TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#sporda şiddet

sporda şiddet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, sporda şiddet haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Olaylı derbide fişekle yaralanan taraftar konuştu Haber

Olaylı derbide fişekle yaralanan taraftar konuştu

Spor Toto 1. Lig’in 15. haftasında Göztepe ile Altay arasındaki maçın tatil edilmesiyle sonuçlanan olaylarda Altay tribününden atılan işaret fişeğiyle yüzünden, elinden ve vücudundan feci şekilde yaralanan Mehmet Çakır, olayla ilgili sanıkların yargılandığı davada verdiği ifadesinde, “46 gün boyunca o yaraların acısıyla uyandım” diyerek tedavisinin halen sürdüğünü söyledi. İzmir’de Gürsel Aksel Stadında 27 Kasım 2022’deki Göztepe-Altay maçında Altay taraftarları, 20. dakikada Göztepe seyircilerinin olduğu bölüme işaret fişeği fırlattı ve bir taraftar yaralandı. Müsabakanın 22. dakikada durdurulmasının ardından M.N.A. isimli Göztepe taraftarı, eline geçirdiği korner bayrak direğiyle Altay kalecisi Ozan Evrim Özenç’e saldırdı. Yaşanan olaylar sonucu hakemin isteğiyle futbolcular soyunma odasına giderken, yaklaşık 25 dakika beklemenin ardından müsabaka tatil edildi. M.N.A. ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna muhalefet’ suçlarından tutuklanıp daha sonra serbest bırakılırken, tribüne fişek atılarak bir kişinin yaralanmasına ilişkin soruşturmada ise gözaltına alınan 23 kişiden 19’u tutuklandı. Soruşturma çerçevesinde tutuklanan 18 kişi daha sonra serbest bırakılırken, tutuklu bulunan Furkan Ersanlı hakkında, ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan, diğer 22 sanık için ‘Kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yardım’, 11 sanık için ‘Tehlike arz edebilecek aletleri spor alanlarına sokmak’, diğer 11 sanık için de ‘Tehlike arz edebilecek aletleri spor alanlarında kullanarak müsabaka düzenini bozmak’ suçlarından cezalandırılmaları istendi. Sanıkların yargılanmalarına bugün devam edildi. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanık Furkan Ersanlı ve bazı tutuksuz sanık ile taraf avukatları ve maçta yaralanan Mehmet Çakır hazır bulundu. Olaylı derbide işaret fişeği ile yüzünden, elinden ve vücudundan feci şekilde yaralanan Göztepe taraftarı Mehmet Çakır, aralarında çocukların da bulunduğu 6-7 kişilik akraba grubuyla maça gittiğini anlatarak, “Yanımızda çocuk olduğu için aile tribünü diye bilinen yere gittim. 30 senedir maça giderim böyle bir şey yaşamadım. Her maçtaki gibi karşılıklı tezahüratlar devam ediyordu. Sağ taraftan çeneme bir şey girdi. Bir sıcaklık hissettim. Onun şiddetiyle yere düştüm. Herkes dua etsin beni elim kurtardı. O fişeği ağzımdan çıkarmasam yanacaktım, akciğerlerim iflas edecekti. Onu tutup çıkarınca arkadaşlarım da yaralandı” dedi. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde tedavisinin halen devam ettiğini söyleyen Çakır, “Dudağımın bir kısmında hala his yok. 6 aylık tedavi süresinden sonra diş tedavisine geçilecek. Hala düzgün beslenmiyorum. Vücudumda 3. derece yanık var, hala tedavisi devam ediyor. İki büyük operasyon geçirdim. Hala elimi kurtarmak için uğraşıyorlar. Elimle fişeği çıkarıp kendimi kurtarmasam bugün bambaşka bir dava görülüyor olabilirdi” diye konuştu. Hastanedeki tedavi sürecini de anlatan Çakır, “46 gün hastanede kaldım. Her sabah o yaraların acısıyla uyandım. İşime gidemiyorum. Abim işi bıraktı o da bana bakıyor o da işsiz kaldı” diyerek, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. “Maçtan bir gün önce maça giriş yasağı cezası aldı” Mahkemede tanık olarak dinlenen Altay tribün liderlerinden A.O., Göztepe-Altay derbisi için herhangi bir koreografi planlamadıklarını ifade ederek, “35. dakikada İzmir Marşı söyleriz diye düşündük. Görsel şölen adına başka bir şey planlamamıştık. Maçtan bir gün önce Gürsel Aksel Stadı’nın önünde pankart açtığımız için Furkan Ersanlı’ya maça giriş yasağı cezası verilmişti. Maça gelmek istedi, ben de onun gelmesini istemedim cezalı olduğu için. Cezası uzayacağı için otobüse almak istemedim” dedi. “Vicdanımı rahatlatmak istedim” Tahliyesini talep eden tutuklu sanık Furkan Ersanlı ise, “Yaşanan olaydan dolayı pişman, üzgünüm. Hiçbir şekilde kastım yoktu. Cezaevinde Mehmet Çakır’a özür mektubu yolladım. Eline geçti mi bilmiyorum. Vicdanımı rahatlatmak istedim. Herkesin önünde kendisinden özür dilemek istiyorum” şeklinde konuştu. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi tarafından Mehmet Çakır hakkında hazırlanacak raporun beklenmesine karar veren mahkeme heyeti, Furkan Ersanlı’nın tutukluluk halinin devamına, diğer sanıklar hakkındaki adli kontrol kararlarının kaldırılmasına hükmetti. Heyet, sanıkların 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun çerçevesindeki tedbirlerin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. İHA

