TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#su seviyesi

su seviyesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, su seviyesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Beydağ Barajı'nda su seviyesi düştü Haber

Beydağ Barajı'nda su seviyesi düştü

Bazı sosyal medya platformları ile haber sitelerinde Beydağ Barajı’nın ‘tamamen kuruduğu’ iddialarına tepki gösteren Belediye Başkanı Feridun Yılmazlar, “Haberler asılsız!” dedi İzmir’in merkeze en uzak ilçesi Beydağ’da ‘Baraj tamamen kurudu’ iddialarına Belediye Başkanı Feridun Yılmazlar’dan yanıt gecikmedi. Sulama amacıyla yapılan Beydağ Barajı’nda silindirle sıkıştırılmış beton tekniğinin kullanıldığı söyleyen Başkan Yılmazlar, Küçük Menderes Nehri üzerine inşa edilen barajın 2007 yılında faaliyete geçtiğini ve 7 buçuk milyon metreküp su barındırdığını dile getirdi. Başkan Yılmazlar, “Bazı sosyal medya platformları ile haber sitelerinde Beydağ Barajı’nın tamamen kuruduğu yönünde asılsız paylaşımlarda bulunulmuş ve haberler yapılmıştır. Ancak gereksiz ve asılsız haberlerdir. Maalesef gerçeği yansıtmamaktadır. Habercilik klavye ile olacak iş değil. Bu tip haberler yapılırken dürüst gazeteciler yerinde inceleme yaparak gerçeği yansıtarak haber yapmalıdır” değerlendirmesinde bulundu. ‘KÜRESEL ISINMA’ “Barajın kuruduğu yönündeki haberler asılsızdır” diyen Yılmazlar, “Küresel ısınmaya bağlı mevsim değişiklikleri nedeniyle havzanın yeterli yağış alamaması Beydağ Barajı’ndaki su seviyesi oranlarını özellikle yaz aylarında bir hayli düşürüyor. Ancak herhangi bir kuruma söz konusu değildir. Beydağ Barajı’nda kooperatif tarafından ortalama 600 kilo balık avlanıyor. Beydağ Barajı’nda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden balıkçı teknesi, motoru, ağ malzemeleri, soğutma konteyneri ve buz makinesi desteği alan S.S. Su Ürünleri Kooperatifi üyeleri aktif olarak balıkçılık yapıyor. Kooperatif üyeleri ayda yaklaşık 600 kilo balık avlayarak ekonomilerine de katkı sağlıyor. Ayrıca barajda 7 buçuk milyon metreküp su mevcuttur” ifadelerini kullandı. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir'de “Cumhuriyet” Temalı Sergi

