TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sevda Erdan Kılıç

Sevda Erdan Kılıç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sevda Erdan Kılıç haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Erdoğan’ın avukatından Kılıçdaroğlu ve CHP’li vekile dava Haber

Erdoğan’ın avukatından Kılıçdaroğlu ve CHP’li vekile dava

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal, Kemal Kılıçdaroğlu’na açtığı davanın ardından, CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’a da 250 bin TL’lik tazminat davası açtı. CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, “yargıdaki çürüme” iddiaları ile ismi gündeme gelen Mustafa Doğan İnal’ın, Uğur Mumcu davasında suikast sanıklarının avukatlığını yaptığını açıklamıştı. Erdoğan’ın avukatının suç duyurusu dilekçesi aynı gün işleme alındı, Hakim 2 gün içinde dosyaya baktı! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal, Cumhuriyet Halk Partisi önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç hakkında tazminat davası açtı. Kemal Kılıçdaroğlu, “yargıda rüşvet iddialarının” gündeme gelmesi üzerine CHP Grubunda yaptığı konuşmada, Mustafa Doğan İnal’ı işaret etmiş ve İnal’ın mal varlığının incelenmesini talep etmişti. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç da Mustafa Doğan İnal’ın, araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu davasında sanıkların avukatlığını yaptığını anımsatan bir açıklama yapmıştı. Sevda Erdan Kılıç’ın açıklamaları üzerine, Mustafa Doğan İnal, İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. İnal, Kılıç’ın yaptığı açıklamalar nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini, manevi bütünlüğünün saldırıya uğradığını ve kendisine itibar suikastinde bulunulduğunu öne sürdü. İnal, yaşadıklarının “telafi edilemeyecek düzeyde” olduğunu belirterek, manevi yönden gördüğü zarar nedeniyle Kılıç’tan 250 bin TL tazminat istedi. JET HIZIYLA İŞLEME ALINDI Mustafa Doğan İnal’ın yaptığı başvuru, jet hızıyla gündeme alındı. Mustafa Doğan İnal, manevi tazminat istemli dava dilekçesini avukatı Ferah Yıldız aracılığıyla 24 Ekim 2023 tarihinde İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sundu. Dilekçe ile ilgili 2 gün içinde Tensip Tutanağı hazırlandı ve İstanbul 37. Asliye Mahkemesi, 26 Ekim 2023 tarihinde hemen dosyaya baktı. Mahkeme, Sevda Erdan Kılıç’a yanıt verebilmesi için 2 haftalık süre tanıdı. Sevda Erdan Kılıç’a tebligat da jet hızıyla yapıldı. Dava dilekçesi ve mahkeme kararının tebliği 10 gün içinde gerçekleştirildi. Bu haber de ilginizi çekebilir: CHP'li Sevda Erdan Kılıç: Uğur Mumcu suikastinin bombacısı Oğuz Demir nerede?

CHP'li Sevda Erdan Kılıç: Uğur Mumcu suikastinin bombacısı Oğuz Demir nerede? Haber

CHP'li Sevda Erdan Kılıç: Uğur Mumcu suikastinin bombacısı Oğuz Demir nerede?