‘Kanun bana işlemez’ anlayışı değişmeli Haber

‘Kanun bana işlemez’ anlayışı değişmeli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER Son dönemlerde sıklıkla karşılaşılan spor müsabakalarında çıkan arbedelerin bir yenisi İzmir’deki Göztepe-Altay derbisinde yaşandı. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Ruhan Erdem, yaşanan olayları ceza hukuku ve 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun açısından değerlendirdi. Sporda şiddeti önlemeye yönelik cezaların caydırıcı olduğunu fakat toplumun genelinde cezaların adaletine yönelik inançsızlık söz konusu olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Erdem, “Kanun bana işlemez anlayışını değiştirmemiz lazım. Bunu yapamadığımız sürece cezaları ne kadar arttırırsak arttıralım sonuç elde edemiyoruz” diye konuştu. TEMEL NEDENİ ENDÜSTRİLEŞME Yaşanan olayları ceza hukuku açısından değerlendiren Prof.Dr. Erdem, “Sporda şiddetin çok farklı sebepleri var. En başta kulüp yöneticilerinden başlayarak çok değişik aşamalarda farklı farklı durumların olduğunu söyleyebilirim. Spor barıştır, kardeşliktir, dostluktur diyoruz her zaman ama maalesef sporun endüstri tarafının ön planı geçmesiyle kulüpler arasında şiddetli bir rekabet başladı. Sporun amatör ruhunun kaybolması ve endüstrileşme bunun temel nedeni. Göztepe-Altay maçında yaşananların iki yönü var. Birincisi stadın içerisine bu patlayıcı maddelerin nasıl sokulduğu konusu. Özel bir ambulans şoförünün bu maddeleri stada sokarak dağıttığı söyleniyor. İş ve tazminat hukuku yönünden ilgili şirket açısından sonuçlarını tartışmıyorum. Verilen bir ambulansın bu tür amaç dışı kullanılmasına ilgili şirket nasıl bakar bilemiyorum ama ceza hukuku yönünden bakıldığı zaman 6222 Sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun var. Bu kanun kapsamında bazı yatırımlar söz konusu. Stada bu tür zarar verici maddelerin sokulması başlı başına bir suç olarak düzenlenmiş. İdari cezayı gerektiren bir suç olarak düzenlenmiş. Bunun aynı zamanda idari bir yönünün de olması; kulüpler veya stada bu maddeleri sokan kişiler yönünden kanunla ilgili yaptırımların uygulanması, aynı davranışların ceza hukuku yönünden de değerlendirilmesine engel değil” dedi. TUTUKLANMA SEBEBİ OLUŞTURUYOR İşaret fişeği atılması sonucu yaşananların ‘birden fazla kişiyi kasten yaralama’ suçu kapsamında değerlendirilebileceğini söyleyen Prof.Dr. Erdem, “Kalabalık ve aile üyelerine ayrılmış bir tribüne doğrudan herhangi bir kişiye isabet edeceğini düşünerek işaret fişeği fırlatan kişinin ‘birden fazla kişiyi kasten yaralama suçundan’ ceza sorumluluğu söz konusu. Yaralının durumu cezanın belirlenmesi açısından dikkate alınacaktır ama sadece o kişi değil, fişeğin etki alanında kalan diğer seyircilere yönelik olarak da bunun bir ceza sorumluluğu gerektireceğini zaten kabul etmemiz gerekiyor. Bedene yönelik saldırılar bakımından tutuklanma sebebi oluşturuyor. Üst