Barajın suları çekildi, Augusta Antik Kenti ortaya çıktı Haber

Barajın suları çekildi, Augusta Antik Kenti ortaya çıktı

Roma İmparatoru Tiberius tarafından kurulan ve tarihi M.Ö. 58-M.S. 29 yılları arasına dayanan Augusta Antik Kenti, 1955 yılında Seyhan Baraj Gölü suları altında kaldı. Antik kentten geriye ise Adana Müzesi'ndeki bir Medusalı lahit, o döneme ait sikkeler ile arkeolog Mahmut Akok'un bıraktığı çizim, not ve fotoğrafları kaldı. Uzun yıllardır sular altında olan ve varlığından çoğu Adanalının haberdar olmadığı antik kent, en son 2021 yılında baraj sularının azalmasıyla ortaya çıktı. Merkez Sarıçam ilçesi Karaömerli Mahallesi'ne yakın bir noktada bulunan antik kentin bir bölümü, bu sene de gölde su seviyesinin düşmesiyle görünür hale geldi. Bir bölümü ortaya çıkan ve yarımada şekline benzeyen antik kent, doğaseverleri ve maceraperestleri muhteşem manzarasıyla etkiliyor. Definecilerin ilgi odağı oldu Ancak baraj sularının çekilmesini fırsat bilen bazı defineciler, iddiaya göre antik kentin çevresinde kazı yapmaya kalktı. Karaömerli Mahallesi Muhtarı Rasim Şahin ve mahalle sakinlerinin dikkati sayesinde defineciler yakalanarak, suç aletleriyle birlikte jandarmaya teslim edildi. Öte yandan jandarma ekipleri de barajda su seviyesi düştüğü için zaman zaman antik kentin çevresinde devriye atarak definecilere geçit vermiyor. “Antik kentte detaylı çalışma yapılmadı” İhlas Haber Ajansı’na konuşan mahalle sakinlerinden Bekir Güllü, büyüklerinin antik kenti hatırladığını ve çok büyük bir alan olduğunu söyledi. Güllü, “Dedelerimizden duyduğumuz kadarıyla antik kentte zindan odalarının olduğunu belirtirlerdi. Antik kentin çoğu kısımları sular altında kaldı ama amfi tiyatro kısmı su üstüne çıktı. Bu zamana kadar antik kentte çalışma yapılmadı. Sadece birkaç arkeolog ve maceraperest gelerek incelemelerde bulundu” ifadelerini kullandı. “Antik kent, defineciler tarafından tehlike altında” Barajın suyunun çekilmesiyle ortaya çıkan antik kentin definecilerin ilgisini çektiğini vurgulayan Güllü, “Barajdaki suyun çekilmesi sonucunda ortaya çıkan Augusta Antik Kenti, defineciler tarafından tehlike altına girdi. Antik kentin gün yüzüne çıkmasından bugüne kadar defineciler tarafından birkaç defa kazı girişiminde bulunuldu. Definecilere göz açtırmıyoruz. Burası şehir merkezine yakın ve köyün giriş ve çıkışları köy sakinlerine yakın olduğu için kolay kolay defineciler burada kazı yapamaz” dedi. “Antik kenti değerlendirmeliyiz” 8 yaşından bu yana antik kenti bildiğini anlatan Muzaffer Yılmaz (62), “Antik kentte balık tutmaya gelirdik. Kulaktan dolma bilgilerle buranın kilise ve tiyatro salonu olduğunu biliyoruz. Antik kentte araştırmalar ve incelemelerde bulunulsun. Buradan çıkan değerler ülkemize ve ekonomiye katkı sağlayabilir” diye konuştu. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: 