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, Gazeteci Yazar Uğur Mumcu suikastinin bombacısı Oğuz Demir hakkında, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir yargılama yapıldığını açıkladı. Mahkeme’nin, suikastin 30. Yılında hala Demir’i bulamadığını söyleyen Kılıç, “Bombacı Oğuz Demir nerede?” diye sordu. Uğur Mumcu davasının 30 yıldır karanlıkta bırakıldığını söyleyen Kılıç, Mumcu hakkındaki ana davada sanıkların savunuculuğunu Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal’ın yaptığını gündeme getirdi ve “Bugün yargıdaki çürümüşlüğün mimarı olarak konuşulan bu avukat, çıraklığını yargıdaki çürümüşlüğü ortaya çıkaran gazetecinin katillerini savunarak yapmıştır” diye konuştu. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, gazeteci yazar Uğur Mumcu suikasti kapsamında, Mumcu’nun arabasına bomba koyduğu tespit edilen Oğuz Demir’in yargılandığı davayı gündeme getirdi. Davanın son duruşmasının birkaç gün önce, sessiz sedasız bir şekilde Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü belirten Kılıç, şu bilgileri verdi: OĞUZ DEMİR NEREDE? “Hayali ihracat dosyası, Mobilya Dosyası, Ağca Dosyası, Silah kaçakçılığı dosyası gibi birçok dosya ile yargıdaki ve siyasetteki çürümüşlüğü gözler önüne seren gazeteci Uğur Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde katledildi. Tehditlere, baskılara, karanlık odakların hedefi haline gelmesine rağmen Türkiye’nin geleceği için vazgeçmeyen cesur bir kalemdi. Mumcu, eğer bunları yazmaya devam etseydi Türkiye, belki de temiz eller yolculuğunu bugüne kadar çoktan tamamlamış olacaktı. Ama o yolculuk hiç başlamasın isteyen karanlık eller, karlı bir Pazar sabahı Uğur Mumcu’yu katletti. Cinayetin üzerinden tam 30 yıl geçti. Çoğu kişinin haberi dahi yok ancak Uğur Mumcu davası hala sürüyor. Bundan yalnızca birkaç gün önce, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sessiz sedasız bir yargılama yapıldı. Uğur Mumcu’nun arabasına bombayı yerleştiren Oğuz Demir, 30 yıldır olduğu gibi yine bu davaya da getirilemedi. Oğuz Demir, kendi elleriyle yaptığı bombayı, kendi elleriyle Uğur Mumcu’nun arabasına yerleştirdi. Sonra nasıl olduysa ortadan kayboldu. 30 yılın sonunda da geçen hafta Mahkeme heyeti, bu bombacıyı hala bulamadığını gözümüzün içine baka baka söyledi! KATİLLERİN AVUKATI O İSİM ÇIKTI Uğur Mumcu davası, sadece Mumcu’nun yazdığı dosyalar nedeniyle değil, aynı zamanda bu büyük suikast davasının hepimizin gözünün içine baka baka sonuçsuz bırakılmasıyla da yargıdaki çürümenin, adaletsizliği en somut örneği, hatta temelidir. Yargıdaki çürüme ile mücadele eden bir gazetecinin öldürülmesi, çürümenin aktörlerini cesaretlendirmiş; Gazetecinin katillerinin cezasız bırakılması ise nice failleri cesaretli hale getirmiştir. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Aktörlere baktığımız zaman Mumcu davasının bugünkü çürümenin nasıl bir temeli olduğunu görüyoruz. Bugün, Yargıdaki rüşvet çarkı konuşuluyor. Sayın Genel Başkanımız son yıllarda her gün üstüne basa basa bu rüşvet çarkının mimarı olan bir isimden bahsediyor. Bu isim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı olan Mustafa Doğan İnal… Sayın Genel Başkanımızın tüm ısrarlı çağrılarına karşın hala hakkında inceleme yapılmayan, mal varlığı dahi araştırılmayan Mustafa Doğan İnal’ın, yargıdaki çürümenin baş mimarı olduğu her yerde