sınır olan 2 yıllık tutukluluk yasağı da geçerli değil. Dolayısıyla tutuklanmalarını engelleyecek bir sebep görmüyorum. İdari yaptırımın yanı sıra ceza hukuku yönünden de bunun hem kasten yaralama hem de tutuklamayı gerektirdiğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı. KASTEN ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS Kaleciye yönelik saldırının ise ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçu kapsamında değerlendirilebileceğini dile getiren Prof.Dr. Erdem, şunları söyledi: “Olayın diğer bir yönü saha içerisine giren ambulansın yanında duran Altay kalecisine yönelik saldırı. Bayrak direğini alıp doğrudan kişinin kafasını hedef alan hamlede bulunduğunu görüyoruz taraftarın. Araya giren kişilerin engellemesi sebebiyle amacına ulaşamadığını görüyoruz. Dolayısıyla saha içerisine girmesi zaten başlı başına bu 6222 sayılı kanun kapsamında bir suç oluşturuyor ama doğrudan hayati bölgeleri hedef gözetilerek saldırı gerçekleşmiş. Burada bırakın kasten yaralamayı, öldürme kastının dahi varlığı tartışılabilir. Ceza hukuku bakış açısı ile idare hukuku bakış açısı arasında farklılıklar var. 6222 sayılı kanun sadece bu şekilde şiddete başvuran seyircileri kapsamıyor. Buna zemin hazırlayan kulüpler açısından da birtakım yaptırımlar getiriyor. Ceza hukuku bakımından yaptırım sadece kişiseldir ve tespit edildiği ölçüde de kim orada bu davranışları sergilediği net bir şekilde ortaya konulabiliyorsa hakkında adli işlem yapılması gerekir. Zaten başlatıldığını da biliyoruz.” SONUÇ ELDE EDEMİYORUZ Sporda şiddeti önlemeye yönelik cezaların caydırıcı olduğunu fakat toplumun genelinde cezaların adaletine yönelik inançsızlık söz konusu olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Erdem, “Cezalar caydırıcı. O noktada bir problem yok. Toplumda yaygın olan cezaların adaletine olan inançsızlık söz konusu. ‘Kanun bana işlemez’ anlayışını değiştirmemiz lazım. Bunu yapamadığımız sürece cezaları ne kadar arttırırsak arttıralım sonuç elde edemiyoruz. Dolayısıyla kanunlar doğru uygulandığı sürece yaptırımlarla ilgili bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Tek başına cezaların caydırıcı olmamasından kaynaklanan bir sorun değil de bütüncül bir yaklaşımla çözülebilecek bir sorun var ortada. Cezaları ön planları çıkararak bu tür olayları önleme düşüncesi doğru değil. Bugüne kadar bu düşünce ile yapılan kanun değişikliklerinden bir sonuç elde edemediğimizi gördük üzülerek. Mevcut kulüp yöneticilerine, stat görevlilerine yönelik de ciddi yaptırımların uygulanması gerekiyor. Mutlaka toplumda bu tür olayların sorumlularının ortaya çıkarılıp etkin bir şekilde cezalandırılacağına yönelik inancın oluşturulması lazım ki ancak o zaman cezalar caydırıcı olma amacını gerçekleştirebilir. Yoksa olay bazında yaklaşımların kalıcı çözüm sağlamadığını görüyoruz” açıklamasını yaptı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.