarım arazisi olmayan, tarım yapılmayacak alanların sanayiye açılması lazım” ifadelerine yer verdi. KREDİYE ULAŞMA SORUNU Firmaların krediye erişimde yaşadığı sıkıntılara da dikkat çeken Başkan Yorganıclar, “Uzun bir zamandır kredilerde karşımıza üç konu çıkmaktadır. Birincisi istediğin miktarda kredi temin edilememektedir. İkincisi alınan kredi faizi, politika faizinin çok üstünde ve maliyetli olmaktadır. Üçüncüsü de kredinin vadesidir. Kredi/mevduat oranına baktığımızda; 3 sene önce yüzde 120’lerde iken, bugün yüzde 88’lere geriledi. Sonuçta da özsermayesi yetersiz, teşvik kapsamında yatırımı olmayan ve ihracat yapamayan firmaların krediye ulaşmasındaki zorluklar, çarkların dönmesini güçleştirmektedir. Kredi kullanımındaki sınırlayıcı düzenlemeler ve mevzuat değişikliklerinden dolayı, ticari kredilere ulaşım her geçen gün zorlaşmaktadır. Krediler kadar önemli bir konu da reel kurların düzeyidir. TL’nin döviz karşısında aşırı değerlenmesi de, eksik değerlenmesi de sanayimize ve ekonomimize zarar vermektedir. Bu nedenle, para ve kur politikalarımızın TL’nin değerini; ihracatı veya ithalatı yapay/geçici olarak artırmasına neden olmayacak düzeyde yani gerçekçi değerde tutması gerekmektedir. Dolar/TL Eylül ayında 18.28, Aralıkta 18,64 iken Ekim-Aralık döneminde TÜFE ortalama yüzde 2,67’dir. Aylardır devam eden Dolar üzerindeki baskı, ihracatçıları zor durumda bırakmaktadır. 4 aylık oluşan enflasyon artışı hesabına göre; Dolar kurunun 20-21 TL civarında olması gerekmektedir” şeklinde konuştu. GÖKÇÜOĞLU’DANKURAKLIK VURGUSU EBSO Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu, yaşanan kuraklığa dikkat çekerek, tarımsal üretimin sıkıntılı bir sürece girdiğinin altını çizerek, “Ocak ayını tamamlıyoruz. Hazırlanan tüm raporlarda öne çıkan risklerin başında gösterilen iklim değişikliğinin adeta fragmanını yaşıyoruz. Günlük konuşmalarımızın bir parçası olan bugün ‘Hava çok güzel’ cümlesini giderek daha sık konuşur olduk. Dünya genelinde 2022'nin bugüne kadar ölçülen en sıcak 5. Avrupa'da ise en sıcak 2. yıl olduğu bildirildi.Meteoroloji, ülke genelindeson 52 yılın en sıcak Aralık ayının yaşandığını açıkladı. Ocak ayı da farklı geçmedi. Barajlardaki su seviyesi de alarm vermekte. Kuraklığa doğru giden bu yol, tarımsal üretimi de sıkıntıya sokmaktadır. Artık, çok daha bilinçli su tüketimine gitmek zorundayız. İster sade vatandaş olun ister sanayici, isterseniz çiftçi olun. Yapılan her tüketim, üretilen her üründe önce su tüketimi baz alınmalıdır. Yarın yaşanacak kuraklık her kesimi çok ciddi şekilde etkileyecektir. Çok uzakmış gibi görünen kuraklık, tahmin edemeyeceğimiz kadar yaklaştı. Konuyu bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum”dedi. İZMİR, OSB VARLIĞIYLA 1’İNCİ, İSTİHDAMDA 8’İNCİ SIRADA Türkiye’de bulunan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) hakkında bilgi veren OSBÜK Genel sekreteri Fatih Sosyal ise, OSBÜK’ün yaptığı çalışmalarından da bahsederek, İzmir’in OSB varlığıyla birinci sırada yer aldığını ifade etti. Sosyal, “Yenilenebilir enerji santralleri OSB’lerimizde yaymak için çalışmalarımız var. OSBÜK enerji izleme sistemi kurduk. Bu şekilde OSB’lerde enerji kullanımını raporlaştırabiliyoruz. OSB’lerdeki mesleki eğitim meslekleri kapsamında 60 bin 124 öğrenci eğitim alıyor. OSB Ar-Ge merkezleri kuruyoruz. Yeşil dönüşümün sanayi ve sanayicilerimiz için çok önemli olduğunu biliyoruz. OSBÜK olarak bu konuda farkındalık için önemli çalışmalarımız var. OSB’lerimizin belgelendirilmesini sağladık. Dijital dönüşüm faaliyetleri konusunda da OSB’lerimizi bilgilendirmeye devam ediyoruz. Öte yandan 17 OSB ile İzmir birinci sırada yer alıyor. Ancak kentte sanayi alanlarını arttırmamız gerekiyor. İstihdamda sekizinci, OSB alan bakımından İzmir 6’ncı sırada yer alıyor” dedi.

Yorgancılar’dan tarım arazileri sanayiye açılsın çıkışı: “Tarım vasfını kaybetmiş araziler sanayiye açılmalı!” Haber

Yorgancılar’dan tarım arazileri sanayiye açılsın çıkışı: “Tarım vasfını kaybetmiş araziler sanayiye açılmalı!”

NURETTİN BAKİ Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ocak ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu başkanlığında İzmir Ticaret Odası (İZTO) meclis salonunda gerçekleştirildi. Meclis üyelerinin yoğun katılım gösterdiği toplantıya Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Genel sekreteri Fatih Sosyal konuk olarak katıldı. Başkan Yorgancılar, “Tarım yapma vasfını kaybetmiş araziler sanayiye açılmalıdır” dedi. TARIM ARAZİLERİ SANAYİYE AÇILMALI İzmir’de sanayi yatırımı için arazi bulunamadığını söyleyen Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, tarımsal vasfını kaybetmiş tarım arazilerinin sanayi yatırımına açılması gerektiğinin altını çizdi. İzmir’de şu anda 1 milyon dönüm araziye ihtiyacı olan bir sektörün olduğunu belirten Başkan Yorgancılar, “Arazi bulunamama sorunu sadece bize özgü değil. Tüm Türkiye’de bu sorun yaşanıyor. Ama biz bu işin çözümü için sorunumuzu Kasım ayı EBSO meclisinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’e ilettik. Arsa konusu İzmir’in en büyük sıkıntıların başında geliyor dedik. Genel olarak baktığımızda ise İzmir’in en önemli sıkıntıların başında şahıs arazisi ağırlıklı bir yapı var. Bu durum bizim elimizi kolumuzu bağlıyor. Ben dediğim gibi bu konuyu büyükşehir başkanımızla konuştum. Bize alternatif yerler gösterdiler ama bize gösterilen arazi alanları çok küçük. Araştırmalarımız devam ediyor. Mesela sadece bir sektörün 1 milyon dönüm araziye ihtiyacı var. Bu arazi bulunduğu zaman yatırımı hazır. Bunu üzülerek söylüyorum ama bu sıkıntı Türkiye’nin her yerinde var. Sorunun çözümü için tarım yapılma vasfını kaybetmiş tarımsal araziler var. Tarımın yapılma imkanı ortadan kalkmış. İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne gidiyorsunuz buralar tarım arazisi deniliyor. Ancak böyle bir durum yok. Buralarda tarım yapılmıyor. Biz de ısrarla tarım arazisi olmayan, tarım yapılmayacak alanların sanayiye açılması lazım” ifadelerine yer verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.