dillendiriliyor. TUĞLAYI ÇEKECEĞİZ Peki kimdir bu Mustafa Doğan İnal? Mustafa Doğan İnal, Uğur Mumcu davasının katillerinin avukatlığını yapmış isimdir aynı zamanda. Evet.. Bugün yargıdaki çürümüşlüğün mimarı olarak konuşulan bu avukat, çıraklığını yargıdaki çürümüşlüğü ortaya çıkaran gazetecinin katillerini savunarak yapmıştır… Bu sistemin nasıl kurulduğunu ve korunduğunu biliyoruz. Vakti zamanında ‘Tuğlayı çekersek, duvar yıkılır’ diyenler.. İşte duvarınız. O tuğlayı çekmeye, O duvarı yıkmaya kararlıyız.” Hayali ihracat dosyası, Mobilya Dosyası, Ağca Dosyası, Silah kaçakçılığı dosyası gibi birçok dosya ile yargıdaki ve siyasetteki çürümüşlüğü gözler önüne seren gazeteci Uğur Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde katledildi. Tehditlere, baskılara, karanlık odakların hedefi haline gelmesine rağmen Türkiye’nin geleceği için vazgeçmeyen cesur bir kalemdi. Mumcu, eğer bunları yazmaya devam etseydi Türkiye, belki de temiz eller yolculuğunu bugüne kadar çoktan tamamlamış olacaktı. Ama o yolculuk hiç başlamasın isteyen karanlık eller, karlı bir Pazar sabahı Uğur Mumcu’yu katletti. Cinayetin üzerinden tam 30 yıl geçti. Çoğu kişinin haberi dahi yok ancak Uğur Mumcu davası hala sürüyor. Bundan yalnızca birkaç gün önce, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sessiz sedasız bir yargılama yapıldı. Uğur Mumcu’nun arabasına bombayı yerleştiren Oğuz Demir, 30 yıldır olduğu gibi yine bu davaya da getirilemedi. Oğuz Demir, kendi elleriyle yaptığı bombayı, kendi elleriyle Uğur Mumcu’nun arabasına yerleştirdi. Sonra nasıl olduysa ortadan kayboldu. 30 yılın sonunda da geçen hafta Mahkeme heyeti, bu bombacıyı hala bulamadığını gözümüzün içine baka baka söyledi! Uğur Mumcu davası, sadece Mumcu’nun yazdığı dosyalar nedeniyle değil, aynı zamanda bu büyük suikast davasının hepimizin gözünün içine baka baka sonuçsuz bırakılmasıyla da yargıdaki çürümenin, adaletsizliği en somut örneği, hatta temelidir. Yargıdaki çürüme ile mücadele eden bir gazetecinin öldürülmesi, çürümenin aktörlerini cesaretlendirmiş; Gazetecinin katillerinin cezasız bırakılması ise nice failleri cesaretli hale getirmiştir. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Aktörlere baktığımız zaman Mumcu davasının bugünkü çürümenin nasıl bir temeli olduğunu görüyoruz. Bugün, Yargıdaki rüşvet çarkı konuşuluyor. Sayın Genel Başkanımız son yıllarda her gün üstüne basa basa bu rüşvet çarkının mimarı olan bir isimden bahsediyor. Bu isim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı olan Mustafa Doğan İnal… Sayın Genel Başkanımızın tüm ısrarlı çağrılarına karşın hala hakkında inceleme yapılmayan, mal varlığı dahi araştırılmayan Mustafa Doğan İnal’ın, yargıdaki çürümenin baş mimarı olduğu her yerde dillendiriliyor. Peki kimdir bu Mustafa Doğan İnal? Mustafa Doğan İnal, Uğur Mumcu davasının katillerinin avukatlığını yapmış isimdir aynı zamanda. Evet.. Bugün yargıdaki çürümüşlüğün mimarı olarak konuşulan bu avukat, çıraklığını yargıdaki çürümüşlüğü ortaya çıkaran gazetecinin katillerini savunarak yapmıştır… Bu sistemin nasıl kurulduğunu ve korunduğunu biliyoruz. Vakti zamanında “Tuğlayı çekersek, duvar yıkılır” diyenler.. İşte duvarınız. O tuğlayı çekmeye, O duvarı yıkmaya kararlıyız. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Sevda Erdan Kılıç: 1982 Askeri vesayetine de hayır, 2023 Saray vesayetine de hayır

