TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Selçuk Efes Kent Belleği

Selçuk Efes Kent Belleği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Selçuk Efes Kent Belleği haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Efes Selçuk'ta Ekolojik Yaşam Semineri Haber

Efes Selçuk'ta Ekolojik Yaşam Semineri

Kapadokya Üniversitesi Çevreci Beşeri Bilimler Merkezi Öğretim Üyesi ve Atölye Deneme Sanat ve Ekoloji Derneği Üyesi Dr. Ekin Gündüz Özdemirci’nin katılımıyla düzenlenen atölyede Ekolojik Kriz, etkileri ve Ekolojik Krize karşı bireysel olarak alınabilecek önlemler konuşuldu. EKOLOJİK KRİZ KÜLTÜREL VE SOSYAL BİR MESELEDİR Ekolojik Krizin büyük bir krizin parçası olduğunu belirten Özdemirci; “Bizim sorunumuz sadece havanın ısınması ya da buzulların erimesi değil. Ekolojik kriz aslında ekonomik, kültürel ve sosyal bir meseledir. Bu krizi yaratan bir sistemdir aslında. Biz bir ekolojik krizin içindeyiz. Bu kriz her şeyden önce bir sistem krizi. Yaptığımız seçimler iklim ve biyoçeşitlilik sonuçlarını şekillendiriyor. Bununla ilgili bütün insanlara bir sorumluluk yükleniyor.  Ancak bu krizin yaratıcısı olmayan toplumlar, bu krizden en çok etkilenen toplumlar oluyor. Bu krizin yaratıcısı gelişmiş sanayi toplumlarıdır. Ekolojik Kriz sistem kaynaklı bir sorun olup bu sistemin köşe başlarını tutanların eylemlerinin sonucudur. Çözüm bireysel olamaz ama bireysel olarak yapacaklarımız sistemde delikler açar” dedi. BİREYSEL ÇABALARIMIZ DA ÖNEMLİ Ekolojik Krizin etkilerine karşı büyük ekonomik ve politik dönüşümlerle çözüm sağlanabileceğinin altını çizen Özdemirci, “Ekolojik Krize karşı bireysel çabaları da küçümsememek gerekir. Bu yüzden bizim algı değişimine odaklanmamız gerekiyor. Karbon ayak izi ve ekolojik ayak izini azaltmamız gerekiyor. Bu noktada etik tüketim, adil ticaret, kendi üretebileceğimizi üretmek, sürdürülebilir tarım ürünlerini tercih etmek, mevsimsel beslenme, ikinci el eşya tüketimi, eşya takasları, plastik tüketimini azaltmak, naylon poşet tüketimini azaltmak, evsel atıklardan kompost gübre üretmek, evde kompost gübre yapmak, evde doğal sertifikalı temizlik malzemeleri ya da sirke, arap sabunu gibi doğal temizlik malzemeleri kullanmak bireysel olarak alabileceğimiz önlemler arasında yer alıyor. Ekolojik Krize karşı alınacak önlemler aslında insanın doğayı koruma mücadelesi değil insanın kendi türünü koruma mücadelesidir” dedi. HABER MERKEZİ

Mübadele, 100. yılında irdelendi Haber

Mübadele, 100. yılında irdelendi

Selçuk Efes Kent Belleği'nde Lozan Nüfus Mübadelesi’nin 100. yılı sebebiyle düzenlenen söyleşi serisi, bu ay "Ekonomi ve Tarım" başlığıyla gerçekleştirildi. Semra Yeşil ve Kadri Dallı’nın moderatörlüğünde düzenlenen söyleşinin konuğu Dr. Okan Ceylan, Lozan Nüfus Mübadelesi’nin ekonomi ve tarıma yansımasını anlattı. Lozan Nüfus Mübadelesi’ne giden süreci özetleyen Dr. Okan Ceylan, "Lozan’da görüşülen konulardan biri de nüfus mübadelesi. Nüfus nübadelesinin arka planına baktığımızda 1923 yılından 1925’e kadar devam eden bir süreç. Bunun toplumsal ve ekonomik etkilerine baktığımızda ise 1930’ların ortalarına kadar geliyor. Çünkü savaştan yeni çıkmışız, ekonomik durumumuz toparlanma aşamasında, mübadillerin kültürel, ekonomik ve toplumsal olarak adaptasyon sorunları var. Bu mübadele sürecinde İstanbul Ortodoksları ve Batı Trakya Müslümanları hariç tutuluyor. 1 milyon 200 bin Rum Anadolu’dan gönderiliyor. 500 bine yakın Türk Yunanistan’dan buraya geliyor. Yunanistan o tarihlerde 5 milyon nüfusa sahip, Rusya’dan da bir o kadar Rum geliyor. Türkiye’nin nüfusu ise o tarihlerde 13 milyon" bilgisini verdi. "Maksat, göçmenleri üretici haline getirmek" Mübadele sonrasında devletin maksadının mübadilleri üretici haline getirmek olduğunu belirten Dr. Okan Ceylan, "Türkiye’nin üretim ekonomisine, toprağı işleyecek iş gücüne ihtiyacı var. Devletin göçmenlere kredi vermesi lazım, arazi dağıtması lazım ve ürettikleri ürünleri pazarlayacakları kooperatiflerin kurulması lazım. Genç Cumhuriyet de bunları yapıyor. Devlet mübadillerin üretici haline gelebilmesi için 1923-1933 yılları arasında tüm Türkiye’de 157 bin 736 mübadil ailesine toplam 6 milyon 300 bin dekar büyüklüğünde tarım toprağı veriliyor. Kurulan mübadil köylerine 7 milyon kilo tohumluk dağıtılıyor. 27 bin 500 pulluk, 41 bin tarım aleti, 23 bin adet büyükbaş hayvan dağıtılıyor, kredi de veriliyor" dedi. "Mübadele her alanı etkiledi" Söyleşinin moderatörlerinden Kadri Dallı da mübadele sonrası ekonomi ve tarımı Yunanistan açısından değerlendirdi. Osmanlı'da bir burjuva sınıfının olmadığını belirten Kadri Dallı, "Osmanlı’da ticaret, egemenlerin varlık gösterdiği bir alan değildi. Askerlik, devlet yönetimi, büyük toprak sahipliği egemen Müslümanların tekelindeydi. Halk çiftçilik ile uğraşıyordu. Böyle olunca Osmanlı’da burjuva sınıfını Rumlar, Ermeniler ve levantenler oluşturuyordu. Buradan giden büyük sermaye sahipleri Yunanistan’dan da Avrupa’ya gidiyorlar. Bu yönüyle baktığımızda mübadele sadece iki halkın yer değiştirmesi değil. Bu yer değiştirmeler, hep bu söyleşilerde anlattığımız gibi gidilen yerlerin dansını, müziğini, edebiyatını, sosyolojisi, demografisini, mutfak kültürünü etkilemiştir" sözlerine yer verdi. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.