TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#sanık

sanık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, sanık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

FETÖ, belgesel için dijital platform arayışına girmiş Haber

FETÖ, belgesel için dijital platform arayışına girmiş

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 164 sayfalık iddianamede, örgütün güncel yapılanmasına yönelik tespit edilen bilgilere yer verildi. FETÖ'nün 15 Temmuz 2016 sonrası yaşanan gelişmeler sonucu aldığı ağır hasarı onarmak amacıyla örgütün güncel yapılanmasının İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere üç bölgeden yönetildiğine vurgu yapılan iddianamede, güncel yapılanmanın sırasıyla "Feda Grubu, Talebe Yapılanması, Cezaevi-Mağdur Aileler Yapılanması, Finansal Yapılanma, Gaybubet (Hayalet) Yapılanma, Serdengeçti Grubu, İbn-i Erkam Grubu ve Baş Yüceler" gruplarından oluştuğuna yer verildi. İddianamede, bunlardan "Baş Yüceler" grubunun örgütün üst tabakası olduğu aktarılarak, bunların terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in danışma heyetinden oluştuğu, burada yer alacak kişilerin bizzat FETÖ elebaşı Gülen tarafından seçilip görevlendirdiği kaydedildi. FETÖ güncel yapılanması içindeki "İbn-i Erkam" grubunun ise örgütün hassas noktası olduğuna vurgu yapılan iddianamede, bu grup üyelerinin en az iki yabancı dil bildiği ve uluslararası bağlantıları bulunduğundan yurt dışı giriş-çıkışlarının olduğuna dikkati çekildi. İddianamede, grubun henüz deşifre olmamış kripto örgüt mensuplarından oluştuğu, örgüte finansal güç sağladığı ve bu grubun dağılması halinde örgütün çökebileceği endişesinin hakim olduğu anlatıldı. Örgütün sanal toplantılarını internet oyunu LOL (League of Legends) üzerinden sohbet odalarına girerek gerçekleştirdiği aktarılan iddianamede, terör örgütü üyelerinin irtibat kurmak amacıyla yurt dışı menşeli hatlar veya yabancı uyruklu kişiler adına alınmış GSM hatları ile kurulan hücresel haberleşme ağı üzerinden internet tabanlı programlar aracılığıyla haberleştikleri belirtildi. FETÖ mensuplarınca, "Talebe Yapılanması" başlığı altında "Devre Talebe Seferberliği" adıyla bir çalışma başlatıldığına vurgu yapılan iddianamede, örgütün sayısal hedefleri doğrultusunda temasa geçilmemiş öğrenci kalmamasına çalıştığı ifade edildi. İddianamede, özellikle lise öğrencilerini örgüte kazandırmak amacıyla ''eğitim koçluğu'' görünümü altında örgüt üyesi öğretmenlerin görevlendirildiği kaydedildi. Son zamanlarda örgüt mensubu ve sempatizanı öğrenci sayısında artış olduğunun değerlendirildiği iddianamede, örgütün özellikle lise öğrencilerini hukuk fakülteleri, polis okulları ve askeri okul sınavlarına hazırladığına vurgu yapıldı. Ünlü dijital platforma belgesel yayınlatma girişimi İddianamede, "KHK'lılar