Eğirdir Gölü'nün su seviyesi kritik seviyede Haber

Eğirdir Gölü'nün su seviyesi kritik seviyede

Türkiye’nin yedi renkli gölü olarak bilinen aynı zamanda Türkiye’nin ikinci tatlı su gölü olan ve Isparta’nın içme suyu ihtiyacının karşılandığı Eğirdir Gölü’nde su kayıpları kritik seviyelere yaklaşıyor. Gölde su seviyesinin azalmasıyla birlikte halk plajlarında kumluk alanlar genişlerken iskeleler de karada kaldı. Suların çekilmesi ilginç görüntüler de oluşturdu. 2016 yılında Bedre Plajı’na kurulan su kaydırağı kumların arasında kaldı. Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji bölümü öğretim üyesi aynı zamanda Su Enstitüsü müdürlüğünü yürüten Doç. Dr. Şehnaz Şener, Eğirdir Gölü'nü kaybetmemek için yapılması gereken tek şeyin su kullanımlarının azaltılması gerektiği konusuna dikkat çekti. “Göl hacmi yarı yarıya azaldı, göl yüzey alanı ise 55 kilometre kare küçüldü” Eğirdir Gölü’nün Türkiye’nin ikinci doğal tatlısı gölü olduğuna ve Isparta’nın içme suyu ihtiyacını karşılaması sebebiyle en önemli su kaynaklarından biri olduğuna değinen Doç. Dr. Şehnaz Şener, “Gölün son yıllardaki durumunu hepimiz üzülerek izliyoruz. Göl içme suyu kaynağı olması sebebiyle özel hükümlerle koruma altına alınmış durumda ve gölün su seviyesi minimum işletme kodu özel hükümlerle 914,72 metre olarak belirlenmiş. Devlet Su İşleri 18. Bölge Müdürlüğünün yaptığı göl seviye ölçümlerine göre 1 Eylül tarihinde alınanı en son göl seviyesi 914,70 metre olarak ölçülmüş. Bu değer bu göl seviyesiyle yine DSİ Bölge Müdürlüğümüzün 2020 yılında yaptırmış olduğu batimetri verileriyle göl alanını hesapladığımızda 436 kilometre karelik bir göl yüzey alanı şu anda mevcut durumda ve göl hacmimizi 2 milyar metreküp civarında. Gölün maksimum işletme kodunda bu değerlere baktığımızda ise göl hacmimizin yaklaşık 4,1 milyar metreküp olduğunu biliyoruz. Bu demek oluyor ki geçmişten günümüzde şu anda gölün hacminin yarı yarıya azalmış olduğunu söyleyebiliriz. Gölün maksimum su kodunun ölçüldüğü 1969 yılı Haziran ayından itibaren bugüne baktığımızda göl hacmini yarı yarıya azaldığını, göl yüzey alanının ise 55 kilometre kare daha küçüldüğünü söyleyebiliriz” dedi. “Bedre Plajı'nda kıyıdan itibaren gerçekleşen çekilme 90 metre” Eğirdir Gölü çevresinde gerçekleşen su çekilme noktalarını belirten Şener, “Bunlardan bir tanesi gölün doğusundaki Gelendost-Yenice bölgesi bir diğeri gölün batısında Pupa Çayının göle döküldüğü bölge. Yine gölün kuzeyinde Taşevi bölgesinde ciddi çekilme alanları söz konusu ve şu an burada bulunduğumuz Bedre Plajı'nda da çok ciddi bir göl çekilmesi gözlenmekte. Yaptığımız bu sayısal analizler sonucunda 2010 yılından günümüze kadar Bedre Plajı'ndaki kıyıdan itibaren gerçekleşen çekilme miktarı 90 metre civarında.2010 yılından günümüze kadar Yeşil Ada civarında 70 metrelik, Kovada Kanalı çıkışında 70 metrelik yine gölün kuzeyindeki Taşevi bölgesinde en fazla çekilme 160 metre olarak belirlendi” dedi. “İçme suyu için 13 milyon metreküp, tarımsal sulama için alınan su miktarı yaklaşık 160 milyon metreküp” Göldeki su kaybının sadece iklim değişikliğine bağlanmaması gerektiğini vurgulayan Şener, “Tabii ki yağışların azalmasıyla ve sıcaklığın artması sonucunda gerçekleşen buharlaşma miktarlarının artmasında su kaybının etkisi olduğu bir gerçek ancak bunun da ötesinde sürdürülebilir bir göl yönetiminde olması gereken koruma kullanma dengesinin sağlanamamış olması ne yazık ki gölü mevcut duruma getiren en önemli faktördür. Yani koruma kullanma dengesi derken aslında gölden kullanım amacıyla alınan su miktarlarından bahsediyoruz. Rakamsal olarak ifade edecek olursak Eğirdir Gölü’nün içme suyu için 13 milyon metreküp su alınırken tarımsal sulama için alınan su miktarı yaklaşık 160 milyon metreküp. Bu durumda havza içerisinde aynı zamanda sulamada kullanılmak üzere çok fazla sayıda sondaj kuyuları var ve sürekli bir yeraltı suyu çekimi söz konusu. Yani gölden su kullanımında tarımsal sulama aslında en büyük problem olarak karşımıza çıkıyor. Biz bilim insanları olarak bunu yıllardır söylüyoruz. Tarımsal sulamanın daha kontrollü ve özellikle damlama sulamaya geçilmesi gerektiği noktasında ancak hala Havza'nın birçok noktasında vahşi sulamaların yapıldığına ne yazık ki şahit oluyoruz. Atabey Ovası yine tarımsal sulama için gölü kullanan en önemli alanlardan biri. Yaklaşık 14 bin hektarlık bir alanın sulaması yine Eğirdir Gölü'nden karşılanıyor ve bunun için yılda 65 milyon metreküplük bir su çekimi söz konusu. Atabey Ovası'na suyu götürmek için sistem açık kanallarla gerçekleşiyor ve taşıma noktasında da bu süreçte 65 milyon metreküp suyun 40 milyon metre küpünün buharlaştığını söyleyebiliriz. Bunu önlemek adına Atabey sulamasını modern hale getirmek yani kapalı sistemle taşınmasına yönelik 2020 yılında ihalesi yapılmış ve çalışmaları başlatılmıştı ancak hala günümüzde bu çalışmalar tamamlanmış değil ne yazık ki. Tarımsal sulama için çekilen bu afaki su miktarını minimuma indirilebilmesi için bir an önce havzadaki tüm sulama sistemlerinin rehabilite edilmesi ve modernizasyonunun gerçekleştirilmesi zorunludur” şeklinde konuştu. “Yapılması gereken tek şey su kullanımlarının azaltılmasıdır” Gelecek yıllarda Eğirdir Gölü’nün yağıştan beslenemeyeceğini açıklayan Şener, “2020-2100 yılları arasında yağışın yaklaşık yüzde 15 oranında azalacağı, sıcaklığın ise en kötü senaryoya göre 3 ile 6 santigrat derece arasında bir artış göstereceği öngörülmekte. Bu durumda şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz ki önümüzdeki yıllarda da gölün yağıştan beslenimi artmayacağı gibi buharlaşma kayıpları da her geçen gün daha da artacak. Bu nedenle Eğirdir Gölü'nü kaybetmemek için yapılması gereken tek şey su kullanımlarının azaltılmasıdır. Bu da havzadaki su kullanımlarının, su politikalarının iyileştirilmesi ve buna yönelik gerekli noktalarda şuurlandırma ve farkındalık faaliyetlerinin arttır mümkün olacaktır aksi durumda gelecekte Eğirdir Gölü'nün kuruması ve gölü kaybetmemiz kaçınılmazdır” dedi. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Eğirdir Gölü kuruma tehlikesiyle karşı karşıya

