TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: İHA denildiğinde akla gelen ilk şey İhlas Haber Ajansıydı Haber

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır: İHA denildiğinde akla gelen ilk şey İhlas Haber Ajansıydı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Adana'da Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde gençlerle bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada Bakan Kacır, "2000'li yıllarda Türkiye'de bir irade ortaya çıkıyor ve diyor ki Türkiye'nin neye ihtiyacı varsa, özellikle savunma sanayinde, havacılıkta, savunma sanayi tabii ki çok öncelikli çünkü Türkiye 40 yıla yakın zamandır terör belasıyla mücadele eden bir ülke ve biz bu mücadelemizde çoğu zaman bizi yanımızda olması gerekenleri mücadele ettiğimiz teröristlerin arkasında gördük" şeklinde konuştu. Bakan Kacır, "Bu mücadelede dönem dönem başkalarının teknolojilerinden yararlanmak istedik. Ya bize o teknolojiyi vermediler ya da aldığımız teknoloji çoğu zaman işimize yaramadı. 2000’li yılların başında dahi İHA denildiğinde akla gelen ilk şey İhlas Haber Ajansıydı. Peçeteye selpak der gibi İHA’lara Heron diyordu Türkiye’de herkes. Heron da İsrail’in İHA markası. O Heronlar işimize yaraması gerektiği anda çoğu zaman çalışmıyordu. İşte böylesi bir dönemde Türkiye’de bir irade ortaya çıktı. Bu ülkenin neye ihtiyacı varsa biz kendi öz evlatlarımızın alın teriyle, akın teri ile bu teknolojiyi geliştireceğiz dedi ve nihayetinde Türkiye’nin öz evlatları, Türkiye’nin mühendisleri, teknisyenleri, bilim insanları Türkiye’nin havacılıkta altın çağını bu millete yaşattılar” şeklinde konuştu.

Bakan Kacır: Meclise uzay kanununu götürmek istiyoruz Haber

Bakan Kacır: Meclise uzay kanununu götürmek istiyoruz

Milli Uzay Programı çerçevesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Kacır, Türkiye'de ilk defa bilimsel bir olayın bu kadar toplumsallaştığına işaret etti. Gelecek günlerde Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ile birkaç bağlantı daha yapacaklarını söyleyen Kacır, cuma günü Bursa'da saat 14.00'te Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi'nde (GUHEM) gençlerle birlikte Gezeravcı'ya çevrim içi bağlanacaklarını, daha sonra Hatay, Samsun, Diyarbakır'dan okulların da Gezeravcı ile görüşmeler gerçekleştireceğini duyurdu. Gezeravcı'nın döndükten sonra Türkiye'de şehirleri gezeceğini, daha sonra Türk devletlerine ziyaretlerde bulunacağını belirten Kacır, kendisiyle 10 yıl birlikte çalışacakları bilgisini verdi. Kacır, Gezeravcı'nın uzaya gönderilmesinin Türkiye için bir fırsat olduğunun altını çizerek, TEKNOFEST'lerle ilgiyi artırdıkları uzay ve teknoloji alanının artık temel bilimlere ulaştığını anlattı. Uzay sanayi için de bunun milat olacağını belirten Kacır, şöyle devam etti: "İnşallah peşinden meclise uzay kanununu götürmek istiyoruz. Hazır bir uzay kanunu taslağımız var. Türkiye Uzay Ajansının (TUA) çalışmalarını da daha güçlü şekilde yapmasını sağlayacak bir taslak hazırlamıştık. Cevdet Yılmaz Bey'in ofisi de onun üzerinde çalışıyor. İnşallah bu işi milletvekillerimize sunmak istiyoruz. Onu hızlandıracağız. Peşinden bir uzay teknoloji geliştirme bölgesini Ankara'da kuracağız. Zaten bu milli uzay hedefleri içerisinde olan bir projeydi. Türkiye inşallah uzay sanayine savunma sanayindeki gibi bir başlangıç yapacak. Biz şimdiye kadar kendi uydularımızı yaptık bunlar önemli projeler. Ama dünyada uzay ekonomisi çok hızlı büyüyor. 5-6 yıl içerisinde 1 trilyon dolara geleceği öngörülüyor. Dolayısıyla bunu kaçırmayalım. Kanun, çoğunlukla TUA'nın uzun vadeli projeler başlatmasına imkan tanıyacak düzenlemeleri kapsayacak. Savunma sanayindeki gibi uzayı da müstakil bir alan haline getirmek istiyoruz. Herhangi bir bilimsel çalışma alanının ötesinde müstakil bir sanayi kolu olarak da uzayı geliştirmek istiyoruz." "Projelerden Türk sanayine pay almak istiyoruz" Bakan Kacır, Türkiye'de bazı faaliyetlerin daha konsolide hale gelmesi gerektiğini belirterek, bazı izinlerin, üretim süreçlerinin daha verimli yürütülmesiyle ilgili çalışmalar yaptıklarını söyledi. Barışçıl uzay çalışmalarında çok geniş bir işbirliği ağına her zaman açık olduklarını vurgulayan Kacır, şunları kaydetti: "Her ülkenin farklı kabiliyetleri var. Bu ziyaretimizde ABD'nin hem özel hem kamu müesseseleriyle NASA ve Axiom Space firmasıyla yoğun görüşmeler yaptık. Axiom Space, uzay istasyonunun yenilenme projesini üstlenmiş. Yeni modüller ekleyecekler uzay istasyonuna ve mevcut istasyonu emekli edecekler. Bunların hepsinin yaşam ömürleri var. Bu projelerden biz Türk sanayine pay almak istiyoruz. Türk sanayinin buralarda tedarikçi olmasını istiyoruz. Ben gerçekten savunmadaki kabiliyetimizi iyi bildiğimden, uzay endüstrisinde de bizim sanayimizin çok güçlü şekilde rol oynayabileceğine inanıyorum. Onlar buraya gelecekler, birlikte çalıştaylar yapacağız. Sanayi kapasitemizi onlara tanıtacağız. Sanayicilerimize orada yürüyen projeleri daha fazla anlatacağız. Bu misyonu birkaç yıl sonra geri dönüp baktığımızda buradan neşet etmiş bir uzay sanayinin doğuşuna vesile olsun istiyoruz. Diğer ülkelerle de insanlı misyon için vaktiyle Rusya ile de görüşmeler yaptık. Gelecekte pek çok ülkeyle bunu yapabiliriz. Uzay zaten dünyada olup bitenlerin hala en az yansıdığı alandır. Alper Gezeravcı'nın bulunduğu istasyonda Rus kozmonotlar da var. Barışçıl bir alan olduğu için yeryüzünde ne kadar çekişme olursa olsun oraya minimum seviyede yansıyor. Bu da insanlığın geleceği için iyi bir şey. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin menfaatine olan bir projeyse herkesle görüşürüz."