Platformu" adı altında yürütülen faaliyet yürüten oluşumda sorumlu düzeyde faaliyet gösteren örgüt mensuplarının, "anne ya da babası veya her ikisi de cezaevinde olan örgüt mensuplarının çocuklarının yaşantıları" konulu belgesel projesi üzerinde çalıştıkları anlatıldı. FETÖ üyelerinin söz konusu belgeselin daha sonra Türkiye'de de yayın yapan uluslararası bir dijital platformda yayımlanması için girişimde bulunmaya hazırlandıkları vurgulandı. İddianamede, örgütün Ukrayna'da "Mavi Bilye" isimli dernekle sivil toplum kuruluşu görünümü altında faaliyetlerine devam ettiği kaydedildi. Anadolu Yakası güncel yapılanması şemayla anlatıldı İddianamede, FETÖ'nün güncel yapılanması hakkında alınan ifadeler doğrultusunda yapılan çalışmada İstanbul Anadolu Yakası güncel il yapılanmasına dair şemaya da yer verildi. Şemada, yapılanmanın Büyükşehir (Anadolu) İmamı başlığı altında Sakarya, Gebze, Üsküdar, İzmit, Kartal ve Kadıköy olarak illere ayırıldığı, bu yapılanmanın "Üsküdar ili" olarak nitelendirilen bölümünde ise il müdürüne "saha yapılanması" ve "yönetim yapılanması"nın bağlı olduğu görülüyor. Söz konusu şemada, "saha" ve "yönetim" yapılanmasında yer alan örgüt üyelerinin lise mesulü, üniversite mesulü, artı mesulü, hukuk ve iktisadi idari bilimler fakültesi mesulü, personel mesulü ve sosyal medya mesulü olarak adlandırılarak, bu mesullere verilen görevlerin tanımları anlatılıyor. Sanıkların irtibatları Örgütün İstanbul yapılanmasının ''Suriçi Büyükşehir", "Surdışı Büyükşehir" ve "Anadolu Büyükşehir" olmak üzere 3 ana bölgeye ayrıldığı kaydedilen iddianamede, FETÖ'nün Suriçi Büyükşehir yapılanmasında faaliyet yürüttüğü belirlenen ve İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılaması süren sanık Cüneyt Karanfil ile 11 sanığın irtibatlı olduğunun tespit edildiğine yer verildi. İddianamede, sanık V.A.Ç'nin FETÖ'ye ait şirkette iş yeri kaydı olduğu ve elebaşından örgüt üyelerine verilen "Bank Asya’ya para yatırın" talimatı üzerine 2013 ile 2014 yılları arasında bu bankadaki hesabında artış gözlendiği aktarıldı. Sanıklar N. P. ve U.S.M'den elde edilen altın ve paraların, örgüt için harcama yapma ve örgüte adam kazandırma amacıyla kullanılmasının düşünüldüğüne yer verilen iddianamede, el konulan para ve altınların kaynağına ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığı, sanıkların maddi durumları dikkate alındığında bu miktarlara bütün halinde sahip olmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtildi. İddianamede, sanıklar M.K, M.E.M, V.A.Ç, U.S.M, N.D, N.P, N.Ş, M.I, F.Ç, B.K. ve B.Ö'nün, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianame kapsamında, sanıkların yargılanmasına başlanması bekleniyor. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir merkezli FETÖ operasyonu kapsamında 16 tutuklama

