TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Özel okul

Özel okul haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Özel okul haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Özel okul öğretmenlerine  zam yansımadı Haber

Özel okul öğretmenlerine zam yansımadı

Türkiye’de eğitim eşitsizliğinin yaşanması gün geçtikçe artış göstermekte. Kaliteli eğitim alınabilmesi için her öğrenciye eşit haklar tanınmalı. Özel okullardaki fiyat artışları da bu durumun bir göstergesi haline geldi. Artan okul fiyatları da aileleri zor duruma soktu. Bu sebeple ebeveynler çocuklarını ya devlet okullarına göndermek durumunda kalıyor ya da anne işinden fedakârlık yapıp çocuğu ile ilgilenmeye çalışıyor. Özel eğitim kurumlarında yaşanan başka bir sorun ise öğretmenlerin haklarını tam anlamıyla alamaması. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Rabia Aktaş, gazetemize yaşanan sorunları dile getirmek için konuştu. ZAMLAR ÖĞRETMEN MAAŞINA YANSITILMADI Özel okulların fiyat artışı hakkında konuşan Aktaş, “Her yıl artan okul fiyatları ve değer kaybeden ücretler arasında sıkışıp kalan özel sektör öğretmenleri, emeğinin ve ürettiği değerin karşılığını alamadan çalışmak zorunda bırakılıyor. Pandemi sonrası yüksek enflasyonu sebep göstererek artırılan özel okul ücretleri Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 53. maddesine göre Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından sınırlandırılmıştı. Bakanlık 2022 yılının başında özel okullarda ücret artış oranının yüzde 36 ile sınırlandırıldı ve 2022-2023 eğitim öğretim ücretleri buna göre belirlendi. MEB, 2023-2024 eğitim öğretim yılı için yüzde 65’lik bir tavan ücret sınırlaması getirdi. Gelinen aşamada uygulama eski halini aldı ve ‘artış oranı bakanlıkça belirlenir’ ifadesi kaldırıldı. Özel okullardaki öğrenci kayıt ücretlerinde yüzde yüze varan artışlar yaşandı. Zamlar özel okulların gider kalemlerinden olan kıyafet, servis, kitap ve yemek ücretlerine de benzeri oranlarda yansıdı. Belirlenen zamlar öğretmen maaşlarına yansıtılmadı. Tüm bu sürecin sonucunda, çektikleri kredilerle zamlı okul maliyetlerini karşılamaya çalışan aileler ile aldığı maaş kirasına dahi yetmeyen eğitim emekçileri arasına, sürekli zenginleşen özel okul patronlarının düzeni yerleşti. Eğitimin iki yakasından da beslenen ama eğitime katkısı olmayan bir düzen” diye konuştu. YÜKSEK GELİRLİ KİTLEDEN OLUŞMUYOR Yaşanan ekonomik şartlar sebebi ile velilerin çocuklarını özel okullardan alıp devlet okullarına göndermek durumunda kaldığını belirten Aktaş, “Çocuklarını özel okula göndermeyi tercih eden aileler, her zaman düşünüldüğü gibi yüksek gelirli bir kitleden oluşmuyor. Beyaz yakalı olarak tarif edilen bir çoğunluk da çalışma saatleri gereği özel okulları tercih etmek zorunda kalıyor. Okuldan kayıt aldırarak devlet okullarını tercih eden ailelerle yaptığımız görüşmelerde, özel okullara yansıyan zamlarla birlikte eşlerden birinin çocuğun okul saatleri sebebiyle mevcut işini bıraktığı pek çok örnek görebiliyoruz. Bu aşamada mevcut yükün çoğunluğunu kadının üstlendiğini de tahmin etmek zor değil” ifadelerini kullandı. GEREKLİ ŞARTLAR SAĞLANMALI Devlet okullarına kıyasla özel okullardaki eğitimin kaliteli olup olmamasını değerlendiren Aktaş, şöyle konuştu: “Eğitimin kaliteli olması eğitim için gerekli şartların sağlanmasıyla ilgili. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ve teknolojik imkanlar gibi pek çok değişken var. Bu açıdan bakıldığında özel okullardaki öğrenciler, daha kaliteli olanaklara sahip gibi gözükebilir. Fakat maalesef öğrencilerin ve velilerin müşterileştirildiği, eğitimin ticarileştiği noktada satın alınmış başarı garantisi ile ağır sömürü koşullarındaki eğitimciler; özel okullardaki eğitimin kaliteli olmadığının en büyük kanıtıdır. Bu kurumlarda öğretmenlerin tüm çabasına rağmen kaliteli değil paralı hatta daha pahalı eğitim vardır.” ÖZEL SEKTÖRE MECBUR KALIYORLAR Özel eğitim kurumlarındaki öğretmenlerin haklarının tam anlamıyla gözetilmediğinden yakınan Aktaş, “Özel okullar dediğimizde düzenlenmiş ve kurallı çalışan bir sistemden bahsetmiyoruz. Öğretmenlerin örgütlülük dayanışma düzeyinden kurum patronlarının geçmişine ve velilerin bilinç düzeyine kadar çok farklı değişkenlerle şekillenen farklı farklı kurumlardan söz ediyoruz. Bazı kurumlarda diğerlerine göre daha yüksek ve düzenli maaşlar mevcutken bazılarında onlardan bile düşük ve ödeme düzeni olmayan maaşlar olabiliyor. Ama istisnasız hepsinde öğretmenler haklarını alamıyor, özlük haklarına sahip olmadan zor şartlarda çalıştırılıyor. Türkiye’de özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin maaşı büyük oranda ya asgari ücret ya da asgari ücretin biraz üzerinde seyrediyor. Öğretmenler ortalama 12-18 bin lira maaşla, 1 yıllık süreli sözleşmelerle ve yoğun mobbing altında çalışmak zorunda kalıyor. Ayrıca 2014 yılında başlayan özel teşvik, destek ve vergi indirimleriyle özel okulların sayısı arttı. Bazı bölgelerde dershanelerin çoğunluğu, fiziki koşulları okula uymadığı halde özel okullara dönüştürüldü. Teşvikin 2018 yılı itibarıyla kaldırılması, uzun süren pandemi dönemi, ortaya çıkan ekonomik krizler pek çok küçük veya orta ölçekli özel öğretim kurumunun kapanmasına yol açtı. Yıllardır sektöre kontrolsüzce öğretmen yetiştiren fakülteler, kapanan okullarda istihdam dışı kalan öğretmenler, adaletsiz ve liyakatsiz sınav ve yerleştirmeler sebebiyle açıkta kalan öğretmenler özel sektörde çalışmak zorunda bırakıldı. Hayat pahalılığı, geçinememe kaygısı, branşında bilgili ve yetenekli pek çok öğretmeni özel okullarda çalışmaya mecbur ediyor. Kurslarda ise süreç bu zorlukların yanında günlük 12 ders saati süren hafta sonu mesaileri ve 10 aylık, her yıl yenilenen sözleşmelerle mücadele ederek sürdürülmeye çalışılıyor. Süreli sözleşmeler, yeterliliği tartışılsa da her emekçinin güvencesi olan kıdem tazminatı hakkına ulaşımı engelliyor. Bununla beraber sendikal mücadele verdiği için işine son verilen öğretmenlerimiz var. Patronlar bir aradalığımızın gücünü hissettikleri her kazanımımızda geri atmak zorunda kalırken okullarda örgütlenme bilincini yok etmeye çalışıyorlar” dedi. TABAN MAAŞ İSTİYORUZ Taban maaş talebinde bulunduklarını ifade eden Aktaş, “Taban maaş, kamuda çalışan öğretmenin aldığı en düşük ücretin, özel sektör çalışanları için taban ücret olarak belirlenmesidir. Özel sektöre emek veren öğretmenler, MEB personelidir ve atamaları MEB’ten yapılır. Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanmasında ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na bağlıdırlar. Tüm bu süreçlerde yasalarca belirlenen ve işletilen eşitliğin, konu ücret ve özlük haklarına geldiğinde yok sayılması ne adildir ne de kabul edilebilirdir. Biz, kamu veya özel fark etmeksizin eşit derecede önemli ve değerli işlerde emek sarf ediyoruz ve doğal olarak hepimiz için insanca bir yaşamı mümkün kılacak eşit ücret ve hakları talep ediyoruz” şeklinde konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: BTÜ'lü 6 akademisyen dünyanın en iyileri arasına girdi