Bakan Kacır: Yüksek hızlı trenleri milli olarak geliştirmeyi hedefliyoruz Haber

Bakan Kacır: Yüksek hızlı trenleri milli olarak geliştirmeyi hedefliyoruz

Kacır, Cumhuriyet'in 100. yılı ve Türkiye'nin otomobili Togg'un banttan indirilişinin birinci yıl dönümü dolayısıyla Togg'un direksiyonuna geçti ve yolculuk esnasında AA muhabirine gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Küresel marka olmayı hedefleyen Togg'un 2024'te Avrupa pazarlarına ihracatı için hazırlıkların büyük ölçüde tamamlandığını aktaran Kacır, "Kazakistan'da Türk Devletleri Teşkilatı Toplantısı yapılacak. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev'e Togg hediye edecek." ifadelerini kullandı. Kacır, Türkiye'nin kalkınma perspektifinde rotasının, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat olduğuna dikkati çekerek, bunu başarmak için gerekli bileşenlerden birinin finansmana erişim olduğunu vurguladı. "Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi" programı kapsamında firmalara destek verdiklerini anımsatan Kacır, şöyle devam etti: "Bu destekleri daha da artıracağız. Cumhuriyet'in 100. yılında 220 binden fazla çalışanımızla bir AR-GE ordusu inşa ettik. Biz finansman imkanlarının büyümesinden ve finansmana erişimin kolaylaşmasından Türk sanayi ve teknoloji girişimleri adına büyük memnuniyet duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde yatırımlara yönelik krediler kapsamında yine Hazine ve Maliye Bakanlığı ile, TCMB ile yeni adımlar atacağız. TCMB'nin yatırım taahhütlü avans kredileri var. Önümüzdeki dönemde bu kredilerin Türkiye'nin yüksek ve orta yüksek teknoloji yatırımlarına yönelik çalışmalarını hızlandırması adına adımlar atacağız. İlerleyen dönemde Togg gibi milli markalar ve kilit teknoloji girişimleri çıkaracağız." "5G altyapısını yerlileştirmemiz gerekiyor" Türkiye'de gelecek dönemde yerli ve uluslararası yatırımcılar eliyle veri merkezi kapasitesini artıracaklarını belirten Kacır, yenilikçi teknolojiye erişim için küresel iş birlikleri gerçekleştireceklerini söyledi. Türkiye'nin yenilenebilir enerjide iddialı bir ülke konumuna geldiğine işaret eden Kacır, "Buralardaki potansiyelimizi küresel düzeyde ihracat kapasitemizi artıracak milli markalarla taçlandırmalıyız. Togg gibi birden fazla firmanın bir araya geldiği konsorsiyumlar eliyle Türkiye bu alanda milli markalar çıkartacak. İş birlikleri ve konsorsiyumlar eliyle Türkiye'nin milli markalarıyla ihracat pazarlarına yönelmesini sağlayacağız." diye konuştu. Kacır, 5G teknolojisinin öneminde de değinerek, 5G'ye geçişte 20'ye yakın firmanın AR-GE faaliyeti gerçekleştirdiğini aktardı. Güvenlik ve ekonomi açısından 5G altyapısını yerlileştirmek gerektiğini dile getiren Kacır, şunları kaydetti: "Bu alanda ortaya çıkarabileceğimiz milli marka ihracat kapasitesine de sahip olacak. Bizim mutlaka bu alanlardaki imkan ve kabiliyetleri bütünleştirmemiz ve bir araya getirmemiz lazım. Önümüzdeki dönemde yüksek hızlı trenleri milli olarak geliştirmeyi hedefliyoruz. Endüstriyel robotları da yerli ve milli olarak geliştirme ve buradan bir milli marka çıkarma hedefimiz var. Batarya teknolojilerinde Türkiye önemli fırsatlar yakalayabilir, Avrupa'nın batarya üretim üssü olabilir. Bu hafta Bayraktar TB3 kanatlandı. Kamerası ASELSAN, motoru TEİ, mühimmatları ROKETSAN ve TÜBİTAK tarafından üretiliyor. Fırsatları yakalamak için siyasi, ekonomik ve uzun vadeli kamu planlamaları ve özel sektör adımları çok önemli." Alçak yörünge uyduları alanında bir ulusal programı hayata geçirecekleri bilgisini veren Kacır, "Türkiye'de uzay ekonomisine ilişkin potansiyeli daha ileri noktaya taşıyacağız." dedi. TEKNOFEST'te saha çalışması devam ediyor Kacır, Elon Musk'ın sahibi olduğu uydu internet sistemi Starlink'in Gazze'deki uluslararası tanınmış yardım kuruluşlarına bağlantı hizmeti sunacağını açıklamasından memnuniyet duyduğunu dile getirdi. İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik artan saldırılarına ilişkin ise Kacır, şöyle konuştu: "Gazze'de yaşanan 21. yüzyıl için utanç meselesi. İnsanlık İsrail'in yaptıklarını hatırlamak bile istemeyecek. Adeta soykırım yaşanıyor. Bundan büyük üzüntü duymakla birlikte yaptığımız işlerin ne kadar önemli olduğunu bu vesileyle hatırlamak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'nin savunma sanayi başta olmak üzere kritik teknolojilerde tam bağımsızlık hayati önem taşıyor. 100. yaşını kutladığımız Cumhuriyetimizi nice asırlar yaşatmak adına yapabileceğimiz en önemli iş Milli Teknoloji Hamlesi'ni gerçekleştirmektir." TEKNOFEST'in 2024'te hangi şehirde yapılacağı konusunda saha araştırmalarının devam ettiği bilgisini veren Kacır, Özbekistan, KKTC, BAE ve Azerbaycan'ın yanı sıra birçok kardeş ülkenin etkinliğe ev sahipliği yapmak istediğini aktardı. Kacır, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayarak, Türkiye'nin tam bağımsızlık iddiasını daha da güçlendirdiği nice 100 yıllar yaşaması dileğinde bulundu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Doğal gaz ithalatı ağustosta azaldı