Milletvekili Kılıç: “Murat Dağı’nın üstü altından değerlidir” Haber

Milletvekili Kılıç: “Murat Dağı’nın üstü altından değerlidir”

Ege Bölgesinin bolluk ve bereket kaynağı, Gediz, Büyük Menderes, Susurluk, Porsuk gibi akarsuların doğduğu ve yaklaşık 15 milyon insanın su ihtiyacını karşılayan Murat dağı, madencilerden bir kez daha kurtuldu. Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı ÇED olumsuz raporu verirken, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, “Mücadelemiz devam edecek” dedi. MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK Vekil Kılıç, X platformu üzerinden şu mesajı verdi: “Murat Dağı Altın Madeni projesine karşı verdiğimiz mücadele sonuç verdi. Bakanlık ÇED olumsuz raporu vermek zorunda kaldı. Ege ve İç Anadolu tarım havzasını besleyen bu bereketli toprakların, su kaynaklarının zehirlenmesine müsaade etmemiş olduk. Biliyoruz ki; bir süre sonra yine gelecekler… Biz yine burada olacağız. Mücadelemiz devam edecek. Murat Dağı’nın üstü altından değerlidir.” NE OLMUŞTU? Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; “Kütahya İli Gediz, ilçesi İR:85899 Nolu ruhsatlı saha (Karaağaç Köyü) mevkiindeki firma tarafından yapılması planlanan İR:85899 NO'LU Yıldız Altın-Gümüş Madeni Kapasite Artırımı ve Kırma Eleme Tesisi projesi ile ilgili olarak Bakanlığımıza sunulan ÇED Raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Proje ile ilgili olarak ÇED Yönetmeliğinin 14. maddesi gereğince Bakanlığımızca 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumsuz' kararı verilmiş olup; Kütahya Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından kararın halka duyurulması gerekmektedir. İlgililere ve kamuoyuna duyurulur” ifadeleri kullanıldı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Halkın kantarına çıkıyor: Orman arazisine madende ‘ÇED kurnazlığı’

 CHP örgütü ‘Seyrek’ satışları için ayakta: Yarına kalır yanınıza kalmaz! Haber

 CHP örgütü ‘Seyrek’ satışları için ayakta: Yarına kalır yanınıza kalmaz!

Geçtiğimiz yıl, 1 milyon 600 bin metrekarelik arazi satışıyla gündeme gelen ve uzun süre Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı arasında yüksek gerilimi tartışmalara neden olan, Seyrek arazileri satışlarıyla gündeme gelen Menemen Belediyesi’nden dev bir satış adımı daha geldi. Geçmişte tamamı ihaleye çıkarılan ancak bir bölümünün sit alanı içinde kaldığı gerekçesi ile iptal edilen Seyrek Arazileri için, daha sonra parça parça satılması kararı alınırken; belediye geçtiğimiz aylarda bu kez ilçenin Maltepe Mahallesi’nde bulunan 1 milyon 50 bin metrekarelik taşınmazı ihale vitrinine koymuştu. Öte yandan; CHP Menemen örgütünden satışa tepki gelirken örgüt bugün satışlara karşı protesto yürüyüşü gerçekleştirdi. Menemen Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayan yürüyüş Menemen Belediyesi önünde son bulurken, belediye önünde CHP Menemen İlçe Başkanı Hüseyin Özbey basın açıklaması gerçekleştirdi. Yürüyüşe CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç da destek verdi. Belediye binası önünde yapılan konuşmalarda ise yerel seçimler işaret edilerek “Hesap sorulacak” mesajı verildi. ÖZBEY: LALE DEVRİ BİTECEK AK Partili yöneticilere ve ihaleye gireceklere seslenen İlçe başkanı Özbey, “AK Partili Menemen Belediyesi Başkan Vekili Aydın Pehlivan, göreve geldiği günden beri arazi satışlarıyla İzmir gündeminden düşmedi. Menemen’in geleceği satılmasın diye defalarca uyarmamıza rağmen bizlere kulak tıkadılar. Son çare olarak arazilerimizi korumak için belediye kapısına dayandık. Buradan AK Partili yöneticilere sesleniyoruz… Bu araziler sizlerin olsaydı parsel parsel satar mıydınız?  Elinizi derhal Menemen’den çekin. Menemen’in geleceğini yandaş sanatçılara, plastik süslere ve asfalta yatıran AK Partili yöneticilerin lale devri bitecek. Sattığınız her karış toprağın hesabını sandıkta soracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Menemenli hemşehrilerimize de çağrımızdır… Sizleri açlığa, sefalete mahkum eden israfçıların biletini sandıkta kesin! İhaleye girecek olan kişileri uyarıyoruz, yanlış hesap Bağdat’tan döner” dedi. KILIÇ: HESAP YARIN KALIR AMA YANINA KALMAZ Halkın malının gasp edildiğini söyleyen CHP İzmir Milletvekili Kılıç, satışları TBMM’ye taşıyacağının sözünü vererek “Menemen halkının sandıktan çıkan iradesini gasp edenler bugün menemen halkının taşınmazlarını gasp etmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Nasıl ki bu göreve bir hak gaspıyla gelindiyse halkın malını babasının malı gibi satmak istiyorlar. Bu mücadeleyi mecliste sürdüreceğime de söz veriyorum. Bu hesaplar belki yarına kalır ama kimsenin yanına kalmaz. Bu hesabı Menemenliler 31 Mart 2024’te sandıkta göreceklerdir. Halkın malı satılamaz” ifadelerini kullandı. NE OLMUŞTU? Menemen Belediyesi, geçtiğimiz yıl Seyrek’te bulunan 65 taşınmazı satışa çıkardı. 2023 yılı bütçesi 1 milyar 216 milyon  lira olan Menemen Belediyesi, Nisan ayında 1 milyar 705 milyon lira ek bütçe talebiyle meclise geldi. Aradan bir kaç ay geçmeden  Eylül ayı meclis toplantısında 1 milyar 664 milyon liralık et bütçeyi meclisten geçirdi. 2023 yılının 3. Çeyreğinde toplam bütçe ise 4 milyar 585 milyon lira oldu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir süs bitkileri üreticilerinden LIF 2023’e çıkarma