Özel okullar kan kaybediyor… Öğrenciler devlet okullarına geçiyor! Haber

Özel okullar kan kaybediyor… Öğrenciler devlet okullarına geçiyor!

Eğitim Sen İzmir 4 Nolu Şube Başkanı ve Özel Eğitim Uzmanı Şuğayip Vayiç, Sultan Gümüş Kaya ile Birinci Sayfa programına konuk oldu. Eğitimde yaşanan ekonomik ve nitelik krizini sadece devlet okullarının değil, özel okulların da yaşadığını kaydeden Vayiç, yeni eğitim-öğretim döneminde bile yüzde 50’inin üzerinde öğrencinin özel okullardan devlet okullarına geçiş yaptığını vurguladı. Öte yandan devlet okullarında gün geçtikçe derinleşen ‘eğitimden kopuş’ meselesine değinen Başkan Vayiç, 2012 yılında faaliyete geçen 4+4+4 ile birlikte kız çocuklarının feda edildiğini öne sürdü. OKULA DEVAM ORANLARI DÜŞTÜ  Özel sektördeki okullarda yüzde 140’lara varan fiyat artışları olduğunu belirten Başkan Vayiç, “Şunu vurgulamak gerekir ki sadece bu eğitim-öğretim dönemi içerisinde bile özel okullardan devlet okullarına geçiş yüzde 50’inin de üzerinde. O kadar vahim bir durum. Hatta bazı bölgelerde yüzde 70’e ulaşmış durumda. Özel okullardan devlet okullarına ciddi bir geçiş söz konusu. Bu örnek üzerinden nasıl bir ekonomik kriz yaşandığını görebilirsiniz” dedi.   Daha yoksul kesimlerde ise özelikle kız çocuklarının feda edildiğini belirten Vayiç, eğitimden kopuş meselesini gündeme getirerek “Bu yeni bir durum değil. Sistematik olarak hayata geçirilmiş, 2012 yılında uygulamaya konan 4+4+4 ile birlikte zaten planlanan bir süreçti. Amaç imam hatip okullarına öğrenci yönlendirmekti. Bundan en çok etkilenen kız çocukları oldu.  Okula devam oranları düştü. Kısmen de olsa amaçlarına ulaşabildiklerini görüyoruz” bilgisini paylaştı.   EĞİTİMİN BÜTÜN BİLEŞENLERİNİN YANINDAYIZ Başkan Vayiç son olarak “İyi ki Eğitim-Sen gibi bir sendika var. Gücü oranında hem velileri hem eğitim emekçilerini hem de öğrencileri korumaya, kollamaya çalışan, laik, bilimsel, demokratik eğitimi savunan, okullarda iş barışının bozulmaması için mücadele eden, dolayısıyla liyakatı savunan bir sendikadır. Hiçbir velimiz ve eğitim emekçisi kendisini yalnız hissetmesin. Her türlü talepleri kucaklar ve çözüm önerilerini üretiriz. Bu yüzden herhangi bir sorunda sendikamıza uğrasınlar, arasınlar. Sorun, talep ve önerileri dinlemeye hazırız. Velisiyle, öğrencisiyle eğitimin bütün bileşenlerinin yanındayız” çağrısında bulundu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-İzmir’de nerede hangi semt pazarları var? İzmir’deki semt pazarları