Bakan Kacır: Birleşik Arap Emirlikleri'yle ilişkilerimizi güçlendiriyoruz Haber

Bakan Kacır: Birleşik Arap Emirlikleri'yle ilişkilerimizi güçlendiriyoruz

Türkiye'nin, dev bir AR-GE, inovasyon ve teknoloji ekosistemi inşa ettiğine işaret eden Kacır, "Ülkemiz, AR-GE kabiliyetlerini hızla yüksek teknoloji üretimine aktarıyor. Bu sayede özellikle 2018'den bu yana sanayi üretimimizin yükselişinde yüksek teknoloji sektörleri lokomotif rol üstleniyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ekseninde yeni başarı hikayeleri yazıyoruz." ifadelerini kullandı. Kacır, yerli ve milli bir bakış açısıyla, kritik teknolojilerde büyük bir hamle gerçekleştirildiğini belirtti. Türkiye'nin, teknoloji imal edip rekabetçi şekilde dünyaya ihraç eden konumda olduğunu aktaran Kacır, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu yaklaşımın işaret fişeğini savunma sanayinde yaktık. 'Milli Teknoloji Hamlesi' hedeflerimiz doğrultusunda, savunma sanayinin başrolde olduğu bir dönüşüme tanıklık ediyoruz. Tarihin bize öğrettiği acı bir tecrübedir ki ateş çemberi içinde güvenli bir liman olan Türkiye'nin bekası, ancak savunma sanayinde milli ve özgün teknolojiler geliştirerek mümkün. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, güçlü siyasi irade ve istikrarlı devlet politikaları, milli ve özgün ürünleri önceleyen uzun dönemli tedarik planlaması ve ulusal AR-GE politikalarıyla desteklenen insan kaynağıyla, savunma sanayimiz yüksek teknolojili üretimin öncü sektörü oldu." "Dost ve müttefik ülke Birleşik Arap Emirlikleri'yle ilişkilerimizi güçlendiriyoruz" Kacır, savunma sanayi alanında yerlilik oranının yüzde 80'e çıkarıldığını belirterek, sektörde yıllık ihracatın 240 milyon dolardan 20 yılda 4,5 milyar dolara yükseltildiğini söyledi. Özgün platformların payının yükselmesiyle 10 milyar dolarlık ihracat hedefine erişileceğine işaret eden Kacır, "Büyük bölümü birkaç firmamız tarafından gerçekleştiriliyor olsa da bu ihracatı mümkün kılan asıl faktör, savunma sanayi değer zincirinde rol oynayan 3 bine yakın firmamız ve 80 bin kişilik nitelikli insan kaynağımız. Zorlu bir coğrafyanın sınamaları karşısında savunma sanayi ürünlerimizin sahada kendini kanıtlamak zorunda oluşu da bizler için aslında tetikleyici ve hızlandırıcı bir unsur olmuştur. Dünyanın dile getirdiği gibi artık Türkiye'nin milli ve özgün savunma sanayi ürünleri, savaş paradigmasını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurlardır. Göklerde Bayraktar TB2, Anka, Akıncı, Kızılelma, Hürkuş, Hürjet, Atak ve Gökbey ile mücadele kabiliyetimize güç katıyoruz. Milli gözlem uydusu İMECE ile uzayda 'biz de varız' diyoruz." diye konuştu. Cumhuriyetin ikinci asrını "Türkiye Yüzyılı" yapmak adına, "tam bağımsızlık" anlayışıyla yürümeye devam edildiğini ifade eden Kacır, "Bu başarıların devamını getirmemiz için temel unsurlardan biri de savunma sanayimizin aktörleri arasında güçlü işbirliği, kümelenme anlayışı ve birlikte çalışma kültürünün gelişmesidir." dedi. Kacır, uluslararası düzende tekelleşmeye her zaman karşı çıktıklarını, barışın, adaletin ve refahın hüküm süreceği bir dünya düşlediklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Cumhurbaşkanımızın sıklıkla dile getirdiği gibi, daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bir tarafın üretici diğer tarafın daima müşteri olarak kaldığı hegemonik ilişkiler yerine, birlikte geliştirme, birlikte üretme ve kazan-kazan yaklaşımıyla tesis edilen işbirliklerinin taraflar için daha yararlı olacağını değerlendiriyoruz. Bu anlayışla, dost ve müttefik ülke BAE ile ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Dünyanın