Esenyurt'taki dehşetin sanığının yargılanmasına devam edildi Haber

Esenyurt'taki dehşetin sanığının yargılanmasına devam edildi

Esenyurt’ta kayınvalidesi ile kayınbabasını öldürüp ardından parçalayan ve 3 ay derin dondurucuda saklayan Mohammad Khodarahmi ile maktullerin kızlarının yargılanmasına devam edildi. Bakırköy Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Mohammad Khodarahmi SEGBİS sistemi ile hazır edilirken, maktullerin kızları tutuksuz sanıklar Shırın Galeh Bakhtıarı ve sanık Shahrazad Galeh Baktıarı duruşmaya katıldı. Duruşmada dava dosyasına gelen Adli Tıp Kurumu raporunda sanığın cezai ehliyetinin tam olduğu belirtildi. Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, maktullerin kızları sanıklar Shırın Galeh Bakhtıarı ve sanık Shahrazad Galeh Baktıarı’nin beraat etmesi gerektiğini ifade etti. Mütalaada, sanık Mohammad Khodarahmı’nin kayınpederi olan Sıavash Galeh Bakhtırı ve kayınvalidesi Fatemah Alıdadıshamsabadı’yı boğarak öldürdüğü kaydedildi. Sanık tarafından maktullerin cesetlerinin parçalanarak plastik poşetler ile derin dondurucuya yerleştirildiği de iddianamede açıklandı. Sanığın bir süre sonra İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğuna gidip maktulleri öldürdüğünü söylediği de mütalaada belirtildi. Sanığın tek başına suçu işlediğini itiraf ettiği de kaydedilen mütalaada eylemi gerçekleştirmeden önce 2 hafta hazırlık yaptığı, boğma ipi, bıçak, kelepçe, koli bandı gibi suç aletlerini hazırladığı belirtildi. Sanığın maktulleri birer gün arayla öldürdüğü de belirtilen mütalaada, cesetlerin kokmaması için parçalara ayırarak derin dondurucuya yerleştirdiği açıklandı. Sanığın suç tarihinden 3 ay sonra konsolosluğa giderek suçunu itiraf ettiği mütalaada belirtildi. Sanığın ‘2 kişiyi tasarlayarak kasten öldürme’ 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, mütalaaya karşı savunma yapılması için duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İran İstanbul Başkonsolosluğu’nun 12 Mayıs 2020 tarihinde Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne ihbarda bulunduğu anlatılmıştı. İhbarda Mohammad Khodarahmı'nin kayınvalidesi Fatemeh Alıdadıshamsabadı (63) ve kayınpederi Sıavash Galeh Bakhtırı'yı (70) 3 ay önce Esenyurt'ta kaldığı evde öldürdüğünü ve cesetleri parçalara bölerek buzluğa koyduğunu beyan ettiği belirtilmişti. Mohammad Khodarahmi’nin ‘canavarca hisle, eziyet çektirerek tasarlayarak öldürme’ suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılması talep edilmişti. Ölenlerin kızları Shırın Galeh Bakhtıarı (40) ve Shahrazad Galeh Baktıarı'nın da 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisleri talep edilmişti. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: İstanbul'da bir yolcu vapurdan düştü

Adliyeye sevk edilen sanıktan şok sözler: “Bir çıkayım belki evlenirim” Haber

Adliyeye sevk edilen sanıktan şok sözler: “Bir çıkayım belki evlenirim”

Bursa’da evlere "kart-film" yöntemiyle giren ve toplamda 5 milyon liraya yakın vurgun yapan 18 şüpheli, Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerinin Bursa merkezli 4 ilde yaptığı operasyonla yakalandı. Şüphelilerden biri ise adliyeye sevk edilirken, “Bir çıkayım belki evlenirim. Taliplilerimi bekliyorum” dedi. 18 zanlıdan 9'u tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hırsızlık anları saniye saniye güvenlik kamerasına yansırken, polis suçtan elde edilen 5 milyon lira nakit ve ziynet eşyasına tek tek ele geçirilenleri sayarak el koydu. Bursa’da ayrı adreslerden gelen "kart-film" hırsızlık ihbarları üzerine İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık ve Yankesicilik Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Ekipler yaptıkları çalışmada, aile fertleri tarafından hırsızlık olayının meydana geldiği bölgede çok sayıda güvenlik kamerası izleyip kişileri tespit etti. Şüphelilerin gittikleri sitelerde kapı zillerine basıp, "kiralık ev bakıyoruz" bahanesiyle binaya girdikleri, kapıyı açan olmadığında ise kilitli olmayan kapıları sert plastik kartlar kullanarak açtıkları tespit edildi. Şüpheliler hırsızlık olayını gerçekleştirdikten sonra evden çıkıp yaklaşık 2-3 kilometre yürüyüp yoldan geçen otobüs, minibüs veya ticari taksiye binerek olay yerinden uzaklaştıkları, daha sonra şebeke fertlerine bekledikleri yeri söyleyerek kendilerini aldırdıkları tespit edildi. Polis merkezine gelen ihbarlar üzerine sitelerin ve sitelerin çevresinde iş yerlerinin güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen Hırsızlık ve Yankesicilik Büro Amirliği ekipleri, yaklaşık 250 saatlik kamera kaydının ardından şüphelileri tespit etti. Ekipler, Bursa merkezli Yalova, Kırıkkale ve Eskişehir'de belirlenen 20 adrese yapılan eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda 18 kişi yakalanırken evlerde yapılan aramalarda hırsızlıktan elde edildiği değerlendirilen 5 milyon liraya yakın para ve altınlara el konuldu. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden biri ise, “Bir çıkayım belki evlenirim, taliplerimi bekliyorum” dedi. O anlar ve hırsızlık anları kameraya yansırken, 9 şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Bu haber de ilginizi çekebilir: Bursa'da iki otomobil çarpıştı: Çok sayıda yaralı var