MEB'den özel okul ücretlerindeki "genel gider" kalemlerine takip Haber

MEB'den özel okul ücretlerindeki "genel gider" kalemlerine takip

Derlenen bilgilere göre, özel okulların ara sınıf ücretlerine gelecek eğitim öğretim döneminde yüzde 65 oranında zam sınırlaması getirildi. Ara sınıflara yapılacak ücret artışının yıl sonu Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranı dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenen oranı aşmayacak şekilde tespit edilmesi yönünde Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde de değişikliğe gidildi. MEB, özel okulların eğitim ücreti artışlarını ve öğrencilere verdikleri diğer hizmetlere ilişkin ücretleri, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği ve "Özel Okul Kayıt Sözleşmesi" gibi mevzuat hükümleri kapsamında denetliyor. Mevzuata göre, özel okullar, gelecek yıl için ara kademedeki öğrenciler için yüzde 65’lik zam oranını, Milli Eğitim Bakanlığının Bilişim Sistemleri (MEBBİS) programına "eğitim ücreti" olarak işlemek zorunda. Bu nedenle bu oranın üstündeki zammı sistem kabul etmiyor. Kayıt işlemleri başladı, şikayetler arttı Mevzuat hükümleri açık olmasına rağmen, bazı özel okulların Bakanlığın belirlediği çerçevenin dışına çıkarak özel okul ücretlerinin yanı sıra "genel gider" ya da "sosyal etkinlik" adı altında bazı kalemler için de velilerden ücret talep ettiği öğrenildi. Özel okulların gelecek eğitim öğretim yılı için ön kayıt ve kayıt işlemlerinin hızlandığı bu günlerde velilerin bu yöndeki şikayetlerinde de artış gözlendi. Milli Eğitim Bakanlığı, velilerin şikayetlerini değerlendirmeye aldı. İlgili mevzuatta, öğrenci kayıt sözleşmesinde yer almayan bir kalemin veliden istendiğinin tespit edilmesi halinde "kademeli ceza sistemi" tanımlanıyor. İlk değerlendirmede, şikayetler doğruysa, öncelikle özel öğretim kurumuna asgari ücretin 5 katı kadar idari para cezası uygulanması gündeme gelebiliyor. Aynı fiilin tekrarı halinde ise asgari ücretin 25 katı kadar idari para cezası kuruma tebliğ edilebiliyor. Mevzuat, aynı fiilin üçüncü kez işlenmesi halinde kuruma kapatma cezası verilebilmesini içeriyor. Bunun yanında öğrenci kayıt sözleşmesinde, "eğitim ücreti" dışında kalan "yemek, kahvaltı, takviye kursu, yatakhane, kitap, kırtasiye, servis ve etüt" adıyla 8 kalemde tanımlanan giderler "velinin isteğine bağlı" hizmet kalemleri olarak sıralanıyor. Bakanlık, velilerin "isteğe bağlı" bu hizmetlerin zorunlu olarak eğitim giderlerine dahil edilmesiyle ilgili şikayetlerini de değerlendiriyor. AA