hızlı gelişen girişim ekosistemleri arasında yer alan iki ülke olarak, güç birliğimizi sağlamlaştıracak yeni köprüler kuruyoruz. Tüm bunların yanında, savunma sanayi alanında yürüttüğümüz işbirliklerimizi daha da geliştirmek, bir üst noktaya taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz." Kacır, Saha İstanbul ile BAE'nin en büyük savunma ve havacılık grubu EDGE arasındaki işbirliğini stratejik gördüklerini bildirerek, EDGE'nin, dünyanın önde gelen ileri teknoloji ve savunma gruplarından biri konumuna eriştiğini de dile getirdi. "Ülkeler arasındaki işbirliği, coğrafyanın huzuruna katkılar sunacak" Etkinlik kapsamında imzalanan mutabakat zabıtlarına ve gerçekleştirilen iş görüşmelerine işaret eden Kacır, "Bölgesinde güç unsuru, dünyada söz sahibi bir Türkiye ile Ortadoğu'nun dünyaya açılan kapılarından BAE arasındaki işbirliğinin, coğrafyamızın refahı ve huzuru adına büyük katkılar sunacağına inanıyorum. Temmuzda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde BAE'ye bir ziyaret gerçekleştirdik. Ülkelerimiz arasında savunma sanayinden dijital dönüşüme, ortak fırlatma araçları kabiliyetlerinin gelişmesinden, enerjiye kadar önemli anlaşmalar imzalandı. Yaklaşık 51 milyar dolar değerindeki 13 yeni işbirliği anlaşması, gayretlerimizin sonuç vermesi açısından güzel bir örnektir." ifadelerini kullandı. İnsansız sistemlerde, kuantum teknolojilerinde, elektronik harp kabiliyetlerinde ve yapay zeka projelerinde işbirliği yapılması gerektiğini vurgulayan Kacır, sözlerini şöyle tamamladı: "Uzun vadeli projelerde, sadece iki ülkenin değil, diğer dost ülkelerin de dahil olacağı işbirliklerini inşa edelim. Savunma sanayine en fazla yatırım yapan ülkelerin geliştirdikleri en ileri sistemlerin, çok uluslu işbirlikleriyle ortaya çıktığını, yine kritik teknolojilerin pek çoğunda değer zincirinde birden fazla ülkenin rol üstlendiğini unutmayalım. Yapacağınız yatırımları ve AR-GE çalışmalarını, başlatacağınız inisiyatifleri Bakanlık olarak en güçlü şekilde destekleyeceğimizi bilmenizi isterim. Katma değerli yatırımları hızlandırmak adına, yatırım yeri tahsisinden insan kaynağı desteklerine, altyapıdan finansman imkanlarına kadar gerekli enstrümanları yatırımcılar için harekete geçirmeye devam edeceğiz." "İşbirlikleri ve anlaşmalar ilişkilerimizin geleceği için önemli" Milli Savunma Bakan Yardımcısı Celal Sami Tüfekci de Türkiye'nin kendi alanında çığır açan İHA ve SİHA'larının dünyada kendini ispatladığını söyledi. Bu başarının tesadüf olmadığının diğer alanlarda geliştirilen ve geliştirilmeye devam edilen sistemlerle de görüldüğünü aktaran Tüfekci, "Türkiye olarak BAE ve Körfez Bölgesi'ndeki diğer kardeşlerimizin güvenlik ve istikrarını, ülkemizin güvenlik ve istikrarı olarak görüyoruz. Orta ve uzun vadeli işbirliğini derinleştirmenin kritik öneme haiz olduğuna inanıyoruz. Gerçekleştirilen işbirlikleri ve anlaşmaları, ikili ilişkilerimizin geleceği için önemli buluyorum." dedi. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank da Türkiye ile BAE'nin, ekonominin tüm alanlarında verimli ortaklıklarla bağlı iki devlet olduğunu dile getirdi. Türkiye ile BAE arasındaki Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın yürürlüğe girdiğini anımsatan Varank, "Bu anlaşma, ikili ticaretimizin ve karşılıklı yatırımların en yüksek seviyeye çıkması için güçlü bir enstrüman olacak. Savunma sanayi dünyasını bir araya getiren bu buluşma da farklı yatırım fırsatlarının değerlendirilmesine aracılık edecek." diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Yeni Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır kimdir?

