TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#şap virüsü

şap virüsü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, şap virüsü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

DEÜ'lü uzmanlar deprem bölgesinde şap virüsü uyarısı yaptı Haber

DEÜ'lü uzmanlar deprem bölgesinde şap virüsü uyarısı yaptı

Tarihin en büyük yıkımlarından birine neden olan Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından dört koldan destek çalışmaları yürüten Dokuz Eylül Üniversitesi'nde (DEÜ), bu kez Veteriner Fakültesi uzmanları bölgeye yardım elini uzattı. Bölgedeki hayvancılık işletmelerinin ve yetiştiricilerin durum tespiti ve destek faaliyetlerinde bulunmak için Adıyaman’a giden DEÜ’lü bilim insanları, SAT-2 tipi şap virüsüne ve koruyucu önlemlere yönelik önemli uyarılarda bulundu. Türkiye’nin saygın yükseköğretim kuruluşlarından biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sarmayı sürdürüyor. Tarihin en büyük yıkımlarından birine neden olan depremlerin hemen ardından destek için dört koldan harekete geçen DEÜ, arama-kurtarma, sağlık hizmetleri, sosyal hizmetler ve hasar tespit çalışmaları ile afet koordinasyonuna önemli katkılar sunmuştu. Bir yandan deprem araştırma raporları yayımlayarak kamuoyunu bilgilendiren DEÜ’de bu kez, Veteriner Fakültesi uzmanları bölgeye yardım elini uzattı. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın talimatıyla bölgedeki hayvancılık işletmelerinin ve yetiştiricilerin durum tespiti ve destek faaliyetlerinde bulunmak için Adıyaman’a giden DEÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Bulut, Arş. Gör. Dr. Mustafa Yiğit Nizam ve Arş. Gör. Tunahan Çomak’tan oluşan DEÜ ekibi, saha destek çalışmalarına devam ediyor. Depremin en çok etkilediği illerden olan Adıyaman’da ilk olarak Tarım ve Orman Bakanlığı Adıyaman İl Müdürlüğü ile iletişim kuran DEÜ ekibi, deprem ve sel felaketi sonrası bölgedeki hayvancılık işletmelerinin ve yetiştiricilerin durumu ve ihtiyaçları, mevsimsel ve salgın hastalık şüpheleri, hayvan barınaklarının durumu hakkında bilgiler topladı. Fizibilite çalışmalarına hemen başlayan DEÜ’lü bilim insanları, ziyaret edilecek işletmeleri ve yetiştiricileri belirleyerek harekete geçti. Ekip, ziyaret edilen tüm işletmelerde yurt dışı kaynaklı olarak ülkemizde de görülen SAT-2 tipi şap virüsü ile ilgili alınacak tedbirler başta olmak üzere, ihtiyaç duyulan yerlerde genel muayene, teşhis ve tedavi; sorun görülmeyen işletmelerde iklim şartları nedeniyle görülebilecek mevsimsel hastalıklara karşı önlemler aldı. Şap hastalığına dikkat çekildi Bölgedeki çalışmalar hakkında bilgi aktaran DEÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Bulut, işletme ve yetiştirici ziyaretlerinde SAT-2 tipi şap virüsüne özellikle dikkat çektiklerini belirterek, “Son iki aydır Türkiye’de de görülen ve gündem oluşturan viral bir zoonoz (hayvanlardan insanlara bulaşabilen) hastalık olan şap hastalığı ile ilgili tedbirleri de kapsayan önemli bilgilendirmeler yaptık. Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanlarda görülen, bulaşma ve yayılması çok hızlı olan, buzağı ve kuzularda ölümlere; diğer hayvanlarda büyük verim kayıplarına neden olan bir hastalık. Şap virüsünün O, A, C, SAT-1, SAT-2, SAT-3 ve ASIA I olmak üzere 7 ayrı serotipi bulunmaktadır. Türkiye’de daha önce rastlanmayan SAT-2 serotipinin yurt dışı kaynaklı olarak ülkemize geldiği ve Bakanlık verilerine göre 8 işletmede tespit edildiği bilinmektedir. Adıyaman ilinde şu ana kadar Şap hastalığı vakası bildirilmemiş ve 17 Mart 2023 tarihi itibariyle aşılama çalışması Veteriner hekimlerin özverili çalışmaları ile tamamlanmış bulunmaktadır” dedi. Tedavi süreçleri başlatıldı İşletmelerde barınakların zarar görmesinden dolayı kış şartları ve mevsim geçişleri sebebiyle bazı hayvanlarda solunum sistemi hastalıkları tespit ettiklerini paylaşan Bulut, bu hayvanlarla ilgili olarak tedavi süreçlerini başlattıklarını kaydetti. Bulut, “Muhtemel hastalıklara karşı alınabilecek tedbirler konusunda işletmeleri bilgilendirdik ve farklı hastalıklara karşı uygulanabilecek aşı protokolleri tavsiye ettik. Bazı işletmelerde ise yeni doğan buzağı ishalleri olduğunu tespit ettik ve tedavi protokolleri başlattık. Bu noktada DEÜ Veteriner Fakültesi tarafından pilot bir proje olarak gerçekleştirilen ve 2022 yılında tamamlanan ‘Buzağı Ölümlerine Karşı Gebe Hayvanların Aşılanması’ isimli projenin sonuçları da örnek gösterilerek, buzağılarda yaşanacak kayıpların önlenmesine yönelik tavsiyelerimizi yetiştiricilerle paylaştık” ifadesinde bulundu. Bulut ayrıca, hastalıkların teşhisinin ardından tedaviye başlanılan yerlerde Dokuz Eylül Üniversitesi ve Adıyaman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından sağlanan ilaçların işletmelere bırakıldığı da belirtti. Aşılama çalışmalarının önlem amaçlı yapılmakta olduğunu, yetiştiricilerin de hastalıkla mücadelede koruyucu amaçlı alacakları önlemler bulunduğunun altını çizen Bulut, “Bu önlemler; işletme girişlerinde etkili dezenfektanların bulunması, işletmelere dışardan kimsenin girmemesi, mümkünse sadece bakıcıların girmesi, sağımda el, sağım makinesi ve meme temizliğine dikkat edilmesi, enfeksiyonun bildirildiği bölgelerden yem tedarik edilmemesi, enfekte bölgelere yakın meralara hayvan gönderilmemesi, yeni alınan hayvanların karantinaya alınarak sağlıklı olduğundan emin olunduktan sonra sürüye dahil edilmesi olarak sıralanabilir. İşletmede hastalık görülmesi durumlarında ise hemen bir Veteriner hekime haber verilmesi, sağlıklı ve hastalıklı hayvanların birbirinden hemen ayrılması, hayvan bakıcılarının da aynı şekilde ayrılması, hayvan altlıklarının güvenli olarak yok edilmesi, hasta olan hayvanların bulunduğu bölümlerin dezenfekte edilmesi gerekmektedir” bilgisini paylaştı. Açıklamalarını sürdüren Bulut, şunları kaydetti: “Yapılan saha çalışmaları esnasında Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’nden (TAGEM) Genel Müdür Dr. Metin Türker, genel müdür yardımcıları, daire başkanları ve il müdürlüğü heyeti ile birlikte çalışma alanına ziyaret gerçekleştirdik. Genel Müdür ve beraberindeki heyete Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar öncülüğünde Üniversitemizin tüm birimleriyle yürüttüğü deprem seferberliğini anlattık. Şap hastalığı ile ilgili bahsettiğimiz tüm bilgiler ziyaret edilen bütün işletmelerde yetiştiricilere anlatılmış ve hastalıktan korunmadaki rollerinin önemine vurgu yapılmıştır. Şap hastalığı ile mücadelede kesim, karantina ve aşılama tedbirleri uygulanmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ülke genelinde aşılama çalışmaları başlatılmış olup hızla tamamlanmaya çalışılmaktadır.” İHA