Özel okulda kayıt bilmecesi Haber

Özel okulda kayıt bilmecesi

İzmir'de bir özel okul, iddiaya göre gelecek yıl için kayıt yaptırmak isteyen velilerden sözleşmede yer almayan ve velinin tercihine bırakılan yemek ücreti ve genel gider katkı payını zorunlu tuttu. İstenilen ücretin kanun dışı olduğunu belirten veliler hukuki yollara başvururken, "Yaklaşık 50 bin TL olan yıllık okul ücreti, yasal olmayan ilave ücretlerle 100 bin liraları buluyor, bu parayı ödemezsek kayıtların yenilenmeyeceği söyleniyor. Öğrencinin öğlen yemeği için yaklaşık 200 lira ücret isteniyor" diyerek duruma tepki gösterdi. İzmir'in Karşıyaka ilçesinde bulunan bir özel okul, iddiaya göre velilerden sözleşmede yer almayan ve velinin tercihine bırakılan yemek ücreti ve genel gider katkı payını zorunlu tuttu. Ocak ayı içerisinde okula giderek erken kayıt indiriminden faydalanmak isteyen veliler, belirlenen ücret karşısında şoke oldu. Milli Eğitim Bakanlığının azami yüzde 65 oranında zammı kabul ettiği eğitim ücretinin dışında yasal olmayan ilave ücretler çıkartıldığını ifade eden veliler, sözleşmede yer almayan ve velinin tercihine bırakılan yemek ücreti ve genel gider katkı payını ödemeyeceklerini söyledi. Okul yönetimi, bu kez de ücretin tamamı ödenmediği takdirde kaydın yenilenmeyeceğini iletti. Okul, sadece eğitim giderini okulun hesabına aktaran velilere ücretin eksik ödendiğini ifade ederek parayı geri gönderdi. Aynı zamanda avukat olan bir veli, bunun üzerine hukuki süreci başlattı. Mağdur veliler, geçen yıl 11 bin TL olan yemek ücretinin bu yıl 30 bin TL'ye çıkartıldığını, bir öğrencinin öğle yemeğinin yaklaşık 200 TL'ye denk geldiğini, ayrıca 10 bin TL'lik bir genel gider katkı payı ücretinin de istendiğini ifade etti. "İsteğe bağlı kalemler zorunlu tutuldu" Aynı zamanda veli olan Avukat Cengiz Serttaş, "Çocuğumuzun okul kaydını yenilemek için okula gittik. Okul yönetimi bize bir fiyat çıkarttı ancak bu fiyat geçen seneye göre oldukça yüksek bir bedeldi. Yemek bedelinin üzerine yüzde 300'e yakın bir zam uygulanmış, yine geçen sene sözleşmemizde olmayan genel gider katılım payı adı altında bir bedel eklemişlerdi. Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı yüzde 65'lik zammın dışında bir bedel ödemek istemediğimizi, fahiş zam yaptıkları bedellerin veliler için tercihe bağlı olduğunu belirttik. Bakanlığın açıkladığı yüzde 65'lik zammın dışında bedel almaları ve bunu zorunlu tutmaları yasal değil. Okul yetkilileri, sistemin buna izin vermediğini ve eğitim bedeli dışında yemek giderleri ile genel gider katılım payı bedellerini ödediğimiz takdirde kaydı yenileyeceklerini söyledi. Özellikle zincir okulların sistemleri tek bir merkeze bağlı olduğu için bu bedelleri ödemediğimiz zaman sistemin kayıt yenilemeye izin vermediğini belirttiler. Biz de sadece okulun eğitim bedelini okulun hesabına gönderdik ancak okulun merkezinden bu tutarın eksik olduğu ifade edilerek bir gün sonra parayı hesabımıza geri gönderdiler" dedi. Tevdii mahali tayini davası açtı Yaklaşık 300'e yakın veli ile bir araya geldiklerini ve okula dilekçe yolladıklarını kaydeden Serttaş, "Ocak ayında ödeme yapıldığı zaman özel okullar bir takım indirimler yapar. Biz bu indirimlerden yararlanmak için ocak ayında ödeme yapmıştık ancak para iade edilince geri gelen bedeller üzerinden Sulh Hukuk Mahkemesinde tespit davası açtım. Alacaklının temerrüdüne dayanarak karşı