Bakan Kacır açıkladı: Deprem bölgesi için 479 teşvik belgesi Haber

Bakan Kacır açıkladı: Deprem bölgesi için 479 teşvik belgesi

Kacır, depremden sonra KOBİ'lerin hızla işletme faaliyetlerini sürdürmesinin en önemli öncelikleri olduğunu söyledi. Dünya Bankasından 450 milyon dolarlık bir kaynağı deprem bölgesindeki KOBİ'lere yönlendirmek üzere temin ettiklerine dikkati çeken Kacır, şunları kaydetti: "Bu ay içerisinde başvuruları almaya başlayacağız ve çok büyük bir hızla 120 bin lira mikro ölçekteki işletmeler, yani tek kişilik işletmelerden başlayarak 120 bin lirayla, 500 bin lira arasındaki bir kaynağı bölgedeki KOBİ'lerimize sunmuş olacağız. Burada da yine iki yılı geri ödemesiz ve faizsiz şekilde toplam 36 ay vade içerisinde geri ödeyecekleri, dolayısıyla hibeye benzer bir borçlanma diyebileceğimiz bir kaynağı bölgedeki KOBİ'lerimize sağlayacağız." "479 teşvik belgesi düzenledik" Küçük sanayi sitelerinde hasar görmüş işletmelerin olduğu yapıları ada bazlı olarak dönüştürmeye başladıklarını anlatan Kacır, "Antakya Merkez Sanayi Sitesinde ada bazlı dönüşüm faaliyetlerini inşallah bu ay sonu itibarıyla ilk ihaleyi gerçekleştirerek başlatmış olacağız." dedi. Bakan Kacır, özel sektörün bölgeye yönelik yatırım iştahını artıracak bir uygulamayı hayata geçirdiklerini ifade ederek şöyle konuştu: "Cazibe merkezleri programı kapsamında bu bölgedeki hem yeni yatırımlara hem de hasar görmüş yatırımların yerine konulmasına dönük yatırımlara 12 yıla varan sigorta primi teşviklerini kapsayan, yine toplam yatırım tutarının yüzde 10'u kadar faiz ya da kar payı desteği, 30 milyon liraya kadar faiz ya da kar payı desteği sunduğumuz cazip yatırım teşvik paketleri hazırladık. Bu sayede hemen deprem sonrasında bu uygulamayı başlatmamızla birlikte bugüne dek 479 teşvik belgesi düzenledik. Bu teşvik belgelerinde öngörülen toplam yatırım tutarı 61 milyar lira, öngörülen istihdam 25 bin 373 kişi." Bölgenin kadın ve genç istihdamına odaklı yenilikçi projelerini desteklemeye başladıklarının altını çizen Kacır, bugüne dek 47 projeye 740 milyon liralık destek sağlamaya dönük imzaları attıklarını aktardı. Körfez ülkeleriyle işbirlikleri Körfez ziyaretleri kapsamında önemli işbirliklerine imza atıldığına işaret eden Kacır, "Hem Suudi Arabistan'da hem Katar'da evvelden bu yana devam eden ilişkiler ve yeni dönemde Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) de hızlanacak ilişkiler Türkiye'nin savunma sanayiine de güç katacak. Suudi Arabistan'da Türkiye tarihinin en büyük ihracat sözleşmesi imzalanmış oldu. Bütün bu başarı hikayesi aslında Türkiye'de çarpan etkisi oluşturacak bir yüksek teknoloji devriminin de işaret fişeği diye ben değerlendiriyorum." diye konuştu. Sadece Körfez pazarına değil, pek çok farklı pazara yönelik savunma sanayiinde bu gayretlerin devam ettiğini vurgulayan Kacır, "Türkiye, Afrika ülkelerine yönelik savunma sanayi ihracatını ve işbirliğini geçtiğimiz 3-4 yıl içerisinde çok artırdı, burada devam edeceğiz yolculuğumuza. Asya pazarlarında, Güneydoğu Asya pazarlarında sürdürülen ilişkiler var. İnşallah bunlar önümüzdeki dönemde sonuç vermeye başlayacak." değerlendirmesinde bulundu. Bakan Kacır, Körfez ziyaretinde BAE ile imzaladıkları mutabakat zaptına da değinerek, "Uzaya erişim konusunda üçüncü bir ülkede kurulabilecek uluslararası fırlatma istasyonu da dahil olmak üzere potansiyel işbirliklerini çalışacağız." ifadesini kullandı. ''Togg, küresel rekabet yolculuğuna devam edecek'' Öte yandan Bakan Kacır, Togg'a ilişkin şunları kaydetti: "SUV olarak bildiğiniz model bir süre devam edecek. Tabii markanın nihayetinde tasarım yöneticileri var, makul sürelerle bu modelleri tüm markalar gibi Togg da güncelleyecektir. Ama sedan modeli de çok merak ediliyor ve bekleniyor, zannediyorum önümüzdeki yılın sonuna doğru tanıtılmaya başlanacak. Sedan modeli ve sonrasında da sanırım 2025'in ilk çeyreğinde de pazara sunulma noktasına gelmiş olacak. Tabii ki tek bir yüzle, tek bir modelle değil diğer markalar gibi farklı segmentlere hitap eden modellerle Togg, küresel rekabet yolculuğuna devam edecek." AA