Sevda Erdan Kılıç: 1982 Askeri vesayetine de hayır, 2023 Saray vesayetine de hayır Haber

Sevda Erdan Kılıç: 1982 Askeri vesayetine de hayır, 2023 Saray vesayetine de hayır

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Sevda Erdan Kılıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın destek çağrısında bulunduğu 2023 Anayasa Taslağının Saray bürokratları tarafından kapalı kapılar ardında hazırlandığını belirterek, “Bu da Saray vesayetidir” değerlendirmesini yaptı. Kılıç, yeni Anayasa çağrısı ile ilgili şunları söyledi: ANAYASA TASLAĞINI YAVUZ ATAR YAZDI Sayın Erdoğan, vatandaşlara bir kez daha yeni Anayasa sözü verdi… Bugün ceplerinde olan Anayasa taslağı, iki yıl boyunca Saray’da hummalı bir şekilde yapılan çalışmaların sonunda ortaya çıktı. Saray’da, yani kapalı kapılar ardında. Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Mehmet Uçum başkanlığında bazı hukukçularla birkaç kez Anayasa toplantıları yapıldı. Anayasa taslağını ise yine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olan Yavuz Atar kaleme aldı. BU DA SARAY VESAYETİ! Yani yeni Anayasa taslağını yazan toplamda 2 kişidir. Bu iki kişinin ortak özelliği de ikisinin de Cumhurbaşkanlığı bürokratı olmasıdır. Ancak; Anayasalar “toplumsal uzlaşma metinleridir” Anayasalar toplumsal uzlaşı aranarak, toplumun farklı kesimleri bir araya getirilip, görüşleri alınarak yazılır. Bugün ‘hazırladık’ dediğiniz Anayasa ise Saray bürokratlarının kaleminden çıkmıştır. VESAYET NÖBETİ 12 Eylül’ün yıldönümünde, Darbe Anayasası’na karşı, askeri vesayete karşı bizi sivil Anayasa’ya destek olmaya çağıran Erdoğan’a sesleniyorum:  Vesayet vesayettir! Sizin yaptığınız da vesayet nöbetinden başka bir şey değildir! Bugün Askeri vesayetin ürünü bir Anayasa’ya karşı, Saray vesayetinin ürünü bir Anayasa ile karşımıza çıkıyorsunuz. SARAY ANAYASASI’NA HAYIR! Size bir hukukçu olarak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu üyesi olarak Bir hukuk kuralını hatırlatayım: Hukukta usul esastan önce gelir! Maalesef bu yöntem dahi Saray Anayasası’na ‘hayır’ dememiz için yeterli. İSİM TARTIŞMASI Duyduğum kadarıyla Anayasa’ya isim de koymuşsunuz. Saray bürokratlarına hazırlattığınız taslağı “2023 Anayasası” diye Meclis’e getirmeye hazırlanıyormuşsunuz. Size TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi olarak, bir usul bilgisi daha vereyim,  Anayasalar görüşülmeye başladıkları yılın değil, kabul edildikleri yılın adını alır. Tavsiyem şu ki: Aceleye mahal yok! “1982 ASKERİ VESAYETİNE DE HAYIR; 2023 SARAY VESAYETİNE DE HAYIR!” Duyduğum kadarıyla Saray’da yazdırdığınız Anayasa Taslağı için Partiniz Propaganda ekiplerine bir de slogan hazırlatmışsınız. Slogan da belli olmuş:  ‘1982 Darbe Anayasası’na Hayır; 2023 Sivil Anayasası’na Evet’ Biz de bir slogan hazırladık: ‘1982 Askeri vesayetine de Hayır, 2023 Saray vesayetine de’” BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmir 1.Bölge Milletvekili Sevda Erdan Kılıç Kimdir?