Çatalgöl'ün su seviyesi artırıldı Haber

Çatalgöl'ün su seviyesi artırıldı

Kırkgöz Mahallesi'nde bulunan, tarihi Meryem Ana Manastırı'na 7 kilometre uzaklıktaki Çatalgöl, yaklaşık 100 dönümlük alanı kapsıyor. Bu yıl Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından Çatalgöl'ün zemininde yapılan çalışmalarla su kaçaklarının önüne geçilerek su seviyesinin artırılması sağlandı. Yağışların çoğaldığı zamanlarda ise göldeki su, oturma alanlarına kadar yükseldi. Bunun yanı sıra yatırımcı şirket tarafından restoran ve 36 yatak kapasiteli bungalov tarzı konaklama alanı oluşturuldu. Doğal güzellikleriyle dikkati çeken Çatalgöl, doğayla bütünleşmek isteyenlerin ilgi odağı haline geldi. Bölgeye turizm yatırımı yapan Hüseyin Usta, ortağı Yusuf Buday ile bir araya gelerek Çatalgöl'ü önemli bir turizm destinasyonu haline getirmek için çalıştıklarını söyledi. İki aşamalı bir proje uyguladıklarını anlatan Usta, "Yaklaşık 2 aylık sürede ilk hedefimize ulaştık. Buradaki yatırımımızın güzel ve isabetli bir yatırım olduğunu düşünüyorum. Gölün daha önceki halini görenler gayet memnun ayrılıyor." dedi. Kazakistan'da ikamet eden Resul Tanrıkulu ise insanların sürekli kapalı ortamlardan uzaklaşmak istediğini belirterek, "Memleketimize güzel bir yatırım yapılmış. Geldik, hoşumuza gitti. Biz de yurt dışında kalıyoruz. İlçemize böyle bir yer kazandırıldığı için gerçekten mutlu olduk. Daha iyilerini de bekliyoruz. Sürekli kapalı ortamlarda oturmaktan sıkıldık. Açık havadayız, balıklar, kaplumbağalar var. Güzel, gayet başarılı bir yatırım." diye konuştu. Düğün fotoğrafı çekimi için Çatalgöl'e gelen Elif Akkaya, yapılan çalışmalarla gölün çok güzel bir yer haline geldiğini, bu nedenle burada gelinliğiyle fotoğraf çektirmek istediğini kaydetti. Damat İlker Aktunç da evlenecek çiftlere fotoğraf çekimi için Çatalgöl'e gelmeleri tavsiyesinde bulundu. AA