Bakan Kacır: Gelecekte Togg büyüklüğünde işler hedefliyoruz Haber

Bakan Kacır: Gelecekte Togg büyüklüğünde işler hedefliyoruz

Kacır, Bakanlıkta, basın mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Türkiye'nin çip endüstrisinde hem üretim hem insan kaynağı anlamında tecrübeli bir ülke olduğunun altını çizen Kacır, bu sayede şimdi Katar'ın teklifiyle yeni bir adım atarak 65 nanometre çipleri Türkiye'de üretmeye başlayacaklarını ve yatırımın 60 milyon doları geçeceğini öngördüklerini bildirdi. Kacır, bu endüstride milyar doların üzerinde yatırım gerçekleşmesi gerektiğine işaret ederek, mayıs ayında çıktıkları "Entegre Devre Tasarımı Çağrısı"na beklenenin üzerinde talep gelmesi nedeniyle, başvuru süresini eylül sonuna kadar uzatma kararı aldıklarını açıkladı. Tasarım kabiliyeti gelişmeden Türkiye'nin bu alanda katma değer sağlayamayacağını vurgulayan Kacır, "Bu kabiliyetin çok ilerlemesini ve Türk markalarının sayısını artırmayı istiyoruz. Kendi insan kaynağımızı Türkiye'de katma değer üretmeye motive etmeliyiz." diye konuştu. Bakan Kacır, verimlilik insan kaynağıyla elde edildiğine, bu anlamda Türkiye'nin pek çok ülkenin önünde olduğuna dikkati çekerek, ülkedeki mevcut global markalarla yeni yatırım için çalıştıklarını ve yakında bu kararların duyurulacağını aktardı. Girişim bankacılığı yolda Bakan Kacır, KOSGEB tarafında bir KOBİ girişim ve yatırım bankası kuracakları bilgisini vererek, finansal enstrümanları hem daha yaygın ve erişilebilir kılacaklarını hem de çeşitlendireceklerini söyledi. En önemli uygulamalarının yatırım teşvikleri ve millileşme politikaları olduğunu ifade eden Kacır, şöyle devam etti: "Büyük ölçekli teşvik verdiğimiz Türkiye'nin önemli girişimlerine, yatırımlarına bir yol haritası hazırlayacağız ve onlarla birlikte o yol haritasını gerçekleştirmek için çaba göstereceğiz. Yol haritasının en önemli unsuru Ar-Ge, teknoloji ve nitelikli insan geliştirme faaliyetleri olacak. Yatırım teşvikleriyle Türkiye'nin milli teknoloji hamlesinin bir arada uygulanmasını çok önemli görüyorum. Sanayi ve teknoloji arasında bir önceliğim olmaz. Ama teknoloji asla ikinci planda kalmaz. Sanayi hamlesi programı Bakanlığın yine ana uygulamalarının başında gelecek." Togg büyüklüğünde 12 iş hedefi Uzay teknolojileri, enerji sektörü yatırımları, off shore, batarya, 5G, uçan akıllı mobilite, akıllı tıbbi cihazlar, teknolojik gıda ve fintech gibi sektörlerin Türkiye için potansiyel fırsat alanları olduğunu vurgulayan Kacır, şu bilgileri paylaştı: "Gelecek dönemde her biri Togg büyüklüğünde en az 12 iş hedefliyoruz. Bunun birinin uzay alanında olmasını istiyoruz. Mikro uyduların Türkiye için yeni bir pencere açtığını gözlemliyoruz ve bir milli uydu inisiyatifini Türkiye'ye kazandıracağız. Uluslararası Uzay İstasyonu'na paydaş olacağımız günler de gelecek. Biz nasıl kritik platformlarını kendi geliştirebilen bir ülke olduysak, uzay sistemlerinde de bu milli uydu inisiyatifiyle çok başarılı olacağız. Bunu da Türk gençleri, Türk girişimcileri yapacak. Tabii uluslararası işbirlikleri olabilir ama milli inisiyatiflerimizi önceliklendirmek ana yaklaşımımız olacak." "NATO Zirvesi'nde en dikkat çeken lider Erdoğan'dı" NATO Zirvesi'nde en dikkat çeken ülkenin Türkiye, liderin ise Erdoğan olduğunu anlatan Kacır, Türkiye'nin, kendi milli menfaatleri doğrultusunda tam bağımsızlık ilkesiyle bütünleşik şekilde uluslararası platformlarda adımlarını attığını söyledi. Kacır, bir "NATO İnovasyon Fonu" kurulduğunu ve Bakanlık olarak bunun kurucuları arasında yer aldıklarını belirterek, "Bu fon savunma teknolojilerinde ve sivil alanlarda kullanılabilecek proje ve fikirlere yatırım yapmak üzere oluşturuluyor. 1 milyar avroluk bir yatırım hedefi var, biz bu fona yaklaşık 46 milyon avro katkı sağlayacağız. Bu fon bizim savunma sanayimiz için de yeni bir pencere olacak. Fon aracılığıyla Türk start-up'ları NATO ülkelerinin tedarikçisi konumuna gelecekler." değerlendirmesini yaptı. Milli Teknoloji Staj Programı 2024'te başlıyor TEKNOFEST'leri "Türkiye yüzyılına vurulan bir mühür" şeklinde tanımlayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her TEKNOFEST'e katıldığını dile getiren Kacır, bunun Türkiye'nin aydınlık yarınlarına sahip çıkmanın göstergesi olduğunu söyledi. Kacır, 81 ilde 100 dene-yap atölyesi kurduklarını hatırlatarak, şimdi hedeflerinin 81 ilde 100 TEKNOFEST atölyesi açmak olduğunu dile getirdi. "Aranan insan kaynağı" konusunda yaptıkları çalışmaları da aktaran Kacır, "Milli Teknoloji Staj Programı'nı 2024'te başlatacağız. Bu staj meselesi gençler için çok önemli. Lise ve üniversite seviyesindeki gençlere milli teknoloji hamlesinin öncü kurumlarında teknoloji stajı yaptıracağız." diye konuştu. Yatırımlara yönelik finansmanlar Sanayicilerin krediye erişimiyle ilgili gelecek dönemde iyileşme öngördüklerini vurgulayan Kacır, "Ekonominin tüm paydaşları Türkiye'nin yatırım, üretim, istihdam, ihracat vizyonunda mutabıkız. Para politikasında hangi adımlar atılacak olursa olsun, Türkiye'de yatırımlara yönelik finansman koşullarını yatırımcı dostu kılmak adına hep birlikte çaba göstereceğiz, Merkez Bankamız da buna dahildir." değerlendirmesini yaptı. Bakan Kacır, AB'nin de gelecek dönemde Türkiye'ye daha