Vekil Kılıç’ın o paylaşımına öğrenci ve öğretmenlerden tepki Haber

Vekil Kılıç’ın o paylaşımına öğrenci ve öğretmenlerden tepki

İzmir Atatürk Lisesi’nde yatılı okuyan öğrencilerin ‘çorba ve makarnalı’ yemek menüsü sosyal medyayı ayağa kaldırınca benzer bir durumun Bornova Anadolu Lisesi’nde de yaşandığı öne sürüldü. Bornova Anadolu Lisesi’nde eğitim gören öğrencilere verildiği iddia edilen yağ ve ekmekli yemek menüsü birçok kesim tarafından tepkiyle karşılanırken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’ın da gündemindeydi. Tabldotu paylaşarak “Çocuklar bilgide yarışacağına açlıkta yarışıyor” açıklamasını yapan Kılıç sonrasında eğitimcilerin ve öğrencilerin eleştiri yağmuruna tutuldu. X platformu üzerinden iddiaların asılsız olduğu öne çıkarken öğretmenler, “Kirli siyasetinizi çocukların üzerinden çekin. Hodri meydan, yarın gelin okula” çıkışında bulundu. O AÇIKLAMAYA TEPKİ YAĞDI Bornova Anadolu Lisesi’nde öğrencilere verildiği söylenen menüyü paylaşan Vekil Kılıç, şu paylaşımı yaptı: “Sadece yağ ve ekmek! İzmir Atatürk Lisesi’ndeki yemek skandalının ardından Bornova Anadolu Lisesi’nde de benzer görüntüler içimizi acıttı. Çocuklar bilgide yarışacağına açlıkta yarışıyor! Kıymetini bilemediğiniz bu gençler, size rağmen başaracak.” KİRLİ SİYASETİNİZİ ÇOCUKLARIN ÜZERİNDEN ÇEKİN “Bornova Anadolu Lisesi’nde okuyorum, böyle bir şey yok. Asparagas” diyen bir öğrencinin ardından, eğitimciler ise “Ben bu okulda 5 senedir öğretmenim. Bir kere bile böyle bir kahvaltı çıkmadı. Kirli siyasetinizi çocukların üzerinden çekin. Hodri meydan, yarın gelin okula. Hem de istediğiniz basın yayın ile. Öğrencilere sorun böyle bir şey var mı? Yoksa özür dileyecek misiniz? Sanmam!” dedi. Bir başka öğretmen ise “Toplumu yanlış yönlendirmeyin. Siyaseti yalanlar üzerinden sürdürmek kimseye bir şey kazandırmaz. Bu okulda görev yapan bir öğretmenim ve her nöbetimde öğrencilerimizle kahvaltı yapıyorum yıllardır. Hiç böyle bir kahvaltıya şahit olmadım” tepkisinde bulundu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Dört dörtlük veli… Güvenlik de, temizlik de onların sırtında!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.