tarafın alacaklı olduğu halde kabul etmediğini belirtip ödeme yerinin mahkeme vasıtasıyla belirlenmesi talebinde bulundum. Ancak veliler benim gibi tevdii mahali tayini davası açmadan özel okulun istediği tüm bedeli ödeyebilir, kayıt yaptırdıktan sonra tüketici hakem heyetine başvurarak fazladan ödedikleri parayı iade talep edebilir. Oradan da olumsuz bir sonuç çıkarsa veliler, ara bulucuya giderek bu paranın iadesini talep edebilir ve daha sonra dava yoluna gidebilirler. Sebepsiz zenginleşme veya gabin davası açıp iade talep edebilirler" bilgisini verdi. "Eğitimcilerle para konuşmak istemiyoruz" Mağdur velilerden Aslı Nisanoğlu da yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı: "Evladımızın eğitimini üstlenen eğitimcilerle para konuşmak istemiyoruz ancak buna mecbur bırakılıyoruz. 'Bize bu kadar zam yapıyorsunuz, peki bunun karşılığında öğretmenlerinize zam yapıyor musunuz?' dediğimde cevap almadım. Biz bu fiyatları sırtlanacaksak bunun karşılığını hem kaliteli yemeklerle hem de kaliteli bir eğitimle almalıyız. Geçen sene isteğe bağlı kalemler arasında yer alan yemek ücreti, bu sene zorunlu tutulmuş. Sözleşmemizde de yemeğin isteğe bağlı olduğu yazıyor. Ancak isteğe bağlı olan kalemleri ödemediğimizde kaydı yenilemeyeceklerini söylüyorlar. Eğitim ücretini yüzde 65 zammı ekleyerek ödedik ama bize bu parayı geri gönderdiler. Ortada kanun dışı bir durum var. Sözleşmenin çok açık olduğunu, isteğe bağlı kalemleri ödemek zorunda olmadığımızı söylediğimizde sistemin buna izin vermediği cevabını aldık. Bize resmi bir belge de vermiyorlar. Bu konuşulanlar hep sözlü olarak belirtiliyor. Hiçbir okul velilere yazılı belge vermiyor. Veliler ve okullar savaş halinde. Veliler kanıt toplamaya çalışıyor, onlar bize kanıt vermemeye çalışıyor. Hakkımızı hukuki olarak aramak zorunda kaldık. Bizim rahatsız olduğumuz en önemli nokta kandırılıyor olmamız. Bizim itirazımız, bu sebepsiz zenginleşmeye." "200 liraya öğlen yemeği" Veli Murat Erbaş ise "Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl azami zam olarak yüzde 65'i kabul ediyor. Ancak okul yönetimi bizden eğitim bedeli olan bu yüzde 65'lik zam oranının dışında yemek harcamaları ve altını dolduramadıkları genel gider harcamalarının ücretini istiyor. Ortaya çıkan fiyat, bir önceki senenin çok üstünde bir fiyat oluyor. Sadece yüzde 65 zamlı eğitim bedelini ödeyip kaydımızı yenilemek istediğimiz zaman sadece eğitim bedeli ile kayıt yenilemeyeceklerini söylüyorlar. Yemek bedeli adı altında yüzde 300'e varan bir zam yapılıyor. Yemeğin dışında genel gider ücretini de ödememizi istiyorlar. Yönetmelikte de yemek ve genel gider ücretleri veli isteğine bağlıdır. Bunu belirttiğimiz zaman da kayıt yapamayacaklarını söyleyip bizi geri gönderiyorlar. Geçen sene 11 bin TL olan yemek bedeli, bu yıl 30 bin TL seviyesine yükselmiş. Yani bir öğrencinin yemek ücreti günlük 150-200 lirayı bulacak. Ortaokul öğrencisinin günde 200 lira civarında yemek yemeyeceği malum ama özel okullar veli isteğine bağlı olan bu ödemeyi velilere dayatıyor. Okula dilekçe verdik ve gelecek cevabı bekliyoruz. Süreci hukuken de takip ediyoruz. Ortada bir kanun var ve bu kanuna uymayan özel okullar var. Kanunun yaptırımı belli. Yargıya ilave bir yük olmadan bu meselenin çözümü Milli Bakanlığının inisiyatifinde olmalı diye düşünüyoruz" sözlerine yer verdi. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.