adil yaklaşacağı temennisinde bulunarak, Türkiye'nin, Avrupa için bir fırsat olduğunu dile getirdi. Güçlü Türkiye'nin, Avrupa'yı da güçlü kılacağının altını çizen Kacır, şöyle devam etti: "Önümüzdeki dönemde Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusunda da önemli adımlar atılır. Biz dijital teknolojileri hizmet sektörünü kapsayacak şekilde Gümrük Birliği revizyonunun çok önemli olacağını değerlendiriyoruz. AB ülkelerinden de bu konuda olumlu bir yaklaşım bekliyoruz. Son 20 yılda Avrupa'dan yüksek teknoloji şirketleri çokça doğmuyor. Avrupa'nın sanayi strateji dokümanlarına baktığınızda Almanya başta olmak üzere buna yönelik adımlar atmayı istediğini görürsünüz. Onlara bu yüksek teknoloji alanlarında işbirliğiyle değer katacak en güçlü paydaş, en güçlü partner Türkiye'dir." "Büyük uluslararası yatırımların müjdesini vermeye hazırlanıyoruz" Bakan Kacır, Bakanlıkta iki yeni destek programını ilan edeceklerini duyurarak, şunları kaydetti: "Dijital dönüşüm yatırımlarına daha güçlü destekler vereceğiz. Sanayileşme İcra Komitesini aktif hale getireceğiz. Dünya ölçeğinde rekabet edebilecek bir milli hızlı tren markası ortaya çıkarabiliriz. Araç üstü sinyalizasyonda ASELSAN'ın, hat sinyalizasyonunda TÜBİTAK'ın kabiliyetlerini markalaştırmamız lazım. Bunları özel sektörle, teknoloji girişimcileriyle yapacağız. Girişimcinin önündeki engelleri kaldıracağız. Kamu alımlarıyla bu işlerin hızlanmasına öncülük edeceğiz. Türkiye yüzyılına sanayi ve teknoloji alanında gerçekten büyük adımlarla giriyor. Bulut teknolojileri ve veri merkezi alanında büyük uluslararası yatırımların müjdesini vermeye hazırlanıyoruz. Önümüzdeki dönemde Türkiye'nin global yatırımlara da ev sahipliği yaptığına şahitlik edeceğiz." "Hem milli hem global markalarıyla Türkiye bu sektörü büyütür" Otomotiv sektörüne ilişkin soruları da yanıtlayan Kacır, ikinci el piyasasıyla ilgili alınan tedbirler ve çalışmaların sektörde fiyat yükseliş beklentisini ortadan kaldırmak ve bir fiyat istikrarının oluşmasına imkan sağlamak için yürütüldüğünü vurgulayarak, "Bunu yaptığımızda aslında bu biraz olağanın üzerinde görülen ithalat düzeylerinin de normalleşeceğini ümit ediyoruz." dedi. Kacır, ticari araç sınıfında Türkiye'nin üretimde Avrupa'nın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Buna mukabil binek otomobillerdeyse ithalat yapıyoruz, içeride üretilenler de var ama Türk insanının tercih ettiği otomobillerin bir kısmı binek otomobillerin bir kısmı da ithal ediliyor. Dolayısıyla, halihazırda içerideki üretim kapasitesini artırıyor olsak da tümüyle binek otomobil talebine cevap verecek tip ve markaların üretimi yeterli düzeyde değil. Ama bütün markalarla yürüttüğümüz, yani şu anda neredeyse tüm otomobil markalarıyla biz masadayız. Yeni dönemde özellikle yeni nesil araçlara ilişkin, hibrit araçlara ilişkin, elektrikli araçlara ilişkin yeni yatırımları hızlandırma çabası içindeyiz. İnşallah o yatırımlar gerçekleştikçe hem ihracat kapasitesi artacak hem de iç pazarda tercih edilen marka ve modellerin yerli üretimi de daha ileri bir düzeye taşınmış olacak. Elektrikli araç deyince hep Togg'u konuştuk ama Ford’un da bir elektrikli araç yatırımı var ve ona da ciddi bir devlet teşviki geçtiğimiz yıl sunduk, o da inşallah önümüzdeki dönem de gerçekleşecek. Bizim daha önce biliyorsunuz Manisa’da Volkswagen konusu vardı, Volkswagen yanlış yaptı, bunu da söyleyelim buradan, büyük bir fırsatı ertelemiş oldu, umarım yeniden o yanlışlarını da tespit ederler. Yani yanlış olan kısım şudur, her marka kendine özgü bir değerlendirme yapabilir ama bizim bütün markalardan her zaman beklentimiz, biz Türkiye’de üretimi, katma değeri konuşmalıyız. Global markaların siyasi mülahazalarla hareket etmesi yanlıştır. Ben kendilerinin de böyle değerlendirdiğini tahmin ediyorum. Türkiye kaybetmez, Türkiye yoluna devam eder, ediyor. Hem milli markalarıyla hem global markalarıyla Türkiye bu sektörü büyütür." "Togg, Türkiye'nin yeni nesil endüstri politikasının en somut örneği" Kamunun araç ihtiyacıyla ilgili yaptıkları çalışma kapsamında, ihtiyacın bir bölümünün yerli ve milli marka yeni nesil, çevreci, sıfır emisyonlu, elektrikli otomobil Togg'la karşılanmasını planladıklarını, kamuya 30 bin araçlık alım garantisi verdiklerini belirten Kacır, "Bir yönüyle çok büyük bir destek alım garantisi ama bir yandan da halen özel sektör yatırımcısının başarı zorunluluğunun kendi üzerinde kaldığı bir model çünkü nihayetinde bu dönemde, yani bizim kamu olarak 30 bin araç alacağımız bu dönemde 2032'ye kadar Togg 1 milyon araç üretecek. Yani aslında üreteceği araçların yüzde 97'sini piyasaya satacak, yüzde 3'ünü biz kamu olarak almış olacağız. Tabii o 30 bin araçlık alım garantisi, Togg'un finansman imkanlarına çok ciddi katkı sundu." diye konuştu. Kacır, Togg'un Türkiye'nin yeni nesil endüstri politikasının en somut örneği olduğunu dile getirerek Togg'un yıldan yıla satış hacimlerinin katlanarak artacağını, bu hacmin 4-5 yılda 175 bine erişmesini öngördüklerini anlattı. Söz konusu 175 bin satışın tamamının iç pazar olmayacağına değinen Kacır, "Özellikle Avrupa, Togg'un ihracat hedefi taşıdığı bir pazar. Dolayısıyla 175 binin bir kısmı ihracata yönelik olsa da önemli bir kısmı