Arkadaşını öldürüp cesedini parçalara ayırdığı iddiasıyla yargılanan sanık hakim karşısında Haber

Arkadaşını öldürüp cesedini parçalara ayırdığı iddiasıyla yargılanan sanık hakim karşısında

Fatih’te bir apartmanın kömürlüğünde 31 Ekim 2022 tarihinde parçalanmış cesedi bulunan Celal H.’nin (65) katil zanlısı Sitrak Kaplan’ın (79) yargılanmasına başlandı. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu. “Emniyetteki ifademde aklım tamamen gitmemişti, şimdi tamamen gitti” Kimlik tespitinde 4 çocuk sahibi olduğunu belirten sanık Sitrak Kaplan ilk kez yaptığı savunmada, “Aklıma hiçbir şey gelmiyor. O olay yaşandıktan sonra aklımdan her şey kaçtı. Hiçbir halim yok, ben kimseyi öldürmedim. Kendisiyle Topkapı’da tanışmıştım. Emniyetteki ifademde aklım tamamen gitmemişti, şimdi tamamen gitti” dedi. “Ben mi öldürdüm, günahı kim yaptıysa onun boynunda olsun" Mahkeme başkanı maktulü öldürme sebebini sorduğunda ise Kaplan, “Ben mi öldürdüm? Günahı kim yaptıysa onun boynunda olsun. Öyle bir şey yok. Allah var yukarıda, Allah” dedi. Sanık, maktulün üzerindeki cep telefonu ve parayı polise vermek için aldığını, kendisinin haram para yemeyeceğini de söyledi. Heyetin olaya ilişkin sorularına sanığın "Hatırlamıyorum" şeklinde yanıt vermesi üzerine tutanakta "yeterli ve tatmin edici cevaplar alınamadığı" kaydedildi. Avukattan olayın arkasında 3. bir kişi olduğu iddiası Müşteki avukatı Yunus Aldanmaz beyanında, “Bize göre soruşturma eksik yapılmıştır. Biz olayın arkasında 3. kişilerin olduğunu düşünüyoruz. Sanık ceset bulunduktan sonra ortaya çıkmıştır. Olayda testere kullanılmıştır. Profesyonelce bir iş yapılmıştır. Eldiven sanığın aklına nasıl gelmiştir? Sanık bir senaryo söylemiş, bu senaryo diğer soruların sorulmasını engellemiştir” dedi. “Sanık tavuk bile kesemez, 3. kişi aramızda olabilir” Müşteki avukatı Abdulhaim Sarı ise, “Arka perdede birileri vardır. Gördüğünüz gibi Sitrak Kaplan yaşlıdır. Sanık tavuk bile kesemez. Bu olayı bu şahıs üstlenmiş olabilir. 3. kişi aramızda olabilir. Olayın tasarlanarak işlendiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Alınan savunmaların ve beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, sanığın akli durumunun yerinde olmadığına ilişkin herhangi bir emare bulunmadığını belirtip, buna yönelik araştırma yapılması talebinin reddine karar verdi. Mahkeme, sanık Sitrak Kaplan’ın cep telefonu hattının 25 Eylül-1 Kasım 2022 tarihleri arasındaki iletişim tespitinin de BTK’dan istenilmesine karar verdi. Olayın geçmişi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, müşteki Cevat H.’nin babası Celal H. (65) hakkında 26 Ekim 2022’de Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğüne kayıp başvurusu üzerine Celal H.’nin en son sanık Sitrak Kaplan (79) ile Kocamustafapaşa’da buluştuğunun öğrenildiği aktarıldı. Arama çalışmaları devam ederken sanık Sitrak Kaplan’ın kızının emniyeti arayarak babasının telaşlı bir halde evden ayrıldığını bildirmesinin ardından polis ekiplerinin sanık Kaplan’ın evinde 31 Ekim 2022 tarihinde arama yaptığı, kömürlükte Celal H.’nin parçalara ayrılmış cesedinin bulunduğu anlatıldı. İddianamenin devamında, arama çalışmalarının yapıldığı gün sokakta yürüdüğü sırada