Şap hastalığı nasıl bulaşır? Şap hastalığı nedir, nasıl yayılır ve belirtileri neler? Haber

Şap hastalığı nasıl bulaşır? Şap hastalığı nedir, nasıl yayılır ve belirtileri neler?

Kimyasal etkenlere karşı dayanıksız olan şap virusu pH 7,0- 7,7 de etkilenmemekte (stabil olmakla) birlikte asit ve alkali şartlarda kısa sürede inaktive olmaktadır. Hastalık direkt ve indirekt olarak yayılmaktadır. Hastalığın en belirgin yayılma yolu havada bulunan virusun solunum sistemi ile alınmasıyla olmaktadır. Enfekte veya kuluçka dönemindeki hayvanlar solunum, deri, sekret ve ekstretleri, süt ve sperma ile virusu saçmaktadır. Hastalık bulaşık (kontamine) hayvan ürünleri, bulaşık (kontamine) araç ve aletler, insan, yabani hayvanlar, kuşlar, rüzgar ve nakil araçları ile de bulaşabilmektedir. İnsanlar da ise enfekte hayvanlar ile temas veya enfekte et ve süt ürünleri ile enfeksiyonu nadiren aldıkları bildirilmektedir. ŞAP HASTALIĞI BELİRTİLERİ Sığırlarda ateş, iştahsızlık, depresyon ve süt veriminde azalma ilk klinik bulgulardır. 24 saat içerisinde salya akışı başlar ve dil-dişetinde veziküller şekillenir. Keseciklere (veziküllere) interdigital bölgede, koroner bölgede, meme derisinde, ağız ve burun mukozasında rastlanabilir. Veziküllerin yırtılması ile geniş ülseratif yaralar şekillenebilir. Dildeki yaraların (lezyonların) genellikle birkaç günde iyileşmesine karşın ayaklardaki ve nazal bölgedeki lezyonlar çoğunlukla ikinci (sekunder) bakteriyel enfeksiyonlara maruz kalırlar. Sekunder bakteriyel enfeksiyonlar sonucu pneumoni ve mastitis görülebilir, tırnak düşebilir. Koyun ve keçilerde hastalık daha hafif seyirlidir. Hastalık koyunlarda genellikle topallık ile karakterizedir ve topallık süreklilik gösterir. Ağızdaki lezyonlar sığırlardaki lezyonlardan daha küçük ve daha kısa sürelidir. Genellikle hastalığın yol açtığı ekonomik kayıplar sığırlarınkinden daha düşüktür ve klinik bulgular ancak dikkatli bir gözlemle belirlenir. Şap hastalığının ölüm (mortalite) oranı düşük olmakla birlikte genç hayvanlarda virusun kalpte yerleşmesi (lokalize) sonucu ölümle sonuçlanan myokarditis olguları görülebilir. Hastalığın bulaşma (morbidite) oranı ise yüksek olup, et ve süt verimlerindeki hızlı düşüşe bağlı ekonomik kayıplar önem taşımaktadır. Klinik bulgular hastalıktan şüphe ettirmekle birlikte kesin tanı virolojik veya serolojik yöntemler kullanılarak konulmaktadır. Ayırıcı tanıda; topallık, mukozal erozyonlar, salya, nazal akıntı ve meme lezyonlarına yol açan enfeksiyonlar göz önünde bulundurulmalıdır. HASTALIK İÇİN 4 ANA STRATEJİ Şap hastalığının kontrolü için uygulanan 4 ana strateji vardır. Bunlar: A. Kesim B. Karantina C. Aşılama Bir ülkede veya bölgede bu yöntem veya yöntemlerden hangilerinin uygulanacağına karar vermek için, öncelikle sosyo-ekonomik durum, hayvan varlıklarının durumu ve şap hastalığı yönünden epidemiyolojisi, iklim-coğrafik şartları dikkate alınarak kâr-zarar analizlerinin yapılması gerekmektedir. KESİM: Şap hastalığına yakalanmış hayvanların ve bunlar ile temas etmiş hayvanların kesime tabi tutulmasıdır. Amaç esas virus kaynağının tüketilmesi (eliminasyonu) ve virusun hayat seyrinin (siklusunun) kırılmasıdır. Bu yöntemin dezavantajı , büyük ölçüde hayvan kaybına neden olmasıdır. Şap hastalığının sporadik olarak seyrettiği aşılama programını bırakmış ülkelerde bu yöntem uygulanmaktadır. Ancak hastalığın yayılmasının (insidensinin) düşük olduğu ülkelerde ekonomik olan bu yöntem, hastalığın yaygın olduğu ülkelerde hem ekonomik değildir, hem de toplumsal kabulü oldukça güçtür. KARANTİNA: Şap virusunun epidemiyolojik durumu ve edinilen deneyimler gözönünde bulundurulduğunda, sadece bu yöntem ile sonuç alınamayacağı açıktır. Ancak diğer yöntemler ile birlikte uygulandığında anlam taşımaktadır. AŞILAMA: Amaç hastalığın yaygın olduğu ülkelerdeki hayvan topluluğunda (popülasyonunda) yüksek antikor düzeyinin sağlanmasıdır. Bu amaçla düzenli ve yoğun aşılama programları ile popülasyonda virusa karşı direnç sağlanması hedeflenmektedir. Ancak başarı sağlanabilmesi için karantina ve önleyici (profilaktik) önlemlere gereksinim vardır. Aşılama stratejisinin belirlenmesinde hastalığın epidemiyolojisi, çevresel faktörler, çiftçilerin kültür seviyesi gibi faktörler de önem taşımaktadır. HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.