Afyonkarahisar'daki sulama göletlerinin seviyesini yükseldi Haber

Afyonkarahisar'daki sulama göletlerinin seviyesini yükseldi

Devlet Su İşleri (DSİ) Isparta 18. Bölge Müdürlüğü'nden alınan verilere göre, mayıs ayının ortalarında il genelindeki 16 gölette ölçülen su seviyesi ortalama yüzde 80'e ulaştı. Kentte mart, nisan ve mayıs aylarında aldığı yağış miktarına göre, Erkmen, Kırka, Taşoluk, Üçlerkayası, Ayazini, Kayabelen ve Ortapınar göletlerinde su seviyesi yüzde 100 seviyesine gelirken, il genelindeki diğer 9 göletin 5'inde su seviyesi yüzde 70'in üzerinde, 4'ün ise altında ölçüldü. Ziraat Mühendisleri Odası Afyonkarahisar İl Temsilcisi Özgür Babalık, Afyonkarahisar il genelinde tarımsal sulamada genelde göletlerin kullanıldığını söyledi. KENTTE SON YAĞILAR SEVİNDİRİCİ Kentte son yağışların sevindirici olduğunu dile getiren Babalık, şöyle konuştu: "Yağışlar, göletlerin özellikle doluluk oranlarını artırmakta ve bu göletlerden sulama yapan çiftçinin de yüzünü güldürmektedir. DSİ'den aldığımız verilere göre Afyonkarahisar bölgesindeki göletlerde doluluk oranı yüzde 80'ler civarında. Bu oran çiftçilerimiz açısından çok sevindiricidir. Özellikle bu durum aynı tarlada ikinci üretim yapan üreticilerimizin ürün rekoltelerine olumlu yansıyacağını düşünmekteyiz. Rekoltede yaşanacak olumlu bir etki de piyasalara yansıyacaktır." ''BARAJDAKİ SU SEVİYESİ YÜZDE 100 ARTTI'' Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcısı Murat Öner, kentin içme suyunda kullanılan Akdeğirmen barajında 3 ay önce ölçülen yüzde 12'lik su seviyesinin son yağışlarla yüzde 24'e çıktığını kaydetti. Yağışların devam etmesiyle barajın su seviyesinin yüzde 30'lara çıkacağını tahmin ettiklerini aktaran Öner, "Kentin içme suyunda kullanılan Akdeğirmen Barajı'nda ocak ayında ölçtüğümüz seviyemiz, mayıs ayının ortalarına geldiğimizde yüzde 100 arttı. İlerleyen günlerde yağışların yine devam edeceği gözüküyor. Dolayısıyla içme suyumuzda bir sıkıntı çekileceğini düşünmüyoruz ama yine de suyumuzu tasarruflu kullanmamız lazım. Bu tasarrufu hayatımızın her noktasında alışkanlık haline getirmemiz lazım." ifadesini kullandı. AA

Van Gölü'nde kum adacıklarının sayısı artıyor Haber

Van Gölü'nde kum adacıklarının sayısı artıyor

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü'nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle sular çekilince, daha önce kıyı şeridinde ortaya çıkan irili ufaklı yeni adacıkların sayısı arttı. ABD Havacılık ve Uzay Ajansı'nın düzenlediği uzay fotoğraf yarışmasıyla adını dünyaya duyuran Van Gölü, küresel iklim değişikliğinden dolayı yaşanan aşırı kuraklıkla gündeme geldi. Son yıllarda yağışların azalmasından dolayı Van Gölü'ndeki su kaybı artmaya devam ediyor. Kapalı bir havzada yer almasından dolayı diğer göllere oranla kuraklıktan daha fazla nasibini alan Van Gölü'nde, daha önce yeni adacıklar oluşmuştu. Ortaya çıkan yeni adacıklar, göldeki su kaybını bir kez daha gözler önüne serdi. "Kar yağışının yağmur şeklinde yağması havzadaki bilançoya katkı sunmuyor" Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, yaşanan kuraklığın bundan sonra ‘iklim krizi’ olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. İklim krizinin getirdiği en temel sorunun kuraklık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, "İlkim değişikliği hem yağışların şeklini değiştiriyor, hem yağışların mevsimler arasındaki geçişinde farklılara neden oluyor, hem yağışın miktarında azalmaya, hem de düşen yağışın buharlaşarak atmosfere karışmasına neden oluyor. Bu da Van Gölü Havzası’ndaki bilançoyu olumsuz yönde etkiliyor. Yağışların mevsimler arası yer değiştirmesi havza açısından temel bir sorundur. Çünkü havzada Ekim ayından, Mayıs ayına kadar yağışların düştüğü bir dönem vardır. Dolayısıyla aylarca bir yağış periyotu sürerdi. Dolayısıyla havzanın ihtiyaç duyduğu su sağlanırdı. Yaptığımız bütün ölçümlerde bu sonuç ortaya çıkıyor. Havzada hem yağışın şekli hem de yıl içinde akışı farklılaşmış. Sonbaharda ve baharda beklenen yağışlar artık düşmüyor. En az 3-4 ay yağışsız geçiyor. Kar yağışının yağmur şeklinde yağması havzadaki bilançoya katkı sunmuyor" dedi. "Van Gölü Havzası su kaybetmeye devam edecek" Sıcaklıktan dolayı havzada büyük ölçüde buharlaşmanın gerçekleştiğini ve bu durumunda havzanın aleyhinde gerçekleştiğini dile getiren Alaeddinoğlu, "Dolayısıyla Van Gölü Havzası su kaybetmeye devam edecek. Çok yağışın düştüğü yıllarda bile olsa, bu durum uzun yıllık periyotlarda göl seviye kaybetmeye devam edecektir. Gölün tekrar yükselmesi, göl seviyesinde iyileşme beklemek kısa süreli mümkün olsa bile uzun vadede gölün aleyhinde işleyecek. Dolayısıyla gölün geriye doğru çekilmesi durdurulamayacak. İklim değişikliği dünyayı son 50 yıldır etkiliyor" diye konuştu. İHA