üstünde iki bıçak ile yakalanan Sitrak Kaplan’ın ifadesine yer verildi. Kaplan ifadesinde, maktul ile aralarında cinsel birliktelik olduğunu iddia ederek, en son beraber oldukları sırada maktulün öne doğru düştüğünü, tepki gelmeyince öldüğünü anladığını anlattı. Maktulün para ve cep telefonunu aldıktan sonra cesedi parçalamış Sanık ifadesinde, Celal H.’nin cesedini parçalara ayırıp çuvallara koyduğunu ve ilerleyen zamanda bu çuvalları tek tek çıkartıp bir yere gömmeyi düşündüğünü belirtti. Kaplan, maktulün üzerindeki 310 lira, bıçak ve cep telefonunu aldığını, maktul ile aralarındaki ilişkinin duyulmasından korktuğu için şok halinde cesedi parçaladığını anlattı. Raporlar sayesinde sanığın ifadesi çürütüldü Adli Tıp Kurumu raporunun yer aldığı iddianamede, dört çuval içerisinde bulunan ceset üzerinde yapılan incelemede maktulün ölümünün kesici ve delici alet yaralanmasından kaynaklı olduğu aktarıldı. Sanık Kaplan, savunmasında maktulün kendiliğinden öldüğünü beyan etse de dosyadaki raporların sanığın ifadesini çürüttüğü de belirtildi. Sanık Sitrak Kaplan hakkında ‘canavarca hisle veya eziyet çekerek öldürme’ ve ‘kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 5 yıldan 10 yıla kadar hapis talebiyle hazırlanan iddianame, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Nefes terapisi nedir?

Diyarbakır’da polislere bombalı saldırı davası başladı Haber

Diyarbakır’da polislere bombalı saldırı davası başladı

Diyarbakır'da yaklaşık 8 ay önce çevik kuvvet polislerini taşıyan servis aracının geçişi sırasında düzenlenen, 8'i polis memuru 9 kişinin yaralandığı terör saldırısına ilişkin 6'sı tutuklu, 8 sanığın yargılanmasına başlandı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Ferhat A., Behçet A., Garip T., Aydın A., Servet A. ve Uğur A., tutuksuz yargılanan H.A. ve Y.A. ile saldırıda yaralanan 4 polis memuru hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan ve üzerlerine isnat edilen suçlamaları reddeden tutuklu sanıklar tahliye, tutuksuz sanıklar da beraat talebinde bulundu. 4 polis memuru ise söz konusu terör saldırısında yaralandıklarını belirterek, sanıklardan şikayetçi oldu. Cumhuriyet savcısı hazırladığı mütalaasında, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdi. Sanık avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduğunu savunarak, tahliyelerini istedi. Mahkeme heyeti, verdiği kısa aranın ardından tutuklu sanıklar Servet A. ve Uğur A'nın tahliyesine, diğer 4 sanığın ise tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. İstenilen ceza İddianamede, tutuklu sanık Ferhat A., Behçet A., Garip T. ve Aydın A. hakkında "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak", "kasten öldürmeye teşebbüs", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi" ve "mala zarar verme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 122 yıldan 194 yıla kadar, tutuksuz sanıklar hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ne olmuştu? Diyarbakır- Mardin karayolunun Yeşil Vadi Mahallesi mevkisinde 16 Aralık 2022'de çevik kuvvet polislerini taşıyan servis aracının geçişi sırasında yol kenarına park edilen araçtaki bomba patlatılmış, saldırıda 8'i polis memuru 9 kişi yaralanmıştı. İHA