yine iç pazarı besliyor olacak. Bu açıdan bakınca biz, şarj istasyonu ve soket sayılarının iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu. Kacır, Togg'un bugüne kadar 800'den fazla aracı yollara çıkardığını, bunun bir kısmının da kamuya teslim edildiğini hatırlattı. "3 ülkeye de Togg hediye edilecek" Bakan Kacır, daha önce Türkmenistan, Özbekistan ve Azerbaycan'a Togg hediye edildiğini anımsatarak Türkiye'nin ikili ilişkilerinin kuvvetli olduğu dost ülkelerle, yerli otomobili tanıştırmayı sürdüreceklerini bildirdi. Kacır, "Hediyeleri önümüzdeki hafta götüreceğiz ama malum Körfez gezisi 3 ülke... 3 ülkeye yani Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Katar'a Togg hediye edilmiş olacak. Tabii Türk Devletleri Teşkilatı'ndaki diğer üye ülkeler Togg'u hediye edeceğimiz adresler olacak." dedi. "Togg 10 yıl içerisinde sürücüsüz otomobiller haline gelecek" Togg'un batarya teknolojileri ve otonom sürüşte güçlü olması gerektiğine de dikkati çeken Kacır, 10 yıl içerisinde bu araçların sürücüsüz otomobiller haline geleceğini ifade etti. Bu araçların özellikle şehirlerarası yollarda, aynı zamanda şehir içinde düşük hızlarda büyük ölçüde otonom olarak kullanılacağını öngördüklerini aktaran Kacır, "Bu iki işi (batarya teknolojileri ve otonom sürüş) gerçekleştirmek de kolay değil, daha yapacak çok işimiz var, dolayısıyla daha fazla destek vermemiz lazım, bu işin daha fazla önünü açmamız lazım." açıklamasında bulundu. Mehmet Fatih Kacır, elektrikli araçlardaki rekabetin, bataryada rekabete dönüştüğünü dile getirerek "Biz bunu çok yakından izliyoruz ve buna yönelik de yatırımları hızlandırmaya gayret ediyoruz. Dolayısıyla bu batarya işini başarabildiğimiz ölçüde Togg'u başarılı kılacağız." şeklinde konuştu. Türkiye'nin otonom sürüşte ise iddialı olduğunu vurgulayan Kacır şu değerlendirmede bulundu: "İHA'larda çok başarılıyız. Yani Türkiye, insansız hava araçlarında dünyada 1 numara oldu ve oradaki bilgi-birikim çok insanın yetişmesine vesile oluyor. Özellikle savunma sanayindeki bu insan kaynağı, sivil alanlara transfer oluyor. Togg'un Ankara'da bir araştırma merkezi var, şimdi orada da 200'e yakın çok nitelikli mühendis çalışıyor ve bunların tamamına yakını savunma sanayi kökenli... Hiç tökezlemeden, hiç çekişme içine girmeden bir milli proje olarak bu işe sahip çıkalım ve bu hedefleri de gerçekleştirerek Togg'u bir dünya markası kılalım. Sadece iç pazarda birkaç yüz bin araçla bir global marka doğması mümkün değil, dolayısıyla bir global marka olmak zorundayız." "Hızlı şarj istasyonları bu yıl sonu itibarıyla 81 ilin tamamında yaygınlaşacak" Elektrikli araçların şarj istasyonlarıyla birlikte yaygınlaşabileceğine dikkati çeken Kacır, bu kapsamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile de çok yoğun çalıştıklarını anlatarak şunları kaydetti: "Şarj istasyonlarının tüm yasal düzenlemesini, mevzuatını beraber yürüttük. Hem yaygınlaşmasını hem de piyasanın regülasyonunu sağlayacak bir düzenleme çerçevesi oluşturduk. Türkiye'deki şarj istasyonu ekosisteminin mevzuat çerçevesi, dünyada en ileri düzeydedir. Yani bugün, Amerika Birleşik Devletleri'nde halen şarj istasyonu soketlerinin ortaklaştırılması tartışılıyor. Biz bütün dünyanın tecrübesini çok yakından inceledik, yani Norveç'in, Almanya'nın, ABD'nin, hatta Çin'in bu sektörü nasıl kurduğunu, hem bizim Bakanlıktaki ekibimiz hem EPDK ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığındaki arkadaşlar detaylı incelediler ve çok yeni nesil bir mevzuat çerçevesi oluşturuldu. Bu sayede şarj istasyonları çok hızlı artıyor." Bakanlık olarak hızlı şarj istasyonlarına ilişkin bir destek programı başlattıklarını da vurgulayan Kacır 81 ilin tamamında bu istasyonların kurulmasını hedeflediklerini söyledi. Bakan Kacır, bugüne dek 1662 soket ve 1000'e yakın istasyonun neredeyse tüm illere kurulduğunu, hızlı şarj istasyonlarının bu yıl sonu itibarıyla 81 ilin tamamında yaygınlaşmış olacağını vurguladı. Program tamamlandığında 1571 istasyon kurulacağını işaret eden Kacır, "Öncelikli olarak tespit ettiğimiz tüm ilçeler ve tüm şehirler arası yollarda bu şarj istasyonları kurulmuş olacak." dedi. "Otomotiv sanayi 30 milyar dolara yakın ihracat yapıyor" Kacır, Türkiye'nin 2 milyona yakın otomobil üretim hacmine sahip bir ülke olduğuna dikkati çekerek Türkiye'de, 200'e yakın doğrudan orijinal ekipman üreticilerine (OEM), ana markalara tedarik yapan firma bulunduğunu belirtti. Otomotiv sanayinin 30 milyar dolara yakın ihracat yaptığına değinen Kacır şöyle konuştu: "Sektör toplamda 250 bine yakın istihdam sağlıyor. Bütün bunlar, dev bir ekosistemi bugüne kadar inşa ettiğimiz anlamına geliyor. Şimdi böylesine bir dönüşüm, değişim var. Biz bu dönüşüme ayak uyduramazsak, yan sanayimizi, tedarik sanayimizi dönüştüremezsek bu sektörü de elimizden kaybederiz. Bu dönüşüme ayak uydurmanın en iyi, en kuvvetli unsuru bu dönüşümden bir marka doğurmak, o markanın etrafında bu ekosistemi geliştirmek, değiştirmek. Mevcut tedarik sanayimizi elektrikli araçların ihtiyaç duyduğu ürünlere yönelik geliştirmek. Bütün bu ilişkileri kurabilmek adına fikri mülkiyeti bize ait olan bir markanın bulunması çok değerli." AA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.