Ege Bölgesi'ndeki kuraklık barajlara yansıdı Haber

Ege Bölgesi'ndeki kuraklık barajlara yansıdı

 İzmir, Aydın, Uşak ve Denizli'deki bazı barajlarda su seviyesi düştü.  İZSU Su Arıtma Dairesi Başkanı Hakan Alpsoykan: "Kentimiz her ne kadar diğer kentlere göre biraz daha avantajlı durumda olsa bile mümkün olduğu kadar suyumuzu israf etmeden, sağlıklı bir şekilde kullanmamız gerekiyor." Meteoroloji Genel Müdürlüğünün Standart Yağış İndeksi'nde yer alan kuraklık haritası analizlerine göre 12 aylık veriler dikkate alındığında Ege Bölgesi'nde İzmir ve Aydın'ın önemli bölümü "orta kurak", Denizli "normal" ve "hafif kurak", Uşak'ın önemli bölümleri ise "çok şiddetli kurak" şeklinde tanımlandı. Bölgenin 1 Ekim 2022-31 Ocak 2023 dönemi yağışları, uzun yıllar ortalamasına ve bir önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 31 azaldı. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresinin (İZSU) mart ayının ilk haftası verilerine göre de kentteki 5 barajın su seviyesi düştü. Kentin en önemli su sağlayıcılarından Tahtalı Barajı'nda geçen yılın mart ayına göre doluluk yüzde 69'dan yüzde 40'a geriledi. Doluluk, Balçova'da yüzde 75'ten yüzde 39'a, Güzelhisar'da yüzde 81'den yüzde 64'e, Alaçatı Kutlu Aktaş'ta yüzde 89'dan yüzde 44'e, Ürkmez'de yüzde 91'den yüzde 44'e düştü. Bu ayın ilk haftasında Aydın İkizdere Barajı'nda doluluk oranı yüzde 16, Denizli Akbaş Barajı'nda yüzde 32, Uşak'taki Küçükler Barajı'nda ise yüzde 5 olarak kaydedildi. İZMİR'E 300 GÜN YETECEK SU VAR İZSU Su Arıtma Dairesi Başkanı Hakan Alpsoykan, AA muhabirine, İzmir'e yer altı kaynakları ve barajlardan su verdiklerini belirterek, farklı iki kaynağa sahip olmalarının bu anlamda bir avantaj olduğunu söyledi. Özellikle ocak ve şubatta iyi miktarda yağış alamadıkları için barajların su seviyesinde geçen seneye göre ciddi düşüş yaşandığını vurgulayan Alpsoykan, şunları kaydetti: "Tahtalı Barajı'ndan bahsediyorum çünkü İzmir'in en önemli yüzeysel su kaynağı, su ihtiyacının yüzde 40-45'ini temin ediyoruz. Bir önceki seneye göre neredeyse yarıya yakın bir düşme var. Yağış miktarı çok az oldu. Bundan bir ay önce baz alacak olursak baraj dolulukları anlamında en kötü 8. senemizdi 23 senede ama bugün baktığımızda biz bundan kötü 4 sene yaşamışız. Bu durumda Tahtalı Barajı'nda yaklaşık yüzde 40'lık bir doluluk var. Hiç yağmur yağmasa yaklaşık 300 gün yetecek suyumuz var." SU TASARRUFU ÖNEMLİ Kaynakları düzenli ve risklere karşı önlemleri alarak belirli bir planlama ölçüsünde kullandıklarını belirten Alpsoykan, sözlerini şöyle tamamladı: "Mümkün olduğu kadar vatandaşlarımızı susuz bırakmamak için elimizden geleni yapıyoruz ama bununla beraber elbette ki su tasarrufu gerçekten çok önemli. Kentimiz her ne kadar diğer kentlere göre biraz daha avantajlı durumda olsa bile mümkün olduğu kadar suyumuzu israf etmeden, sağlıklı bir şekilde kullanmamız gerekiyor. İnşallah hafta sonu yağışlar gelecek. Mart ve nisanda yağış olması durumunda tablomuz daha güzelleşecek." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.