Korukmaz'a bir kez daha akıl sağlığı yerinde raporu verildi Haber

Korukmaz'a bir kez daha akıl sağlığı yerinde raporu verildi

ÇAĞLA GENİŞ İzmir’in Güzelbahçe ilçesindeki bir beton şirketinde çalışan Suriyeli 23 yaşındaki Mamoun al-Nabhan, 21 yaşındaki Ahmed Al-Ali ve 17 yaşındaki Muhammed el-Bish, 16 Kasım 2021’de kaldıkları işyerinde yakılarak katledilmişlerdi. Sanık Kemal Korukmaz hakkında hazırlanan iddianamede savcı, “tasarlayarak canavarca hisle yangın çıkarmak suretiyle öldürme” suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet, “taksirle mala zarar vermek” suçundan ise 6 yıla kadar hapis isteminde bulunmuştu. 3 işçi gencin yakılarak katledilmesine ilişkin tutuklu sanık Korukmaz hakkında açılan davanın ikinci duruşması bugün saat 10.00’da İzmir Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanık Kemal Korukmaz ve taraf avukatları katıldı. Ayrıca Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi, Mültecilerle Dayanışma Derneği, Sığınmacı Hakları Derneği, Mülteci Medyası Derneği, İzmir Mültecilerle Dayanışma Platformu, Halkların Köprüsü Derneği ve İHD temsilcileri de duruşmayı takip etti. ATK’DEN YENİ RAPOR 1 Mart 2023 tarihinde gerçekleşen ilk duruşmada sanık Kemal Korukmaz’ın akıl sağlığına ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) yeni bir rapor istenmişti. Mahkeme başkanı, sanık Kemal Korukmaz’ın akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespitine yönelik istenen raporun dosyaya geldiğini belirtti. Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporda, sanık Kemal Korukmaz’ın cezai ehliyetinin tam olduğu belirtildi. Öte yandan Kemal Korukmaz hakkında cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden alınan raporda da akıl sağlığının yerinde olduğu kaydedilmişti. YAZILI SAVUNMA VERDİ Duruşmada sanık Kemal Korukmaz’ın 13 sayfalık yazılı savunması mahkeme heyetine sunuldu. Savunmasında olay günü yaşananları detaylarıyla anlatan Korukmaz, o gün zeytinyağı taşıdığını ve yangın çıktıktan sonra işyerine gittiğini belirtti. Korukmaz, işyeri sahipleri tarafından üzerine suç atılmaya çalışıldığını kaydetti. Mahkeme başkanı tarafından yazılı savunmanın okunmasının ardından söz alan sanık avukatı, bir kez daha Korukmaz’ın akıl sağlığının yerinde olmadığını belirtti. Avukatının bu sözlerine tepki gösteren Korukmaz, “Bu davaya katılmamasını istiyorum, karşı tarafla işbirliği yaptığına inanıyorum. Cezaevine hiç gelmedi. Benim 80 yaşındaki babamı kandırmış, ücretini almıştır. Parayı iade etmesini ve bu davayı bırakmasını istiyorum. 'Sana rapor alacağız, seni kurtaracağız, mahkemede bir şey konuşma' dedi. Bu adamı bana gönderen de düşmandır bana. Benim akıl sağlığım yerindedir” dedi. Sanık tarafından duruşma anında davadan azledilen avukatlar, mahkeme salonundan ayrıldı. Duruşmayı sonlandıran mahkeme heyeti, sanığa yeni avukat atanması ve tanıkların dinlemesi için davayı 4 Ekim 2023 tarihine erteledi.  NEFRET SÖYLEMİ YASASI ÇIKARILMALI Öte yandan İzmir Mülteci Dayanışma Platformu, duruşma öncesinde adliye binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Ahmed El Ali, Memnun Nebhan ve Muhammed Hüseyin El Abdo... 16 Kasım 2021 tarihinde İzmir Güzelbahçe’de bir şantiyede uykularında öldürüldüler. Planlanarak katledildiler. Suriye uyruklu bu üç genç işçi, gece uykuları sırasında kaldıkları şantiye koğuşuna dökülen benzinle yakılarak öldürüldü. Şahitlerin ifadesine göre fail, olaydan bir gün önce ‘Bu Suriyelileri öldüreceğim’ diyordu. 1 Mart 2023 tarihinde görülen ilk davada, savcılık soruşturmasını tamamlayıp, iddianame hazırladı. İddianameye göre, sanık Korukmaz olay tarihinde, 3 kişinin konakladıkları şantiyedeki yapıyı, uyudukları sırada ateşe vererek bu kişileri öldürme kastıyla yangın çıkardı ve bunu bir yıllık bir plan sonucunda gerçekleştirdi. Savcı, Korukmaz’ın 3 kişiyi canavarca hisle öldürdüğüne de kanaat getirdi. Korukmaz’ın cezai ehliyetinin tam olduğu da belirtildi. Failin sözleriyle de açıktır ki, bu cinayetler ırkçı saikle işlemiştir. Bugün bu cinayetlerin örtbas edilmemesi ve adaletin yerini bulması için; ırkçılığın en büyük hedefi olan mültecilere yönelik saldırıların ve ayrımcılığın görünür hale gelmesi için İzmir Mülteci Dayanışma Platformu adı altında burada bulunmaktayız. Bizim için adaletin yerini bulması sadece failin hak ettiği cezayı alması ile mümkün değildir. Bu bağlamda faili cinayete azmettiren nefret ortamının oluşmasına zemin hazırlayan nefret söylemi son bulmalı ve bu söylemi dile getirenlerin de yargılanmasını sağlayacak bir nefret söylemi yasası acilen çıkarılmalıdır. İzmir Mülteci Dayanışma Platformu, mültecilere yönelik her türden saldırıya karşı mücadele etmenin ve bu alanda tüm dayanışma hareketlerinin içinde olmaya çalışmanın yanı sıra, mültecilere yönelik ‘ırkçı-milliyetçi’ söylem ve saldırılara karşı mücadele etmeyi ve mücadeleyi büyütmeyi hedeflemektedir. Bugün de nefret saikiyle işlenen bu cinayetlerin takipçisi olarak İzmir Mülteci Dayanışma Platformu buradadır ve adalet yerini bulana kadar da burada olmaya devam edecektir” ifadelerine yer verildi.

Sanığın "silahım ateş aldı" iddiasını otopsi raporu çürüttü Haber

Sanığın "silahım ateş aldı" iddiasını otopsi raporu çürüttü

 İddianamede, maktulün kendisine biber gazıyla saldırdığını, bunun üzerine tabancasını çıkardığını öne süren sanığın, "maktul silahı alnına yaslayarak ellerimden tuttu. 'Sık, ben zaten ölmüşüm' dedi. O anda silahım ateş aldı" şeklindeki savunmasının gerçeği yansıtmadığının otopsi raporuyla tespit edildiği belirtildi. İzmir'in Bornova ilçesinde boşanma davası açan ve uzaklaştırma kararı aldıran eşi Hülya Şellavcı Yeğin'i iş yerinde tabancayla öldüren eşi Kaffar Yeğin hakkında hazırlanan iddianamede, sanığın silahının ateş aldığı yönündeki savunmasının gerçeği yansıtmadığının otopsi raporuyla belirlendiği kaydedildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 26 Nisan 2022'de evlenen çiftin, eylül ayında ayrı evlerde yaşamaya başladıkları belirtildi. Sanık hakkında 1-15 Ekim 2022 tarihleri arasında eşine yönelik "yaralama", "tehdit", "hakaret" ve "ısrarlı takip" eylemleri nedeniyle soruşturmalar bulunduğu anlatılan iddianamede, maktulün talebiyle sanık hakkında uzaklaştırma kararı alındığı ifade edildi. İddianamede, sanığın, uzaklaştırma kararının ardından 21 Ekim'de Hülya Şellavcı Yeğin'i çalıştığı Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi'ndeki iş yerinde tabancayla öldürdüğü, çantasını ve cep telefonunu aldığı, olay yerinden kaçtığı ve 8 Kasım'da sahte kimlikle yakalandığı belirtildi. Sanığın olay yerinden maktule ait çantayla kaçtığının da kamera kayıtlarıyla sabit olduğu anlatılan iddianamede, Kaffar Yeğin'in maktulü daha önce de defalarca iş yerine giderek ve telefon mesaj atarak ölümle tehdit ettiği, öldürdüğü gün de kadının yalnız olduğu anda iş yerine gittiğine işaret edildi.  OTOPSİ RAPORU SANIĞI YALANLADI Kaffar Yeğin'in, "Bana biber gazıyla saldırmaya kalkıştı. Bunun üzerine tabancamı çıkardım. Maktule doğrulttum. Maktul tabancayı alnına yaslayarak ellerimden tuttu. 'Sık, ben zaten ölmüşüm' dedi. O anda silahım ateş aldı" şeklindeki savunmasına da yer verilen iddianamede, şöyle denildi: "Maktulün başına mermi girişinin ölü muayene ve otopsi tutanaklarından anlaşılacağı üzere alın bölümünden değil sağ kulak arka bölümünden olduğu, mermi çekirdeğinin maktulün başının içinde kalmasından dolayı mermi çıkış izinin bulunmadığı, şüphelinin savunmasının gerçeği yansıtmadığı, olay yerinden kaçtığı, bu suretle 'eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme', 'gece vakti silahla işyerinde yağma' ve 'Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet' suçlarını işlediği anlaşılmaktadır." İddianame, 14. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilerek sanık hakkında dava açıldı. Hülya Şellavcı Yeğin (51), 22 Ekim'de, uzaklaştırma kararı aldırdığı boşanma aşamasındaki eşi Kaffar Yeğin (60) tarafından, Bornova ilçesinde çalıştığı iş yerinde tabancayla öldürülmüştü. Cinayetin ardından polis ekiplerine yakalanmamak için zaman zaman yer değiştiren şüpheli, 8 Kasım'da Konak'taki bir eve düzenlenen operasyonla yakalanmıştı. Hülya Şellavcı Yeğin'in avukatı ve damadı Ensar Aktürk, şüpheli hakkında uzaklaştırma kararını ihlal ettiği için 4 kez bildirimde bulunmalarına rağmen "tazyik hapsi" başvurusunun sonuçlanmadığını ileri sürmüş ve kayınvalidesinin ölümünde ihmali olduğunu iddia ettiği yargı mensupları hakkında Hakimler ve Savcılar Kuruluna şikayette bulunmuştu. Kaffar Yeğin hakkında, cinayet öncesinde eşine karşı işlediği "yaralama", "tehdit", "ısrarlı takip" ve "hakaret" suçlarından da dava açılmıştı. AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.